Kötüleşen durum, Deyrizorluların eve dönüşünü engelliyor

El-Arişe Kampı’ndaki anneler, çocuklarını babaları yokluğunda yetiştirmeye çalışıyor

Kuzeydoğu Suriye'deki Haseki’nin güneyinde bulunan el-Arişe Kampı (Şarku’l Avsat)
Kuzeydoğu Suriye'deki Haseki’nin güneyinde bulunan el-Arişe Kampı (Şarku’l Avsat)
TT

Kötüleşen durum, Deyrizorluların eve dönüşünü engelliyor

Kuzeydoğu Suriye'deki Haseki’nin güneyinde bulunan el-Arişe Kampı (Şarku’l Avsat)
Kuzeydoğu Suriye'deki Haseki’nin güneyinde bulunan el-Arişe Kampı (Şarku’l Avsat)

üçte ikisi, Deyrizor'un doğu kırsalında İran’a bağlı Iraklı milislerin, Rus kuvvetleri ve savaş uçakları tarafından desteklenen düzenli kuvvetlerin DEAŞ’a yönelik askeri operasyonlarından yıllar önce kaçtıkları el-Mayadin ve el-Bukamal kasabalarından geliyor. Askeri grupların güvenlik hegemonyasından ve kötü ekonomik durumdan muzdarip bölgelerine geri dönmeyip kampta kalmayı tercih eden bu insanlara burada çeşitli yardım ve gıda paketleri veriliyor. Aralarında birinin dediği gibi burada ‘her şey bedava’.
Mayadin kasabasından gelen 50 yaşındaki Verda el-Ali, kötüleşen güvenlik ve yaşam koşulları nedeniyle memleketine dönmeyi reddediyor. Geçici barınağı haline gelen çadırında konuşan Verda, üçü kız, ikisi erkek olmak üzere beş çocuk sahibi. Eşi hayatını kaybettiği için ailenin sorumluluklarını üstlenen bu kadın, yaşadığı zorlukları anlatıyor. Sağlık durumunun iyi olmadığından, kalp ameliyatı olması gerektiğini belirten Verda, “Çocuklarımın önünde sağlıklıymış gibi davranıyorum ancak kalp rahatsızlığım kötüye gidiyor. Ailemin yokluğumdaki akıbetinden korktuğum kadar kendim için korkmuyorum” diyor.
Eşinin 2016 yazında memleketlerinde çıkan ve tıp fakültesinden yeni mezun olan en büyük oğlunun hayatını kaybettiği çatışmalar sırasında ortadan kaybolduğunu söyleyen Verda, aynı yıl sonunda eş-Arişe Kampı’na sığındığını belirtiyor. Oğullarından biri yanında oturduğu sırada gözyaşlarına hakim olmaya çalışan Verda, “Gerçekten yoruldum. Beş küçük çocuğu babasız büyütmek ve ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmak, yıllardır tek başıma taşıdığım yorucu ve külfetli bir sorumluluk” diyor.
Kötüleşen kötü yaşam koşullarından, Suriye lirasının döviz kurundaki benzeri görülmemiş düşüşünden muzdarip Haseke’nin yaklaşık 30 km güneyinde bulunan bu kampta, koronavirüs salgınının körüklediği sağlık krizi yaşanıyor. Kamp sakinlerinin büyük bir kısmı, zor ekonomik koşullar ve iş imkanlarının olmaması nedeniyle evlerine dönemediklerini söylüyor.
Deyrizor’dan gelerek dört yıldır el-Arişe kampında yaşayan 48 yaşındaki Sara el-Cebel ise “Kaybetme ve yerinden olma duygusu yürek parçalıyor” diyor. Eşinin öldürülmesi ardından hayatının zorlaştığını, rejimin kontrolü altındaki evine geri dönmenin artık çok zor olduğunu, ailesini geçindiremediğini ve ihtiyaçlarını karşılayamadığını söyleyen Sara, “Güvende hissetmeye ihtiyacımız var; meçhul korkusu rahatsızlık veriyor; ancak acıktığınızda hiçbirinin bir önemi kalmıyor” ifadelerini kullanıyor.
Bukamal kasabasından gelen, koltuk değnekleriyle ciddi zorluklar içerisinde yürümeye çalışan 30’lu yaşlarındaki Ammar en-Nasır ise kendisini kışın soğuk hava şartlarından, yazın 40 derecedeki kavurucu havadan korumayan çadırın altında nispeten rahat etmeye çalışıyor. Yaralanmadan önce aile evinden çıktığı anı hatırlayan Ammar, “Savaşlar ve bombardımanın yoğunlaşması ardından bazı temel ihtiyaçlarımızı karşılamaya çalıştım; ancak mermiye yakalandım” diyor. Suriye rejiminin 2017 yılının ortalarında Deyrizor kırsalına düzenlediği hava saldırılarında yaralanan Ammar, bu nedenle bu kampa sığındığını ve üç yıldır sayısız ameliyat geçirdiğini söylüyor. Bugün savaşın yaraladığı sayısız insandan biri haline gelen Ammar, hayalinin yürümesini sağlayacak protez bir bacak olduğunu belirtiyor.
Deyrizor kırsalından 50 yaşındaki Ayid es-Salih er-Ramazan ise sahip olduğu her şeyi savaştan kaçmak için geride bırakıp eşi ve sekiz çocuğuyla birlikte el-Arişe kampına gelişinden bahsediyor. Memleketine geri dönmek istediğini, ancak ekonomik krizin buna engel olduğunu söyleyen Ramazan, günümüz insanlarının en büyük endişesi günlük yaşamlarını güvence altına almak, tek talebimiz gıda ve temel ihtiyaçların karşılanmasıdır.
Yoksulluk ve yetersiz maddi imkanlar, yerinden edilme duygusundan daha şiddetli. Siyasi talepler ise yerinden edilmişlerin politikacılar ve askerlerden duyduğu sözlere dönüşmüş durumda. Son devlet başkanlığı seçimlerinden bahseden Ayid, evlerine dönebilmeleri için Suriye, uluslararası ve bölgesel taraflar arasındaki çatışmaların sona ermesini beklediğini ifade ediyor. Esed’in zaferinin kaçınılmaz olduğunu, zaten başka bir şey beklemediklerini de ekleyerek “Son 10 yıldaki durumumuzu tarif edecek hiçbir kelime yok” diyor.



Gazze'de ateşkes, ikinci aşama müzakerelerin ‘geç’ ilerlemesine bağlı olarak sürüyor

Gazze Şeridi'nin güneyinde yerlerinden edilmiş kişiler için kurulan bir kamptaki Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyinde yerlerinden edilmiş kişiler için kurulan bir kamptaki Filistinliler (AFP)
TT

Gazze'de ateşkes, ikinci aşama müzakerelerin ‘geç’ ilerlemesine bağlı olarak sürüyor

Gazze Şeridi'nin güneyinde yerlerinden edilmiş kişiler için kurulan bir kamptaki Filistinliler (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyinde yerlerinden edilmiş kişiler için kurulan bir kamptaki Filistinliler (AFP)

Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşmasının ikinci aşaması için yürütülen müzakereler, ABD'nin İsrail'in müzakerelere yetkilerini ve gündemini netleştirmeden bir heyet göndermesinden söz etmesi ve ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un İsrail ziyaretini önümüzdeki pazar gününe ertelemesi nedeniyle gecikmeli olarak hareketlenmeyi bekliyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzman ve analistlere göre Witkoff'un ziyaretinin ertelenmesi, özellikle müzakerelerdeki gecikme ışığında olumsuz bir işaret taşıyor. Witkoff'un beklenen gelişi, ateşkes anlaşmasının hangi stratejiyle ilerleyeceğini, önümüzdeki cumartesi günü sona erecek olan ilk aşamanın uzatılmasına mı yoksa ikinci aşama müzakerelerine mi geçileceğini belirleyecek.

Uzmanlar, ABD'nin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya anlaşmayı ilerletmesi için baskı yapmasını beklerken, Netanyahu'nun hükümetini düşürmemek için Ramazan ayı boyunca müzakereleri bir sonuca varmadan sürdürme bahaneleri üretmesinden endişe ediyorlar.

Arabulucular Mısır, Katar ve ABD tarafından 19 Ocak'ta varılan ateşkes anlaşmasının ilk aşaması, İsrail'in 3 Şubat'ta başlaması beklenen ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi de dahil olmak üzere çeşitli maddeleri içeren ikinci aşama müzakerelerine katılma taahhüdü olmaksızın 1 Mart'ta sona eriyor.

Amerikan Yahudi Komitesi (AJC) tarafından salı günü düzenlenen etkinlikte konuşan Witkoff, “Büyük ilerleme kaydediyoruz. Biz burada konuşurken İsrail, ikinci aşamaya geçmek ve daha fazla esirin serbest bırakılmasını sağlamak için bir heyet gönderiyor. Ya Doha'ya gidecekler ya da Kahire'ye…” dedi.

Witkoff, daha önceki açıklamalarında çarşamba günü bölgeye geleceğini belirttikten sonra, her şey yolunda giderse pazar günü müzakerelere katılabileceğini söyledi.

Hamas Sözcüsü Abdullatif el-Kanu'nun dün yaptığı açıklamaya göre, ‘hareket hazır olmasına ve anlaşmanın tüm aşamalarını tamamlamak üzere ilerlemeye istekli olmasına rağmen ikinci aşamaya ilişkin herhangi bir öneri sunulmadı.’

El-Kanu, yedinci grup mahkûmların, Filistinli grupların ilk aşamanın bir parçası olarak kalan dört İsrailli cesedi teslim etmesiyle birlikte serbest bırakılacağını açıkladı. El-Kanu aynı şekilde, 7 Ekim 2023 olaylarından sonra Gazze Şeridi'nde gözaltına alınan kadın ve çocukların, İsrail'in uygulama taahhüdünü garanti eden yeni bir mekanizma ile serbest bırakılacağını bildirdi.

Reuters'a göre bu gelişme, İsrail'in kalan 63 esiri kurtarma çabalarının bir parçası olarak 42 günlük ateşkesin ilk aşamasının uzatılmasının düşünüldüğüne dair İsrailli yetkililer tarafından yapılan açıklamaların hemen ardından geldi.

Anlamsız görüşmeler korkusu

Mısır eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Muhammed Hicazi, Witkoff'un ziyaretinin ertelenmesinin İsrail'e bir mesaj olduğunu ifade etti. Hicazi, Witkoff'un mahkumların teslimindeki çıkmaza son vermesi ve anlaşmaya bağlı kalmaya devam etmesi için İsrail'e baskı yaptığını düşünüyor. Hicazi, Witkoff'un ziyaretinin önümüzdeki dönemde ilk aşamanın uzatılması ya da paralel olarak ikinci aşama müzakerelerinin başlatılması gibi hangi stratejinin kullanılacağını netleştirmesini bekliyor.

Ürdünlü siyasi analist Salah el-İbadi, Witkoff'un ziyaretinin ertelenmesinin ikinci aşama müzakerelerini ‘olumsuz etkileyeceği’ görüşünde. Netanyahu'nun bu konuda taahhüt altına girmek istemediğine ve birinci aşamanın uzatılmasını ya da en azından ikinci aşamaya geçmeden bir durgunluk yaşanmasını istediğine dikkat çeken el-İbadi, bunun da hükümetin bazı bakanlarıyla anlaşmazlıklara neden olacağını söyledi.

Netanyahu'nun Ramazan ayı boyunca ‘anlamsız görüşmeleri’ sürdürmek istediğine inandığını ifade eden el-İbadi, ‘bunun endişe uyandıran olumsuz bir gösterge’ olduğunu belirtti.

Amerikan ilişkileri analisti Michael Morgan ise Witkoff'un hamlelerinin Washington yönetiminin bir anlaşmaya varma konusunda ciddi olduğunu gösterdiğine inanıyor. Morgan, “İkinci aşama müzakereleri görebiliriz, ancak bu müzakereler İsrail'in hileleri ya da anlaşmanın tamamlanmasını geciktirecek bahanelerle karşılanabilir” dedi.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati dün Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı telefon görüşmesinde, Filistinliler topraklarında kalmaya devam ederken Mısır'ın Gazze Şeridi'nde yeniden yapılanma için geliştirmekte olduğu kapsamlı planı ve bu noktada Arap ve İslam ülkelerinin desteğinin varlığını açıkladı. Abdulati, AB'nin Mısır'ın bu yöndeki çabalarını desteklemesini arzu ettiğini ifade etti.

Hicazi, Mısır'ın anlaşmanın devamını desteklemek için çabalarını sürdüreceğini ve anlaşmanın tamamlanması için uluslararası destek çağrısında bulunacağını belirterek, Mısır'ın Trump'ın Gazzelileri yerinden etme önerisini reddetme planının anlaşmanın devamı ve Gazze Şeridi halkına destek için bir dayanak noktası olacağını kaydetti. Hicazi, “Bunun önümüzdeki günlerde, Mısır'ın çağrısını yaptığı 4 Mart'taki Olağanüstü Arap Birliği Zirvesi’nde netleştiğini göreceğiz” dedi.

Morgan, Trump'ın Mısır ve Arapların yerinden edilmeyi reddeden bir tutumu olduğunu anladığını ve bu nedenle anlaşmanın uygulanması ve esirlerin serbest bırakılması için işlerin daha hızlı ilerlemesini beklediğini belirterek, İsrail'in geciktirme çabalarının ABD baskısıyla karşılaşacağını kaydetti.

El-İbadi, “İkinci aşamaya geçmek ve ateşkesi sürdürmek, ABD yönetimi İsrail'in bahanelerinin tekrarlanmasını ve anlaşmanın kırılgan bir anlaşmaya dönüşmesini engellemek için gerçek bir baskıyla müdahale etmediği sürece gerçekleşmeyecek” dedi.