Nükleer terörizm küresel radikalizmin geleceğini şekillendiriyor

Etidal: Koronavirüs koşulları terörizmle mücadelede uluslararası işbirliğinin zayıflamasına katkıda bulunacak

Arşiv
Arşiv
TT

Nükleer terörizm küresel radikalizmin geleceğini şekillendiriyor

Arşiv
Arşiv

Terör örgütlerinin 20 ila 50 kilodan fazla olmayan sınırlı miktarda uranyum edinmesi, onları Hiroşima bombası boyutunda bir bomba üretmeye yaklaştırdı.
Bu da, DEAŞ’ın faaliyetlerini genişlettiği, Irak ve Suriye’de geniş alanları işgal ettiği ve kimyasal silah yapımında kullanılan malzemelerin bulunduğu önemli bölgeleri ele geçirdiğini duyurduğu 2014 yılından bu yana alarm zillerini çalan korkuları gündeme getirdi.
Suudi Arabistan’daki Uluslararası Radikal Düşünceyle Mücadele Merkezi (Etidal) tarafından yayınlanan rapora göre, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA), kayıp veya nükleer ve radyoaktif maddelerin izinsiz kullanımı hakkında 140 rapor aldı. Bunların çoğu küçük miktarlarda ancak terör örgütlerinin yapımında iyi olduğu patlayıcı cihazlar için kullanılabilirler.
Raporda, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının getirdiği koşulların, terörizmle mücadele alanında uluslararası işbirliğinin zayıflamasına katkıda bulunduğuna dikkat çekildi.
Bunun da, Ekim 2019’da lideri Ebubekir el-Bağdadi’nin öldürülmesinden bu yana ciddi bir darbe alan ve Uluslararası Koalisyon ile yaşadığı şiddetli bir çatışmada yeteneklerini zayıflayan DEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerine bu istisnai durumlardan yararlanmaları ve yeniden toplanmaları için zaman kazandıracağına vurgu yapıldı.
Terör örgütlerinin, Kuzey Irak’ın belirli bölgeleri ve Suriye’nin doğu çölünden başlayarak gücünün bir kısmını ve asgari faaliyetlerini geri kazanması nedeniyle bölgedeki radikalizm son bulmadı. Bu durum da, tehdit ve tehlikeyi hala geçerli kılıyor.
Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nden (OPCW) bir kaynağa göre, DEAŞ daha önce kimyasal silahlara sahipti.
Söz konusu kaynak, Şubat 2016’da Reuters’a yaptığı açıklamada, DEAŞ unsurlarının Irak’ta Kürt güçlerine hardal gazıyla saldırdığını ve 35’inin yaralandığını bildirdi.
Bu da, özellikle salgın döneminde siber suç sayısındaki önemli artışın ışığında, radikal örgütlerin nükleer materyaller elde etmek veya kitle imha silahları üretmesini sağlayacak bilimsel sırları çalmak için salgından faydalanma niyeti olduğunu kanıtlıyor.
Etidal, radikal düşüncelerle yüzleşmek ve önlemek için onları izler, analiz eder, öngörür, hükümetler ve ilgili kuruluşlarla işbirliği yapar.



İsrail ve İran füze ve saldırıların menzilinde

İran'ın dün gece Tel Aviv'e düzenlediği füze saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)
İran'ın dün gece Tel Aviv'e düzenlediği füze saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)
TT

İsrail ve İran füze ve saldırıların menzilinde

İran'ın dün gece Tel Aviv'e düzenlediği füze saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)
İran'ın dün gece Tel Aviv'e düzenlediği füze saldırısının ardından yükselen dumanlar (AP)

İsrail ve İran, dün karşılıklı füze ve hava saldırılarıyla birbirlerini hedef aldı. Bölgenin güvenliği ve istikrarı için ciddi sonuçlar doğuracak bu yeni tırmanış, uluslararası, Arap ve bölgesel tepkilere yol açtı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde, bölgedeki gelişmeleri, gerginliğin azaltılması ve itidal çağrısı ile diplomatik yollarla anlaşmazlıkların çözülmesi için alınabilecek önlemleri ele aldı. Suudi Veliaht Prensi ve ABD Başkanı, Ortadoğu'da güvenlik, barış ve istikrarın sağlanması için ortak çabaların sürdürülmesinin önemini vurguladı.

Çatışma, İsrail'in İran'ın nükleer ve askeri altyapısının kalbine, savaş uçakları ve {ülkeye gizlice sokulan} insansız hava araçları (İHA) kullanarak düzenlediği şiddetli bir saldırıyla başladı. Saldırı, “Devrim Muhafızları”nın üst düzey generallerini ve nükleer programın önde gelen bilim adamlarını hedef aldı. İran medyası ve tanıklar, patlamalar olduğunu bildirdi. Patlamalar arasında Natanz'daki ana uranyum zenginleştirme tesisine yönelik saldırılar da yer aldı. Ardından, Tahran'ın güneyindeki Fordo nükleer tesisinin bulunduğu bölgede iki güçlü patlama sesi duyuldu. Medya, 40'tan fazla askeri hedefin vurulduğunu, bunların en önemlilerinin Devrim Muhafızları Komutanlığı ve Tahran'ın doğusundaki Genelkurmay Karargahı olduğunu belirtti.

İran dün, askeri liderler ve nükleer bilim adamları arasında en büyük kayıplarını yaşadı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre başta Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami, füze programının beyni Emir Ali Hacızade ve İran operasyonları komutanı Gulam Ali Raşid olmak üzere üst düzey generaller hayatını kaybetti. Ali Şemhani de ağır yaralandı ve komaya girdi. Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani'nin akıbeti ise belirsizliğini koruyor. Saldırılarda, eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad döneminde İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Feridun Abbasi'nin de aralarında bulunduğu 6 nükleer bilim adamı da evlerinde öldürüldü.

İran Devrim Muhafızları dün akşam, İsrail'de onlarca hedefe füze saldırısı düzenlediğini duyurdu. Açıklamada, “İslam Devrim Muhafızları... işgalci Siyonist rejimin işgal altındaki topraklarda bulunan onlarca hedef, askeri merkez ve hava üssüne karşı kararlı ve hassas bir şekilde misilleme yaptı” denildi.

Körfez ülkeleri İsrail'in operasyonunu kınadı ve ayrı ayrı açıklamalarda, bölgenin risklerden uzak tutulması ve anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiğini vurguladı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Krallığın bu iğrenç saldırıları şiddetle kınadığı belirtildi ve uluslararası toplum ile Güvenlik Konseyi'nin bu saldırıları derhal durdurma konusunda büyük sorumluluk taşıdığı vurgulandı.

Trump ise İranlı yetkililere önceki politikalarını sürdürmemeleri konusunda sert bir uyarıda bulunmakla yetindi ve İsrail'in sonraki saldırılarının “daha şiddetli” olacağını ifade etti. İsrail'in saldırısını “mükemmel” olarak nitelendiren Trump, ABD'nin operasyonda herhangi bir Amerikan rolü olduğunu reddetti.

İngiltere, Fransa ve Almanya liderleri “bütün tarafları daha fazla gerilimden kaçınmaya” çağırdı. İngiltere Başbakanı Keir Starmer'in ofisi, Starmer'in Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile durum hakkında telefon görüşmesi yaptığını açıkladı. Açıklamada, “Liderler, İran'ın nükleer programı konusunda uzun süredir devam eden ciddi endişeleri ele aldılar ve bütün tarafları, bölgenin istikrarını daha da bozabilecek gerilimden kaçınmaya çağırdılar” denildi.