ABD, Libya’da seçimleri ve yabancı güçlerin çıkarılmasını destekleme sözü verdi

Libya İçişleri Bakanı Halid Mazin, güney bölgesinden bazı subaylarla bir araya geldi (İçişleri Bakanlığı)
Libya İçişleri Bakanı Halid Mazin, güney bölgesinden bazı subaylarla bir araya geldi (İçişleri Bakanlığı)
TT

ABD, Libya’da seçimleri ve yabancı güçlerin çıkarılmasını destekleme sözü verdi

Libya İçişleri Bakanı Halid Mazin, güney bölgesinden bazı subaylarla bir araya geldi (İçişleri Bakanlığı)
Libya İçişleri Bakanı Halid Mazin, güney bölgesinden bazı subaylarla bir araya geldi (İçişleri Bakanlığı)

ABD, Libya’da seçimleri ve yabancı güçlerin ülkeden çıkarılması zorunluluğunu destekleme sözünü yineledi. Libya Temsilciler Meclisi, Tobruk’taki merkezinde Abdulhamid Dibeybe liderliğindeki Ulusal Birlik Hükümeti tarafından önerilen bütçeyi tartışmak üzere dün ikinci kez bir araya geldi.
ABD'nin Trablus Büyükelçisi Richard Norland, ABD’nin seçimlerin düzenlenmesi, yabancı güçlerin ülkeden çıkarılması ve temel hizmetlerin sunulması yoluyla vizyonlarını hayata geçirmek isteyen Libyalıları desteklemeye devam edeceğine söz verdiğini aktardı. Göreve gelmesi ardından ilk defa Pazartesi günü Mısır'ı ziyaret eden Norland, “Mısır'ın geçen yıl siyasi süreci ilerletmede oynadığı rolden dolayı minnettarız; bu konuda geliştirdiğimiz ortaklığı takdir ediyoruz” açıklamalarında bulundu. Aynı zamanda ABD ve Mısır'ın ‘Libya'da bölgesel istikrarı, güvenliği ve ekonomik kalkınmayı sağlamak için askeri değil de siyasi bir çözümü desteklemede ortak çıkarlara sahip olduklarını’ vurguladı.
Almanya'nın Trablus Büyükelçisi Oliver Owcza ise Libya Dışişleri Bakanı Necla Menguş ile Pazartesi günü gerçekleştirdiği yapıcı toplantıda ulusal seçimlerin ve yabancı güçlerin çekilmesinin en iyi ne şekilde destekleneceğini, ayrıca göç yönetiminin nasıl iyileştirilebileceğini tartıştıklarını aktardı.
Yeni anlaşmazlıklar, Temsilciler Meclisi toplantısının dün saat 16.00'ya ertelenmesine neden oldu, ancak oturumun sonucuna ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı.
Libya Temsilciler Meclisi Sözcüsü Abdullah Buleyhak, Pazartesi günü gerçekleştirilen oturumda 24 Aralık'ta planlanan seçim hazırlıklarının tamamlanması yönünde Yüksek Seçim Komisyonu'nun desteklenmesinin, aynı zamanda Mareşal Halife Hafter liderliğindeki Libya Silahlı Kuvvetleri’ne bütçe ayrılmasının onayladığını söyledi.
İlk oturumun devletin genel bütçesi ve egemen pozisyonlarının yasa tasarısına ayrıldığını açıklayan Buleyhak, meclisin mevcut yıla yönelik genel bütçe yasa tasarısının maaşlara ilişkin ilk bölümünü onaylamaya karar verdiğini, öğretmenlerin maaşlarının artırılmasına, polis ve üniversitelere ilişkin yasaları içerdiğini bildirdi. Egemen pozisyonlar maddesinin tartışılması ise bu yöndeki karara ilişkin gelecek hafta Temsilciler Meclisi'ne resmi bir yanıt verilene dek ertelendi.
Diğer yandan Ulusal Birlik Hükümeti İçişleri Bakanı Halid Mazin, tüm polis teşkilatlarını düzensiz göçle mücadelede plan geliştirmeye, güney Libya şehirlerini kaçakçılık çetelerinden korumaya yönlendirdi. İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, İçişleri Bakanlığı Halkla İlişkiler Vekili Tuğgeneral Mahmud Said’in Bakanlığın Trablus'taki ofisinde farklı birimlerin liderleriyle yasadışı göç ve kaçakçılık olgusuyla mücadele konusunda işbirliğini tartıştığı belirtildi. Aynı zamanda Libya genelinde vatandaşın güvenliğini etkileyen suçlarla mücadele, bir ortak güvenlik odasının kurulması üzerine durduğunu da ekledi.
İçişleri Bakanı, güney bölgesinde bir dizi polis memuru ile yaptığı görüşmede, ‘buradaki tüm şehirlerde güvenlik çalışmalarının karşılaştığı sorun ve engelleri’, kaçakçılık, savaş ve cinayet olgularını, bunları ortadan kaldırma yönünde güvenlik planları geliştirme ihtiyacını ele aldı.
Dün akşam başkentteki bakanlık ofisinde yapılan toplantıda, güney bölgesindeki depolara ayrılmış akaryakıt tanklarının güvence altına alınması, vatandaşlara ulaştırılması için benzin istasyonlarına dağıtılması konusu da tartışıldı. Bakanlık tarafından bildirildiğine göre, güney bölgelerine yakıt tedarikini garanti edecek yönde krizi çözmeye çalışılması üzerine duruldu.
Bakan, güney bölgelerinde beş kolu olduğu, bakanlığın bir dizi üyesini, çeşitli birimlerinden bu alanda tecrübe ve uzmanlığa sahip kişileri içerdiği tahmin edilen çöl devriyelerine ilişkin genel bir yönetimin kurulmasıyla ilgili bir öneriyi inceledi. Aynı zamanda bakanlığın güney bölgelerdeki emniyet müdürlüklerini destekleme, güvenliği artırma, suçlu ve kanun kaçaklarını tutuklama görevlerini yerine getirmede devriyelere yardım etme kararlılığını teyit etti.



Şi ve Putin "çok kutuplu dünya düzeni" vizyonunu paylaşıyorlar

Dün Tianjin'de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinin açılışında Çin ve Rusya cumhurbaşkanları ile Hindistan başbakanı (EPA)
Dün Tianjin'de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinin açılışında Çin ve Rusya cumhurbaşkanları ile Hindistan başbakanı (EPA)
TT

Şi ve Putin "çok kutuplu dünya düzeni" vizyonunu paylaşıyorlar

Dün Tianjin'de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinin açılışında Çin ve Rusya cumhurbaşkanları ile Hindistan başbakanı (EPA)
Dün Tianjin'de düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinin açılışında Çin ve Rusya cumhurbaşkanları ile Hindistan başbakanı (EPA)

Çin'in kuzeyindeki Tianjin'de dün düzenlenen Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinin açılışında, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, yeni çok kutuplu dünya düzeninin inşasına yönelik ortak bir vizyon ortaya koydu.

Şi, "II. Dünya Savaşı'nın tarihsel perspektifini güçlendirmenin, Soğuk Savaş zihniyetine karşı çıkmanın ve başta ABD olmak üzere bazı ülkelerin izlediği blok ve sindirme politikalarına karşı koymanın" önemini vurguladı. "Eşit ve düzenli bir çok kutuplu dünya, kapsayıcı ekonomik küreselleşme ve daha adil ve eşitlikçi bir küresel yönetişim sisteminin inşasını teşvik etmenin" önemini vurguladı.

Putin ise zirvenin, karşılıklı anlaşmalarda ulusal para birimlerinin kullanımının artmasıyla birlikte, "gerçek çok taraflılığı" yeniden canlandırdığını kaydetti.

Açılış törenine Hindistan Başbakanı Narendra Modi de katıldı. Modi, Rusya ve Çin cumhurbaşkanlarıyla el sıkışarak poz verdi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre gözlemciler bunu, Hindistan'ın “düşmanca” olarak nitelendirdiği gümrük politikaları yoluyla ABD Başkanı Donald Trump'ın uyguladığı yaptırımların ardından Yeni Delhi'nin tutumunda olumsuz bir değişikliğin yansıması olarak değerlendirdiler.


UAEA, Suriye'de 2007 yılında İsrail tarafından bombalanan bölgede uranyum izleri buldu

İsrail'in Şam'a daha önce düzenlediği bir bombardıman sırasında çekilen fotoğraf (Arşiv - Reuters)
İsrail'in Şam'a daha önce düzenlediği bir bombardıman sırasında çekilen fotoğraf (Arşiv - Reuters)
TT

UAEA, Suriye'de 2007 yılında İsrail tarafından bombalanan bölgede uranyum izleri buldu

İsrail'in Şam'a daha önce düzenlediği bir bombardıman sırasında çekilen fotoğraf (Arşiv - Reuters)
İsrail'in Şam'a daha önce düzenlediği bir bombardıman sırasında çekilen fotoğraf (Arşiv - Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) dün üye ülkelere sunduğu raporda, 2007 yılında İsrail tarafından yıkılan ve UAEA’nın uzun süredir beyan edilmemiş bir nükleer reaktör olabileceğine inandığı bir binayı incelediği sırada Suriye'de uranyum izleri bulduğunu açıkladı.

Eski Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in hükümeti, binanın bulunduğu Deyrizor bölgesinin sıradan bir askeri üs olduğunu açıklamıştı.

UAEA 2011 yılında binanın ‘büyük olasılıkla’ gizlice inşa edilmiş bir nükleer reaktör olduğu ve Şam'ın bunu beyan etmesi gerektiği sonucuna vardı.

Reuters'ın bir kopyasına ulaştığı gizli raporda, UAEA’nın o tarihten beri nihai bir sonuca varmaya çalıştığı ve geçtiğimiz yıl yenilenen kampanya çerçevesinde Deyrizor ile ‘işlevsel olarak bağlantılı olduğu iddia edilen’ üç isimsiz bölgeden çevre örnekleri almayı başardığı belirtildi.

UAEA, üç bölgeden birinde alınan numunelerde çok sayıda doğal uranyum parçacığı buldu. Bu parçacıkların analizi, uranyumun insan kaynaklı olduğunu, yani kimyasal işlem sonucunda üretildiğini gösterdi.

“Doğal” terimi, uranyumun zenginleştirilmediğini belirtir. Rapor, bulunan izlerin ne anlama gelebileceği konusunda bir sonuca varamadı.

Raporda şöyle deniyor:

“Mevcut Suriyeli yetkililer, uranyum parçacıklarının varlığını açıklayabilecek hiçbir bilgiye sahip olmadıklarını belirtti.”

Raporda ayrıca, yeni hükümetin UAEA’nın bu yıl haziran ayında bölgeye geri dönerek daha fazla çevre numunesi almasına izin verdiği de belirtildi.

Rapora göre aynı ay içinde UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara arasında yapılan toplantıda, Şam, Suriye'nin geçmişteki nükleer faaliyetlerini ele almak için kurumla tam şeffaflık içinde iş birliği yapmayı kabul etti.

Toplantı sırasında Grossi, daha ayrıntılı analizler yapmak, ilgili belgelere erişmek ve Suriye'nin önceki nükleer faaliyetlerine katılanlarla görüşmek amacıyla önümüzdeki aylarda yeniden Deyrizor'a gitmek için Suriye hükümetinden yardım talebinde bulundu.


Güney Kore'de 18 aydır süren doktor grevi sonlanıyor

Geçen sene düzenlenen yürüyüşlerde yüksek katılımcı rakamlarına ulaşılmıştı (Reuters)
Geçen sene düzenlenen yürüyüşlerde yüksek katılımcı rakamlarına ulaşılmıştı (Reuters)
TT

Güney Kore'de 18 aydır süren doktor grevi sonlanıyor

Geçen sene düzenlenen yürüyüşlerde yüksek katılımcı rakamlarına ulaşılmıştı (Reuters)
Geçen sene düzenlenen yürüyüşlerde yüksek katılımcı rakamlarına ulaşılmıştı (Reuters)

10 bini aşkın genç doktorun Şubat 2024'te greve başladığı Güney Kore'de bugün (1 Eylül) itibarıyla eylemler sonlandırılıyor. 

İki meslek örgütü, stajyer doktorların üniversite ve özel hastanelerdeki görevlerine dönmeye başladığını açıkladı. 

Stajyer doktorlar, hükümetin doktor sayısını artırma planını açıklaması üzerine greve başlamıştı. Binlerce tıp öğrencisi de derslere girmeyi durdurmuştu. 

Dönemin Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, tıp fakültelerindeki kontenjanı 5 yıl içinde yüzde 65 artırma kararı almıştı. 

Büyük ekonomiler içinde hasta başına en az doktorun düştüğü yerlerden biri olan Asya ülkesindeki doktorlar, bu adımla hem mevcut sorunların çözülmeyeceğini hem de sağlık hizmetlerinin kalitesinin düşeceğini savunarak greve çıkmıştı. 

Sonrasında görevden azledilen Yoon Suk Yeol, işe dönme emrini dinlemeyen doktorlara lisanslarını iptal etme tehdidi savurmuştu. 

Ülkedeki grev nedeniyle bazı ameliyatlar iptal edildi ve kanser tedavilerinde ertelemeler yaşandı. 

Halkın Gücü Partisi yönetimi, askeri doktorları sivil hastanelere sevk ederek çözüm bulmaya çalıştı. 

Halksa hem eski hükümete hem de doktorlara hastaların hayatını riske attıkları gerekçesiyle tepkili. 

3 Aralık 2024'teki sıkıyönetim ilanı anayasaya aykırı bulunan Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol'un nisanda görevden alınmasının ardından tıp fakültelerinin kontenjanları eski haline getirilerek 3 binle sınırlı tutuldu. 

Ancak bu rakamın yeni hükümetin müzakereleriyle artırılması bekleniyor. 

Yeni Güney Kore Devlet Başkanı Lee Jae Myung daha yumuşak bir tutum sergiliyor. Demokratik Parti'nin lideri, greve çıkan doktorların herhangi bir yaptırımla karşılaşmadan görevlerine dönebileceğini geçen ay söylemişti. 

Güney Kore'de sağlık sistemi ağırlıklı olarak özel sektör tarafından işletiliyor ve hastanelerin sadece yüzde 10'u devlete ait.

OECD verilerine göre dünyanın en çok kazanan doktorları arasında yer alan Güney Koreli hekimler, yılda ortalama 200 bin dolar kazanç elde ediyor.

Ancak ülkede bin kişi başına 2,5 doktor düşüyor. Bu rakam, OECD ülkeleri içinde Güney Kore'yi Meksika'dan sonra en düşük orana sahip ülke yapıyor.

Seul Üniversitesi'nden kamu sağlığı uzmanı Kwon Soon-man, grevle ilgili, "Daha fazla doktor daha fazla rekabet ve daha az maaş anlamına geliyor. Bu nedenle doktor sayısının artmasına karşı çıkıyorlar" demişti.

Anketler Güney Kore hükümetinin doktor sayısını artırma planının, hastanelerdeki uzun kuyruklardan şikayetçi olan halkın geniş kesimlerinden destek gördüğünü ortaya koymuştu. 

Independent Türkçe, New York Times, BBC