Irak'taki protesto grupları, seçim yarışına girmek için müzakerelere başladıklarında Kerbela şehrinde protesto hareketinin en önde gelen aktivistlerinden biri olan İhab el-Vezni’ye yönelik suikast gerçekleştirildi. Bu olay, halkın öfkesini uyandırırken protesto grupları, seçimleri boykot etmek amacıyla gözünü protesto meydanlarına çevirdi.
Suikasta kurban giden Vezni, aktivist Fehim el-Tai'nin yakın arkadaşıydı. Tai, 2019 yılının Aralık ayında bir gece, motosikletli silahlı bir adam tarafından kafasına ateş edilerek öldürüldü. Vezni de aynı şekilde 9 Mayıs günü şafak vakti suikasta kurban gitti.
Bu olayın ardından önümüzdeki Ekim ayında yapılması planlanan seçimler, en önde gelen protesto grupları tarafından boykot edildi. Öfke dolu açıklamalar, boykotun ‘sokakta’ olacağına işaret etti. Bu, Vezni suikastının ‘Tişrin (Ekim) güçlerinin’ seçimleri meşrulaştırmama kararı almaya ikna edeceğini söyleyen Haydar Said de dahil olmak üzere Iraklı araştırmacılar tarafından memnuniyetle karşılandı.
Öte yandan özellikle Başbakan Mustafa el-Kazimi’nin adaylıktan çekilmesi ve protesto gruplarının zor seçim denklemleri yüzünden yıpranmasını ardından iktidardaki etkili partilerin liderlerinin ofisleri tarafından aday gösterilenlere bakıldığında, seçimlerin zamanında yapılması konusunda daha ısrarcı hale gelen geleneksel siyasi aktörler görülüyor.
Görünüşe göre bir sonraki seçim, -eğer ertelenmezse- halkın isteklerini yerine getirecek geleneksel olmayan kapsamlı bir değişim yerine geleneksel güçlerin zaferiyle sonuçlanacak.
Irak Meclisi Başkan Yardımcısı Hasan el-Kaabi, birkaç Şii partinin yaklaşan seçimlerde Meclis dışında kalacağını, Mecliste kim kalırsa ‘selamlaşmaya geleceğini’ söyledi.
Bağdat'ın güneyinde yer alan Hille şehrindeki protestocular, 13 Mayıs’ta, suikastların durdurulması için protesto gösterileri düzenleme kararı aldılar. Ancak güvenlik güçleri, protestoculara müdahale etti. Protestocular güvenlik güçlerinden kaçmak için sokaklara dağıldılar. Şarku’l Avsat’a konuşan görgü tanıklarının ifadelerine göre Swat güçleri, protestocuların geçtiğimiz Ekim ayında meydanlardan çekilmesinden bu yana şehirde görülmeyen protestolara şiddet uygulayarak son vermeye kararlıydı.
Şarku’l Avsat’ın ulaştığı Hille’deki bir protestocunun ses kaydında Federal polisin ve Swat güçlerinin protestocuları sokaklardan evlerine kadar takip ettiği ve 35'ten fazla aktivisti gözaltına aldığı bildirildi. Görgü tanıklarından biri “Şehir halkı için korkunç bir geceydi” ifadelerini kullandı.
Kimliğinin açıklanmasını istemeyen Iraklı bir subay, “Silahlı gruplar, Kerbela şehri içinde el-Vezni suikastına duyulan öfkeyi bastırmaya karar verdiler. Bunun Bağdat ve güney şehirlerindeki daha büyük bir protesto hareketine dönüşmesi önlenmeli. Silahlı gruplar, aktivistlerle geniş bir cephe açmaya hazırlar, suikast listelerinin yine başladığını söyleyebiliriz” dedi.
Şarku’l Avsat’a konuşan aktivistler, orta ve güney Fırat bölgelerine korku atmosferinin tamamen hakim olduğunu ve boykot kararının daha fazla suikasttan kaçınma girişimini de içerdiğini söylediler. Ancak protesto hareketinin liderleri, protesto kararına paralel olarak seçimleri erteletme amaçlı çabaların da başladığını belirttiler.
Hareketin liderleri, seçimlerin güvensiz koşullarda yapılmasına karşı çıkıyor
Protesto hareketinin aktif olduğu Şii seçim bölgelerinde silahlı grupların artan gücüyle birlikte, hareketin liderleri, seçimlerin güvensiz koşullarda yapılmasına karşı çıkıyorlar.
Şarku’l Avsat’a konuşan Iraklı subay, hükümetin şuan hiçbir şey yapamayacağını fark ettiğini, çünkü egemen kararın ortadan kalktığını ve meselenin silahlı gruplara sempati duyan liderlere bırakıldığını söyledi.
Vezni’nin öldürüldüğü Kerbela şehrinde ise protesto gruplarının müttefiklerinin yardımıyla protesto hareketinin liderleri, boykot biçimlerinin ve yöntemlerinin tartışıldığı toplantılar düzenlediler. Bu toplantıların önde gelen isimlerinden biri, seçimleri ertelemek için bir yol önerilmesi koşuluyla hareketin, sendikalar ve akademisyenler gibi sokakta aktif grupları kendine çekmeye çalıştığını kaydetti.
Protesto hareketinin liderleri aylar sonra ilk kez, farklı partiler adına yarışmak ve Meclise girebilmek yerine, seçimleri boykot etmek için birlikte çalışmak üzere bir araya geliyorlar. Ancak, geleneksel siyasi aktörlerin hareketi tehdit ederek denklemlerini formüle etme kabiliyetlerini yeniden kazanmaları ve ele geçirdikleri fırsatları bir seçim gerçekliği olarak dayatmalarıyla görevleri artık hiç kolay görünmüyor.
Öte yandan protesto gruplarının ve destekçilerinin boykot ederek seçimleri erteletme seçeneği, Başbakan Mustafa el-Kazimi hükümetinin nefes almasını sağlayacak bir fırsat gibi görünürken bir yandan da uluslararası kuruluşların insan hakları aktivistleri ve yetkililerine göre hükümet, aktivistlere yönelik suikastlar dosyasında belirleyici rol oynayamadan marjinal bir konuma çekildi ve suikastlara karışanlar ceza almadan suçlarından kaçtılar.
Eğer seçimlere yönelik boykot seçeneği, aktif halk kesimlerinden destek alırsa, mevcut siyasi sistem için bir utanç kaynağı olacak gibi görünüyor. Bunun yanı sıra protesto gösterilerinin dayattığı dönüşümlere uyum sağlamak için aylarını harcayan aktif güçlerin tüm hazırlıklarına rağmen, önümüzdeki aylarda şiddet dalgasının artması ihtimaline katkı da bulunabilir.