Azerbaycan, topraklarına sızan 6 Ermeni askeri esir aldıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/2995256/azerbaycan-topraklar%C4%B1na-s%C4%B1zan-6-ermeni-askeri-esir-ald%C4%B1
Azerbaycan, topraklarına sızan 6 Ermeni askeri esir aldı
Azerbaycan'ın Gence kenti yakınlarındaki bir askeri üste bulunan Azerbaycan askerleri (Arşiv-Reuters)
Erivan/ Şarku’l Avsat
TT
TT
Azerbaycan, topraklarına sızan 6 Ermeni askeri esir aldı
Azerbaycan'ın Gence kenti yakınlarındaki bir askeri üste bulunan Azerbaycan askerleri (Arşiv-Reuters)
Ermenistan bugün, Azerbaycan ordusu tarafından iki ülke arasındaki sınırın yakınlarında ‘mühendislik çalışmaları yürüten’ altı askerinin esir alındığını duyurdu. Bakü ise meselenin, Azerbaycan topraklarına sızan bir keşif ve sabotaj grubu ile ilgili olduğunu açıkladı.
Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) haberine göre Ermenistan ordusundan yapılan açıklamada, “Altı askerimiz, sınırdaki Geğarkunik bölgesinde mühendislik çalışmaları yaparken kuşatılarak esir alınmıştı” ifadeleri yer aldı.
Ermenistan’ın doğusunda bulunan ve Kelbecer bölgesi ile sınır komşusu olan Geğarkunik bölgesi, 30 yıl boyunca Ermenistan’ın kontrolünde kaldıktan sonra Azerbaycan güçleri tarafından bu sonbaharda yeniden ele geçirildi.
Öte yandan, Azerbaycan Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “27 Mayıs saat 15.00 (GMT 23.00) sularında, Ermenistan Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı bir keşif ve sabotaj grubu Azerbaycan topraklarına sızmaya çalışırken yakalanmıştır” denildi.
Bakü, bu sabah bölgede ‘tanklar dahil olmak üzere düşmana bağlı çok sayıda askeri araçlı birliklerden oluşan bir grubun tespit edildiğini’ açıkladı.
İki ülke arasındaki sınırda bu ayın başlarında çatışmalar yaşanmıştı. Çatışmalar, Kafkasya'daki iki eski Sovyetler Birliği ülkesi arasında neredeyse yeniden bir gerilimin patlak vermesine yol açıyordu. Geçtiğimiz Salı günü Azerbaycan güçleriyle yaşanan çatışmada bir Ermeni askeri öldü.
Öte yandan Kelbecer, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından bu yana Erivan kontrolüne geçen ayrılıkçı Azerbaycan bölgesi Dağlık Karabağ çevresindeki bölgelerden biridir. Ermenistan ile Azerbaycan arasında 2020 sonbaharında bu bölge üzerinde kısa süreli bir savaş yaşandı. Savaşta altı bin kişi hayatını kaybetti.
Savaş altı hafta sonra Rusya'nın arabuluculuğunda ateşkesle sona erdi ve Bakü sahada kazançlar elde etti.
İran'daki güvenlik değişiklikleri... Askeri zorunluluk mu, diplomatik mesaj mı?https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5171998-i%CC%87randaki-g%C3%BCvenlik-de%C4%9Fi%C5%9Fiklikleri-askeri-zorunluluk-mu-diplomatik-mesaj-m%C4%B1
İran'daki güvenlik değişiklikleri... Askeri zorunluluk mu, diplomatik mesaj mı?
Tahran'daki İran Radyo ve Televizyon Kurumu binasına düzenlenen İsrail saldırısının ardından yükselen dumanlar, 16 Haziran (Reuters)
İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nin savunma konularıyla ilgilenecek bir alt komite kurulmasına ilişkin kararını onaylamasının ardından, güvenlik ve askeri kurumların kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi çerçevesinde gerçekleşen bu gelişmeye ilişkin iç tepkiler farklılık gösterdi. İranlı bir milletvekili, ülkenin en üst düzey güvenlik kurumunda yapılan değişikliklerin ‘mevcut savaş koşullarında gerekli’ olduğunu söylerken, eski bir yetkili ise bunun ‘Batı'ya yönelik bir mesaj’ olduğunu belirtti.
Değişiklikler, kamuoyunun artan baskısı altında bekleniyordu. Zira haziran ayında İsrail ile yaşanan kısa süreli savaşın sonuçları, İran için 1980'lerde Irak ile savaşından bu yana en büyük askeri zorluktu.
Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreterliği, yeni savunma organının ‘savunma planlarını gözden geçireceğini ve İran Silahlı Kuvvetleri’nin kapasitesini merkezi bir şekilde güçlendireceğini’ bildirdi. İran devlet televizyonu, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi üyelerinin komitenin oluşumunu onayladığını duyurdu.
Komitenin yapısı Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nden çok farklı olmayacak. Komite, sembolik olarak İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan tarafından yönetilecek ve Meclis Başkanı, yargı yetkilileri, silahlı kuvvetlerin üst düzey komutanları, savunma, istihbarat ve dışişleri bakanları da komiteye dahil olacak.
Komite, mevcut Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Ekber Ahmediyan tarafından savunma planlarının hazırlanması ve İran Silahlı Kuvvetleri’nin kapasitesinin güçlendirilmesi için yönetilecek. Komitenin üyeleri arasında Meclis Başkanı, Yargı Erki Başkanı, silahlı kuvvetlerin komutanları ve ilgili bakanlıklar yer alacak.
Birçok haberde, İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı Ali Laricani'nin, komite genel sekreterliği görevine getirileceği, Devrim Muhafızları Ordusu'nun (DMO) üst düzey generali olan Ahmediyan'ın rolünün ise savunma konularıyla sınırlı kalacağı belirtildi.
Laricani geçen yıl, İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı olarak aktif bir rol oynadı ve Beşşar Esed'in devrilmesinden önce Lübnan ve Suriye'ye gitti. Son olarak Hamaney'den Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e bir mesaj iletti. Daha önce Pezeşkiyan'ın Laricani'yi eski görevine geri getirmeye çalıştığına dair haberler çıkmıştı. İkili, Pezeşkiyan'ın 3 yıl boyunca Meclis Başkan Yardımcısı olduğu dönemde parlamentoda birlikte çalışmıştı.
İran Dini Lideri Ali Hamaney'in Danışmanı Ali Laricani'nin internet sitesinde yayınlanan arşiv fotoğrafı
Yetkililer, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'ne bağlı Nur News Ajansı ve Tesnim ve Fars gibi DMO’ya yakın önde gelen medya kuruluşları tarafından sızdırılan haberlere rağmen, Laricani'nin atanmasını henüz resmi olarak açıklamadı. Resmî açıklamanın bu ayın ilerleyen günlerinde yapılması bekleniyor.
Laricani, iki yıl boyunca Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreterliği görevini yürüttükten sonra 12 yıl boyunca Meclis Başkanı olarak görev yaptı. Şarku’l Avsat’ın reformist çizgide yayın yapan Ham Mihan gazetesinden aktardığına göre Laricani, toplamda 25 yıl boyunca Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi üyesi olarak görev yaptı.
İran, 1980'lerde İran-Irak savaşı sırasında benzer bir komite kurmuştu. O dönemde komiteye, savaş sırasında Meclis Başkanı olan eski Cumhurbaşkanı Ali Ekber Haşimi Rafsancani başkanlık etmişti.
İran Meclisi İçişleri Komisyonu üyesi milletvekili Kamran Gazanferi, komitenin kurulmasının ‘mevcut savaş koşullarında gerekli’ olduğunu söyledi. Değişikliği temel olarak ‘Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi ve genel sekreterliğinin zayıflığına’ bağladı.
Parlamento çevrelerine yakın olan Iran Observer haber sitesine konuşan Gazanferi, Ali Laricani'nin ‘özel yeteneklere sahip olduğunu, ancak zayıf yönleri de bulunduğunu’ vurguladı. Gazanferi, “Yetkililer, onun Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreterliği’nde bulunmasından yararlanmaya karar verirlerse, bazı yönlerden faydalı olabilir, ancak konseyin tüm zayıflıklarını ortadan kaldırmayacaktır” dedi.
2015 yılındaki nükleer müzakereler sırasında Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu'nun başkanlığını yürüten eski milletvekili Haşmetullah Felahatpişe, “Saha gerçekleri, savaşın yeniden başlaması ihtimalinin yüzde 90 olduğunu gösteriyor. Çünkü Siyonist varlık savaştan başka bir şey istemiyor” ifadelerini kullandı.
İran iç politikası konusunda uzmanlaşmış Fararu internet sitesine konuşan Felahatpişe, “Laricani'nin atanmasının İranlıların gerilimi azaltma çabalarının bir parçası olduğunu düşünüyorum. Bu, ülkenin siyasi yönetim sistemindeki pahalı bir hatanın düzeltilmesi olarak görülebilir” dedi. Felahatpişe, son yıllarda askerlerin bu pozisyondaki hakimiyetini ve politikacıların geri çekilmesini eleştirdi.
Felahatpişe sözlerini şöyle sürdürdü: “Pezeşkiyan hükümetinin dışişleri bakanı bile parlamentonun güvenini kazanmak için mecliste askeri sicilini sergiledi. İran'ın bazı diplomatik seçeneklerini kaybetmesine neden olan boşluklardan biri, savaş öncesinde Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi'nin diplomasi alanında hiçbir rol oynamamış olmasıdır. Ne yazık ki, Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreterliği mevcut gelişmeler ve tehditler hakkında siyasi analiz yapmaktan yoksundu.”
Laricani'nin atanmasının ilk sonucunun ‘İran'ın ulusal güvenliğini diplomasi çerçevesinde gördüğü mesajını Batı'ya vermek’ olacağını öngören Felahatpişe şu ifadeleri kullandı: “Geçmişteki savaş önlenebilirdi, olası bir savaş da önlenebilir. Diplomatlar müzakere masasının mimarlarıdır. Dostlar ve düşmanlar dahil tüm tarafların ulusal çıkarlarını ortaya koymakla yükümlüdürler ve buna dayanarak müzakere masasını düzenlerler.”
Felahatpişe, Trump'ın ‘Kongre'deki çoğunluğunu kaybetmeden önce 4 trilyon dolarlık anlaşmayı gerçekleştirme şansının sınırlı olduğunu’ ve ‘şirketlerin bölgedeki güvensizlikten endişe duyduğunu’ belirtti. Felahatpişe, İran'ın ‘istikrar peşinde olduğunu’ ve Netanyahu'nun ‘kendi siyasi çıkarları için savaşı uzatmaya çalıştığını’ iddia etti.