Mısır, Gazze’de ateşkesten daha kapsamlı bir anlaşma yapılması için çalışıyor

WHO, Gazze’deki hastalara ulaşılması ve tedavi edilmek üzere bölgeden tahliye edilmeleri çağrısında bulunuyor.

İzzeddin El-Kassam Tugayları'nın Refah’ta askeri tören düzenledi.(AFP)
İzzeddin El-Kassam Tugayları'nın Refah’ta askeri tören düzenledi.(AFP)
TT

Mısır, Gazze’de ateşkesten daha kapsamlı bir anlaşma yapılması için çalışıyor

İzzeddin El-Kassam Tugayları'nın Refah’ta askeri tören düzenledi.(AFP)
İzzeddin El-Kassam Tugayları'nın Refah’ta askeri tören düzenledi.(AFP)

Mısır’dan bir güvenlik heyeti dün Gazze Şeridi'nde Hamas Hareketi liderleri ve Filistinli gruplarla görüştü. Görüşmenin gündeminde ateşkesi devam ettirmek, Gazze Şeridi’nin yeniden inşası çalışmalarında ilerlemek ve Hamas ile İsrail arasında takas anlaşmasının yürürlüğe konmasını sağlamak vardı.
Cuma günü öğleden sonra Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Erez Sınır Kapısı’ndan bölgeye gren heyete Mısır istihbarat teşkilatında Filistin dosyasından sorumlu Tuğgeneral Ahmed Abdulhalık başkanlık etti.
Gazze Şeridi’ndeki Filistinli kaynaklar Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamalarda ziyaretin hedefinde geçici bir anlaşmadan ziyade Gazze’nin yeniden inşasına ve bir takas anlaşmasının gerçekleştirilmesine izin verecek uzun bir ateşkes yapılmasını sağlamak var. Ayrıca Mısır’ın gösterdiği çabaların yoğunlaştırılması amaçlanıyor.
Kaynaklar yaptıkları açıklamada “Bu ayın 21'inde gerçekleşen şeybir anlaşma değil sadece ateşkesti. Anlaşma yok. Şu an anlaşma üzerinde çalışılıyor” ifadelerini kullandılar.
Bu, Mısır heyetinin bir hafta içerisinde bölgeye üçüncü ziyaretiydi. Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Heniyye'nin de görüşmeleri tamamlamak üzere Hamas hareketinden bir heyetin başında Mısır'a gitmesi bekleniyor.
Mısır, son savaşın tekrar gündeme getirdiği iki devletli çözüm seçeneğine dayalı yeni bir siyasi sürece girilmesini sağlamak için ABD, Ürdün ve Filistinlilerle koordinasyon içinde çalışıyor.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, ABD gözetiminde yeni bir barış sürecine girmeye hazır olduğunu duyururken Hamas Hareketi'nin Gazze Sorumlusu Yahya Sinvar “İşgalci güç, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ten çekilirse ve topraklarımızın bir kısmında devletimizi kurarsak ancak o zaman uzun vadeli bir ateşkes imzalama fırsatı olur” açıklamasında bulundu.
Filistinlileri ve İsraillileri yeniden müzakere masasına getirmeyi sağlayacak siyasi bir süreç başlatmak, Gazze Şeridi'nin yeniden inşa edilmesini desteklemek için belirlenen uluslararası koşullar arasında yer alıyor.
Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi, Portekiz'in başkenti Lizbon'da düzenlenen Avrupa Birliği’nin (AB) gayri resmi toplantısında AB dışişleri bakanlarıyla bir araya geldi. Safadi yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Avrupalı ortaklarla adil ve kapsamlı bir barış sağlamak için ciddi ve aktif bir müzakere sürecini yeniden başlatma olasılıkları hakkında istişarelerde bulunduk. Bu, ilerleme kaydetmek, yalnızca radikal gündemlere hizmet eden umutsuzluğu kontrol altına almak ve adil ve sürdürülebilir bir barışa doğru ilerlemek için gerekli olan umudu yeniden yeşertmek açısından önemlidir. Bölgenin ihtiyaç duyduğu siyasi ufku bulma ve Gazze’yi yeniden imar etme konusunda iş birliği yapılması için bir fırsattır.”
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB'nin iki devletli çözümü hem İsraillilere hem de Filistinlilere onur, özgürlük ve birlikte yaşama imkanı sağlayacak tek seçenek olmasından dolayı desteklediğini vurguladı.
Borrell, perşembe akşamı Brüksel'de AB dışişleri bakanlarının toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullandı:
“Ateşkes yapılması, ardından şiddetin yaşanması ve sonra yeniden bir ateşkes yapılması şeklinde ilerleyen sürece güvenemeyiz. Barışa ihtiyacımız var. Barış mucizeyle değil, siyasi müzakereler ile gelir. Çok fazla bir çözüm yok. Bu yeni şiddet dalgasının bir kez daha gösterdiği gibi, mevcut durum yaşamaya elverişli değil. İki devletli çözümü kabul etmeliyiz. Bu çözümden çok uzaktayız. Bu yüzden bunu masaya koymalı ve sadece sihirli kelimeleri (iki devletli çözüm) söylemekle kalmayıp bunun üzerinde de çalışmalıyız.”
Borrell daha önce yaptığı bir açıklamada AB'nin siyasi bir çözüm olmadan Gazze'nin yeniden inşasını desteklemesinin mümkün olmadığını söylemişti.
Reuters’ın haberine göre Dünya Sağlık Örgütü (WHO) dün Cenevre’de Gazze Şeridi’ndeki hastalara ulaşılması ve gerekli tedaviyi almaları için tahliye edilmeleri çağrısında bulundu. Sağlık personelinin 11 gün süren çatışmaların ardından hasta ve yaralılarla ilgilenme sürecinde karşılaştıkları baskıya dikkat çekildi.
WHO Sözcüsü Fadela Chaib konuya ilişkin yaptığı açıklamada, bu ay yaşanan çatışmaların başlangıcından bu yana aralarında kronik hastalıktan muzdarip olanların da bulunduğu yaklaşık 600 hastanın Gazze Şeridi'nden tahliye edilmesi gerektiğini ancak geçişlerin kapanması nedeniyle bunun mümkün olmadığını söyledi. “Filistinlilerin ihtiyaç duydukları tedavileri almaları, özellikle de Gazze Şeridi dışında tedavi görmeleri için yardımcı olmamız oldukça önemli” ifadesini kullanan Chaib, WHO'nun Gazze Şeridi'ne girip giremeyeceğinden emin olmadığını belirtti.
WHO dışındaki diğer yardım kuruluşları da Gazze’ye insani yardım ulaştırmanın ve ilaç tedarik etmenin zorluğundan şikayetçi. Zira İsrail’in hava saldırıları onlarca tıp merkezine zarar verdi ve bu da WHO’nun sağlık tesisleri üzerindeki baskının şiddeti konusunda uyarıda bulunmasına neden olmuştu.
Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü’nün (MSF) Gazze Misyonu Başkanı Helen Ottens-Patterson gazetecilere verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı:
“Sağlık sisteminin mevcut durumla mücadele etme gücü tamamen bitik bir vaziyette. WHO’dan bir ekip bu hafta Sağlık Bakanlığı’na ulaşmak için moloz yığınlarının ve cam kırıklarının arasından geçmek zorunda kaldı.”
Yardım görevlileri bombalamalar nedeniyle yerinden edilen çok sayıda kişinin sığınak aramak için toplandığı göz önüne alındığında, son çatışmaların ardından Kovid-19 vakalarında artış görülme olasılığına ilişkin endişelerini dile getirdiler.
DPA’nın haberine göre Almanya Dışişleri Bakanlığı, Filistin bölgelerine 15 milyon euro değerinde bir insani yardım paketi tahsis etmeyi planlıyor. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü dün yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Gazze'deki sivillere insani yardım yapılması, Almanya hükümetinin verdiği büyük önemi gösteriyor. Bu, bir hafta önce başlayan ateşkesin istikrarlı ve sürdürülebilir olması için önemli bir yapı taşını temsil ediyor.”
Sözcü bu fonun büyük bir kısmının Gazze'ye malzeme tedarik etmeye ayrılacağını belirterek Berlin hükümetinin bu yardımla bu yıl Gazze Şeridi'ne 50 milyon euro üzerinde destek sağlamış olacağına dikkat çekti.
Sözcü Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın insani yardımların tahsisi konusunda Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarıyla yakın temas içinde olduğunu belirterek taahhüt edilen fonların BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA) ve Dünya Gıda Programı (WFP) aracılığıyla, bölgeye acil gıda maddeleri tedarik etmek için kullanılacağını bildirdi.
Almanya'nın bu yardımlar olmadan yiyeceğe ulaşamayacak 1,4 milyon kişiye doğrudan yardım ettiğini ifade eden Sözcü “BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi'nin (OCHA) ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi’nin (ICRC) Kovid-19 salgınıyla mücadele konusundaki çalışmalarını da destekliyoruz” dedi.



Lübnan Genelkurmay Başkanı’nın görev süresinin uzatılması… Hizbullah, bu hamleyi destekleyerek pozisyonunu değiştirmeyi düşünüyor

Hizbullah eski müttefiki Basil'i muhalefetinde yalnız mı bırakıyor?(foto altı) Lübnan Genelkurmay Başkanı Joseph Avn (Reuters)
Hizbullah eski müttefiki Basil'i muhalefetinde yalnız mı bırakıyor?(foto altı) Lübnan Genelkurmay Başkanı Joseph Avn (Reuters)
TT

Lübnan Genelkurmay Başkanı’nın görev süresinin uzatılması… Hizbullah, bu hamleyi destekleyerek pozisyonunu değiştirmeyi düşünüyor

Hizbullah eski müttefiki Basil'i muhalefetinde yalnız mı bırakıyor?(foto altı) Lübnan Genelkurmay Başkanı Joseph Avn (Reuters)
Hizbullah eski müttefiki Basil'i muhalefetinde yalnız mı bırakıyor?(foto altı) Lübnan Genelkurmay Başkanı Joseph Avn (Reuters)

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) tarafından desteklenen Lübnan ordusunun güneyde uluslararası destekli ateşkesi yürürlüğe koymasıyla birlikte Lübnan savaşta yeni bir sayfa açıyor ve yeni bir siyasi döneme girmeye hazırlanıyor. Lübnan ordusu, 1975'te iç savaşın patlak vermesinden bu yana ilk kez yerel ya da bölgesel bir ortak olmadan 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararını uygulamak üzere Lübnan'ın derinliklerine, İsrail ile olan sınıra konuşlanıyor. Böylece, etkin bir hükümetle iş birliği içinde, kararın tüm boyutlarıyla uygulanmasına eşlik etmeyi kendine görev edinecek bir cumhurbaşkanının seçilmesiyle anayasal kurumların yeniden düzene girmesinin önü açılmış olacak.

1701 sayılı kararın uygulanması

Ordunun konuşlandırılması, 1701 sayılı kararın uygulanması için bir adım teşkil ediyor ve Lübnan'ın toparlanma aşamasını geçmesi ve her düzeyde çöküşüne neden olan birikmiş krizlerinden kurtulması için zorunlu bir yol olarak devlet projesinin kurtarılması ve etkinleştirilmesinin yolunu açıyor. Yeter ki siyasi güçler yolun ortasında buluşmak ve hesaplarını gözden geçirip irdelemek için inisiyatif alsınlar. Bu da Hizbullah'ın zayıflatılmaması karşılığında ülkedeki ortakları üzerinde güç fazlalığından yararlanmamasını gerektiriyor. Bazı muhaliflerinin Taif Anlaşması’na bağlılık çatısı altında ülkeyi yeniden inşa etmek ve bazı maddelerinin uygulanmasına etki eden kusurlardan arındırdıktan sonra uygulamasını tamamlamak yerine güneydeki savaşın sonucunu kendi çıkarları için kullanmaları kabul edilemez.

Ordunun konuşlandırılmasıyla birlikte güneydeki güvenlik otoritesi, 1701 sayılı kararda öngörülen icrai tedbirleri yürütme otoritesinin siyasi kılıfıyla uygulamakla sınırlı kaldı. Bir parlamento kaynağının Şarku’l Avsat'a verdiği demece göre, 1701 sayılı kararın uygulanmasını engelleyen önceki aşamada olduğu gibi uzlaşı yoluyla güvenliği sağlamak ve iç barışı korumak artık mümkün değil.

Kaynağa göre ABD'li arabulucu Amos Hochstein ile Meclis Başkanı Nebih Berri arasında varılan mutabakatın bir sonucu olan ve Hizbullah liderliğinin güneyde ateşkese varılması talimatını verdiği yol haritasına bağlı kalınması gerekiyor. Kaynak ayrıca, Fransa ile koordinasyon halinde ABD'nin öncülüğünde eşi benzeri görülmemiş bir uluslararası desteğe sahip olan bu yol haritasından kaçınılamayacağını belirtti.

Yeni siyasi aşama

Lübnan yeni bir siyasi döneme girmeye hazırlanıyor. Bugün (perşembe) yapılması planlanan yasama oturumunda onaylanmak üzere bazı milletvekilleri tarafından sunulan bir kanun teklifine göre, uyulması gereken gündemin başında Genelkurmay Başkanı Joseph Avn ile güvenlik ve askeri servislerin komutanlarının görev sürelerinin uzatılması yer alıyor. Ateşkes sağlanır sağlanmaz cumhurbaşkanlığı dosyasını harekete geçirmeyi görev edinen Berri'ye göre milletvekilleri daha sonra hiçbir partiye meydan okumayan ve herkese aynı mesafede duran bir cumhurbaşkanı üzerinde uzlaşmaya varmak üzere istişarelerde bulunabilecek.

Parlamento kaynağı, Avn, İç Güvenlik Güçleri Genel Müdürü Tümgeneral İmad Osman ve Kamu Güvenliği Genel Müdür Vekili Tümgeneral İlyas el-Beyseri'nin görev sürelerinin uzatılmasında herhangi bir sorun olmadığını vurguladı. Milletvekili Cibran Basil başkanlığındaki Özgür Yurtsever Hareket’e mensup milletvekilleriyle sınırlı bir devamsızlıkla parlamentonun yasa teklifini oylamasının önünün açık olduğunu söyledi.

Kaynak, Özgür Yurtsever Hareket milletvekillerinin yokluğunun yeni olmadığını ve bunun Avn ile güvenlik servislerinin liderlerinin görev sürelerinin ilk kez uzatılmasını onaylayan yasama oturumunu boykot etme yönündeki önceki tutumlarının bir tekrarı olarak ortaya çıktığını belirtti. Ordu komutanının görev süresinin uzatılmasının cumhurbaşkanlığı yarışındaki şansını arttıracağını ifade etti.

Hizbullah'ın tutumunda değişiklik

Yasama oturumunda yeni olan bir durum var. Hizbullah'ın temsilcilerinin ilk uzatma oturumunda güvenlik servisleri liderlerinin görev sürelerinin uzatılmasını amaçlayan yasa tasarısını oylamaktan kaçınan bir tutumu sergiledikleri görüldü. Ancak buna rağmen oturumu boykot etmediler ve oturumun yapılabilmesi için yeterli çoğunluğu sağladılar. Bu durum Hizbullah ile Basil arasındaki anlaşmazlığı derinleştirdi. Bu arada kaynak, Direnişe Sadakat Bloğu’na mensup temsilcilerin şu anda uzatmayı destekleyen pozisyonlarını yeniden gözden geçirmeyi düşündüklerini ifade etti.

Kaynak, ilk uzatma oturumunda Hizbullah'ın, temsilcilerinin uzatma konusunda oy kullanmadan toplanması için yeterli çoğunluğu sağlamasını dikte eden siyasi koşulların değişmeye başladığını söyledi. Lübnan'ın savaşı sona erdirmek için UNIFIL desteğiyle orduyu güneyde konuşlandırmak üzere uluslararası uzlaşı tarafından kendisine verilen rolü kolaylaştırmak için askeri kurumu güçlendirmeyi ve ihtiyaç duyduğu tüm desteği sağlamayı gerektiren yeni bir siyasi aşamaya girmeye hazırlanması bu değişen koşullar arasında. Bu durum, Hizbullah ile İsrail arasındaki karşılıklı ihlallerin baskısı altında Ağustos 2006'da yayınlanmasından bu yana askıda kalan 1701 sayılı kararın uygulanmasının önünü açacaktır.

Kaynak, Hizbullah'ın uluslararası topluma olumsuz bir mesaj vermekten kaçınmak için Avn'ın görev süresinin uzatılmasında çekimser kalmaya niyeti olmadığını doğruladı. Uluslararası toplum, ordunun Litani Nehri'nin güneyinde konuşlanarak ateşkes sağlanmasındaki rolüne önem verirken, Hizbullah da askeri cephaneliğini kuzeye çekiyor. Kaynak, Hizbullah'ın, istikrarın yeniden sağlanması için ordunun şehirlerinde aktif olarak bulunmasını destekleyen güneylilerin ruh halini dikkate almak zorunda olduğunu söyledi. Hizbullah bu konuda mahcup olmayacak, çünkü Berri'nin talep ettiği gibi uzatma kararı cumhurbaşkanlığı hesaplarına dahil edilmeyecek. Böylece söylendiği gibi Hizbullah yolu kapatmış oldu. Çünkü Hizbullah'ın Genel Sekreteri Şeyh Naim Kasım'ın ordu liderliğini sorguladığı bir ortamda, Hizbullah'ın ordu ile ilişkileri ılımlı bir hal alıyor.

Asıl soru şu: Hizbullah eski müttefiki Cibran Basil'i uzatmaya karşı çıkarken yalnız bırakacak mı? Özellikle de Basil'in, Gazze'ye verdiği destek nedeniyle Hizbullah’la yollarını ayırmasının ardından Hizbullah'ın Basil'i dikkate almasına gerek kalmadığı düşünülüyor. Hizbullah'ın rolünün İsrail saldırılarına karşı Lübnan'ı savunmakla sınırlı olması gerektiğini düşünen Basil, güney ve Gazze cephelerini birbirine bağlayarak alanların birleştirilmesi için herhangi bir gerekçe görmüyor.