Dr. Fauci, Kovid-19’un laboratuvardan sızmış olabileceği teorisi uzak değil

Çin’in Wuhan Laboratuvarı'ndaki araştırmacıların virüse daha önceden yakalanmış olabileceğine ilişkin bir istihbarat raporu yayınlandı.

ABD’nin Philadelphia kentindeki bir aşı merkezi (Reuters)
ABD’nin Philadelphia kentindeki bir aşı merkezi (Reuters)
TT

Dr. Fauci, Kovid-19’un laboratuvardan sızmış olabileceği teorisi uzak değil

ABD’nin Philadelphia kentindeki bir aşı merkezi (Reuters)
ABD’nin Philadelphia kentindeki bir aşı merkezi (Reuters)

Kovid-19 virüsünün laboratuvardan sızdığına dair teori, virüsün yarasalardan insanlara bulaştığı iddialarının önüne geçti. ABD’de bulaşıcı hastalıklar alanında uzman olan Dr. Anthony Fauci çarpıcı açıklamalarda bulundu. Virüsün doğal yollardan ortaya çıktığından şüphe ettiğini ifade eden Fauci, Kovid-19’un kökenine ilişkin şeffaf bir soruşturma yapılması çağrısında bulunarak, "Ne olduğunu tam olarak bulana kadar Çin'de neler olup bittiğini araştırmaya devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Dr. Fauci, virüsün doğasına ilişkin önceki tutumundan farklı olarak yaptığı açıklamada, "Virüsün kökenini araştıranlar, bunun hayvandan insana bulaştığını söylüyorlar ancak başka bir şey de olabilir ve bunu bulmamız gerekiyor. Bu yüzden virüsün doğasıyla ilgili her türlü araştırmayı destekliyorum" dedi. Fauci'nin dikkat çeken açıklaması, ABD merkezli Wall Street Journal (WSJ) gazetesinde yayınlanan ABD istihbarat raporuyla eş zamanlı geldi. Raporda, Kasım 2019'da Wuhan Laboratuvarı'nda çalışan 3 araştırmacının virüs ve mevsimsel grip belirtilerine benzer şikayetlerle hastalanıp hastaneye başvurduğu öne sürüldü. 
Çin, virüsün laboratuvarlarından birinden sızdığı teorisini reddederken, Biden yönetimi Çin’i virüse ilişkin sahip olduğu bilgileri paylaşma konusunda şeffaf olmamakla suçluyor. ABD yönetimi, virüsün kaynağı ve doğası hakkında daha fazla ayrıntı öğrenmek için Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve uluslararası uzmanlar tarafından daha fazla araştırma yapılmasını savunuyor. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü, "Çin'de çıktığı da dahil olmak üzere, salgının ilk günleri hakkında ciddi sorularımız var" dedi.
Biden yönetimi, laboratuvardan sızan virüs teorisini resmi olarak desteklemese de, olayın bağımsız bir şekilde soruşturulmasını desteklediğini ifade etti. Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jen Psaki, ABD yönetiminin Çin hükümetinin başından beri şeffaf olmadığını net bir şekilde açıkladığını söyledi. Söz konusu raporda yer alan bilgiler, Dünya Sağlık Örgütü ve Çinli uzmanların Mart ayında yayınladıkları ve virüsün yarasalardan kaynaklandığını ve başka bir hayvan aracılığıyla insanlara bulaştığını öne süren ortak raporla çelişiyor. Rapor, laboratuvardan sızdığı teorisinin düşük bir ihtimal olduğunu kaydetti. WHO’nun son raporlar çerçevesinde bu konuda daha fazla araştırma yapması bekleniyor. 

Kovid-19’un kaynağına dair şüpheler devam ediyor
Eski ABD Başkanı Donald Trump yönetimi tarafından görev süresinin sonlarında yayınlanan bir raporda, “ABD yönetimi, resmi olarak teşhis edilen ilk vakadan önce Wuhan laboratuvarındaki bir dizi araştırmacının 2019 sonbaharında hastalığa yakalandığına inanıyor. Bu araştırmacıların semptomları Kovid-19 ve mevsimsel hastalıklara benziyordu” ifadeleri yer aldı. 15 Ocak'ta yayınlanan raporda ‘Pekin'in aldatmacası ve yanlış bilgilendirmesi’ eleştiriliyor. Bu şüpheler, Kongre'deki bir dizi Cumhuriyetçi tarafından, özellikle de geçmişte bu teori konusunda Fauci ile birden fazla kez karşı karşıya gelen Senatör Rand Paul tarafından tekrarlandı. Kongre’deki bir oturumda Senatör Paul’un Dr. Fauci’ye, "Bu virüsün bir laboratuvardan sızdığını kesin bir şekilde inkar ediyor musunuz? sorusuna Fauci, “Çinlilerin ne yaptığına dair hiçbir bilgim yok. Orada olanlarla ilgili ek bir soruşturmayı destekliyorum” dedi.
 Önümüzdeki günlerde bu konu büyük ölçüde gündeme gelecek olsa da, daha önce Kovid-19 virüsüne yakalandığı için aşı yaptırmayacağını açık bir şekilde belirten Senatör Paul'un açıklamaları da dikkat çekti. Paul açıklamasında aldığı kararı, aşıdan elde edeceği bağışıklığın virüse yakalandığında elde ettiğinden daha iyi olduğuna dair kanıt görmedikçe aşıyı almayacağı şeklinde gerekçelendirdi.
 Paul, yerel bir radyo ile verdiği röportajda, "Kararımı verdim. Hastalığa yakalandığım ve doğal bağışıklık elde ettiğim için aşı yaptırmayacağım. Burası özgür bir ülke ve her insanın kendisine uygun tıbbi kararı verme hakkı var” dedi. Cumhuriyetçi senatör, yetkililerin aşı alma çağrılarını eleştirerek, “Bana hamburger yiyememem gerektiğini söyleyecekler mi? Havuç yemem ve kalorilerimi azaltmam gerektiğini söylerler mi? Bu muhtemelen benim için iyi olacak. Ancak kimsenin bunu bana söylemesine ihtiyacım yok” diye konuştu.
 Paul'un görüşü, aşılar konusunda Biden yönetiminin karşılaştığı zorlukları yansıtıyor. PBS tarafından yapılan bir anket, Cumhuriyetçilerin yüzde 41'inin, Demokratların ve bağımsızların sadece yüzde 4'üne kıyasla aşıyı almak istemediğini gösterdi.



Asya başkentinde kedi ve köpek eti yasaklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Asya başkentinde kedi ve köpek eti yasaklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Cakarta, kuduzu kontrol altına almak ve tartışmalı et ticaretini düzenlemek için Endonezya'nın bugüne kadarki en kapsamlı önlemlerinden birini uygulamaya koyarak köpek, kedi ve yarasa etinin satış ve tüketimini yasakladı.

Vali Pramono Anung, yasağı 24 Kasım'da imzalayarak uygulamaya koydu ve Cakarta yetkilileri daha sonra yasağın yürürlüğe girdiğini doğruladı.

Yeni düzenleme, kuduz bulaştıran hayvanların (köpekler, kediler, maymunlar, yarasalar, misk kedileri ve benzeri türleri içeren bir kategori) gıda amaçlı satışını yasaklıyor ve tüm canlı hayvanları, karkasları ve çiğ veya işlenmiş ürünleri kapsıyor.

Anung, bu önlemin ekimde kendisine dilekçe sunan hayvan refahı aktivistlerine verdiği sözü yerine getirdiğini söyledi.

Antara News'a, "Hayvanseverleri kabul ettiğimde, onlara bir vali düzenlemesi yapma sözü verdim" diye konuştu ve onların savunuculuğunun kendisini hızlı adım atmaya yönelttiğini ekledi.

Jakarta Globe'a göre yasak, kademeli bir uygulama sistemi getiriyor.

İlk kez suç işleyenler yazılı uyarı alacak ve yanlarında bulunan tüm hayvanlar veya etlere, özellikle kuduz belirtileri görülen yerlerde, gözlem altına alınmak üzere el konacak.

rgty
Köpek eti meraklıları, Cakarta'daki bir lokantada yemek yiyor (AFP)

İkinci bir ihlal, hayvanlara tamamen el konmasına yol açıyor. Devam eden ihlaller, işletmelerin kapanmasına ve daha fazla uyumsuzluk, işletme ruhsatlarının kalıcı şekilde iptal edilmesine neden olabilir..

AFP'ye göre, aktif uygulama başlamadan önce 6 ay mühlet verilecek ancak düzenlemenin kendisi halihazırda yürürlükte.

Yetkililer, geçiş döneminin işletmelerin uyum sağlamasına ve yetkililerin izleme mekanizmaları hazırlamasına olanak sağlamayı amaçladığını söylüyor.

Endonezya, köpek veya kedi etinin hâlâ tüketim amacıyla satıldığı az sayıdaki ülkeden biri ancak kamuoyu muhalefeti arttı ve son yıllarda birçok belediye yerel yasaklar getirdi.

Köpekler ana akım İslami öğretiye göre kirli kabul ediliyor (Endonezya dünyanın en büyük Müslüman çoğunluğa sahip ülkesi) ve nadiren evcil hayvan olarak besleniyorlar. Ancak köpek eti hâlâ bazı bölgesel topluluklarda lezzetli bir yiyecek ve Asya'nın bazı bölgelerindeyse düşük maliyetli bir protein kaynağı olarak görülüyor.

Hayvan hakları grupları, Cakarta'nın bu adımını büyük bir atılım diye övdü. Dog Meat Free Indonesia (Köpek Etsiz Endonezya), AFP'ye yaptığı açıklamada, yeni politikanın "anayasanın tüm Endonezya halkını koruma ve adil ve medeni bir ulus olma maddesiyle uyumlu" olduğunu söyledi.

Kuduz, her yıl onlarca kişinin bu hastalıktan öldüğü Endonezya'da önemli bir halk sağlığı sorunu.

Dünya Sağlık Örgütü, takımadalar genelinde her yıl onlarca ölümün kuduza bağlı olduğunu belirtirken, sağlık bakanlığı yalnızca Ocak ve Mart 2025 arasında 25 ölüm vakası kaydetti.

Cakarta yönetimi, yeni düzenlemenin halk sağlığı önlemlerini güçlendirmek ve virüsün hayvan taşıma ve kesimi yoluyla yayılma olasılığını azaltmak için tasarlandığını belirtiyor.

Vali, resmi Instagram hesabından yaptığı açıklamada, "Umarım bu, Cakarta sakinlerinin sağlığının korunmasına ve iyileştirilmesine yardımcı olur" dedi.

Independent Türkçe


Cenaze düzenlemesi Çin'de köylüleri ayağa kaldırdı

(Yesterday Big Cat)
(Yesterday Big Cat)
TT

Cenaze düzenlemesi Çin'de köylüleri ayağa kaldırdı

(Yesterday Big Cat)
(Yesterday Big Cat)

Çin'in güneybatısındaki köylüler arasında, hükümetin cenaze uygulamalarına ilişkin düzenlemelerine karşı protestolar patlak verdi. Bu, bu tür protestolara neredeyse hiç tolerans gösterilmeyen bir ülkede son derece nadir görülen bir muhalefet ifadesi.

Pekin'e yaklaşık 2 bin km uzaklıktaki yoksul ve kırsal Guizhou eyaleti, yerel yönetimin zorunlu kremasyon politikasını yürürlüğe koymasının ardından hafta sonundan bu yana bir dizi nadir protestoya tanık oldu.

Protestoların salı günü de devam ettiği bildiriliyor. Hükümet, yakmanın toprak kaynaklarını korumak ve ""yeni ve daha sade bir cenaze anlayışını"nı teşvik etmek için gerekli olduğunu öne süren bir bildiriyle yanıt verdi.

Dün Yesterday Big Cat adlı X hesabı tarafından paylaşılan bir video derlemesinde, insanların hükümet yetkililerinin etrafında toplanıp nadir görülen bir muhalefet gösterisinde sloganlar attığı görülüyor. Bir köylünün "Komünist Parti ataların mezarlarını kazıyorsa, önce Şi Cinping'in atalarının mezarlarını kazın" diye bağırdığı duyuluyor.

Çin'de alışılmadık bir görüntü olan protestolar yerel medyada daha da az yer buluyor. Pekin'in protestolara yıllardır sansür ve baskıcı bir tutumla tepki veriyor.

The Guardian'ın haberine göre, China Dissent Monitor bu yıl ülkede 661 kırsal protesto kaydetti; bu sayı 2024'ün tamamına kıyasla yüzde 70'lik bir artışa denk geliyor.

Çin, toprağa gömme uygulamalarını aşamalı olarak kaldırmak için kapsamlı cenaze reformları uyguluyor ve halkı alternatif cenaze uygulamalarını, hatta denizde bırakmayı bile değerlendirmeye teşvik etti. Ancak bu düzenlemeler, geleneksel gömme işlemlerini kültürlerinin bir parçası olarak gören çoğunlukla kırsal kesimdeki toplulukların tepkisine yol açıyor.

Eyalette faaliyet gösteren yayın kuruluşu China Daily'nin resmi rakamlara dayanarak bildirdiğine göre, denize bırakma uygulaması giderek popülerlik kazanıyor ve 2024'te 194 bin 700 ekolojik gömme gerçekleştirildi; bu sayı, 2019'dakinden yaklaşık yüzde 67 daha fazla.

Geçen yıl Çin'in orta kesimindeki Hubei eyaletinde binlerce köylünün yerel cenaze reformlarının yürürlükten kaldırılmasını talep etmek için sokaklara çıktığı bildirilmişti.

Bu, Komünist Parti'nin "sıfır kovid" politikasına karşı pandeminin sonraki ilerleyen dönemlerinde yapılan eylemlerin ardından resmi bir politikaya karşı düzenlenen ikinci büyük toplu protesto dalgası olarak kayıtlara geçti.

2021'de Çinli yetkililer, oğlunun Guizhou'da geleneksel bir cenaze töreni düzenlemesinin ardından yaşlı bir kadının cesedini yakılmak üzere mezarından çıkarması nedeniyle büyük tepki görmüştü.

Pingtang ilçesinden bir köylü, ailesi tarafından gömüldükten kısa süre sonra annesinin cesedinin mezarından çıkarılıp bir cenaze evine gönderilmesinden büyük üzüntü duyduğunu söylemişti. South China Morning Post gazetesine göre, "Onu evden alsalar neyse ama neden gömdükten sonra mezarından çıkardılar?" diye konuşmuştu.

Independent Türkçe


One Piece ekibi müjdeyi verdi: Şimdiden takvime işaretleyin

22 yaşındaki Meksikalı aktör Iñaki Godoy, Who Killed Sara? (Quién Mató a Sara?) ve The Imperfects gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)
22 yaşındaki Meksikalı aktör Iñaki Godoy, Who Killed Sara? (Quién Mató a Sara?) ve The Imperfects gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)
TT

One Piece ekibi müjdeyi verdi: Şimdiden takvime işaretleyin

22 yaşındaki Meksikalı aktör Iñaki Godoy, Who Killed Sara? (Quién Mató a Sara?) ve The Imperfects gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)
22 yaşındaki Meksikalı aktör Iñaki Godoy, Who Killed Sara? (Quién Mató a Sara?) ve The Imperfects gibi yapımlardaki rolleriyle tanınıyor (Netflix)

One Piece hayranları sonunda rahat bir nefes alabilir. İkinci sezon henüz ekranlara bile gelmeden üçüncüsü için çalışmalar başladı.

Netflix, üçüncü sezonun çekimlerinin Güney Afrika'da başladığını açıkladı. Yayın devi, ikinci sezonun 10 Mart 2026'da yayımlanacağını da duyurdu.

Yeni sezonda Hasır Şapka ekibinin çekirdek kadrosu yine yer alacak: Monkey D. Luffy (Iñaki Godoy), Zoro (Mackenyu), Nami (Emily Rudd), Usopp (Jacob Romero) ve Sanji (Taz Skylar).

Bridgerton yıldızı Charithra Chandran, DC projeleriyle tanınan Mikaela Hoover ve True Blood'dan Joe Manganiello yeni sezonda kadroya katılıyor.

Platform, Instagram'da ilk bölüm senaryosunun fotoğrafını paylaşarak çekimlerin başladığını duyurdu. Paylaşımda şu ifadeler yer aldı:

Üçüncü sezonun çekimleri başladı Hasır Şapkalar! Maceramız büyürken, ikinci sezon için 10 Mart'ı şimdiden takvimlerinize işaretleyin!

Hayranlar haber karşısında büyük sevinç yaşadı; iki sezon arasında uzun bir bekleyiş olmayacağı için sosyal medyada kutlamalar yapıldı.

Bir kullanıcı esprili bir dille, "Ahh evet! Bu kez üç yıl beklemek zorunda kalmayacağız" diye yazarken, bir diğeri "Neyse ki bu kez çekimler hemen başladı. Sezonlar arasında üç sene beklemek çok kötü olurdu" yorumunu yaptı.

Başka bir hayran da dileğini şöyle ifade etti: 

Umarım durmazlar ve her yıl kesintisiz yeni sezonlar çekmeye devam ederler.

Canlı çekim manga uyarlamasının ilk sezonu Ağustos 2023'te yayımlanmıştı. Bu da hayranların Hasır Şapka ekibine yeniden kavuşmak için neredeyse üç yıl beklediği anlamına geliyor.

Bazı izleyiciler ise habere duygusal tepkiler verdi: 

Ağlıyorum, çok teşekkür ederiz, harika bir iş çıkarıyorsunuz.

Eiichiro Oda'nın ünlü Japon mangasından uyarlanan One Piece, Monkey D. Luffy'nin efsanevi hazine One Piece'i bulup Korsanlar Kralı olma yolculuğunu anlatıyor.

One Piece'in ilk sezonu halen Netflix'te izlenebilir.

Independent Türkçe, Express, Mirror