ABD, Libya’da ateşkese ve ‘adil seçimlerin’ yapılmasına destek veriyor

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı’nın ofisi tarafından, 18 Mayıs’ta başkent Trablus’ta ABD heyeti ile yapılan görüşmeye ilişkin dağıtılan bir fotoğraf
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı’nın ofisi tarafından, 18 Mayıs’ta başkent Trablus’ta ABD heyeti ile yapılan görüşmeye ilişkin dağıtılan bir fotoğraf
TT

ABD, Libya’da ateşkese ve ‘adil seçimlerin’ yapılmasına destek veriyor

Libya Başkanlık Konseyi Başkanı’nın ofisi tarafından, 18 Mayıs’ta başkent Trablus’ta ABD heyeti ile yapılan görüşmeye ilişkin dağıtılan bir fotoğraf
Libya Başkanlık Konseyi Başkanı’nın ofisi tarafından, 18 Mayıs’ta başkent Trablus’ta ABD heyeti ile yapılan görüşmeye ilişkin dağıtılan bir fotoğraf

Yakın Doğu İşleri Bakan Yardımcısı Joy Hood liderliğindeki üst düzey bir ABD heyeti, 18 Mayıs’ta Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhemmed el-Menfi ile görüşmek üzere Libya’nın başkenti Trablus’a sürpriz bir ziyarette bulundu.
Menfi, ABD heyetiyle yaptığı görüşmede iki ülke arasındaki ikili ilişkileri, Libya’daki siyasi sürecin gidişatını, ulusal uzlaşı çabalarını ve ateşkesin güçlendirilmesini ele aldığını belirtti. Dibeybe ise Hood başkanlığındaki ve Libya Özel Temsilcisi Richard Norland ile diğer bazı üst düzey ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerini içeren heyetle yaptığı görüşmelerin içeriğini açıklamadı. Ancak toplantıda, Dışişleri Bakanı Necla el-Manguş ile Petrol ve Gaz Bakanı Muhammed Avn’ın da yer aldığını belirtti.
Görüşme sırasında ABD’li yetkili, tüm dış müdahalelerin durdurulması ve Libya’da ateşkesin onaylanması çağrısı yaptı. Hood, Libya Dışişleri Bakanı ile düzenlediği ortak basın toplantısında ise, ülkesinin Libya meselesine diplomatik katılımını ve Libya halkının ‘üzerinde uzlaşı sağlanan ana noktalara doğru’ ilerleyişine verdiği desteği dile getirdi. Seçimlerin dış müdahale olmaksızın yapılması gerektiğini söyleyen Joy Hood ayrıca, ülkesinin Libya’nın işlerine her türlü askeri müdahaleyi, paralı ve yabancı savaşçıların Libya’daki varlığını ve reddettiğini vurguladı.
Öte yandan Manguş, Berlin Konferansı’nın başarısını ve Libya’daki siyasi sürecin önemini dile getirerek, Libya krizine yönelik uluslararası pozisyonları koordine etme gerekliliğine dikkat çekti.
Bakan ayrıca, yürütme otoritesinin ‘seçimlerin yapılması ve güvenlik konularını ele alarak ülkede siyasi meşruiyetin güçlendirilmesi, ulusal egemenliğin tüm Libya’ya yayılması, vatandaşın güvenliğinin sağlanarak yabancı varlığının ve silahlı çatışma durumunun sona erdirilmesi’ için gerekli koşulların sağlanması başta olmak üzere, hedeflerine ulaşabilmesi için ABD’nin Ulusal Birlik Hükümeti’ni destekleme gerekliliğine vurgu yaptı.
Necla el-Manguş, devlet kurumlarının birleştirilmesinin, ulusal egemenliğin içeride veya dışarıda herhangi bir maddi veya manevi baskıdan kurtarılmasının önemine değinirken, “Hizmetlerin ve ekonomik performansın iyileştirilmesine ek olarak, devlet kurumlarının çalışmalarının geliştirilmesi, kamu kaynaklarının rasyonel yönetimi ve kapsamlı bir ulusal uzlaşma sürecinin başlatılması gerekiyor” ifadelerini kullandı. 
Birlik hükümetinin, siyasi diyalog forumundan doğan yol haritasının tüm vaatlerini yerine getirmek için ABD ve temsilcisi ile yakın çalışma arzusunu dile getiren Manguş, ABD’ye ‘yükümlülüklerini yerine getirmesi, Birleşmiş Milletler (BM) kararlarına saygı göstermesi, ateşkesi ve 5+5 komitesinin sonuçlarını uygulamayı desteklemesi için ilgili tarafa baskı yapma’ çağrısında bulundu. 5+5 komitesi, hükümet ve Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Ulusal Ordu (LUO) temsilcilerini içeriyor. Necla el-Manguş ayrıca, Libya’nın istikrar ve güvenliğini desteklemek için uluslararası topluma mesaj gönderme konusundaki etkileri nedeniyle, Trablus ve Bingazi’deki ABD büyükelçiliklerinin ve konsolosluklarının açılması gerektiğini belirtti.
Hood’un Libya ziyareti, yeni yürütme otoritesi resmi olarak görevini üstlendiğinden beri ABD’li bir yetkilinin ilk Libya ziyareti oldu.
Libya Haber Ajansı, mevcut büyükelçi Richard Norland’ın ABD’nin Libya özel elçisi olarak atandığını açıklamasından hemen sonra gelişen bu ziyaretin, ‘ABD yönetiminin Libya meselesine dair ilgisini, Başkanlık Konseyi ve Ulusal Birlik Hükümeti’nin temsil ettiği Libya’daki yeni yürütme makamlarına verdiği desteği’ göstermesi açısından önemli olduğunu duyurdu.
Aynı şekilde Manguş, geçen pazartesi akşamı BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek, ‘yol haritasının uygulanması, BM’nin ateşkese desteği, Ortak Askeri Komite’nin ulaştığı sonuçların uygulanması, silahsızlanma programlarında yardım sağlanması, yeniden entegrasyon ve güvenlik sektörü reformu’ başta olmak üzere Libya’daki son gelişmeleri ele aldığını belirtti. Libya Dışişleri Bakanı, Libya Diyaloğu Yol Haritası ve 2570- 2571 sayılı BM kararlarında şart koşulan tüm yükümlülükleri yerine getirmek için hükümetinin, Jan Kubis ile yakın şekilde çalışma arzusunu dile getirdi.
Bu bağlamda Manguş, Genel Sekretere ‘tüm BM kurumlarının Libya’ya dönmesi’ çağrısı yaparken, “Tunus’tan uzaktan çalışmaya gerek yok” dedi. Necla el-Manguş ayrıca, “Libya’nın, özellikle de güney bölgesindeki uzak şehirlerinin, BM’ye bağlı insani yardım kuruluşları tarafından daha fazla desteğe ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.



Gazze’de ateşkes görüşmeleri ne durumda?

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
TT

Gazze’de ateşkes görüşmeleri ne durumda?

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı 58 bine yaklaştı (Reuters)

Filistinli yetkililere göre Gazze'de ateşkes görüşmeleri çıkmaza girdi. 

Kimliğinin açıklanmaması şartıyla BBC'ye konuşan kaynaklar, Tel Aviv yönetiminin Katar'ın başkenti Doha'daki müzakerelere, ihtilaflı konularda karar vermeye yanaşmayan bir heyet gönderdiğini savunuyor. 

Ayrıca yetkililer, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD ziyaretiyle "zaman kazanmaya" çalıştığını ve süreci tıkadığını ileri sürüyor. 

Netanyahu, 7-10 Temmuz'da gerçekleştirdiği ziyarette ABD Başkanı Donald Trump'la bir araya gelmişti. Ancak beklenen 60 günlük ateşkesin sağlandığına dair bir açıklama yapılmamıştı.

Filistinli yetkililer, İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesi ve bölgeye yardım girişleri gibi konularda uzlaşma sağlanamadığını belirtiyor. 

BBC, özellikle İsrail'in Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah ve Han Yunus kentlerini ayıran Morag Koridoru'nda işgali sürdürme ısrarının henüz aşılamadığını aktarıyor. İsrail ordusunun Gazze'nin 1 ila 1,5 kilometre içine giren bir alandaki "tampon bölgeleri" bırakmak istemediği ifade ediliyor.

Diğer yandan Hamas'ın tampon bölgelere ait haritaları istediği ve sözkonusu alanın söylenenden çok daha büyük olduğunun ortaya çıktığı aktarılıyor. Buna göre İsrail ordusu, bazı noktalarda Gazze'nin 3 kilometre kadar içine giren tampon bölgeler inşa etmeyi planlıyor. 

Filistinli örgütün ilk etapta bu konuda taviz vermeyi düşündüğü fakat haritaları görünce bundan vazgeçtiği ifade ediliyor. Tel Aviv yönetiminin, Gazze'nin Mısır sınırındaki Refah kentinin tamamında işgalini sürdürmeyi planladığı aktarılıyor.

Kaynaklardan biri, Netanyahu yönetiminin tutumuna dair şunları söylüyor: 

Bu görüşmeleri hiçbir zaman ciddiye almadılar. Bunları zaman kazanmak ve sahte bir ilerleme görüntüsü vermek için kullandılar.

Diğer yandan New York Times'ın (NYT) analizinde, Netanyahu'nun Gazze savaşını iktidarını sürdürmek için kullandığına dikkat çekiliyor. 

Netanyahu'nun, savaşın sürmesini isteyen Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir gibi radikal sağcı koalisyon ortaklarını memnun etmek için ateşkese yanaşmadığı ifade ediliyor. 

Analizde, Netanyahu'nun Nisan 2024'te ateşkes yapmayı düşündüğü fakat yine aynı baskılar nedeniyle geri adım attığı belirtiliyor. Bazı Amerikalı yetkililerin, Netanyahu'yla İsrail halkının yüzde 50'sinin savaş yerine rehine takası anlaşmasını istediğine dair anket sonuçları paylaştığı, İsrail liderininse şöyle yanıt verdiği aktarılıyor: 

Evet ama bu yüzde 50'lik kesim benim seçmenlerimden oluşmuyor.

Başbakanın yargı reformu paketinin 2023'te büyük protestolara yol açtığı, hatta yedek askerlerin greve gittiği anımsatılıyor. Bunlara ek olarak Netanyahu hakkında yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarıyla açılan davaların sürdüğü hatırlatılıyor. 

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) de Gazze'de işlenen "savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar" nedeniyle Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Kasım 2024'te tutuklama emri çıkarmıştı. 

Analizde, Netanyahu'nun Gazze savaşını uzatarak bu davalardan kendini korumaya çalıştığı belirtiliyor. "İsrail hiç olmadığı kadar güvensiz bir konumda" denen analizde, başbakanın hamlelerinin ülke tarihinin en karanlık sayfalarından birini oluşturduğu ifade ediliyor: 

Netanyahu, 21. yüzyılın felaketlerinden birinin mimarı ve bu felaket, İsrail'in adını muhtemelen onlarca yıl lekeleyecek.

Independent Türkçe, BBC, Times of Israel, New York Times