Haşdi Şabi, tutuklu liderlerini desteklemekten vazgeçiyor

Çarşamba günü Haşdi Şabi lideri Kasım Muslih’in tutuklanmasına gösterilen tepkilerin ardından Bağdat’ta emniyet güçleri konuşlandırılıyor. (AP)
Çarşamba günü Haşdi Şabi lideri Kasım Muslih’in tutuklanmasına gösterilen tepkilerin ardından Bağdat’ta emniyet güçleri konuşlandırılıyor. (AP)
TT

Haşdi Şabi, tutuklu liderlerini desteklemekten vazgeçiyor

Çarşamba günü Haşdi Şabi lideri Kasım Muslih’in tutuklanmasına gösterilen tepkilerin ardından Bağdat’ta emniyet güçleri konuşlandırılıyor. (AP)
Çarşamba günü Haşdi Şabi lideri Kasım Muslih’in tutuklanmasına gösterilen tepkilerin ardından Bağdat’ta emniyet güçleri konuşlandırılıyor. (AP)

Haşdi Şabi lideri Kasım Muslih’in terörle mücadele yasasının 4. Maddesi uyarınca tutuklanması, ‘sorgulanamaz’ olduğunu zanneden bir kişinin tutuklanarak eşine az rastlanır bir ‘cesaret’ gösterilmiş olması sebebiyle Irak resmi kurumları ve kamuoyun tarafından tartışılmaya ve ilgi duyulmaya devam ediyor. En azından milislerin ve silahlı grupların liderleri ile Haşdi Şabi sempatizanları arasında…
Silahlı gruplar ile Başbakan Mustafa el-Kazimi arasında cereyan eden çatışmanın hangi tarafın lehine sonuçlandığını söylemek için henüz erken olabilir. Pek çok gösterge, başta Şii partiler olmak üzere birçok siyasi partinin desteğini alan hükümet ve yargının karşısında hiziplerin durumunda bir zayıflama ve düşüşe işaret ediyor. Mukteda es-Sadr ve destekçileri, Ammar el-Hakim ve destekçileri ile birlikte eski Başbakan Haydar el-İbadi ve onun ‘zafer’ ittifakından oluşan Şii üçlüsü, geçen gün Bağdat’ın Tahrir Meydanı’nda silahlı gruplar tarafından yapılan askeri geçit törenine şiddetle karşı çıkmış, Haşdi Şabi lideri Kasım Muslih’in tutuklanmasında hükümeti ve icraatlarını desteklemişlerdi. Şii üçlüsünün desteğine ek olarak, ABD, İngiltere ve Irak’taki Birleşmiş Milletler Temsilcisi de hükümeti destekler tutumlar sergilediler. Bu da hükümeti, yalnız bırakılmış ve inanırlığını kaybetmiş silahlı gruplarla kıyaslanmayacak kadar güçlü bir konuma getirdi. Özellikle başlangıçta medya platformları Kasım Muslih’in serbest bırakılması konusunda güçlü bir baskı yaptılar.  Başbakan Kazımi, neredeyse Muslih’i Haşdi Şabi’ye teslim ederek isteklerine boyun eğecekti. Ancak aldığı destek ile Kazimi, bugün tabloyu tersine çevirmiş durumda.
Şii üçlüsünün ve uluslararası kurumların desteklerinin ötesinde, hükümet ve yargının Kasım Muslih’i tutuklama kararı, başta Ekim 2019 olayını destekleyen ve Kasım Muslih’i onun kalesi olan Kerbela’da, göstericilerin suikastlarının arkasında olmakla suçlayanların yanı sıra geniş halk kitlelerinin de desteğini almış durumda. Bu, hükümete tutuklama kararını devam ettirme ve farklı grupların şantajlarına boyun eğmeme konusunda büyük rahatlık ve esneklik sağladı. Çok az sayıda gözlemci ve vatandaşlar ise, kendini kanunların üzerinde ve hesap sorulamaz gören Tahran’ın desteklediği silahlı gruplara karşı hükümet ve yargı tarafından temsil edilen Irak yönetiminin bu sefer çatışmayı kazandığına inanıyor.
Kasım Muslih’in tutuklanmasının ilk gününde Başkanlık makamını basmakla, Başbakan ve İçişleri Bakanlığı Müsteşarını alıkoymakla ve hesap sormakla tehdit edip yemin eden asi gruplar, tutuklamanın ikinci günü itibariyle toplu ve ferdi olarak dirençlerini kaybederek zayıflamaya başladılar. Tutuklama operasyonunu gerçekleştiren Tümgeneral Ahmed Ebu Rağif, eski tutumdan vazgeçerek ‘usulsüz yollarla tutuklamalar’ hakkında konuşmaya başladı. ‘Direniş ekseni’ denilen oluşumların çoğu da Kasım Muslih’in serbest bırakılması ve Haşdi Şabi’ye teslim edilmesi fikrini desteklemeyi bıraktı. Haşdi Şabi’nin medya platformları Muslih’in tutuklanması ile ilgili haberler yayınlayıp onun Haşdi Şabi’nin temel direklerinden biri olduğunu savunuyor, onu “zaferin sahibi” sıfatıyla ve 2014 yılında IŞİD’in yükselişinden sonra dini otorite olan Ali el-Sistani’nin yayınladığı ‘Farz-ı Kifaye Cihat’ fetvasına atıfta bulunarak “Fetvanın oğlu” olarak adlandırıyor. Buna rağmen dün, Haşdi Şabi heyeti, Kasım Muslih davasıyla ilgili bugüne kadar bir açıklama yapmadıklarını ifade ettiler. Haşdi Şabi Enformasyon Müdürlüğü yaptığı açıklamada Anbar Seferberlik Harekatı’nın komutanı Kasım Muslih’in davasına ilişkin şu ana kadar herhangi bir açıklama yapılmadığını ve yapılan tüm açıklamaların asılsız olduğunu belirtti. Medyanın ve kamuoyunun, Haşdi Şabi’nin resmi web sitesi ve diğer resmi iletişim kanalları aracılığıyla yayınlanan resmi açıklama ve haberlere itibar etmesi gerektiğine dikkat çekti.
Perşembe akşamı el-Fetih koalisyonu lideri, Haşdi Şabi hususunda şu açıklamayı yaptı: “Haşdı Şabi, saf kanıyla devletin saygınlığını inşa etmiştir. Herhangi bir bahaneyle Haşdi Şabi’nin saygınlığına zarar vermek isteyen kimse, devletin saygınlığını baltalamak isteyen kimsedir.” El-Fetih koalisyonu lideri Hadi el-Amiri, hükümete yakın unsurların öne sürdüğünün aksine Kasım Muslih’in serbest bırakılmadığını ve tutukluluğunun devam ettiğini açık bir şekilde belirterek “Tutuklamalar, asli ve hukuki usullerden uzak bir şekilde, anayasada belirtilen kuvvetler ayrılığı ilkesini görmezden gelerek, yetkiyi kendi elinde toplamak isteyen kimselerin içtihatlarıyla yapılmıştır. Yetkiler arasında fark gözetmeden yargı ve güvenlik hizmetleri bir kişinin elinde toplanamaz. Tutuklama kararı olmadan yapılmış tutuklamalar gibi yanlış uygulamalar ve asla kabul edemeyeceğimiz işkence yöntemleri var. Bu diktatörlüğe dönüşün ilk adımıdır. Herkesin, Irak ve Irak halkına hizmet etmeyi, çıkış noktamız ve birlik sebebimiz olarak kabul etmesini umuyoruz.”
Irak yargısı tarafından bu ayın 21’inde çıkarılan radikal tutuklama emri doğrultusunda özel bir emniyet gücü birkaç gün önce Muslih’i tutukladı.

 


Suriye, Mısır hükümetini tehdit eden videolar yayınlayan Ahmed el-Mansur'u gözaltına aldı

Suriye, Mısır hükümetini tehdit eden videolar yayınlayan Ahmed el-Mansur'u gözaltına aldı
TT

Suriye, Mısır hükümetini tehdit eden videolar yayınlayan Ahmed el-Mansur'u gözaltına aldı

Suriye, Mısır hükümetini tehdit eden videolar yayınlayan Ahmed el-Mansur'u gözaltına aldı

Suriye İçişleri Bakanlığı'ndan bir kaynak ve bir Arap güvenlik kaynağı bugün Reuters'a yaptıkları açıklamada, Suriye'deki yeni yönetimin Mısırlı Ahmed el-Mansur'u Mısır hükümetini tehdit eden videolar yayınlamasının ardından gözaltına aldığını bildirdi.

El-Mansur, ‘25 Ocak Devrimci Hareketi’ olarak tanımladığı bir oluşumun kurulduğunu duyurmuştu.

Şarku’l Avsat’ın Mısır medyasından aktardığına göre Suriye'ye kaçmadan önce terörist gruplara katılan el-Mansur, Hazım Salah Ebu İsmail tarafından kurulan Hazımun (Hazımcılar) Hareketi'nin bir üyesiydi. El-Mansur, 2013 yılında Rabiatu'l Adeviyye ve Nahda meydanlarındaki oturma eylemlerine katılmıştı.

El-Mansur'un babası Atıf, oğlunu eylemleri nedeniyle reddetti. Atıf, oğlunun Mısırlı yetkililerin aile üyelerini gözaltına aldığı yönündeki iddialarını yalanladı.

Atıf, Mısır devletinin ‘Ahmed'in kardeşinin İtalya'da yüksek lisans eğitimi alması için bir milyon pound harcadığını’ söyledi.

ZXCSDF
Şam'daki Suriye Merkez Bankası önü (Arşiv - Şarku’l Avsat)

Reuters'a konuşan kaynaklar, el-Mansur'un Suriyeli yetkililer tarafından gözaltına alındığını ve şu anda bir gözaltı merkezinde tutulduğunu söyledi. Arap güvenlik kaynağı, “Suriyeli yetkililer Mısır medyasının kampanyasından gelen mesajı aldıktan sonra onu gözaltına aldı. Bu hamle, bu davayı çok önemli bulan Kahire'ye bir mesaj” ifadelerini kullandı.