İskoç Kraliçesi Mary'nin altın tespih boncukları kale soygununda çalındı

FotoğraF (Reuters)
FotoğraF (Reuters)
TT

İskoç Kraliçesi Mary'nin altın tespih boncukları kale soygununda çalındı

FotoğraF (Reuters)
FotoğraF (Reuters)

İskoç Kraliçesi Mary'nin 1587'de idamına götürdüğü altın tespih boncukları, İngiltere'nin güneyindeki bir kaleden çalınan 1 milyon pound (1,4 milyon dolar) değerindeki tarihi hazineler arasındaydı.
Katolik olan Kraliçe Mary, İskoçya tahtından düşürüldü, vatana ihanet suçlamasıyla hapsedildi ve ardından Protestan kuzeni I. Elizabeth'in emriyle İngiliz tarihindeki bir dizi önemli olayın parçası olarak kabul edilecek olan idam cezasıyla öldürüldü.
Çalınan eşyalar içindeki birkaç taç giyme töreni kupasının yanı sıra altın ve gümüş eşyalar Batı Sussex’deki Arundel Kalesi'ndeki bir vitrinden alınan ganimetler arasındaydı.
Kale çalışanları Cuma akşamı hırsızlık konusunda uyarıldı ve polis birkaç dakika içinde olay yerine geldi.
Sussex Polisi, tespihin madeni değerinin parasal açıdan yüksek olmadığını, ancak ulusun mirasının bir parçası olarak "yeri doldurulamaz" nitelikte olduğunu söyledi.
Mary kısa bir süreliğine Fransa Kraliçesiydi. Daha sonra isyankar aristokratlar tarafından İskoçya'dan sürüldü ve 1568'de 25 yaşındayken güneye kaçarak kendisini kuzeni Elizabeth'in merhametine bıraktı.
Ancak Mary’nin İngiliz tahtına Protestan Elizabeth'ten daha fazla hakka sahip olduğuna inanan Avrupa'daki birçok Katolik’in olduğu gerçeği Mary’i İngiltere’de istenmeyen bir ziyaretçi haline getirdi.
Çeşitli İngiliz kaleleri ve hapishanelerinde hapsedildi, İngiliz kraliçesine komplo kurmaktan mahkum edildi, reddettiği suçlamalarla ihanetten ölüme mahkum edildi ve sonunda boynu vuruldu.
Arundel Kalesi'nin bulunduğu bölgenin milletvekili Andrew Griffiths, "Bu sabahki üzüntümüzü tüm ulus paylaşıyor. Bizi ortak tarihimize bağlayan bu yeri doldurulamaz eserlerin çalınması hepimize karşı işlenmiş bir suçtur” dedi.
 



Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
TT

Yapay zeka kullanan Rubio taklitçisi dışişleri bakanlarıyla iletişime geçti

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio (EPA)

Reuters'ın dün gördüğü bir diplomatik telgraf, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'yu taklit etmek için yapay zeka sesi kullanan bir kişinin, geçen ay ABD'nin en üst düzey diplomatı olduğunu iddia ederek üç dışişleri bakanı ve iki ABD yetkilisiyle temasa geçtiğini gösterdi.

Telgrafa göre, şahıs haziran ayı ortalarında, mesajlaşma uygulaması Signal üzerinden bakanlar, bir ABD eyalet valisi ve bir Kongre üyesi ile temasa geçmiş ve en az ikisi için sesli mesaj bırakmıştır. Bir seferinde de hedefi Signal üzerinden iletişim kurmaya davet eden bir kısa mesaj gönderilmiştir.

Telgrafta şu ifadeler yer aldı: “Sahtekar muhtemelen yapay zeka ile üretilmiş metin ve sesli mesajları kullanarak hedeflenen kişileri manipüle etmeye ve bilgi ya da hesaplara erişim sağlamaya çalışıyor.”

Bu girişimi ilk haber yapan Washington Post gazetesi oldu.

İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Dışişleri Bakanlığı bu olaydan haberdar ve şu anda bir soruşturma yürütüyor” dedi.

Yetkili, “Bakanlık, bilgilerini koruma sorumluluğunu ciddiye alıyor ve gelecekteki olayları önlemek amacıyla bakanlığın siber güvenlik duruşunu iyileştirmek için sürekli adımlar atıyor” ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı'nın 3 Temmuz tarihli telgrafı tüm diplomatik ve konsolosluk misyonlarına gönderildi ve personelin yabancı ortaklarını sahte hesaplar ve taklitçilik konusunda uyarması önerildi.

Bakanlık, “Bu kampanyadan Bakanlığa yönelik doğrudan bir siber tehdit söz konusu değildir, ancak hedeflenen kişilerin bilgilerinin ele geçirilmesi halinde üçüncü bir tarafla paylaşılan bilgiler risk altında olabilir” uyarısında bulundu.

Ne telgrafta ne de ABD'li yetkililer olayla ilgili bir şüpheli tanımlamadı, ancak telgrafta nisan ayında Rusya bağlantılı bilgisayar korsanları tarafından Doğu Avrupa'daki düşünce kuruluşları, aktivistler ve muhaliflerle eski Dışişleri Bakanlığı yetkililerini hedef alan ikinci bir hackleme girişimine atıfta bulunuldu.