Sudan silahlı gruplarla kapsamlı barış için müzakerede

Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/AM) lideri Abdulvahid Muhammed Nur’a, barış sürecine katılma çağrısı yapıldı

Burhan (sağda), 26 Mayıs’ta Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) Başkanı Abdulaziz el-Hilu ile Cuba’da bir araya geldi (SUNA)
Burhan (sağda), 26 Mayıs’ta Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) Başkanı Abdulaziz el-Hilu ile Cuba’da bir araya geldi (SUNA)
TT

Sudan silahlı gruplarla kapsamlı barış için müzakerede

Burhan (sağda), 26 Mayıs’ta Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) Başkanı Abdulaziz el-Hilu ile Cuba’da bir araya geldi (SUNA)
Burhan (sağda), 26 Mayıs’ta Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) Başkanı Abdulaziz el-Hilu ile Cuba’da bir araya geldi (SUNA)

Sudan’daki geçiş otoritesi lideri Abdulettah el-Burhan, 26 Mayıs’ta Abdulaziz el-Hilu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) örgütü ile Güney Sudan’ın başkenti Cuba’da düzenlenen doğrudan müzakerelerin açılış oturumu sırasında, kapsamlı bir barışa ulaşmak için birlikte çalışılacağı taahhüdünde bulundu. Oturum sırasında ABD de iki taraf arasındaki müzakerelere, daimi ve kapsamlı bir barış anlaşmasına desteğini belirtti.
Oturum, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, güney hükümeti başkanı Salva Kiir Mayardit, Başbakan Abdullah Hamduk, ABD’nin Sudan ve Güney Sudan Özel Temsilcisi Donald Booth, Birleşmiş Milletler Sudan Entegre Geçiş Yardımı Misyonu (UNITAMS) Başkanı Volker Perthes, Sudan hükümetinin üst düzey temsilcileri ve bölgesel kuruluşların ve misyonların temsilcilerinin varlığında gerçekleşti.
Sudan hükümeti ve SPLM-N, geçen Mart ayında İlkeler Bildirgesi imzalarken, din ilişkileri ve güvenlik düzenlemeleri hususundaki anlaşmazlık düğümünü de çözdü.
Demokratik sivil bir devletin kurulmasını öngören anlaşmanın metni, yeni bileşik bir askeri inanca göre, din ve ibadet özgürlükleri ve ulusal bir profesyonel ordu konularını da kapsıyor.
Bu bağlamda Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, müzakerelere açık bir kalple geldiklerini ve Cuba’da barışı sağlamaya kararlı olduklarını dile getirirken, geçiş yetkisine dahil olan silahlı hareketlerin imzaladığı barış anlaşmasına dikkati çekti.
“Sorunlarımızı, iç ve bölgesel anlaşmazlıklarımızı çözebiliriz” diyen Burhan, uluslararası topluma da Sudan ve Güney Sudan’ın uzun savaş etkilerini ele almalarına yardımcı olma çağrısı yaptı.
Burhan, Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/AM) lideri Abdulvahid Muhammed Nur’u da barış sürecine katılmaya çağırırken, “Darfur ve diğer bölgelerin halkı, acılarının sonlanmasını istiyor” dedi. Abdulfettah el-Burhan ayrıca, “Buradan geri dönülemez. Sudanlılar, Sudan’ı inşa etmek için tüm sorunların üstesinden birlikte gelebilir” ifadelerini kullandı.
Burhan, geçiş hükümetinin barış, kalkınma ve inşa sürecini tamamlamak için tam uyumlu şekilde çalıştığını söylerken, devrim güçlerini ülkenin birliğini ve güvenliği ve istikrarını inşa etmek için bir olmaya çağırdı.
Öte yandan Sudan barış görüşmelerinde arabulucu rolü üstlenen güney hükümeti başkanı Salva Kiir Mayardit, müzakere taraflarına diyalog ruhu benimseme ve savaş yerine barışa yönelme çağrısında bulundu. Mayardit, savaşı sonlandırmak için Abdulvahid Nur’un hareketinin müzakerelere katılımının önemli olduğunu vurguladı.
Sudan Başbakanı Abdullah Hamduk ise “Barış, geçiş hükümeti için bir öncelik olmaya devam ediyor. O, devrimin taleplerinden biridir” dedi. “Görüşme, tek vatanın oğulları arasındaki bir diyaloğu temsil ediyor. Dünyaya, Sudanlıların büyük bir devrim başarısından sonra sorunlarını çözebileceği mesajı veriyor” diyen Hamduk, “Bugün halk hareketiyle barış süreci için önemli bir istasyonun önünde duruyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Abdullah Hamduk, Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/AM) lideri Abdulvahid Muhammed Nur’a barışa katılma çağrısını yinelerken, diyalog masasındaki konulardan birinin de Sudan halkı çıkarına Sudan- Sudan diyaloğu yapılması olduğuna dikkati çekti.
Öte yandan Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N) lideri Abdulaziz el-Hilu, Sudan’daki krizin köklerini ele almak için müzakereler yoluyla barışçıl çözüm ortaya koyulması gerektiğini söyledi.
Hilu, hükümetle müzakere masasına geri dönüşün barışa ulaşma arzularını yansıttığını dile getirdi.
Abdulaziz el-Hilu, SPLM-N’in insan hakları bozulmaları konusunda son derece endişeli olduğunu söylerken, “Bu, barış ve istikrarın en önemli zorluklarından biridir” dedi.
Diğer taraftan ABD’nin Sudan ve Güney Sudan Özel Temsilcisi Donald Booth, ülkesinin geçiş hükümeti ile SPLM-N arasındaki barış müzakerelerine destek verdiğini söyledi.
Booth, açılış oturumu sırasında yaptığı açıklamada, iki tarafın Sudan’ın çıkarı için çalışma, daimi ve kapsamlı barış anlaşmasına ulaşma yolunda hazır göründüğünü belirtirken, “İki tarafın da yakın bir zamanda bir anlaşmaya varma arzularına güveniyoruz” dedi.
ABD’li temsilci, Sudan halkının, Aralık devrimiyle değişim yoluna girdiğine dikkati çekti.
Sudan hükümetinin heyetine, Egemenlik Konseyi’nin bir üyesi olan Şemseddin Kabaşi başkanlık ederken heyet, konsey üyeleri Muhammed Hasan et-Taayişi ve Sıddık Tavur’u içeriyor.
Müzakerelerin açılış oturumundan önce Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan, 26 Mayıs’ta Güney Sudan Cumhurbaşkanı Salva Kiir Mayardit ile görüşerek iki ülke arasındaki ikili meseleleri ve Sudan’da kapsamlı barışın tamamlanma sürecini ele aldı.



Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

TT

Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

Suriye ordusu Süveyda'dan çekilmeye başladı

Suriye ordusu, şiddet olaylarına sahne olan kentte yeni bir ateşkes anlaşmasının ilan edilmesinden saatler sonra, Dürzilerin çoğunlukta olduğu Süveyda kentinden çekilmeye başladı.

Suriye Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Suriye Arap Ordusu güçlerinin Süveyda kentinden çekilmesi, anlaşma şartlarına uygun olarak ve kentin yasadışı gruplardan temizlenmesinin tamamlanmasının ardından başladı” denilirken, kentte konuşlu diğer hükümet güçlerinin çekilmesinden söz edilmedi.

Anlaşma, İsrail'in Şam'daki cumhurbaşkanlığı sarayı ve Suriye ordusu karargâhı yakınlarına ve Suriye'nin güneyindeki Süveyda ve Dera vilayetlerindeki hükümet güçlerine art arda düzenlediği saldırıların ardından sağlandı.

Ateşkes anlaşmasının şartları

Anlaşma, hükümet ile Süveyda ileri gelenleri arasında bir anlaşmaya varıldığını duyuran topluluğun Dürzi Şeyhi Akl Yusuf Cerbu tarafından imzalanırken, Dürzi Şeyh Hikmet El Hicri anlaşmayı reddederek çatışmaların “tüm Süveyda'nın kurtarılmasına” kadar devam edeceğini vurguladı.

El Hicri yaptığı açıklamada herhangi bir anlaşma, müzakere ya da yetkilendirmeyi reddetti ve bu birleşik pozisyondan sapan ve tek taraflı olarak iletişim kuran ya da anlaşan herhangi bir kişi ya da tarafları uyardı.

Cerbu, anlaşmanın Süveyda'daki askeri operasyonların tamamen ve derhal durdurulmasını, ordu güçlerinin kışlalarına dönmesini ve ateşkesin uygulanmasını denetlemek üzere devlet ve Süveyda ileri gelenlerinden bir izleme komitesi kurulmasını içerdiğini söyledi.

Dürzi lider anlaşmanın ayrıca Süveyda'nın Suriye devletine tam entegrasyonunu öngördüğünü ve tüm vilayet toprakları üzerindeki tam egemenliğini teyit ettiğini söyledi.

Anlaşma aynı zamanda iç güvenlik kontrol noktaları ve devlet polisi ile Süveyda ve komşu bölgelerden polis personelinin konuşlandırılmasını ve Süveyda'dan polis memurlarının vilayetteki güvenlik dosyasını yönetmek için liderlik ve yürütme görevlerini üstlenmesini de içeriyor.

Cerbu ayrıca iki tarafın, silahların devlet çerçevesi dışında ortaya çıkmasına son verilmesini sağlamak amacıyla Süveyda'daki ağır silahları düzenleyecek bir mekanizma üzerinde ve Süveyda'nın tüm bölgelerindeki tüm devlet kurumlarının Suriye yasaları ve yönetmeliklerine uygun olarak yeniden faaliyete geçirilmesi konusunda anlaştığını söyledi.

Çok sayıda ceset

Suriye Sağlık Bakanlığı bugün İsrail'in Şam'a yönelik saldırılarında üç kişinin öldüğünü ve 34 kişinin yaralandığını bildirdi. Bakanlık Süveyda'daki Ulusal Hastane'de aralarında güvenlik güçleri mensupları ve sivillerin de bulunduğu onlarca cesedin bulunduğunu belirtti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada İsrail'in Genelkurmay karargâhı, başkanlık sarayı çevresi ve ülkenin güneyini hedef alan son saldırılarının “tehlikeli bir tırmanış” olduğunu söyledi.

Yapılan açıklamada şöyle denildi: “Suriye bu tehlikeli tırmanıştan ve yansımalarından tamamen İsrail'i sorumlu tutmaktadır. Suriye, topraklarını ve halkını uluslararası hukuk tarafından güvence altına alınan tüm araçlarla savunmak için tüm meşru haklarını saklı tutacaktır. İsrail'in Suriye'de gerginliği tırmandırmak, kaos yaratmak ve güvenlik ve emniyeti baltalamak için izlediği sistematik bir politika bağlamında gerçekleşen bu bariz saldırganlık, BM Şartı ve uluslararası insancıl hukukun açık bir ihlalidir.”