Irak Bakanlar Kurulu’nun, ülkenin farklı bölgelerinde, çoğu azınlık olarak kabul edilen dini ve ulusal oluşumlar için dört yeni vilayet kurulmasına onay vermesinin üzerinden yedi yıldan fazla bir süre geçtikten sonra bu dosyayı etkinleştirmek için yeniden girişimler başladı.
Irak Bakanlar Kurulu Ocak 2014’te, Türkmenlerin çoğunlukta olduğu Ninova Valiliği’ne bağlı Telafer ilçesini vilayete dönüştürmek için bir yasa tasrısını onaylayarak o tarihte Irak Temsilciler Meclisi’ne sundu. Ayrıca bu yasa, Anbar vilayetindeki Felluce ilçesinin, Salaheddin'e bağlı Tuz ilçesinin ve Ninova vilayetindeki Ninova Ovası’nın bazı idari eksiklerin tamamlanmasından sonra valiliğe dönüştürülmesini de içeriyordu.
“Azınlıkların vilayetleri”
Görünen o ki, vilayete dönüştürülmesi önerilen bazı ilçelerdeki siyasal durum ve güvenlik durumu, bu dosyayı etkinleştirmek için yeni bir çalışmayı zorunlu kılıyor. Özellikle de Salaheddin'deki Tuz ve Ninova’daki Telafer ilçelerindeki güvenlik ve yönetim dosyalarının, 2017 Ekim’de Peşmerge güçlerinin bölgeden çekilmesinin ardından Türkmen çoğunluğun eline geçmesi nedeniyle.
Aynı yıl, Irak kuvvetlerinin bu bölgede ilerlemesi ve Kürt Peşmerge güçlerinin çekilmesinin ardından güvenlik ve idari yönetimi Şabak ve Mesih'in eline geçen Ninova Ovası'nın geniş alanları için de aynı durum geçerli. Merkezi hükümet ile iş birliği ve koordinasyon içinde çalışan Ezidilerin çoğunlukta bulundukları Sincar ilçesinin de vilayete dönüştürülmesi yönündeki Ezidi liderlerin güçlü talepleri doğrultusunda bu listeye eklendi.
“Yoğun çalışmalar”
Resmi kaynaklar, Türkmen politikacılar ile Mesih ve Şabak’ın öncülüğünde, önceki hükümetin kararını etkinleştirmek için, yaklaşan seçimler öncesinde Irak parlamentosu ve Irak hükümetinden isimlerle bir dizi toplantı yapıldığını aktardı. Irak hükümeti ve siyasi güçlerin, protesto gösterileri, kurtarılan bölgelerin yeniden inşası, milislerin eylemleriyle başa çıkma, ekonomik krizi yönetme gibi konularla çokça meşgul olması sebebiyle ihmal ettikleri bu konuda, her üç taraf da ilerlemeye kaydetmeye çalışıyor.
“Güvenlik ve ekonomi sorunları engel teşkil ediyor”
Rafidin Hristiyan Topluluğu Başkanı, Milletvekili Yonadam Kanna, güvenlik, siyaset ve ekonomik şartların yeni vilayetler kurulmasını engellediğini belirterek, talebin hala mevcut olduğuna ve ödenek beklendiğine dikkat çekti. Yonadam Kanna, “DEAŞ’ın bölgeye girişi ve petrol fiyatlarındaki düşüş de dahil olmak üzere maddi, güvenlik ve siyasi koşullar ile Bağdat ve Erbil arasındaki tartışmalı bölgelere ilişkin mevcut sorunlar yeni vilayetlerin kurulmasını engelledi. Hala yeni vilayetler kurulması ihtimali var ancak bu, ülkedeki koşulların, özellikle de ekonomik koşulların iyileştirilmesine bağlı” ifadelerini kullandı.
Yonadam Kanna, “Hükümetin daha önceden almış olduğu yeni vilayetler kurma kararı var. Felluce’deki gibi burada da kurulabilecek vilayetler var. Ancak bunun için bir hükümet kararına ihtiyaç var. Güvenlik ve ekonomi sorunlar bu vilayetlerin kurulmasına takoz oluyor” dedi.
“Ninova Ovası vilayeti”
Hıristiyanlar da dahil olmak üzere birçok oluşuma ev sahipliği yapan Ninova Ovası’nın vilayete dönüştürülmesinin, özellikle yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve işsizlik oranın azaltılması gibi konularda bölgeye olumlu yansıyacağı vurgulanıyor. Ninova Ovası’nda yaşayan oluşumlar, özellikle de Hıristiyanlar marjinalleştirildi, öncelikle ticaret ticaret alanında.
“İdari sınırlar konusunda anlaşmazlık”
Türkmen oluşumların eski temsilcisi Niyazi Mimaroğlu, yeni vilayetlerin kurulmamasının sebebini, iller arasında idari sınırlar konusunda yaşanan anlaşmazlığa ve Bağdat ile Erbil arasında ihtilaflı alanlar konusundaki yaşanan anlaşmazlığa bağladı. Bazı ilçelerin vilayet olmak için yeterliliğe sahip olmadığını ifade eden Mimaroğlu, Tuzhurmatu ve Telafer ilçelerinin de ulusal ve siyasi çatışmalar nedeniyle vilayet olamadığına ışık tuttu. Kamuoyunda, Telafer, Tuzhurmatu ve Kerkük’ün bir vilayette toplanması halinde ileride Türkmenlerin ayrı bir bölge oluşturacaklarına dair korkular olduğuna da dikkat çekti.
“Telafer ve el-Tuz hazır”
Mimaroğlu “Telafer ve Tuzhurmatu vilayet olabilmek için tüm donanımlara sahip. Tarım arazileri, ilçeleri ve bucakları hazır. Musul ve Selahaddin vilayetlerinin merkezlerinden de çok uzaklar. Bu iki ilçenin vilayete dönüştürülmesi için dosya hazır ve Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği’nin çekmecesinde duruyor” açıklamasında bulundu.
Mimaroğlu’na göre vilayete dönüştürüldükleri ve bazı bölgeler ilhak edildiği takdirde Tuzhurmatu’nun nüfusu çoğunluğu Türkmen olmak üzere 350 bin kişiye, Telafer’in nüfusu ise 700 bin kişiye ulaşacak.
“Enerji rezervleri ve Ankara’ya yakınlığı”
Mimaroğlu, “Tuzhurmatu ilçesi, petrol ve doğalgaz rezervleri bulunmasının yanı sıra kuzey bölgelerini Bağdat’a bağlaması hasebiyle stratejik bir konuma sahip. Ayrıca Telafer ilçesi Türkiye-Suriye sınırına yakın ve Ankara ile bir sınır kapısı açılması planlanıyor. Telafer ve Tuzhurmatu’nun bağımsız vilayetlere dönüştürülmesi, Türkmenlerin anayasal bir isteğinin yerine getirilmesi olacaktır” açıklamalarında bulundu. Ayrıca Mimaroğlu, Türkmenlerin, bağımsızlıkları olmadan veya çoğunluğunu kendilerinin oluşturduğu bir vilayetleri olmadan Irak’ın farklı milletleriyle karışmalarının ileride büyük bir külfet doğuracağı hususunda uyarılarda bulundu.
“Ekonomi, hükümeti endişelendiriyor”
Vilayet işleri Eski Başkanı Vail Abdullatif, hükümetin güvenlik tarafına olan ilgisinin, idari, kalkınma ve yatırım taraflarını ihmal etmesine sebep olduğuna, bu sebeple hükümetin ve siyasi güçlerin anayasayı ve vilayetleştirme kanununu uygulayamayacağına inanıyor. Abdullatif’e göre hükümetin, bazı ilçelerin vilayete dönüştürülmesi hususundaki kanunu uygulamaktaki başarısızlığı, yeni oluşturulan idari pozisyonlarda giderlerin artması, valiliklerin, ödenek gerektiren yetkilerinin çoğalması gibi bu dönüşümün yol açacağı masraflardan endişe etmesinden kaynaklanıyor.
2008 tarihli ve 21 sayılı İller Kanunu’na göre “Yeni vilayet oluşturma süreci, önerilen vilayete katılmak için idari birim (ilçe ve bucak) başkanlarının onayını ve Temsilciler Meclisi üyelerinden ve Valilik Meclisi üyelerinden iki valilik temsilcisinin desteği ile vilayete katılacak bölgedeki eşraf ve aşiret büyüklerinin genel desteğini gerektirmektedir.”
“Güneyin talepleri”
Basra vilayetine bağlı Zübeyr ilçesinin nüfusunun bir milyona ulaşması nedeniyle vilayete dönüştürülmesini talep eden Abdullatif, ekonomik ve siyasi sorunların ilçenin vilayet olmasını engellediğini, hükümetin ise meseleyi merkezi yönetime havale etmeye devam ettiğini belirtti. Bilimsel araştırmaların, ihtiyaçlarını kolayca karşılamak ve düzgün hizmet sağlayabilmek için her 750 bin kişi için bir vilayete ihtiyaç duyulduğunu gösterdiğini söyleyen Abdullatif, yeni vilayetler oluşturulması için yapılan tüm baskılardan sonra hükümetin, Anbar ve Basra bölgelerinin taleplerini yerine getirerek yeni vilayetler kurmaya mecbur kalacağını düşündüğünü belirtti.
Temmuz 2019’da Irak Planlama Bakanlığı, iki yeni vilayetin oluşturulması olasılığını araştırmak için çalışmalara başlandığını, yeni oluşturulacak bu iki vilayetin Divaniyye şehrinin bir bölgesi olan Şamiye ile Vasit şehrinin bir ilçesi olan Suvayra olabileceğini açıklamıştı.