SOHR: Suriye savaşında can kaybı yarım milyona ulaştı

2016’da Halep’e düzenlenen hava saldırısı sonucu yıkılan evlerden çocuklarını taşıyan aileler (AFP-Arşiv)
2016’da Halep’e düzenlenen hava saldırısı sonucu yıkılan evlerden çocuklarını taşıyan aileler (AFP-Arşiv)
TT

SOHR: Suriye savaşında can kaybı yarım milyona ulaştı

2016’da Halep’e düzenlenen hava saldırısı sonucu yıkılan evlerden çocuklarını taşıyan aileler (AFP-Arşiv)
2016’da Halep’e düzenlenen hava saldırısı sonucu yıkılan evlerden çocuklarını taşıyan aileler (AFP-Arşiv)

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre, Suriye’de 11 yıldır devam eden savaş yarım milyon insanın hayatını kaybetmesine neden oldu.
SOHR, Suriye’de rejimin devrilmesi ve reform çağrısı yapılan protestoların silahlı bir çatışmaya dönüştüğü Mart 2011’den bu yana 494 bin 438 kişinin öldüğünü belgeledi.
Geçtiğimiz Mart ayında savaş 11. yılına girerken, SOHR 15 Mart 2011’de ülkede devrimin başlamasından bu yana 22 binden fazlası çocuk ve 117 bin 388'i sivil olmak üzere 388 bin 652 kişi öldüğünü açıklamıştı.
SOHR Direktörü Rami Abdurrahman, AFP’ye yaptığı açıklamada, çatışmada eşi görülmemiş bir durgunluğa tanıklık eden son aylarda 105 bin 15 kişinin daha ölümünün belgelendiğini bildirdi.
Abdurrahman, büyük bir kısmı Suriye rejiminin gözaltı merkezlerinde işkence altında ölen 42 bin 103 sivil de dahil olmak üzere hepsinin 2012 ile 2015 yılları arasında hayatını kaybettiğini açıkladı.
SOHR’un açıkladığı son verilere göre, 25 binden fazlası çocuk olmak üzere 159 bin 774 sivil yaşamını yitirdi.
Sivillerin çoğu, Suriye rejim güçleri ve onlara bağlı milis grupların düzenlediği saldırılar sonucunda hayatını kaybetti.
Ölenler arasında rejim güçleri ve onlara bağlı milis gruplardan 168 binden fazla kişi de yer aldı.
Buna ilaveten Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) örgütünden 79 bin 844 ve DEAŞ’tan 40 bin 628 olmak üzere radikal gruplardan da 79 bin 844 unsur öldü.
Gözlemevi, rejimin gözaltı merkezleri ve cezaevlerinde 57 bin 567 kişinin öldürüldüğünü belgelerken, 47 binden fazla kişinin işkence ve kötü hapishane koşullarında ölümünü belgelemeye devam ediyor.
Çatışmanın tüm tarafları tarafından kayıp ve kaçırılan on binlerce kişinin akıbeti ise hala bilinmiyor.
Suriye’deki çatışmaların yoğunluğu, özellikle ülkenin kuzeybatısındaki İdlib bölgesi ve çevresinde Rusya ve Türkiye’nin öncülüğünde varılan ateşkes anlaşması ve ardından yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgının patlak vermesiyle azaldı.
Savaşın 10. yılında, çatışmanın patlak vermesinden bu yana en düşük ölüm oranı kaydedildi.
Suriyeliler, Batı’nın ekonomik yaptırımları ışığında, devlet kaynaklarının tükenmesi ve yerel para biriminin değer kaybetmesiyle boğucu bir ekonomik krizin yansımalarından muzdarip iken, rejim güçleri müttefikleri İran ve Rusya’nın kararlı askeri desteği sayesinde ülkenin yaklaşık üçte ikisini kontrol ediyor.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed, geçtiğimiz hafta Batı ve muhalefet güçleri tarafından bütünlüğü sorgulanan seçimlerde beklendiği üzere dördüncü dönem için yeniden seçildi.



Salih Müslim: Dünya Türkiye’nin operasyonlarına için yeşil ışık yakmayacak

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)
TT

Salih Müslim: Dünya Türkiye’nin operasyonlarına için yeşil ışık yakmayacak

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)
Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim (Şarku’l Avsat)

Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eş Başkanı Salih Müslim, Türkiye'nin İsveç'in NATO'ya üyeliğini kabul etmesi karşılığında Kürtlere yönelik operasyonlarının desteklenmesinin de aralarında bulunduğu şartlarını, Kürtlerin bekasına yönelik bir savaş ilanı olarak değerlendirdi. Müslim, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, Türkiye, tarafların tarafsızlık politikasını reddetmelerinden ötürü Kürt halkının çektiği sıkıntıları anlayan uluslararası güçlere her türlü baskıyı uyguluyor. Öyle ki Ankara, Kürtlerin bekasına karşı yürüttüğü savaşta, başta NATO olmak üzere tüm güçleri kendi tarafına çekmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.

PYD ile başta İsveç olmak üzere Avrupa ülkeleri arasında herhangi bir düşmanlık olmadığını vurgulayan Müslim, Ankara'nın, Suriye'nin kuzeydoğusunda Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ve PYD liderliğindeki askeri güçlerin kontrolü altındaki bölgelere yönelik operasyonlarına yeşil ışık yakılması ihtimalini dışladı.

Müslim, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye'nin Kürtlere yönelik saldırılarının karşılığında müzakerelerden bir şey kazanabileceğini düşünmüyorum. Çünkü Erdoğan, tüm dünyanın onun bombardımanlarına razı olacağına inanıyor, ama beklediğini alamayacak.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg arasında 11 Temmuz’da Litvanya'nın Vilnius kentinde gerçekleşen üçlü görüşme sırasında, Türkiye’nin İsveç'in NATO'ya katılımını onayladığını duyurdu. Müslim, bu kararın Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgelerine ilişkin beklenen sonuçları hakkında yaptığı değerlendirmede, Özerk Yönetim tecrübesi ve bu bölgelerin 10 yıl önce Suriye yönetiminin kontrolü dışında örgütlenmesi sayesinde Rojava'da (Suriye Kürdistanı) başarılı bir model oluşturduklarını belirterek, “Güçlerimizin disiplini sonucunda, ABD ve Uluslararası Koalisyon güçlerini bizimle askeri ortaklık yapmaya iten halkımızın kazanımlarını savunacağız” dedi.

Kürt halkını hedef alan saldırılara karşı Kürtlerin ulusal birliğinin sağlanmasını isteyen ve tüm Kürt tarafları, Kürt birliğinin önündeki en büyük engel olan partizanlık ve tek taraflı çıkarlardan uzak durmaya çağıran Müslim, “Ulusal birliği sağlamak isteyen Kürt partileri çıkarlarını bir kenara bırakmalı” şeklinde konuştu. Suriyeli siyasetçi, ulusal birliği sağlamaya ve muhalefetteki Kürt Ulusal Konseyi de dahil olmak üzere tüm Kürt taraflarla diyalog kurmaya hazır olduğunu da sözlerine ekledi.

Müslim, Özerk Yönetimin ve askeri güçlerinin kontrolü altındaki bölgeleri yönetmek için Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) ile birlikte çalışmak istediklerini, ancak ENKS’nin Türkiye destekli Suriyeli muhalefet koalisyonundaki varlığının buna engel olduğunu söyledi. Müslim, diyalog kapısının bir şeyler yapmak ve bu cesareti göstermek isteyen tüm siyasi güçlere açık olduğunun da altını çizdi.

Türk siyasetine ve Kürtlerle savaş politikasına karşı uyarıda bulunan PYD Eş Başkanı, “Türkiye, Türkiye'deki Kürt şehirlerini ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) topraklarındaki Kürt şehirlerini yakıp yıkıyor. Bunun DEAŞ'ın Rojava bölgelerine yaptıklarından hiçbir farkı yok. Bu politikalar, bir iç ekonomik krizin yansımasıdır” şeklinde konuştu.

PYD’nin resmi internet sitesi üzerinden pazar günü konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Suriye sorununun çözümüne yönelik arabuluculuk çalışmalarında önemli rol oynayan İsveç halkına ve kurumlarına saygı ve takdir ifade edildi. Açıklamada, “Partimiz (PYD), İsveç'in ve halkının çıkarlarına zarar verecek herhangi bir eylemde bulunmamıştır. Türkiye'nin, İsveç'in tüm dünyada demokrasiye destek veren insani duruşunu etkilemek için uyguladığı baskıyı kınıyoruz” denildi.

Türkiye’nin artan operasyonları

Türkiye, geçtiğimiz haziran ayı başlarından bu yana DEAŞ'e karşı savaşında ABD liderliğindeki Uluslararası Koalisyon güçleri tarafından desteklenen Özerk Yönetim ve Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolündeki bölgeleri hedef alan hava saldırılarını artırdı.

Geçtiğimiz haziran ayının sonlarında silahlı insansız hava aracı (SİHA) ile Özerk Yönetimin önde gelen isimlerinin bulunduğu bir araç hedef alındı. Araçta Kamışlı Kantonu Eş Başkanı Yusra Derviş ile yardımcısı Liman Şiveş ve aracı kullanan Fırat Tuma öldü, Kamışlı Kanton Eş Başkanı Gabi Şamun ise ağır yaralandı.