WHO’dan tüm ülkelere çağrı: Nüfusun en az yüzde 10'unu aşılayın

Salgın sonrası yeni bir dünya inşa etmenin yolları araştırılıyor.

Sputnik V aşısının uygulandığı Bolivya'daki bir sağlık merkezi. (AFP)
Sputnik V aşısının uygulandığı Bolivya'daki bir sağlık merkezi. (AFP)
TT

WHO’dan tüm ülkelere çağrı: Nüfusun en az yüzde 10'unu aşılayın

Sputnik V aşısının uygulandığı Bolivya'daki bir sağlık merkezi. (AFP)
Sputnik V aşısının uygulandığı Bolivya'daki bir sağlık merkezi. (AFP)

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, eylül ayına kadar her ülkenin nüfusunun en az yüzde 10'unu aşılaması çağrısında bulundu. Bir grup ülkenin aşıları tekeline almasından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Resmi verilere göre kaynağı halen araştırılmaya devam edilen Kovid-19 salgını dünya çapında 3 milyon 470 binin  üzerinde ölümeneden oldu. WHO’nun tahminleri doğrudan veya dolaylı yaklaşık 6 ila 8 milyon kişinin yaşamını yitirebileceği yönünde.
 G20 ülkeleri, büyük aşı üreticileri ve Uluslararası Para Fonu (IMF) cuma günü, G20 Dönem Başkanı İtalya ile Roma'daki Avrupa Komisyonu tarafından düzenlenen Küresel Sağlık Zirvesi’nde yoksul ülkelerde aşılama kampanyalarını hızlandırma taahhüdünde bulundular.
 Birleşmiş Milletler (BM) ve devlet başkanları, WHO tarafından düzenlenen bir toplantıda Kovid-19'un yayılmasını durdurma, gelecekte olması muhtemel başka salgınlarla mücadeleye hazırlanma ve salgın hastalıklarla ilgili bir anlaşmaya ulaşılarak aşıları paylaşma konusunda görüşlerini fikirlerini sundular.
WHO’nun en üst karar alma organı olan Dünya Sağlık Asamblesi’nin (DSA) 74’üncü Genel Kurul toplantısı, dünyada halen yayılmakta olan salgını durdurmak ve küresel ekonomiyi canlandırmak için yoksul ülkelerdeki aşılama operasyonlarını hızlandırmak amacıyla bir video-konferans düzenledi.
 WHO Genel Direktörü Ghebreyesus tarafından WHO tarihindeki en önemli toplantılardan biri olarak nitelenen görüşmenin gündeminde en büyük zorluklar olarak görülen WHO’nun küresel sağlık krizlerine müdahalesi ve gelecekte salgın hastalıkların yayılmasının önlenmesinin koordine edilmesi gündemdeydi. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok yönetim, bağımsız soruşturmalar yürütebilecek ve daha iyi finansman sağlayabilecek daha güçlü bir organizasyon çağrısında bulundu. Yapılan açıklamalar bütçenin yalnızca yüzde 16'sının ülkelerin zorunlu katkıları ile oluştuğu yönünde.
 
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, toplantıda yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"WHO küresel sağlığımızın merkezinde olmalı ve çalışmalarını bu konumdan yürütmelidir. Bu Örgüt, kriz zamanlarında sağlam, acil durumlarda hareket edebilecek kadar esnek, anlaşmazlıklar karşısında kararlı ve herhangi bir diplomatik baskıya maruz kalmamak için açık ve güven uyandıracak şekilde tamamen şeffaf olmalıdır."
Almanya Başbakanı Angela Merkel de önceliğin dünyanın salgın tehditlerine olabildiğince çabuk yanıt vermesi olduğunu vurgularken önleme ve müdahaleyi iyileştirmek için sağlık tehditlerine yönelik küresel bir konsey kurulması fikrini destekledi.
 Ancak özellikle WHO’ya verilen yetkiler konusunda ülkeler arasında süren anlaşmazlıkların toplantıda önemli sonuçlar alınmasını engelleyeceği yönünde endişeler mevcut. Uzmanlar tarafından hazırlanan ve toplantıda sunulacak olan raporlarda, olası başka bir sağlık krizini önlemek için kapsamlı uyarı ve önleme sistemleri reformu çağrısında bulunuldu. Zira bazı ülkeler halen, nüfuslarını korumak ve uluslararası toplum ile WHO’nun olası sağlık riskleri konusunda uyardığı gerekli halk sağlığı kapasitesinden yoksunlar. 
Raporlarda ayrıca WHO’nun olası herhangi bir krizde devletlerin onayını beklemeden sahada araştırma yapabilmesi önerisinde bulunuluyor. Ancak bu önerinin bazı ülkelerden güçlü muhalefetle karşılaşması bekleniyor.
WHO şu an bir ülkeyi tek başına soruşturma yetkisine sahip değil. Bu nedenle bağımsız bilim insanlarının da dahil olduğu bir ekibin WHO’nun yetkisi altında Kovid-19’un kaynağını incelemek için Çin’deki ilgili yeri ziyaret etmesi ancak Pekin yönetimi ile birkaç ay boyunca yapılan görüşmelerin ardından gerçekleşti.
Raporlardan birinde, WHO Genel Direktörü’nün siyasi baskıdan kurtulmak için beş yıl yerine 7 yılda bir seçilmesi çağrısında bulunuluyor. WHO’nun güçlendirilmesine ilişkin yasa tasarısının onaylanması bekleniyor. Uzmanların tüm önerilerini incelemekle görevli bir çalışma grubunun kurulması ve ardından da bir sonraki kurul oturumu için tavsiyelerin yayınlanması talep ediliyor. Aynı zamanda WHO Genel Direktörü, bölgesel mekanizmalar yoluyla sağlık uyarı sistemini iyileştirmek için öneriler sunmaya davet ediliyor.



Suda kalan parmakların hep aynı şekilde buruştuğu bulundu

Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
TT

Suda kalan parmakların hep aynı şekilde buruştuğu bulundu

Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)
Parmakların suda kalınca buruşmasının nedeni damarların sıkışması (Binghamton Üniversitesi)

Suda uzun süre kalınca parmaklarda oluşan buruşmanın hep aynı desene sahip olduğu tespit edildi. 

Banyo yapınca veya bir süre yüzünce el ve ayak parmakları buruşmaya başlıyor. Bunun nedeni ilk başta parmakların suyla dolması gibi gelebilir ancak durum öyle değil.

Koldan ele doğru uzanan medyan sinirinde hasar olan kişilerin parmaklarının buruşmadığını 1935'te fark eden bilim insanları, sürecin sinir sistemiyle alakalı olduğu sonucuna varmıştı. 

Uzmanlar derinin altındaki damarların büzüşmesi sonucu parmaklardaki kırışıklıkların oluştuğunu söylüyor.

Binghamton Üniversitesi'nden Guy German, 2023'te The Conversation'da kaleme aldığı yazıda "El ve ayaklar birkaç dakikadan daha uzun süre suyla temas ettiğinde, ciltteki ter kanalları açılarak suyun cilt dokusuna akmasına izin verir. Eklenen bu su, cildin içindeki tuz oranını azaltır. Sinir lifleri beyne daha düşük tuz seviyeleri hakkında bir mesaj gönderir ve otonom sinir sistemi kan damarlarını daraltarak yanıt verir" diye süreci açıklamıştı.

Yazısının ardından çeşitli yorum ve sorularla karşılaşan German'a bir öğrenci "Peki kırışıklıklar hep aynı şekilde mi oluşuyor" diye sormuş. German ve ekip arkadaşları bunu yanıtlamak adına bir deney yürüttü. 

Bulguları hakemli dergi Journal of the Mechanical Behavior of Biomedical Materials'ta yayımlanan çalışmada bir grup katılımcının elleri 30 dakika boyunca suda tutuldu ve ardından fotoğrafları çekildi.

24 saat sonra aynı işlemi tekrarlayan araştırmacılar görüntüleri karşılaştırınca parmaklarda aynı desenlerin oluştuğunu gördü. 

German "Kan damarları pozisyonlarını çok fazla değiştirmez. Biraz hareket ederler ancak diğer kan damarlarına göre son derece sabittirler" diyerek ekliyor: 

Bu da kırışıklıkların aynı şekilde oluşması gerektiği anlamına geliyor ve biz de öyle olduğunu kanıtladık.

Araştırmacılar yeni çalışmanın adli tıpa katkı sağlayabileceğini ve uzun süre suda kalan cesetlerin kimliğini tespit etmede kullanılabileceğini düşünüyor.

German ayrıca derinin suda kalmasıyla ilgili daha fazla soruya cevap aramayı umduğunu da belirtiyor.

Independent Türkçe, IFLScience, Popular Science, Conversation, Journal of the Mechanical Behavior of Biomedical Materials