Sudan'da sular altındaki kara firavunların ve Kush krallarının hazineleri gün yüzüne çıkarıldı

Meroe Piramitleri (Reuters)

Binlerce yıl öncesine ait sular altında kalmış antik mezarların olması hayal bile edilemez. Ama bu gerçek. Su altında dalış yaparak arkeolojik araştırmalar yapma konusunda uzmanlaşan arkeolog Pearce Paul Creasman, Sudan'ın kuzeyindeki Nuri bölgesindeki piramitlerden birinin altında Meroitik krallara, Kara Firavunlara ait mezarların bulunmasına öncülük etti. Arkeolog Paul, bu keşfini harika olarak nitelendirdi. Zira kazıda küçük bir yolcu otobüsü büyüklüğünde, güzel kavisli tavanlara sahip üç oda içeren bir mezar bulundu. Mezar içlerinde, Kuş krallığını kısa bir süre yöneten Firavun Nastasen'e sunulduğuna inanılan altın kaplamalı camdan heykeller vardı.
Araştırma ekibi, Nil'den gelen yüksek miktardaki suyun mezarlığı antika hırsızlarından koruduğunu söylüyor. Özellikle mezarlığa erişim 65 derecelik bir merdivenle yapıldığından, 25 derece su altındaki mezarlığa ulaşım su altına dalmayı zorunlu kılıyor.
Arkeoloji araştırmacısı Abdullah Ali, antik mezarlığın yakınındaki Nil'in su seviyesinin yüksek olması nedeniyle sular altında kalan arkeolojik mezarların keşfedilmesine şaşırmadığını belirterek, "Sitelerin ve mezar odalarının birçoğuna, yakınlığı nedeniyle Nil'den gelen sular tarafından girildi. Bu mezarlık ve buluntular, Kuş Kralları sıralamasında 26. olan olan Kuş Kralı dönemine kadar uzanmaktadır. O, Firavun Kral Taharqa'nın torunuydu ve annesine Kuş Hanımı deniyordu” dedi.
Abdullah'a göre, Nuri arkeolojik alanı, El-Bajraweya alanından sonra Sudan'daki en büyük piramit topluluğu ve temeli, Sudan ve Mısır'ı yöneten büyük Kuş Kralı Taharqa'ya kadar uzanır.
Taharqa, Nil'in diğer kıyısındaki Karru bölgesinde gömülü olan seleflerinin aksine, mezarını Nuri'nin arkeolojik alanında inşa eden ilk kişidir. Oğulları ve torunları da onu takip edince şimdiki ünlü Nuri piramitleri maydana geldi. Ali, Nuri bölgesinde ilk kazılarını arkeolog George Andrew Raynes başlattığını, ancak kazıların Sudan piramitlerinin tüm alanlarını kapsaması için hızlı çalışma isteği nedeniyle kazılarını optimal bir şekilde gerçekleştirilmediğini söylüyor.
Arkeolog Creasman ve ekibi, geçtiğimiz 100 yıl boyunca Nil'den akan çok miktarda suyun oraya ulaşmayı çok zorlaştırmasına rağmen mezarlığa ilk girenler oldu. Piramitlerden birinin dibinde yer alan bu sualtı mezarlığı, yalnızca belirli bir dönemi içeren eserler içermesi nedeniyle değil, aynı zamanda birçok sırrı ortaya çıkarmasına olanak tanıyan stratejik konumu nedeniyle ve Nil Nehri yollarının ve kara firavun krallarının hayattan ölüme ve oradan da ölümsüzlüğe olan yolculukları ile ilgili olaylara ışık tuttuğu için tarihi önem kazanıyor.