Sunucu Oprah Winfrey: Tecavüze uğramak beni kızların ‘erkeklerle dolu bir dünyada güvende olmadıklarına’ ikna etti

Amerikalı Televizyon sunucusu Oprah Winfrey, New York'ta kadınlar zirvesinde konuşuyor (Reuters)
Amerikalı Televizyon sunucusu Oprah Winfrey, New York'ta kadınlar zirvesinde konuşuyor (Reuters)
TT

Sunucu Oprah Winfrey: Tecavüze uğramak beni kızların ‘erkeklerle dolu bir dünyada güvende olmadıklarına’ ikna etti

Amerikalı Televizyon sunucusu Oprah Winfrey, New York'ta kadınlar zirvesinde konuşuyor (Reuters)
Amerikalı Televizyon sunucusu Oprah Winfrey, New York'ta kadınlar zirvesinde konuşuyor (Reuters)

Amerikalı sunucu Oprah Winfrey, çocukken tecavüze uğramasının onu ‘erkeklerle dolu bir dünyada kızların güvende olmadığına’ ikna ettiğini açıkladı.
The Independent'a göre, Winfrey, Prens Harry ile ortak yapımcılığını üstlendiği "The Me You Can't See" (Göremediğin Ben) adlı yeni bir program hakkında verdiği röportaj sırasında ​​yaşadığı şoku hatırlarken gözyaşlarını tutamadı.
Geçtiğimiz günlerde Apple TV'de yayınlanmaya başlayan program, Lady Gaga ve Glenn Close da dâhil olmak üzere farklı kesimlerden çok sayıda insanın akıl sağlığı konusunu ele alıyor.
Programın ilk bölümünde Winfrey, çocukken akrabalarından biri tarafından yıllarca tecavüze uğradığını söyledi.
Winfrey, "9 yaşından 12 yaşına kadar 19 yaşındaki kuzenim tarafından tecavüze uğradım. Tecavüzün ne olduğunu ve tecavüz kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyordum. Hatta bana ne olduğunu bile bilmiyordum ve bu sırrı sakladım" dedi.
Winfrey, Güney Afrika'da kızlar için özel okul açıldığında, çocuklara yönelik cinsel istismarın ne derece yaygın olduğunu öğrendiğini söyledi.
Orada bir öğrencinin büyükannesine amcasının ‘kendisine zarar verdiğini’ ancak büyükannesinin ona inanmadığını duyduğunu ifade etti.
Sonra okuldaki birçok kız, maruz kaldıkları cinsel istismar konusunda konuşmaya başladı.
Yine bir bölümde Lady Gaga, yıllar önce maruz kaldığı tacizin travmasının yeniden ortaya çıkmasından dolayı turnede ‘psikolojik çöküş’ yaşadığını açıklamıştı.

 


"Disney kalesi" nihayet Dünya Mirası Listesi'ne alındı

Neuschwanstein Kalesi (AP)
Neuschwanstein Kalesi (AP)
TT

"Disney kalesi" nihayet Dünya Mirası Listesi'ne alındı

Neuschwanstein Kalesi (AP)
Neuschwanstein Kalesi (AP)

Hıristiyanlık aleminin en görkemli kalesi hangisi mi? Hiç şüphesiz Bavyera Alpleri'nin derinliklerindeki Neuschwanstein.

Kral II. Ludwig'in tepedeki iç kalesi, çayırlar ve dağlar arasında gökyüzüne yükseliyor. Kulelerin ve taretlerin eğlenceli kıvrımları, Disney tema parkını ziyaret eden herkese anında tanıdık gelecektir: Walt'un kendisi, Uyuyan Güzel'in kalesine model olarak Neuschwanstein'ı seçmişti. Kalenin kopyaları, Kaliforniya'dan Florida'ya, Paris'ten Japonya'ya kadar tema parklarını süslüyor.

Bavyera hükümdarı, "cennetin havasını soluyabileceği", "kutsal ve ulaşılmaz" bir Ortaçağ şövalyeleri kalesi hayal ediyordu. 

Ludwig mimarlar yerine, Wagner operasına takıntısını paylaşan ve Mässigung (ölçülülük) kavramına açıkça yabancı olan tiyatro dekor tasarımcılarını çağırdı.

Neuschwanstein'ı Wagner'in en büyük hitlerinden motiflerle süslediler. Kutsal Kase Kalesi'ni çevreleyen kutsal ormanın bir duvar resmi de dahil, kayıp ruhlarla yankılanan Parsifal'den unsurlar Şarkıcılar Salonu'nu süslüyor.

Şatonun efendisinin yönetmesi gereken bir devlet vardı. Ludwig, yaşam alanlarıyla evden çalışma alanının ayrıntılı bir mağarayla birbirine bağlanmasını emretti. Diğer yandan kraliyet yatak odası, yorgun bir hükümdarı uyutmak için çocuk melek figürleri ve yıldız ışığıyla donatılmış bir Bizans şapeli gibi hissettiriyor.

Kendine saygısı olan hiçbir kral için tek bir kale yeterli değildir. Ludwig'in portföyünün geri kalanı Herrenchiemsee, Linderhof ve Schachen'deki Kraliyet Evi'ni içerirken, bunların hepsi kalabalıkların gözdesi Neuschwanstein'la birlikte UNESCO listesine eklendi.

Ancak Bavyera hazinesi hiç de memnun değildi. Kralın vizyonunun nefes kesici ölçeği ve karmaşıklığı devleti iflasa sürükledi. Neuschwanstein'ın temelinin atılmasından 15 beş yıl sonra, ancak Ludwig'in tüm görkemli planları gerçekleşmeden önce, Bavyera'nın siyasi liderleri krallarını deli ilan ettirdi. Kalede 6 ay bile yaşamamıştı.

Kısa bir süre sonra bu güzel hayalperest, doktoruyla birlikte gizemli bir şekilde öldü.

Sadece 7 hafta sonra Neuschwanstein, kralın tarifine aykırı bir şekilde turistik bir mekan olarak açıldı. O zamandan beri kale Bavyera turizminin simgesi haline geldi.

Ve nihayet UNESCO, kaleyi Dünya Mirası Listesi'ne ekleyerek bu görkemli çılgınlığın kültürel zenginliğini kabul etti.

Independent Türkçe