Abbas’tan, Biden'ın Temsilcisine: Barış yapmaya hazırız

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, dün Ramallah'ta ABD yönetiminin İsrail-Filistin Özel Temsilcisi Hadi Amr’ı kabul etti (DPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, dün Ramallah'ta ABD yönetiminin İsrail-Filistin Özel Temsilcisi Hadi Amr’ı kabul etti (DPA)
TT

Abbas’tan, Biden'ın Temsilcisine: Barış yapmaya hazırız

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, dün Ramallah'ta ABD yönetiminin İsrail-Filistin Özel Temsilcisi Hadi Amr’ı kabul etti (DPA)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, dün Ramallah'ta ABD yönetiminin İsrail-Filistin Özel Temsilcisi Hadi Amr’ı kabul etti (DPA)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, ABD yönetimini İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarına son vermesi, İsrail’in gerilimi tırmandırmayı durdurması ve uluslararası kararlara dayalı siyasi bir çözüme ulaşma çabalarının başlaması için müdahale etmeye çağırdı.
Abbas, dün Ramallah'ta ABD yönetiminin İsrail-Filistin Özel Temsilcisi Hadi Amr ile görüşmesi sırasında yaptığı açıklamada, güvenlik ve istikrarın, ancak başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla ve İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalinin sona ermesiyle sağlanacağını söyledi.
Abbas, Amr’a hitaben şunları söyledi:
“Filistin tarafı, Ortadoğu Dörtlüsü ile Filistin halkının uluslararası hukuk uyarınca özgürlük ve bağımsızlık haklarını garanti altına alan adil ve kalıcı bir barışa ulaşmak için çalışmaya hazır.”
Amr, Abbas’ın sözlerine, Başkan Joe Biden yönetiminin gerilimi azaltmak ve tansiyonu düşürmek için ilgili taraflarla birlikte çaba sarf ettiğini vurgulayarak karşılık verdi. ABD’li yetkili, ABD yönetiminin barışı sağlamaya, Filistinlilere ve İsraillilere onur, güvenlik ve refah içinde yaşamaları için eşit fırsatlar sunmaya kararlı olduğunu vurgulayarak iki devletli bir çözüm için çalışmanın öneminin altını çizdi.
Amr, Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi'nin Merkez Komitesi’nin bir üyesi ve Filistin Sivil İşler Bakanı Hüseyin eş-Şeyh, Filistin İstihbarat Başkanı Macid Ferec ve Abbas'ın danışmanı Mecdi el-Halidi ile görüşmesinin ardından Abbas tarafından kabul edildi.

Filistin heyeti, ABD yönetimine çağrıda bulundu
Filistin heyeti, ABD yönetimini her türlü çabayı göstermesi, işgal hükümetine saldırılarını derhal durdurması, yerinden edilmelerin sonlandırması, kutsal mekanlara saygı göstermesi ve yerleşimci terörüne son vermesi için baskı uygulamaya çağırdı.
Filistinli yetkililer, sağcı hükümetin ve yerleşimcilerin bu saldırganlığın devam ettirmesinin, işgalin sona ermesini ve1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını garanti eden kapsamlı bir çözüme ulaşmak için ciddi bir siyasi süreci canlandırma umudunun ölmesine veya yok edilmesine yol açabileceğini söylediler.
ABD’li Temsilci Amr, aralarında İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz’ın da olduğu bir dizi İsrailli üst düzey yetkiliyle görüştükten sonra Tel Aviv’den Ramallah’a geçti. ABD, Mısır ve diğer ülkelerle koordineli olarak mevcut gerginliğe bir son vermeye çalışıyor.
Mısır, Birleşmiş Milletler'in (BM) yardımıyla taraflar arasında bir ateşkes anlaşmasına varılması için yoğun çaba sarf ediyor. Aynı şekilde Katar da bu konuda çalışıyor. Mısır ve Katar'ın çabalarının yanı sıra BM Milletler Ortadoğu Barış Süreci Özel Temsilcisi Tor Winsland, İsrail, Mısır ve Hamas ile temaslarını yoğunlaştırdı.
Winsland, İsrail'in Ulusal Güvenlik Danışmanı Meir Ben Shabat ve diğer üst düzey İsrailli yetkililerin yanı sıra Hamas ve Mısır ile kapsamlı bir savaştan kaçınmak için yoğun görüşmelerde bulundu. Bu gelişmelere ek olarak Katar Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed Bin Abdurrahman Al Sani dün, İslami Cihad Genel Sekreteri Ziyad en-Nehale’yi telefonla aradı. Görüşmede ateşkesin sağlanması için yapılan çabalar ele alındı.

İsrail, Hamas ile uzun vadeli bir ateşkes imzalamak istiyor
İsrail, Hamas ile hem askerlerinin hem de vatandaşlarının güvenliğini garanti eden uzun vadeli bir ateşkes imzalamak istiyor. Hamas ise askerler ile sivillerin aynı kefeye koyulmasına karşı çıkarken İsrail'in Gazze Şeridi, Batı Şeria, Kudüs ve iç kesimler dahil tüm Filistin topraklarındaki saldırılarını durdurmasını istiyor.
Diğer yandan dün Batı Şeria’da ve iç kesimlerde çatışmalar devam ederken, Batı Şeria’da insanların üzerine araba sürme ve rastgele ateş açma gibi olaylar kaydedildi. İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Nablus yakınlarındaki Havara askeri kontrol noktasından araba ile geçme girişiminin engellendiği belirtildi.
Pazar günü ise Kudüs'ün Şeyh Cerrah Mahallesi’nde üst üste gerçekleşen arabalı saldırılarda 6 İsrail askeri yaralandı. Eylemi gerçekleştiren şoför vurularak durdurulurken sosyal medyada, polis barikatına giren ve hasara neden olan arabanın yer aldığı bir video kaydı yayınlandı.
El Fetih Hareketi, Batı Şeria'daki Filistinlileri İsrail ile çatışmaya çağırdı.
Bugün Salı günü El Fetih Merkez Komitesi, 48 bölgedeki Arap İzleme Komitesinin açıklaması doğrultusunda Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde kapsamlı bir grev ilan etti. El Fetih Hareketi Merkez Komitesi’nden bugün yapılan açıklamada, İsrail'deki Arap azınlığı temsil eden bir sivil toplum kuruluşu olan Yüksek Arap İzleme Komitesi’nin 1948 bölgesinde yaptığı açıklamaya uygun olarak Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde genel grev ilan edildiği belirtildi. El Fetih ayrıca Filistinlileri, İsrail güçleri ve yerleşimcilerle halkın çatıştığı tüm sürtüşme noktalarından bugünü halkın öfkesi ile dolu bir gün olarak ilan etmeye çağırdı. Açıklamada, “Hükümetin koruması altında sokaklarımızda dolaşıp halkımıza ve mülkümüze saldıran İsrail işgal güçleri ve yerleşimcileriyle halkımız arasında çatışmalar yoğunlaştı. Halkın bu direnişi, işgalci İsrail’in Kudüs, Gazze Şeridi, 1948 toprakları ve Batı Şeria'daki saldırganlığını reddetmemizin bir ifadesi, halkımızın işgalden özgürlük ve nihai kurtuluşa ulaşma ve bağımsız devletlerini kurma kabiliyetlerinin ve kararlılığının bir teyididir” ifadeleri yer aldı.

 


İsrail: Hizbullah, Beyrut limanındaki patlamayla bağlantılı olarak 4 Lübnanlıyı öldürdü

Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
TT

İsrail: Hizbullah, Beyrut limanındaki patlamayla bağlantılı olarak 4 Lübnanlıyı öldürdü

Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)
Beyrut limanındaki tahrip olmuş tahıl silosu sütunlarından bazıları, büyük patlamadan üç yıl sonra görülebiliyor (DPA)

İsrail, Lübnanlı Hizbullah örgütünü, 2020 yılında Beyrut limanında meydana gelen ölümcül patlamada örgütün rolünü ifşa edebilecekleri gerekçesiyle çok sayıda Lübnan vatandaşını öldürmekle suçladı.

İsrail ordusunun dün yaptığı açıklamaya göre dört kurban, patlamanın Hizbullah'ın yüksek patlayıcı amonyum nitrat depolamasından kaynaklandığını ortaya koymuş olabilir.

İsrail ordusu, ölen kişilerin Hizbullah ile patlama arasında bir bağlantı olduğunu ileri süren gümrük memurları ve gazeteciler olduğunu iddia etti.

Bilgiler bağımsız kaynaklarca doğrulanamadı. Hizbullah daha önce patlamanın sorumluluğunu reddetmişti.

Ağustos 2020'de Beyrut limanında meydana gelen patlamada 200'den fazla kişi hayatını kaybetmiş, 6 bin kişi yaralanmış ve mahalleler yerle bir olmuştu.

Patlamaya, güvenlik önlemleri alınmadan yıllarca depolanmış yüzlerce ton yüksek patlayıcı amonyum nitrat neden oldu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre bu, dünyanın en büyük nükleer olmayan patlamalarından biriydi.

Patlamadan bugüne kadar kimse sorumlu tutulmadı.

Soruşturma, öncelikle siyasi nüfuz, yargısal engeller ve yaygın yolsuzluk nedeniyle tıkandı.

Yetkililer soruşturmadan kaçıyor ve hâkimler engelleniyor.

Hükümet, yılın başında soruşturmayı yeniden başlatacağını duyurdu. Bu girişim, siyasi açıdan güçlü Hizbullah'ın İsrail'le savaş nedeniyle zayıflaması ve soruşturmaların yıllardır ilerlemesinin engellenmesiyle de desteklendi.


Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

TT

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

Refah tünellerinin sırrı: Hamas unsurları 8 ay yeraltında nasıl hayatta kaldı?

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kentindeki tünellerde Kassam Tugayları’na bağlı unsurları öldürdüğüne ve esir aldığına dair ardı ardına yaptığı açıklamalar, bu kişilerin kim olduklarına ve özellikle Mayıs 2024’te İsrail’in kenti işgal etmeye başlamasından, ardından operasyonu genişleterek tam kontrol sağlamasından sonra, tünellerde nasıl bu kadar uzun süre gizlenebildiklerine ilişkin pek çok soruyu beraberinde getirdi.

Bir aydan uzun bir süre boyunca, bu unsurların tünellerden silahsız ve can güvenliklerini sağlayacak bir yöntemle çıkarılmasına yönelik temaslar yürütülüyordu. Bu girişimler, İsrailli subay Hadar Goldin’in naaşının 9 Kasım’da teslim edilmesini hızlandırdı. Ancak İsrail, dosyayı Türkiye ile birlikte takip eden ABD ile yapılan sözlü mutabakatları daha sonra ihlal ederek bu kişilere güvenli çıkış izni tanımadı.

Günler ilerledikçe İsrail, söz konusu unsurları tünellerden veya sığınaklarından çıktıkları anda hava saldırılarıyla ya da doğrudan takip ederek öldürmeye veya esir almaya başladı. Bu durum, Refah’ın doğusundaki Ceninah Mahallesi’nde tünellerin son kalan ceplerinin tamamen kuşatılmasıyla daha da yoğunlaştı.

Tünellerde ve pusu bölgelerinde 8 ay

Şarku’l Avsat’a  konuşan Hamas içindeki sahaya yakın kaynaklar, “Bu direnişçilerin, savaşın büyük kısmını, İsrail ordusunun kentte konuşlanmasına ve çok sayıda tünele girmesine rağmen, çoğu zaman tünellerin içinde geçirdiklerini” söyledi. Kaynaklara göre tüneller, İsrail’in tüm ayrıntılarını hâlâ çözemediği bir yapıda inşa edilmişti.

Aynı kaynaklar, Kasım 2023’teki ilk 7 günlük ateşkes sırasında söz konusu savaşçıların yer üstüne çıktığını, çatışmalar yeniden başlayınca tekrar tünellere döndüğünü aktardı. Bu süreçte zaman zaman yer üstünde hareket ettikleri, pusu noktaları arasında geçiş yaptıkları, ardından yeniden tünellere çekildikleri belirtildi. Komutanlarıyla temas, Ocak 2024’te varılan ikinci ateşkese kadar sürdü. Bu ateşkes 18 Mart’a kadar devam etti.

Kaynaklardan biri, çatışmaların yeniden başlaması öncesinde, İsrail ordusunun Refah’ta konuşlanmasına rağmen bazı savaşçıların yer üstüne çıkarak Han Yunus’a ulaştığını, burada komutanlarıyla buluştuğunu ve bazılarıyla birlikte Şubat 2024’te İsrailli esir Avraham Mengistu’nun teslim sürecine katıldığını söyledi. Mengistu, 2014 savaşından beri Gazze’de tutuluyordu.

Savaş yeniden başlayıp diplomatik girişimler sonuçsuz kaldıktan sonra Kassam unsurları tüneller aracılığıyla tekrar Refah’a döndü ve yer üstündeki pusu bölgelerine geri yerleşti.

rth
İsrailli rehine Avraham Mengistu, Hamas ile İsrail arasında geçen Şubat ayında Refah'ta imzalanan esir değişim anlaşması kapsamında teslim platformunda görülüyor (Reuters)

Mart ayı sonunda itibaren bu kişiler, Ağustos ayına kadar komutanlıklarıyla irtibat hâlinde kaldı. Bu süre zarfında İsrail’in Refah’ı tamamen kontrol altına aldığı yönündeki açıklamalarına rağmen, İsrail güçlerine kayıplar verdiren bir dizi saldırı gerçekleştirdiler.

Bu dönemde Kassam Tugayları “Cehennem Kapıları” adını verdiği operasyonlar dizisini başlattı. Askeri araçların, tuzaklanmış evlerin ve tünel çıkışlarının patlatıldığı saldırılarda yaklaşık 6 İsrail askerinin öldürüldüğü açıklandı. Bu saldırılardan birinde Kassam unsurlarının bir İsrail askerini esir almaya çalıştığı belirtildi.

Hamas, o dönem yürütülen ateşkes müzakerelerinde, Refah Taburu’nun hâlâ sahada aktif olduğuna dair bir mesaj vermeyi hedefliyordu. Buna karşın İsrail’in askeri kaynakları, taburun tümüyle dağıtıldığını savunuyordu.

Doğrulanabilen bilgilere göre, Kassam komutanlarıyla birlikte Refah’ta bulunan savaşçılar yer altı tünellerinde ve yer üstündeki pusu noktalarında toplamda 8 aydan fazla süre geçirdi.

Yiyecek ve suya nasıl ulaştılar?

Ateşkesin ardından İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede sıkışan bu savaşçıların iaşesiyle ilgili soruları yanıtlayan saha kaynakları, tünellerde belirli miktarda yiyecek ve suyun önceden stoklanmış olduğunu aktardı.

Kaynaklardan biri, geçmişte benzer şekilde erzakın tükendiği bir savaş deneyimine atıfla, savaşçıların muhtemelen İsrail askerlerinin daha önce kullandığı evlerde bıraktığı yiyeceklerden ya da hasar görmemiş Filistinli evlerindeki malzemelerden faydalanmış olabileceğini söyledi. Sosyal medyada aylar önce paylaşılan, “ev sahiplerinden aldıkları yiyecekler için helallik isteyen Hamas ve İslami Cihad mensuplarının bıraktığı notlar” buna örnek gösterildi.

Kaynaklar, Kassam’ın elit birliklerinin görevleriyle yer altındaki destek gruplarının görevlerinin birbirinden farklı olduğuna da dikkat çekti. Bazılarının lojistik ve ikmal, bazılarının pusu operasyonları yürüttüğü, bazılarının ise farklı gruplar arasında geçiş yaparak doğrudan saha komutanlığı ile temas kurduğu belirtildi.

Öne çıkan komutanlar

İsrail medyasının öldürülmelerinin ardından fotoğraflarını yayımladığı kişiler arasında, Refah’ın doğu tabur komutanı Muhammed el-Bavab, yardımcısı ve aynı zamanda eniştesi İsmail Ebu Lebde, ayrıca elit birlik komutanı Tufik Salim bulunuyor.

Kaynaklara göre Ebu Lebde, Avraham Mengistu’nun teslim edilmesi sürecinde Kızılhaç ekibiyle doğrudan temas kuran isimdi. Bavab ise süreci uzaktan takip etti.

Her iki isim de 2014 savaşında İsrailli subay Hadar Goldin’in kaçırılması operasyonunu yöneten kişiler olarak biliniyor.

df
Kızılhaç araçları, Hadar Goldin'in cenazesini geçtiğimiz kasım ayında Gazze Şeridi'nde taşıyor (Reuters)

İsrail’in öldürdüğü isimler arasında ayrıca, Hamas Siyasi Büro üyesi Gazi Hamad’ın oğlu Abdullah Hamad da bulunuyor. Abdullah Hamad’ın müzakere heyetinin üyesi olduğu, savaş öncesinde Hamas yönetimine bağlı Rubat Askerî Koleji’nden mezun olduğu ve eğitimci olarak görev yaptığı aktarıldı. Abdullah Hamad, kuzeni Ahmed Said Hamad ile birlikte, tünelde Kassam komutanları ve diğer savaşçılarla aynı noktada öldürüldü.

Kaynaklar, Gazi Hamad’ın kardeşi Said Hamad’ın ise 7 Ekim saldırısına katılan damatlarının öldürülmesinin ardından üç kızını İsrail bombardımanında kaybettiğini belirtti.


İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.