Suudi Veliaht Prensi, Paris Zirvesi'nde konuştu: Afrika'daki düşük gelirli ülkeleri desteklemeye devam edeceğiz

Suudi Veliaht Prensi, Afrika Ekonomisi Finansmanı Zirvesi’nde konuştu (SPA)
Suudi Veliaht Prensi, Afrika Ekonomisi Finansmanı Zirvesi’nde konuştu (SPA)
TT

Suudi Veliaht Prensi, Paris Zirvesi'nde konuştu: Afrika'daki düşük gelirli ülkeleri desteklemeye devam edeceğiz

Suudi Veliaht Prensi, Afrika Ekonomisi Finansmanı Zirvesi’nde konuştu (SPA)
Suudi Veliaht Prensi, Afrika Ekonomisi Finansmanı Zirvesi’nde konuştu (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Afrika ülkelerinde kalkınmayı ilerletmede ve yatırımı desteklemede Suudi Arabistan’ın öncü rolünü, güvenlik ve istikrarın temellerini atmada Afrika Birliği (AfB) ile işbirliği içerisindeki uluslararası ve bölgesel çabalara verdiği desteği vurguladı. Aynı zamanda Sahel ve Sahra ülkelerindeki terörizm ve radikallik ile mücadeleye yönelik uluslararası çabalara, bu ülkelerin güvenlik yönündeki yeteneklerini artırmaya yönelik desteğini teyit etti.
Dün video konferans yoluyla Afrika Ekonomisi Finansmanı Zirvesi’ne katılan Veliaht Prens, zirvenin bilhassa tüm dünyayı kasıp kavuran koronavirüs (Kovid-19) salgını ışığında Afrika kıtası ve halklarının geleceğine verilen büyük önemi teyit etme yönünde başlatıldığına dikkati çekti.

Kovid-19 ile Mücadeleyi Hızlandırma Girişimi
Şuanda en acil olanın başta Afrika ve dünyanın geri kalanındaki düşük gelirli ülkeler olmak üzere küresel düzeyde hızlı ve adil bir şekilde aşı dağıtımı sağlamak olduğunu vurgulayan Suudi Veliaht Prens, bunun ‘salgını durdurmaya, ekonomik aktiviteyi mümkün olan en kısa sürede normale döndürmeye katkıda bulunacağını’ açıkladı. “Bu noktadan yola çıkıldığında, aşılara ulaşımı sağlayacak yönde koronavirüs ile mücadele araçlarına ulaşımı hızlandırma girişimi (COVAX) önemli bir başarıdır” ifadelerinde bulunan Veliaht Prens, Suudi Arabistan'ın da bu girişimi destekleyip bu yönde bağış yapan ülkelerden biri olduğunu vurguladı.

Afrika'daki düşük gelirli ülkeleri destekleme
Suudi Arabistan başkanlığındaki G20 ülkelerinin salgınla mücadelede Afrika ve dünyanın geri kalanındaki düşük gelirli ülkeleri destekleme yönünde çalışma ihtiyacının farkında olduklarını belirten Veliaht Prens, borçların geri ödenmesinin askıya alınması yönündeki G20 girişimi gibi vesilelerle düşük gelirli ülkelere acil destek sağlandığını belirtti. Söz konusu tarihi girişim kapsamında, en az 5 milyar dolar elde eden 38 Afrika ülkesi de dahil olmak üzere en yoksul 73 ülkeye acil likidite sağlandığına, G20’nin tarihte ilk kez borçlarla mücadele yönünde ortak girişim başlattığına da değindi.

Suudi fonlarının gelişmekte olan Afrika ülkelerindeki rolü
Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu’nun (PIF) enerji, madencilik, telekomünikasyon, gıda ve diğer sektörlerde toplamda 15 milyar Suudi riyali (4 milyar dolar) değerinde bir dizi proje ve faaliyet yürüttüğünü söyleyen Veliaht Prens, PIF’ın Afrika kıtası ve diğer ülkede doğrudan veya dolaylı yatırım fırsatları arama çabalarını desteklediğini söyledi. Aynı zamanda PIF’ın bu yıl içerisinde Afrika'daki gelişmekte olan ülkelerde uygulayacağı en az 3 milyar Suudi riyali (yaklaşık 1 milyar dolar) değerinde proje, kredi ve hibeleri olduğuna da değindi. Afrika'da 40 yıldır etkin bir şekilde faaliyet gösteren PIF, bu süre zarfında en az 45 Afrika ülkesine en az 50 milyar riyal (yaklaşık 13,5 milyar dolar) değerinde 580 kredi ve hibe sağladı. Aynı zamanda Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) ile ortaklaşa bir şekilde Sahel ülkelerini geliştirme yönünde 200 milyon euro değerinde bir girişimi duyurdu.

İklim değişikliği
İklim değişikliğinin başta düşük gelirli ülkelerdeki insanların yaşam kalitesini düşüren, geçim kaynaklarını tehdit eden küresel bir sorun olduğunu vurgulayan Veliaht Prens, “Krallığın liderliğindeki G20 Başkanlığı, gezegeni korumaya büyük önem vermiş, bu yönde bir dizi girişim başlatmıştır. Düşük Karbonlu ve Döngüsel Ekonomi kavramlarının benimsenmesinin desteklenmesi, daha temiz, daha sürdürülebilir ve daha uygun fiyatlı enerjiye erişim sağlanması yönündeki bu girişimler, iklim değişikliğinin etkilerini ve atmosferdeki en etkili gaz emisyonlarını azaltmayı hedefliyor. Suudi Arabistan’ın en az 50 milyar ağaç dikmeyi ve küresel karbon emisyonlarının en az yüzde 10'unu azaltmayı amaçlayan ‘Yeşil Ortadoğu’ girişimini duyurduğunu, bu girişimin birçok Afrika ülkesini kapsadığını da ekledi.

Terörizm ve radikallikle mücadeleye 100 milyon euro değerinde Suudi desteği
Suudi Arabistan’ın terörizmle mücadele ve Afrika ülkelerinin güvenlik yeteneklerini iyileştirme yönündeki çabalara 100 milyon euro değerinde destek sağlayacağını duyuran Veliaht Prens, “Şu anda Mozambik güvenlik güçlerinin radikal gruplarla mücadele etme yeteneklerini, güvenlik, istikrar ve ekonomik kalkınma temellerinin atılmasını destekleme yönünde Güney Afrika liderliğindeki Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (SADC) ülkelerindeki ortaklarımızla birlikte çalışıyoruz” dedi. Aynı zamanda Suudi-Afrika zirvesini, aynı zamanda salgın nedeniyle ertelenen Arap-Afrika zirvesini düzenleme arzusunu da dile getirdi.

Ülkeleri borç döngüsünden çıkarma yönünde yenilikçi çözümler
Veliaht Prens aynı zamanda “Donör ülkeler olarak sorumluluğumuzdan yola çıkıldığında, bu zirvenin borç döngüsünden çıkmalarında kıta ülkelerine yardımcı olacağını, kendi gelir ve kapasitelerini kullanma kabiliyetini garanti eden yenilikçi çözümler üreteceğini, sunduğumuz yatırımları, ekonomik ve toplumsal hedeflerine (işsizlik ve yoksulluk oranlarının düşürülmesi dahil olmak üzere) ulaşacakları sürdürülebilir kalkınmayı sağlayabilmeleri yönünde ekonomileri ve toplumlarına faydalı hale getireceğini umuyoruz” açıklamalarında bulundu.
Diğer yandan, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah ve Maliye Bakanı Muhammed el-Cedan, Paris’te düzenlenen Afrika Ekonomisi Finansmanı Zirvesi’nde hazır bulundu.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Afrika ülkeleriyle güçlü stratejik ilişkilere ve ortaklığa sahip olan ülkesinin PIF aracılığıyla Afrika kıtasındaki birçok kalkınma ve ekonomik projeye katkıda bulunduğunu, ayrıca Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi'nin (KSRelief) Afrika'ya birçok insani yardım projesi sunduğunu vurguladı.
Zirvenin çıktılarına övgüde bulunan Bakan, Suudi Arabistan’ın Afrika ülkelerindeki kalkınmayı ve refahını artıracak her adımı destekleme yönünde ortaklarıyla birlikte çalışmaya devam ettiğine, aynı zamanda bu ortaklığı artırmaya çalıştığına dikkati çekti.

 


Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.