Sebze tüketiminin en sağlıklı şekli nedir?

Uzmanlara göre sebze tüketimi, sağlıklı bir yaşamın vazgeçilmesi (Unsplash)
Uzmanlara göre sebze tüketimi, sağlıklı bir yaşamın vazgeçilmesi (Unsplash)
TT

Sebze tüketiminin en sağlıklı şekli nedir?

Uzmanlara göre sebze tüketimi, sağlıklı bir yaşamın vazgeçilmesi (Unsplash)
Uzmanlara göre sebze tüketimi, sağlıklı bir yaşamın vazgeçilmesi (Unsplash)

Sebze veya meyve tüketmenin onlarca yolu var. Vitamin deposu olan bu besinler çiğ, buharda pişirilerek veya kızartılarak tüketilebiliyor. Ancak bazıları, pişirme sürecinin sebzenin besin değerinin korunmasında rol oynadığını düşünüyor. Peki bu doğru mu? 
Popular Science'ın bilim muhabiri Claire Maldarelli, sebze tüketiminin en sağlıklı yolunu ortaya koymak için bilim insanlarına ve araştırmalarına başvurdu.

En dayanıksız vitamin, C vitamini
Maldarelli'ye göre sebze ve meyveler sapından veya dalından koparıldığı anda besin değerinin bir kısmını kaybetmeye başlıyor. Çünkü bunlar, içlerindeki besinleri doğada bağlı oldukları ana gövdeden alıyor.
Bu kaynak kesildiğinde koparılan sebzeler, çürüyene dek yakıt kaynağı olarak kendilerini kullanıyor.
İşte bu noktada sıra tüketime hazırlandıkları sürece geliyor. Örneğin uzmanlar, hazırlık aşamasında sebze veya meyvedeki en savunmasız vitaminin C vitamini olduğunu belirtiyor.
Bu vitamin suda çözündüğü için oksijen açısından zengin bir ortamda epey dengesiz davranıyor. Bu nedenle dondurulmak üzere haşlanırken sebzedeki C vitamini miktarı azalabilir. Ayrıca suda çözündüğü için sebzenin kaynatıldığı sırada C vitamini suya süzülebilir.
ABD'deki Kaliforniya Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, C vitamini kaybının, pişirme sürecine bağlı olarak yüzde 15 ila yüzde 55 arasında değişebileceği tahmin ediliyor.
Maldarelli ise yiyecekleri mikrodalgada pişirmenin diğer yöntemlere kıyasla daha fazla C vitamini koruyacağını söylüyor.

Sebzeleri çiğ mi tüketmeli?
Buradan hareketle bazı okurlar sebzeleri çiğ tüketmek veya hepsini mikrodalgada pişirmek gerektiği sonucuna varabilir. Ancak bu tam olarak doğru değil.
Pişirme biçimi gerçekten de C vitamini gibi suda çözünen maddeleri bozabilir. Hatta bunun B vitaminleri ve polifenoller diye bilinen başka bir besin grubu için de geçerli olduğu düşünülüyor. Öte yandan pişirme, bazı sebzelerin besin değerini artırıyor.
Örneğin uzmanlar, havuç gibi bazı sebzeleri suda kaynatmanın aslında içeriğindeki karoten sayısını artırdığını aktarıyor. Güçlü bir antioksidan olan beta karoten, cildi güneşin zararlı etkilerinden ve cilt kanserinden korurken, kalbe ve ciğerlere de yararlı.
Havuçların buharda pişirilmesi ise C vitamini ve karotenoid miktarını önemli ölçüde azaltabilir. Ancak yine bir tür antioksidan olan fenolik asit miktarını da artırıyor.
Öte yandan Maldarelli, sebzelerin her birinin en iyi şekilde nasıl hazırlanabileceğini hatırlamanın ve buna uymanın her zaman mümkün olmadığını belirtiyor.
"Bu besinleri aldığınızdan emin olmanın en kolay yolu, birçok farklı pişirme yöntemi kullanmak, çeşitli sebzeleri hem çiğ hem de pişmiş tüketmektir" diyen muhabir, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Her zamankinden biraz daha az besin değeriyle tüketilen bir sebze, hiç tüketilmemesinden iyidir."
 
Independent Türkçe, Popular Science



"Disney kalesi" nihayet Dünya Mirası Listesi'ne alındı

Neuschwanstein Kalesi (AP)
Neuschwanstein Kalesi (AP)
TT

"Disney kalesi" nihayet Dünya Mirası Listesi'ne alındı

Neuschwanstein Kalesi (AP)
Neuschwanstein Kalesi (AP)

Hıristiyanlık aleminin en görkemli kalesi hangisi mi? Hiç şüphesiz Bavyera Alpleri'nin derinliklerindeki Neuschwanstein.

Kral II. Ludwig'in tepedeki iç kalesi, çayırlar ve dağlar arasında gökyüzüne yükseliyor. Kulelerin ve taretlerin eğlenceli kıvrımları, Disney tema parkını ziyaret eden herkese anında tanıdık gelecektir: Walt'un kendisi, Uyuyan Güzel'in kalesine model olarak Neuschwanstein'ı seçmişti. Kalenin kopyaları, Kaliforniya'dan Florida'ya, Paris'ten Japonya'ya kadar tema parklarını süslüyor.

Bavyera hükümdarı, "cennetin havasını soluyabileceği", "kutsal ve ulaşılmaz" bir Ortaçağ şövalyeleri kalesi hayal ediyordu. 

Ludwig mimarlar yerine, Wagner operasına takıntısını paylaşan ve Mässigung (ölçülülük) kavramına açıkça yabancı olan tiyatro dekor tasarımcılarını çağırdı.

Neuschwanstein'ı Wagner'in en büyük hitlerinden motiflerle süslediler. Kutsal Kase Kalesi'ni çevreleyen kutsal ormanın bir duvar resmi de dahil, kayıp ruhlarla yankılanan Parsifal'den unsurlar Şarkıcılar Salonu'nu süslüyor.

Şatonun efendisinin yönetmesi gereken bir devlet vardı. Ludwig, yaşam alanlarıyla evden çalışma alanının ayrıntılı bir mağarayla birbirine bağlanmasını emretti. Diğer yandan kraliyet yatak odası, yorgun bir hükümdarı uyutmak için çocuk melek figürleri ve yıldız ışığıyla donatılmış bir Bizans şapeli gibi hissettiriyor.

Kendine saygısı olan hiçbir kral için tek bir kale yeterli değildir. Ludwig'in portföyünün geri kalanı Herrenchiemsee, Linderhof ve Schachen'deki Kraliyet Evi'ni içerirken, bunların hepsi kalabalıkların gözdesi Neuschwanstein'la birlikte UNESCO listesine eklendi.

Ancak Bavyera hazinesi hiç de memnun değildi. Kralın vizyonunun nefes kesici ölçeği ve karmaşıklığı devleti iflasa sürükledi. Neuschwanstein'ın temelinin atılmasından 15 beş yıl sonra, ancak Ludwig'in tüm görkemli planları gerçekleşmeden önce, Bavyera'nın siyasi liderleri krallarını deli ilan ettirdi. Kalede 6 ay bile yaşamamıştı.

Kısa bir süre sonra bu güzel hayalperest, doktoruyla birlikte gizemli bir şekilde öldü.

Sadece 7 hafta sonra Neuschwanstein, kralın tarifine aykırı bir şekilde turistik bir mekan olarak açıldı. O zamandan beri kale Bavyera turizminin simgesi haline geldi.

Ve nihayet UNESCO, kaleyi Dünya Mirası Listesi'ne ekleyerek bu görkemli çılgınlığın kültürel zenginliğini kabul etti.

Independent Türkçe