Kahire: Nahda Barajı’nın dolumunun ikinci aşaması Mısır’ı etkilemeyecek

Mısır Dışişleri Bakanı geçtiğimiz ay Kinşasa’da Sudan ve Etiyopyalı mevkidaşlarıyla görüşürken (Reuters)
Mısır Dışişleri Bakanı geçtiğimiz ay Kinşasa’da Sudan ve Etiyopyalı mevkidaşlarıyla görüşürken (Reuters)
TT

Kahire: Nahda Barajı’nın dolumunun ikinci aşaması Mısır’ı etkilemeyecek

Mısır Dışişleri Bakanı geçtiğimiz ay Kinşasa’da Sudan ve Etiyopyalı mevkidaşlarıyla görüşürken (Reuters)
Mısır Dışişleri Bakanı geçtiğimiz ay Kinşasa’da Sudan ve Etiyopyalı mevkidaşlarıyla görüşürken (Reuters)

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri yaptığı açıklamada, ülkesinin Nahda Barajı’nın dolum çalışmalarının ikinci aşamasının önümüzdeki Temmuz ayında yapılacağından ‘emin’ olduğunu belirterek, Mısır’ın su çıkarlarının etkilenmeyeceğini ve su kaynaklarını yönetmek için sıkı prosedürler yoluyla bu konuyla başa çıkılabileceğini söyledi.
Mısırlı bakan önceki Paris’te yaptığı açıklamada, müzakereci tarafların belirleyici dönüm noktası olan ikinci dolum aşamasını görüştüklerini belirterek, Etiyopya’yı anlaşmaya varma konusunda ikna etek için uluslararası çabalara olan ihtiyaca vurgu yaptı.
Etiyopya Su, Sulama ve Enerji Bakanı Sileshi Bekele dün barajdaki inşaat çalışmalarının belirlenen plana göre iyi bir şekilde ilerleyerek yüzde 80’i aştığını söyledi.
Mısı ve Sudan, Nil'in ana kolu üzerine inşa ettiği barajın doldurulmasını ve işletilmesini düzenleyen yasal bir anlaşma imzalamak amacıyla Etiyopya ile yaklaşık 10 yıldır görüşüyor. Geçtiğimiz Mart ayında Kahire, Nil sularındaki tarihi payını korumak için ‘güç kullanımını’ ima ederken, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ise Nil’in ‘kırmızı çizgileri’ olduğunu vurguladı.
Şukri’ye baraın ikinci dolum aşamasının ‘kırımızı çizgi’ olarak kabul edip etmediği sorusuna, ikinci aşamanın bir prosedür olduğunu, Mısır’ın elektirik üretmek amacıyla inşa edilen Nahda Barajı’nı amacının dışında kullanılması nedeniyle meydana gelecek maddi hasarla ilgili olduğunu söyledi. Bakan, suyun tıkanmasının ülkesinin su çıkarlarını korunmasını sağlayacak önlemlerin alınmasına yol açabileceğini ifade etti.
Mısır Dışişleri Bakanı, Mısır Yüksek Baraj rezervuarında (su) güvenlik dengesinin mevcudiyeti hakkında güvence isterken, Etiyopya tarafından alınacak tek taraflı önlemlerin Mısır ve Sudan’a vereceği zararın önlenmemesi halinde, ülkesinin çıkarlarını savunmak e önlem almak adına hiçbir çabadan kaçınmayacağı konusunda uyarıda bulundu.
Şukri, krizin tarafları arasında müzakereleri geliştirmeye güvendiğini vurgulayarak, hedefe ulaşmak için siyasi iradenin gerekli olduğunu kaydetti. Uluslararası hamlelerin faydalı olduğunu ve bu adımların konunun önemini gösterdiğini kaydeden Şukri, Afrika Birliği (Afb) Başkanlığını, Mısır, Sudan ve Etiyopya huzurunda yeni bir çerçeve müzakere sürecine fırsat tanımasını sağlayacak bir karar almaya davet ettiklerini bildirdi. Bakan, uluslararası gözlemcilerin katılımıyla daha etkili çözüm önerilerine katkı sağlayacak görüşmelerin genişletilmesine atıfta bulundu.
Nahda Barajı konusu Sisi’nin Senegalli mevkidaşı Macky Sall'in ile görüşmesinin de ana temalarından biri oldu. Mısır Cumhurbaşkanı, ülkesinin barajın doldurulması ve işletilmesine ilişkin kapsamlı bir anlaşma varılması konusundaki net tavrını yineledi.
Öte yandan Etiyopya haber ajansı, Şukri’nin açıklamalarına geniş bir yer verdi. Ajans aynı zamanda Etiyopya Dışişleri Bakanlığı sınır işleri danışmanı İbrahim İdris’in, Mısır ve Sudan Etiyopya’ya Nil suyu sebebiyle Nahda Barajı üzerinden baskı yapmaya çalıştığı sözlerine de yer verdi.
İdris açıklamasında, Mısır ve Sudan’ın barajı değil Nil sularını önemsediklerini benimseyerek tehdit, baskı ve uluslararası ikna yoluyla Etiyopya’dan yasal bir taviz almaya çalıştıklarını dile getirdi.



İsrail’in Mısır ve Suriye tarafından esir alınan Ekim Savaşı tutsakları stratejisi

Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)
Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)
TT

İsrail’in Mısır ve Suriye tarafından esir alınan Ekim Savaşı tutsakları stratejisi

Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)
Ekim 1973’te patlak veren savaşın ardından İsrail'e iade edilen, ‘Mısır yapımı Kastor pijama giymiş’ İsrailli mahkumlar. (Ehli Mısır Facebook Sayfası)

Mısırlılar, İsrailli mahkumların 6 Ekim 1973 sonrasında İsrail'e giderken merhum Cumhurbaşkanı Enver Sedat'ın üzerlerine giydirdiği ‘kastor pijama’ (yumuşak Mısır pamuğundan yapılmış kumaş) içindeki sahnelerini halen hafızasında koruyor. İsrail, 1973 savaşının 50’nci yıl dönümünün gelmesiyle birlikte o dönem esir alınan onlarca vatandaşını önümüzdeki ekim ayının sekizi ile onu arasında Mısır ve Suriye'yi kapsayan bir tura çıkarmayı planlıyor.

İsrail savunma dergisi Israel Defence tarafından çarşamba günü ortaya çıkarılan tur ile sayıları 150'den fazla olan, söz konusu dönemki esirlerin eşleriyle birlikte Süveyş Kanalı üzerinden bir İtalyan yolcu gemisiyle Mısır'a geçmesi planlanıyor. Daha sonra yolcular, uzmanların ‘kışkırtıcı ve ters tepkilere yol açıcı’ olarak gördüğü bir adımla İsrail askeri uçaklarıyla Suriye sınırı üzerinden uçacaklar.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre savaşın bütün acı anılarına rağmen Mısırlılar, 1960’lı ve 1970’li yıllarda ‘küçük çocukların sünnet oluşu’ ile ilişkisi nedeniyle Sedat'ın esirlere Kastor kumaşlı pijama giydirmesi hakkında espriler yapıyorlar. Ebeveynler, o zamanlar el-Mahalle el-Kübra bölgesindeki tekstil fabrikalarının üretiminde öne çıktığı bu pijamaları, yumuşak ve narin kumaşı nedeniyle çocuklarına alıyordu.

Ekim Savaşı'ndaki Mısırlı savaşçılardan Tuğgeneral Yusri Amara, İsrail'in tutsaklarını Mısır ve Suriye arasında gezdirme kararına ilişkin “Hayal kırıklığına uğradıkları yerleri görecekler” yorumunda bulundu. İsrail 190. Zırhlı Tugayı Komutanı Albay Assaf Yaguri'yi 8 Ekim 1973'te yakalayan Amara, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Bu esirlerin Süveyş Kanalı'nı geçtiklerinde neler hissedeceklerini tahmin edebiliyorum. Kalpleri kırılacak. Bu kışkırtıcı gezi elbette ters tepkiler doğuracaktır.”

Bu benzeri görülmemiş uygulamanın ardında, İsrailli Erez Derneği ile iş birliği içindeki Arim Belilah derneği yer alıyor. Gezi ile İsrail ordusuna ait bir donanma gemisi eşliğindeki İtalyan yolcu gemisi, Süveyş Kanalı'na doğru yola çıkacak. Böylece gemi, Sina Yarımadası'nın etrafında dönmeden önce yolcular, savaş sırasında İsrail ordusunun mevzilerinin düştüğü yerlere bakabilecek ve ardından Eylat yönüne devam edecekler. İsrail askeri liderlerinin katılımıyla İsrail Tel Nof Hava Kuvvetleri Üssü’nde savaş anılarının canlandırılmasıyla gezi sonlanmadan önce, bir İsrail askeri uçağının, esirleri, aralarından bazılarının esir alındığı yer olan Suriye sınırının üzerinden kuzeye uçurması planlanıyor.

Bu bağlamda, İsrail meseleleri uzmanı ve İskenderiye Üniversitesi'nde İbranice çalışmaları profesörü olan Dr. Ahmed Fuad Enver, İsrail'in bu geziyi planlamasının ‘kışkırtıcı bir adım’ olduğuna vurguladı. Mısırlı akademisyen, geziyi düzenleyenin, işgal ordusundaki esirlerin psikolojik bakımıyla ilgilenen ve yaklaşık 300 üyesi bulunan Arim Belilah Derneği olduğunu belirtti. Enver açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

Bu dernek, mahkumların kabuslarının halen devam ettiğini kabul ediyor ve İsrail tarafını onlarla ilgilenmeye, şu ana kadar devam eden sorunlarının farkına varmaya çağırıyor.

Enver, bu tasarrufla ilgili değerlendirmesinde Şarku'l Avsat'a şunları söyledi:

Bu uygulama, Ekim Savaşı'nın 50’inci yıl dönümü ile Mısır ordusunun zaferinin imajını zedeleme girişimi olarak karşımıza çıkıyor. Bu gezi ters tepecektir. Çünkü Süveyş Kanalı içinde denetim yapan ister Süveyş Kanalı otoritesine mensup görevliler olsun, ister Mısırlı irtibat görevlileri veya güvenlik görevlileri olsun, bunlar esirler için daha fazla kabusa neden olacak.

Planlanan gezi rotasının ‘sorgulanabilir ve kışkırtıcı’ olduğuna inandığını belirten Enver, “Süveyş Kanalı'nda bir gemi yolculuğundan ve ardından İtalyan yolcu gemisi aracılığıyla Eylat’a gitmekten söz etmek tamamen reklam amaçlıdır. Arkasında farklı gerekçeler var” dedi.