Londra, AB’yi 12 Temmuz’dan önce Kuzey İrlanda sorununu çözmeye çağırıyor

AB ile ilişkilerden sorumlu İngiltere Başmüzakerecisi David Frost. (AP)
AB ile ilişkilerden sorumlu İngiltere Başmüzakerecisi David Frost. (AP)
TT

Londra, AB’yi 12 Temmuz’dan önce Kuzey İrlanda sorununu çözmeye çağırıyor

AB ile ilişkilerden sorumlu İngiltere Başmüzakerecisi David Frost. (AP)
AB ile ilişkilerden sorumlu İngiltere Başmüzakerecisi David Frost. (AP)

İngiltere dün (Pazartesi) Avrupa Birliği’ni, Protestan egemenliği anısına düzenlenen yürüyüşlerin yapıldığı 12 Temmuz’dan önce, Brexit’in ardından gümrük kontrollerinin getirdiği zorluklar karşısında Kuzey İrlanda sorununu çözmeye çağırdı.
AB ile İlişkilerden sorumlu İngiltere Başmüzakerecisi David Frost Pazartesi günü Parlamento komitesine yaptığı açıklamada, “Hepimiz Kuzey İrlanda’da bahar ve yazın sonunun gergin geçebileceğini biliyoruz” dedi. David Frost konuşmasının devamında, “12 Temmuz’dan önce Avrupa Birliği ile ilerleme kaydetmek isterim” ifadelerini kullandı.
12 Temmuz, Protestan Kral William’ın 1960’da, bu tarihte Katolik rakibi 2. James’i Boyne Savaşı’nda yenmesi şerefine bölgedeki Protestanların yürüyüş düzenledikleri en önemli tarih olarak bilinmekte. AFP’nin haberine göre, söz konusu tarih, bu yıl Brexit’ten sonra gergin bir havaya giren Kuzey İrlanda’nın kuruluşunun 100. yıldönümü ile özel bir karaktere bürünecek.
İngiltere’den Kuzey İrlanda’ya gelen mallara gümrük kontrolünün getirilmesi Birleşik Krallık ile olan ilişkilerine bağlı olan ve Brexit anlaşması nedeniyle ‘maddi sınırların’ oluşturulmasını kınayan sendikacıların hoşnutsuzluğunu artırıyor. Bu durum Nisan ayı başlarında art arda bir çok gece boyunca şiddet olaylarının yaşanmasına neden oldu. Kuzey İrlanda Başbakanı ve Demokratik Birlik Partisi Lideri Arlene Foster söz konusu isyanların ardından başbakanlık ve parti liderliği görevlerinden istifa etti.
Brexit anlaşmasına dahil edilen Kuzey İrlanda Protokolü, Britanya ile İrlanda arasındaki kara sınırlarına geri dönülmesini önlemeyi hedefliyor. Çünkü bu, 1998’de Protestan birlik yanlıları ve Cumhuriyetçi Katolikler arasında adayı yeniden birleştirme noktasında 30 yıldır devam eden kanlı çatışmayı sona erdiren barış anlaşmasını zayıflatabilir.
Avrupa Komisyon Sözcüsü Daniel Ferry Pazartesi günü, “Hedeflerimize ulaşmak istiyorsak bu anlaşmayı uygulamalıyız” açıklamalarını yaptı. Ferry konuşmasının devamında, “Bu ortak bir sorumluluk. Birleşik Krallık’ın siyasi taahhüdünü yerine getirmesini bekliyoruz” dedi. Ayrıca Daniel Ferry, David Frost’un Daily Mail gazetesine verdiği demecin ardından basında çıkan haberleri eleştirdi.



BM, Trump’ın Gazze planına ilişkin karar taslağını büyük çoğunlukla onayladı

ABD Başkanı Donald Trump, Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile tokalaşırken, 13 Ekim 2025 (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile tokalaşırken, 13 Ekim 2025 (AP)
TT

BM, Trump’ın Gazze planına ilişkin karar taslağını büyük çoğunlukla onayladı

ABD Başkanı Donald Trump, Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile tokalaşırken, 13 Ekim 2025 (AP)
ABD Başkanı Donald Trump, Knesset'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile tokalaşırken, 13 Ekim 2025 (AP)

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze için hazırladığı yol haritasını büyük çoğunlukla onaylayarak, 20 maddelik planına uluslararası meşruiyet kazandırdı.

Taslak karar, Rusya ve Çin'in çekimser kalmasına rağmen, pazartesi akşamı BMGK’da 15’e 13'lük çoğunlukla kabul edildi. Bu gelişme, Trump yönetimi için önemli bir diplomatik zafer oldu.

Filistin Yönetimi, kararın onaylanmasını memnuniyetle karşılarken, Hamas ve diğer Filistinli gruplar, bunu ‘Filistin’in milli iradesinin dışında sahada düzenlemeler yapılmasının önünü açan bir karar’ olarak değerlendirerek, ortak ve ayrı ayrı açıklamalarla kararı reddettiklerini bildirdiler. Ayrıca Gazze'ye konuşlandırılacak herhangi bir uluslararası gücün ‘bir tür vesayet veya dayatılan yönetim’ haline geleceğini söylediler. Şarku’l Avsat’a konuşan Filistinli gruplardan kaynaklar, söz konusu uluslararası gücün rolü ve bu grupların üyelerini takip etmek ve tutuklamak için potansiyel olarak kullanılabileceği konusundaki endişeleri dile getirdiler.

Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İngilizce olarak Trump ve Gazze planını öven bir blog yazısı yayınlarken, hükümet üyeleri sessizliğini korudu. Bu durum, İsrail'de Trump'ın planından duyulan memnuniyetsizlik ile onu kızdırmamak arasındaki ikilem arasında gerçek bir krizin yaşandığını gösterdi. İsrail televizyonu Kanal 12 muhabiri Barak Ravid, “İsrail-Filistin çatışmasının bir daha asla eskisi gibi olmayacağını söylemek mümkün” ifadelerini kullandı.


ABD, Tayvan'a 700 milyon dolar değerinde hava savunma füzesi satışını doğruladı

Norveç savunma ve uzay silahları fabrikasında üretim aşamasındaki bir Nasams roketatar (AFP)
Norveç savunma ve uzay silahları fabrikasında üretim aşamasındaki bir Nasams roketatar (AFP)
TT

ABD, Tayvan'a 700 milyon dolar değerinde hava savunma füzesi satışını doğruladı

Norveç savunma ve uzay silahları fabrikasında üretim aşamasındaki bir Nasams roketatar (AFP)
Norveç savunma ve uzay silahları fabrikasında üretim aşamasındaki bir Nasams roketatar (AFP)

Amerika Birleşik Devletleri, Ukrayna'da test edilen yaklaşık 700 milyon dolar değerindeki gelişmiş bir hava savunma füze sisteminin Tayvan'a satışını onayladı. Bu, ABD'nin Taipei ile bir hafta içinde yaptığı ikinci silah anlaşması.

ABD, geçen yıl Tayvan'ın 2 milyar dolarlık bir silah anlaşması kapsamında RTX tarafından üretilen üç orta menzilli karadan havaya füze (NASAMS) alacağını duyurmuştu. Bu, Tayvan için yeni bir silah, çünkü şu anda bölgede yalnızca Avustralya ve Endonezya kullanıyor.   

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) pazartesi günü yaptığı açıklamada, şirketin NASAMS üniteleri satın almak için sabit fiyatlı bir sözleşme imzaladığını ve tahminlere göre çalışmanın Şubat 2031'de tamamlanacağını belirtti. RTX henüz yorum talebine yanıt vermedi. 

Ukrayna'da Rus saldırılarını püskürtmek için kullanılan NASAMS sistemi, ABD'nin talebin arttığı Tayvan'a ihraç ettiği hava savunma kabiliyetlerine önemli bir katkı sağlıyor.

ABD, perşembe günü Tayvan'a 330 milyon dolarlık savaş uçağı ve diğer uçak parçaları satışını onayladı. Bu, Başkan Donald Trump'ın ocak ayında göreve gelmesinden bu yana yapılan ilk anlaşmaydı. Bu hamle Pekin'i öfkelendirdi.

Tayvan ordusu, adayı kendi toprağı olarak gören Çin'den gelebilecek herhangi bir saldırıya karşı daha iyi savunma sağlamak için hayati önem taşıyan deniz ikmal hatlarını savunmak üzere, özel olarak tasarlanmış denizaltılar inşa etmek gibi çabalarla yeteneklerini güçlendiriyor.

Resmi diplomatik ilişkilerin olmamasına rağmen, Amerika Birleşik Devletleri'nin Tayvan'a kendini savunması için gerekli araçları sağlamakla yasal olarak yükümlü olması, Pekin'in tepkisini çekmeye devam eden bir tartışma konusu. Tayvan hükümeti, Pekin'in ada üzerindeki egemenlik iddialarını reddediyor.


Macron: İki ülke arasındaki ilişkiler konusunda Cezayir Cumhurbaşkanı ile diyaloğa hazırız

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 18 Kasım 2025'te Almanya'nın Berlin kentinde düzenlenen Avrupa Dijital Egemenlik Zirvesi'nde düzenlediği basın toplantısında (AP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 18 Kasım 2025'te Almanya'nın Berlin kentinde düzenlenen Avrupa Dijital Egemenlik Zirvesi'nde düzenlediği basın toplantısında (AP)
TT

Macron: İki ülke arasındaki ilişkiler konusunda Cezayir Cumhurbaşkanı ile diyaloğa hazırız

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 18 Kasım 2025'te Almanya'nın Berlin kentinde düzenlenen Avrupa Dijital Egemenlik Zirvesi'nde düzenlediği basın toplantısında (AP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 18 Kasım 2025'te Almanya'nın Berlin kentinde düzenlenen Avrupa Dijital Egemenlik Zirvesi'nde düzenlediği basın toplantısında (AP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron dün yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki gergin ilişkiler konusunda Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebboune ile diyaloğa hazır olduğunu söyledi. Bu hafta sonu Güney Afrika'da düzenlenecek G20 zirvesi kapsamında Tebboune ile görüşme olasılığı hakkındaki bir soruya yanıt veren Macron, "Fransa'ya saygı duyulmasını ve ciddi ve sakin bir diyalog içinde olmamızı sağlamak istiyorum" ifadelerini kullandı.

"Bu şartlar sağlanırsa ve sonuç alınabilirse, elbette her türlü diyaloğa hazırım" diyen Macron, Fransız diplomatik heyetlerin "bu konu üzerinde çalıştığını" ifade etti.