Etiyopya ile gerilimin tırmanmasına paralel olarak Mısır-Sudan ikilisi ortak bir askeri tatbikat başlatacak

Kara, deniz ve hava kuvvetlerinin katılımıyla önümüzdeki Çarşamba günü Nil'in Muhafızları tatbikatı başlatılacak

Mısır kuvvetleri, Nil'in Muhafızları tatbikatına katılmak için Sudan'a gitti (Mısır askeri sözcüsü)
Mısır kuvvetleri, Nil'in Muhafızları tatbikatına katılmak için Sudan'a gitti (Mısır askeri sözcüsü)
TT

Etiyopya ile gerilimin tırmanmasına paralel olarak Mısır-Sudan ikilisi ortak bir askeri tatbikat başlatacak

Mısır kuvvetleri, Nil'in Muhafızları tatbikatına katılmak için Sudan'a gitti (Mısır askeri sözcüsü)
Mısır kuvvetleri, Nil'in Muhafızları tatbikatına katılmak için Sudan'a gitti (Mısır askeri sözcüsü)

Etiyopya ile gerilim artmaya devam ederken, Mısır ve Sudan askeri kuvvetleri önümüzdeki Çarşamba günü kara, deniz ve hava kuvvetlerinin katılımıyla ortak bir askeri tatbikat başlatacak.
Mısır Silahlı Kuvvetlerinin resmi sözcüsü Tuğgeneral Tamer er-Rifai'ye göre, Nil Muhafızları adını verdikleri tatbikat ortak eğitim, kuvvetlerin hazırlık düzeyini görmek ve her iki ülkenin silahlı kuvvetlerinin eğitim deneyimlerini artırmak için yapılıyor.
Bu tatbikat Mısır ve Sudan arasında birkaç ay içinde yapılan tatbikatların üçüncüsü olup, öncesinde geçen Kasım ayında "Nil Kartalları - 1" ve geçtiğimiz Nisan ayında "Nil Kartalları - 2" yapılmıştı.
Sudan Genelkurmay Eğitim Dairesi Başkanı Tümgeneral Malek et-Tayyib, "Mısır kuvvetlerinin verimliliği, yüksek hazırlık durumu ve seçkin eğitim ve savaş deneyimlerini öven bir konuşma yaptı. Konuşmada, tatbikat ile iki ülke arasındaki tecrübe alışverişini ve askeri işbirliği araçlarının güçlendirilmesinin hedeflendiğini vurguladı. Sudan ordusundan bildirilene göre, Nil Koruyucuları tatbikatı, iki ordudaki tüm uzmanlık ve sınıflardaki unsurların katılımıyla 26-31 Mayıs tarihleri arasında faaliyetlerine devam edecek.
Et-Tayyib, “Nil Koruyucular tatbikatı, iki ülke arasındaki ortak eğitim işbirliğinin neticesinde yapılıyor. Öncesinde Nil Kartalları 1 ve 2 tatbikatları vardı. BU tatbikatlar ile iki ülkeye yönelik olası tehditlere karşı koymak için askeri uzmanlık ve tecrübe alışverişinde bulunulması, işbirliğinin geliştirilmesi ve çalışma yöntemlerinin standartlaştırılması hedefleniyor” açıklamasını yaptı.
Mısır Genelkurmay Başkanı Korgeneral Muhammed Farid Hegazy geçtiğimiz Mart ayında Hartum'u ziyaret etti. Hegazy, iki kardeş ülke arasındaki ortaklık ve işbirliği alanlarını desteklemek amacıyla Mısır-Sudan Ortak Askeri Komitesi'nin yedinci toplantısına katılmak üzere silahlı kuvvetler komutanlarından oluşan üst düzey bir heyete başkanlık etti. Toplantı, Mısır ve Sudan arasında, özellikle ortak eğitim, rehabilitasyon, sınır güvenliği, askeri ve güvenlik uzmanlığının transferi ve değişimi alanlarında askeri ve güvenlik işbirliğini güçlendirmek için yapılan anlaşma ile sonuçlandı.
Mısır Genelkurmay Başkanı, Mısır ve Sudan silahlı kuvvetleri arasında fikir birliği olduğunu doğruladı
Mısır Genelkurmay Başkanı, Mısır ve Sudan silahlı kuvvetleri arasında işbirliği alanlarını geliştirmeyi amaçlayan tüm konularda fikir birliği olduğunu doğruladı. Bu arada Sudan Genelkurmay Başkanları, komite toplantıları sırasında kararlaştırılanların, Mısır-Sudan askeri ilişkilerini geliştirmek için askeri anlayış ve koordinasyon çerçevesinin bir uzantısı olduğunu belirtti.
Mısır ve Sudan, Etiyopya'nın Nil'in ana kolu üzerinde yer alan Nahda Barajı rezervuarının doldurulması ile ilgili ikinci aşamayı Temmuz ayındaki yağışlı mevsimde duyuracağını tahmin ediyor. İki ülke, Etiyopya'yı tek taraflı olarak herhangi bir adım atmak yerine, öncelikle barajın doldurulması ve işletilmesine ilişkin kuralları belirleyen nihai ve bağlayıcı bir anlaşma imzalamaya çağırıyor.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri iki gün önce, “Etiyopya, kapsamlı bir anlaşma olmaksızın Nahda Barajı'nda su toplanması ile ilgili ikinci aşama başlatılırsa, bu uluslararası hukuktan sapma anlamına gelecektir. Mısır Nil suyundaki payını savunmada ihmalkar olmayacak. Üzerine düşen hasarı da kabul etmeyecek” açıklamasını yaptı.
İki taraf arasında resmi açıklamaların artmasıyla birlikte, bazı Mısırlılar, Etiyopya'yı planından caydırmak için sosyal medya üzerinden askeri müdahale çağrısında bulundu.
Siyaset bilimi profesörü Dr. Mutaz Abdulfettah, "Mısır ve Sudan, Etiyopya uzlaşmazlığı nedeniyle Addis Ababa'ya karşı savaşa hazırlanıyor" dedi.
Facebook sayfasından yaptığı canlı yayında, “Sudan ve Mısır orduları anlayış ve amaç birliği içinde savaş yetkinliklerini artırmak için ortak tatbikatlar yapıyor. ABD son ana kadar diplomatik çabalar içindeyken, Etiyopya da baraj veya sınırlarına herhangi bir üdahaleyi kabul etmeyeceği ve bölgede bir savaşı ateşleyeceğine dair üstü kapalı tehditlerle Sudan sınırlarında güçlerini topluyor” ifadelerini kullandı.
Abdülfettah konuya dair açıklamalarına şöyle devam etti: "Sudan, Mısır'ın desteğine ihtiyacı olduğunu biliyor ve Mısır, herhangi bir tehdit karşısında su güvenliğini sağlama sorumluluğu olduğunu biliyor. Çünkü Nil Nehri tutsak olamaz veya tamamen herhangi bir tarafın kontrolü altında olamaz."
Etiyopya Dışişleri Bakanlığı, iki gün önce yaptığı açıklamada, barajın doldurulması ve işletilmesi için devam eden çabaları hiçbir kuvvetin engelleyemeyeceğini belirterek, önümüzdeki yağmur mevsimi boyunca barajda elektrik üretimi için denemeleri başlatacağını duyurdu.



HDK Güney Kordofan'da şiddeti artırdı ve Dilling'deki askeri hastaneyi bombaladı

Birleşmiş Milletler helikopteri, öldürülen askerlerin cesetlerini Abyei'ye taşıdı (dolaşımda)
Birleşmiş Milletler helikopteri, öldürülen askerlerin cesetlerini Abyei'ye taşıdı (dolaşımda)
TT

HDK Güney Kordofan'da şiddeti artırdı ve Dilling'deki askeri hastaneyi bombaladı

Birleşmiş Milletler helikopteri, öldürülen askerlerin cesetlerini Abyei'ye taşıdı (dolaşımda)
Birleşmiş Milletler helikopteri, öldürülen askerlerin cesetlerini Abyei'ye taşıdı (dolaşımda)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Güney Kordofan eyaletindeki operasyonlarını yoğunlaştırdı. Cumartesi günü eyalet başkenti Kadugli'deki bir BM yerleşkesini hedef alarak altı Bangladeşli barış gücü askerini öldürdüklerine dair çelişkili raporların ardından, dün geri dönerek kuşatma altındaki eyaletin ikinci büyük şehri Dilling'deki bir askeri hastaneyi bombaladı; 7 kişi öldü, 12 kişi de yaralandı.

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir hastane sağlık çalışanı, kurbanların hastalar ve refakatçileri olduğunu belirterek, askeri hastanenin "askeri personelin yanı sıra şehrin sakinlerine ve çevredeki bölgelere de hizmet verdiğini" belirtti.

Aynı bağlamda, BM ekipleri, Sudan hükümetiyle koordinasyon içinde, cumartesi günü Kadugli'deki bir BM yerleşkesini hedef alan insansız hava aracı (İHA) saldırısında öldürülen ve yaralanan UNISFA barış güçlerinin tahliyesini dün gerçekleştirdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre şehirde Sudan ordusu ile HDK arasında tırmanan çatışmalar nedeniyle UNISFA'nın tüm birliklerini ve personelini Kadugli'den tahliye etmeyi düşündüğüne dair sürekli haberler geliyor.


Washington, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki olaylar nedeniyle Ruanda'yı ‘bölgeyi savaşa sürüklemekle’ suçluyor

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden askerler Burundi'nin Gatumba köyüne geldi. (Reuters)
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden askerler Burundi'nin Gatumba köyüne geldi. (Reuters)
TT

Washington, Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki olaylar nedeniyle Ruanda'yı ‘bölgeyi savaşa sürüklemekle’ suçluyor

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden askerler Burundi'nin Gatumba köyüne geldi. (Reuters)
Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nden askerler Burundi'nin Gatumba köyüne geldi. (Reuters)

ABD dün, Ruanda’nın Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin doğusundaki çatışmaya müdahil olmasını kınadı. Ruanda’ya yönelik eleştiriler, silahlı 23 Mart Hareketi’nin (M23) bölgede yeni bir saldırı başlatmasının ardından geldi. Söz konusu saldırı, Kinşasa ve Kigali’nin Washington’da birkaç gün önce imzaladığı anlaşmanın akabinde gerçekleşyor.

ABD’nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Mike Waltz, BM Güvenlik Konseyi toplantısında yaptığı açıklamada, “Son haftalarda Başkan Trump’ın himayesinde ilerleme kaydedilmesi gerekirken, Ruanda bölgeyi daha fazla istikrarsızlığa ve savaşa sürüklüyor” dedi.

4 Aralık’ta Washington’da Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile Ruanda arasında Başkan Trump’ın himayesinde imzalanan barış anlaşmasının ardından Waltz, şiddetin yeniden başlamasından dolayı ülkesinin son derece endişeli olduğunu vurguladı. Waltz, Ruanda’nın Kongo’nun doğusunda meydana gelen gelişmelerdeki rolünün boyutunu da sert bir şekilde eleştirdi.

ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Mike Waltz, BM Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında (Reuters) ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Mike Waltz, BM Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında (Reuters)

Waltz, Ruanda’nın M23 hareketine maddi, lojistik ve eğitim desteği sağladığını ve 1 Aralık’tan itibaren yaklaşık 5 ila 7 bin Ruandalı askerle Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde M23’ün yanında savaştığını açıkladı. Waltz, söz konusu sayının saldırının ilerleyişine bağlı olarak artabileceğine de işaret etti.

Waltz ayrıca, “Son aylarda Ruanda, M23’ü desteklemek için Kuzey ve Güney Kivu bölgelerine çok sayıda kara-hava füzesi ve diğer gelişmiş ağır silahlar yerleştirdi” dedi. Waltz, M23 ve Ruanda’nın intihar dronları ve topçu kullanımını artırdığına dair güvenilir bilgiler bulunduğunu ve bu kapsamda Burundi’ye de saldırılar düzenlendiğini vurguladı.

M23 hareketi, ocak ayında Goma ve şubat ayında Bukavu kentlerini ele geçirmişti. Waltz, Ruanda’nın desteğiyle M23’ün, aralık başında ülkenin doğusundaki Güney Kivu eyaletinde, Burundi sınırı boyunca yeni bir saldırı başlattığını belirtti.

M23 çarşamba günü, yüz binlerce nüfusa sahip Uvira kentini ele geçirdi. Bu kontrol, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ile Burundi arasındaki kara sınırını da M23’ün denetimine soktu; bu durum, Kinşasa’nın Bujumbura üzerinden sağladığı askeri desteği de kesmiş oldu.

Bu gelişmeler ışığında, BM Genel Sekreteri’nin Barış Operasyonlarından Sorumlu Yardımcısı Jean Pierre Lacroix, yeni saldırının “bölgesel bir patlamanın hayaletini uyandırdığını ve sonuçlarının tahmin edilemez olduğunu” belirterek, çatışmanın daha da genişleme riski konusunda ciddi endişe duyduğunu ifade etti.

Meşru müdafaa hakkı

Lacroix, komşu ülkelerden gelen silahlı güçlerin ve grupların doğrudan veya dolaylı müdahalesi ile sınırları aşan göçmen ve savaşçı hareketlerinin, bölgesel bir patlama riskini büyük ölçüde artırdığını belirtti. Lacroix ayrıca, M23’ün daha fazla alanı kontrol etmesi ve paralel yönetimler kurmasının, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin kademeli olarak çözülmesine yol açabileceği konusunda endişelerini dile getirdi.

BM Güvenlik Konseyi’nde birçok üye ülke bölgesel gerilimi artırma endişesi dile getirirken, Burundi’nin BM Daimî Temsilcisi Zephyrin Maniratanga, ülkesinin ‘meşru müdafaa hakkını saklı tuttuğunu’ belirtti ve Ruanda’yı topraklarını bombalamakla suçladı.

Maniratanga, “Bu sorumsuz saldırılar devam ederse, iki ülke arasında doğrudan bir çatışmayı önlemek zor hale gelecek” dedi.

Buna karşın Ruanda’nın BM Daimî Temsilcisi Martin Ngoga, ülkesinin Burundi ile savaş niyetinde olmadığını vurguladı ve hem Bujumbura’yı hem Kinşasa’yı ateşkesi ihlal etmekle suçladı.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Therese Kayikwamba ise BM Güvenlik Konseyi’nin ‘somut önlemler almamasını’ eleştirdi.

Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğusundaki Kuzey Kivu eyaletinin Goma kentinde 23 Mart Hareketi (M23) üyeleri (Reuters)Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nin doğusundaki Kuzey Kivu eyaletinin Goma kentinde 23 Mart Hareketi (M23) üyeleri (Reuters)

Kayikwamba şubat ayında BM Güvenlik Konseyi’nin Ruanda güçlerinin geri çekilmesini ve ateşkese uymasını talep eden kararına rağmen ‘yeni bir kentin düştüğünü, paralel bir yönetimin güçlendiğini, binlerce ailenin yerinden edildiğini ve bazı ailelerin ise öldürülme, tecavüz ve yıldırmaya maruz kaldığını’ belirtti. Kayikwamba, Ruanda’ya yaptırımlar uygulanması çağrısını da yineledi.

Fransa'nın BM Daimî Temsilcisi Jerome Bonnafont ise BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelere, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki BM barışı koruma gücünün ‘özellikle ateşkesin denetlenmesi dahil olmak üzere tüm barış çabalarını desteklemesini sağlayacak’ bir karar tasarısı önerdiğini açıkladı.


İngiliz yaptırımları Hemedti'nin kardeşini ve Hızlı Destek Kuvvetleri liderlerini hedef aldı

Hızlı Destek Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Abdul Rahim Dagalo (ortada), geçen şubat ayında Nairobi'de "Kurucu İttifak"ın kurulması için yapılan toplantılar sırasında (AP)
Hızlı Destek Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Abdul Rahim Dagalo (ortada), geçen şubat ayında Nairobi'de "Kurucu İttifak"ın kurulması için yapılan toplantılar sırasında (AP)
TT

İngiliz yaptırımları Hemedti'nin kardeşini ve Hızlı Destek Kuvvetleri liderlerini hedef aldı

Hızlı Destek Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Abdul Rahim Dagalo (ortada), geçen şubat ayında Nairobi'de "Kurucu İttifak"ın kurulması için yapılan toplantılar sırasında (AP)
Hızlı Destek Kuvvetleri Komutan Yardımcısı Abdul Rahim Dagalo (ortada), geçen şubat ayında Nairobi'de "Kurucu İttifak"ın kurulması için yapılan toplantılar sırasında (AP)

Birleşik Krallık dün, Sudan'daki savaş sırasında "zulüm" işledikleri gerekçesiyle, aralarında birliğin ikinci komutanı Mohamed Hamdan Dagalo'nun ("Hemedti" olarak bilinen) kardeşi Abdul Rahim Dagalo'nun da bulunduğu Sudan'daki Hızlı Destek Kuvvetleri'nin (HDK) dört liderine yaptırım uyguladığını duyurdu.

Yapılan açıklamada, İngiliz Dışişleri Bakanı Yvette Cooper'ın şu sözlerine yer verildi: "Uygulanan yaptırımlar, elleri kana bulaşmış olanları doğrudan hedef alıyor." Cooper ayrıca "Kitlesel infazlardan ve açlıktan, tecavüzün sistematik ve kasıtlı olarak bir savaş silahı olarak kullanılmasına kadar uzanan bu iğrenç suçların ezici kanıtları cezasız kalmayacak" ifadelerini kullandı.

Cooper, “İşlenen vahşetler o kadar korkunç ki, dünyanın vicdanında bir yara izi bırakıyor… ve halkı terörize etme, korku ve şiddet yoluyla kontrol kurma yönünde kasıtlı bir stratejinin parçası” dedi.

Avrupa Birliği de kasım ayında Abdul Rahim Dagalo'ya yaptırımlar uyguladı.Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Yaptırım uygulanan liderler, mal varlıkları dondurulması ve seyahat yasağıyla karşı karşıya kalıyor.