Irak Savunma Bakanı Anad’ın Haşdi Şabi’ye yönelik eleştirileri siyaset arenasında tepkiye neden oldu

Irak Savunma Bakanı Cuma Anad tahrik ve provokasyonla suçlanıyor

Irak Savunma Bakanı Cuma Anad.
Irak Savunma Bakanı Cuma Anad.
TT

Irak Savunma Bakanı Anad’ın Haşdi Şabi’ye yönelik eleştirileri siyaset arenasında tepkiye neden oldu

Irak Savunma Bakanı Cuma Anad.
Irak Savunma Bakanı Cuma Anad.

Irak Savunma Bakanı Cuma Anad’ın cumartesi günü silahlı kuvvetlere yönelik yaptığı açıklamaları, ülkede tartışmalara yol açtı. Anad’ın açıklamaları, Haşdi Şabi Anbar Komutanı Kasım Muslih'in tutuklanması ardından kaydedilen ve askeri çatışmaya dönüşebilecek gerilimin ardından geldi. Olayın ardından Haşdi Şabi gruplarının yaptığı güç gösterilerinin tekrarlanmaması konusunda uyarısında bulunan Bakan Anad “Çeşitli grupları taşıyan zırhsız 40 araç, devletle savaşmaya yetecek güçteki bir ordunun önünde nasıl durabilir?” sorusunu yöneltti. Olup bitenleri güvenlik ihlali olarak nitelendirdi.
Haşdi Şabi’ye yönelik eleştirilerde bulunan Anad sözlerini şöyle sürdürdü:
“Terör örgütü DEAŞ’a yönelik operasyonların Haşdi Şabi olmadan tamamlanmayacağına inananlar artıyor. Zira Irak’ın kurtuluşuna katkıda bulunan ordu güçleridir. Bu operasyonları tek başlarına gerçekleştirebilirler. Haşdi Şabi sadece söz konusu operasyonları hızlandırdı. Ordu ve hava kuvvetlerinin desteği olmasaydı zafer kazanılamazdı.”
Iraklı yetkililer geçtiğimiz çarşamba günü Yeşil Bölge’yi kapatarak takviye sağlamıştı. Yeşil Bölge girişlerine Haşdi Şabi’ye tabi silahlı kuvvetlerin konuşlanması ve ardından bölgede terörle mücadele gruplarının etkinleştirilmesinin ardından durumun daha da kötüleşeceğine yönelik endişe artmıştı.
Hadi el-Amiri liderliğinde bulunan ve çoğu silahlı grubu içeren Fetih Koalisyonu, Anad’ın açıklamalarını kışkırtıcı ve provokasyon olarak değerlendirdi. Fetih Koalisyonu’nun parlamentodaki temsilcisi Muhammed Abdulkerim konuya dair şu açıklamalarda bulundu:
“Temsilciler Meclisi, silahlı kuvvetler arasında çatışmaya azmettiren her komutandan hesap sormalı. Savunma Bakanı’nın açıklaması, Haşdi Şabi ile Irak Silahlı Kuvvetleri arasındaki çatışmayı açıkça alevlendirir nitelikte. Bu çatışmalar, yalnızca çeşitli bahanelerle varlığını sürdürmeye çalışan ABD işgal güçlerinin yararınadır. Parlamento, yalnızca terörün, şer ve işgalci güçlerin çıkarlarına hizmet eden bu açıklamalara ilişkin resmi tutumunu belirlemek zorundadır.”
Asaib Ehlil Hak siyasi bürosu üyesi Saad es-Saadi de Bakan Anad’ı ABD projesinde yer almakla suçladığı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Savunma Bakanı'nın açıklamaları gerçeklerden uzak iftiralardan ibaret. Haşdi Şabi’nin DEAŞ karşıtı çabalarına hakarettir. Haşdi Şabi, diğer tüm tarafların başarısızlığına rağmen DEAŞ’a karşı kazanılan zaferin gerçek sahibidir.”
Eski Başbakan Nuri el-Maliki de Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Haşdi Şabi kuvvetleri ile orduyu karşı karşıya getirme girişimlerinin başarısız olduğunu vurguladı. “Ordu ve Haşdi Şabi’yi çatışmaya sürükleme girişimleri başarısızlıkla sonuçlandı. Her iki taraf, toprakların ve insanların kurtuluşu için kan kardeşi konumunda” dedi. Maliki ayrıca ‘fesat çıkaranlara ve entrikacılara’ yönelik de uyarıda bulundu.
Bakan Anad’ın açıklamalarının tamamen normal olduğunu vurgulayan Ninova temsilcisi Ahmed el-Cebburi ise Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Açık sözlülüğü ve cesaretiyle tanınan Savunma Bakanı'nın söylemek istediği, yasanın herkese uygulanması gerektiğiydi. Dolayısıyla açıklamaları kışkırtıcı veya belirli bir tarafa yönelik değil. Ordu, Haşdi Şabi ve tüm güvenlik teşkilatları, Irak halkını temsil ederler. Silahlı Kuvvetler Başkomutanı, yani Başbakan’a bağlıdırlar. Yargının herhangi bir mensubunun tutuklama kararı alması, onun ait olduğu askeri kurumu küçük düşürmesi anlamına gelmez. Nitekim bir devletimiz olsun istiyorsak kanunun istisnasız ve ayrım gözetmeksizin herkese uygulanması gerekir.”



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian