Suudi Arabistan ve Kuveyt veliaht prensleri, bölgesel ve uluslararası gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Kralı, Kuveyt Emiri’nden bir mektup aldı.

Kuveyt Emiri’nin Suudi Arabistan Kralı’na yolladığı mektubu Suudi Arabistan Veliaht Prensi teslim aldı. (SPA)
Kuveyt Emiri’nin Suudi Arabistan Kralı’na yolladığı mektubu Suudi Arabistan Veliaht Prensi teslim aldı. (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve Kuveyt veliaht prensleri, bölgesel ve uluslararası gelişmeleri görüştü

Kuveyt Emiri’nin Suudi Arabistan Kralı’na yolladığı mektubu Suudi Arabistan Veliaht Prensi teslim aldı. (SPA)
Kuveyt Emiri’nin Suudi Arabistan Kralı’na yolladığı mektubu Suudi Arabistan Veliaht Prensi teslim aldı. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Muhammed bin Selman, Kuveyt Veliaht Prensi Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah ile Riyad'da bir araya geldi. Bu, Kuveyt Veliaht Prensi Şeyh Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah’ın Suudi Arabistan’a düzenlediği ilk ziyaret oldu.
İki veliaht prens, ikili iş birliğinin gelişimini destekleyen fırsatların yanı sıra bölgesel ve uluslararası gelişmeler ile güvenlik ve istikrarı artırmaya yönelik çabaları ele aldılar.
Kuveyt Veliaht Prensi görüşmenin başında, Kuveyt Emiri Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah’ın Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’e yolladığı mektubu Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ne takdim etti.
SPA’nın haberine göre iki Veliaht Prens, ülkeleri arasındaki kardeşlik ilişkilerini, çeşitli alanlarda ikili iş birliğinin yönlerini ve bu ortaklığı destekleme fırsatlarını görüştüler.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Kuveyt Veliaht Prensi’ni dün sabah erken saatlerde Riyad'daki Kral Halid Uluslararası Havalimanı'nda karşıladı. Kuveyt Veliaht Prensi, ziyaretinin bitişinde kendisi ve beraberindeki heyete gösterilen cömert misafirperverlik ve sıcak karşılama için Suudi Arabistan Kralı ve Veliaht Prensi’ne teşekkürlerini ve takdirlerini sundu. İki ülkeyi birbirine bağlayan özel ve güçlü ilişkilere ve kardeşlik bağlarına övgüde bulunan Kuveyt Veliaht Prensi, kendi deyimiyle; kardeşlik ve muhabbet ruhuna sahip Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile bir araya gelmekten son derece memnun olduğunu vurguladı.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah da yaptığı açıklamada Şeyh Meşal el-Ahmed’in Veliaht Prenslik görevini üstlenmesinin ardından gerçekleştirdiği bu ilk ülke dışı ziyaretini Suudi Arabistan Krallığı’na yaparak iki ülke arasındaki ilişkilerin önemini ortaya koyduğunu kaydetti.
Prens Faysal bin Abdullah, ziyaretin iki ülke arasındaki siyasi ilişkileri güçlendireceğine, bölgesel düzeydeki pek çok siyasi konuda koordinasyon düzeyini iki liderlik düzeyine çıkararak olumlu etkiler yaratacağına yönelik umudunu dile getirdi. Bu yönde bölgede güvenlik ve istikrarın sağlanması için Arap ve İslam milletleri çıkarlarına hizmet edecek ve gündemdeki meselelerini destekleyecek şekilde bölgesel ve uluslararası arenalarda ortak koordinasyonda bulunulmasının önemine dikkat çekti. İran’ın bölgedeki tehditlerine karşı yeni ABD yönetimi ile birlikte ortak koordinasyon sağlanması, İran’a yönelik ekonomik yaptırımların ve silah ambargosunun devam etmesinin gerekliliğin altını çizdi.
SPA'ya yaptığı açıklamada iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerin son yıllardaki gelişimine, ekonomik ve ticari ilişkilerdeki ilerleme ve büyüme düzeyine dikkat çeken Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı, Krallığın Kuveyt ile Kral Abdulaziz bin Abdurrahman es-Suud dönemine uzanan güçlü ilişkileri olduğunu vurguladı.
Kral Abdulaziz bin Abdurrahman es-Suud, Suudi Arabistan Krallığı’nın kuruluşunun başlangıcında Riyad’ı geri almak için yola Kuveyt’ten çıkmıştı. Kuveyt'i Irak işgalinden kurtarmada da belirleyici bir rol oynayan Krallık, Kuveyt halkını, Krallığın tüm şehirlerinde ağırlıyor. Nitekim Suudi Arabistan ile Kuveyt arasındaki siyasi ilişkiler, iki ülke arasında iyi komşuluk ve karşılıklı saygı ilkesi, birçok siyasi konuda ortak koordinasyon ve çıkarlarına hizmet eden iş birliği üzerinden karakterize ediliyor.
Suudi Arabistan ve Kuveyt taraflarının karşılıklı ticaret seviyesini yükseltmeyi hedeflediklerini belirten Bakan, iki ülkenin Suudi Arabistan-Kuveyt Koordinasyon Konseyi çalışmalarını etkinleştirme yönünde birlikte çalıştıklarını, ilk toplantının en kısa sürede düzenleneceğini ifade etti.
Koronavirüs salgını yansımalarıyla karşı karşıya kalındığı bir dönemde iki ülkenin sağlık bakanları arasında bu yönde kalıcı, doğrudan ve sürekli bir koordinasyon sağlandığını vurgulayan Prens Faysal açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Krallık, piyasasının istikrara kavuşması için kardeş Kuveyt'i destekledi. Bu yönde Kuveyt'e giden yük kamyonlarının kendi topraklarından geçişi için Krallığın kara ve deniz limanlarını açık tuttu, Suudi ürünlerinin Kuveyt pazarına ihracatını da sürdürdü. Söz konusu karar memnuniyetle karşılandı. Kuveyt Kabinesi, Krallık hükümetine teşekkürlerini sundu.”
Suudi Arabistan Veliaht Prensi'nin Yeşil Orta Doğu girişimi hedeflerine ulaşılması yönünde Kuveyt’in Krallık ile birlikte çalışmadaki rolüne ve girişime resmi düzeyde verdiği desteğe de değinen Prens Faysal bin Ferhan, bu girişimin Kuveyt'te resmi ve halk seviyesinde olumlu tepkiler aldığını kaydetti.
Suudi Arabistan ile Kuveyt arasındaki güçlü tarihi bağları vurgulayan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Genel Sekreteri Nayif el-Hacraf da Kuveyt Veliaht Prensi'nin Krallığı ziyaretinin, Krallığın Kuveyt, liderleri ve halk nezdindeki konumunu yansıtan yüksek ve asil anlamlar taşıdığına dikkat çekti. Aynı zamanda bu ziyaretin istisnai ilişkileri ve ortak vizyonları pekiştireceğini vurguladı.
Kuveyt Veliaht Prensi'nin Krallığa yaptığı ziyareti memnuniyetle karşılayan Suudi Arabistan'ın Kuveyt Büyükelçisi Sultan bin Halid de iki ülke arasında var olan 130 yılı aşkın tarihi ilişkilerin özel ve güçlü olduğunun altını çizdi. İki ülke arasındaki ilişkilerin sevgi, kardeşlik ve ortak bir kader ile şekillendiğini kaydeden Büyükelçi Halid, ilişkilerin geleceğinin de vaat edici olduğunu vurguladı.
Kuveyt’in Riyad Büyükelçisi Şeyh Ali el-Halid el-Cabir es-Sabah da dün, Kuveyt Veliaht Prensi’nin Suudi Arabistan ziyaretinin iki ülke liderlerini bir araya getiren güçlü kardeşlik ilişkilerinin bir uzantısı olduğunu, tarihi bir önemi gözler önüne serdiğini kaydetti.
Her zaman üst düzey bir model olan Suudi-Kuveyt ilişkilerinin büyümeye ve güçlenmeye devam ettiğini vurgulayan Büyükelçi, iki ülkenin Kuveyt Emiri Nevvaf el-Ahmed el-Cabir es-Sabah ve Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz döneminde en parlak yıllarını yaşadığına dikkat çekti. Ayrıca iki ülkenin 2018'de aralarındaki mevcut ve büyüyen iş birliği kapsamında yeni bir başlangıç ​​olarak görülen Suudi Arabistan-Kuveyt Koordinasyon Konseyi'nin kurulması için attıkları imzanın ekonomik büyüme yönünde geniş perspektifler sağladığının altını çizdi.
Büyükelçi açıklamasında ekonomik çeşitliğin, ekonominin sürdürülebilirliğini sağlama yönündeki kalkınma planlarına eşlik ettiğine, Krallığın Vizyon 2030 ve Kuveyt'in Vizyon 2035 kapsamındaki iddialı planların tükenebilir kaynak olarak petrole olan bağımlılığı azaltma hedefiyle geldiğine dikkat çekti.
Kuveyt Büyükelçisi’nin aktardığına göre Yeşil Orta Doğu girişimi dolayısıyla Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ne övgü ve takdirlerini sunan Kuveyt Emiri, bu girişimi kutsadığını, Kuveyt'in girişimin hedeflerine ulaşma yolunda Krallık ile birlikte çalışmaya hazır olduğunu söyledi.
Tarihsel derinlik, kardeşlik ve kader birliği ile karakterize edilen Suudi Arabistan-Kuveyt ilişkileri, uluslararası komşuluk kavramlarının ötesine geçmiş durumda. Hem resmi hem de halk düzeyinde yakınlığı ile bilinen bu ilişkiler, iki ülkedeki liderliğin ortak iş birliğini pekiştirme konusundaki isteği ile daha da güçlü hale geliyor. Suudi Arabistan-Kuveyt Koordinasyon Konseyi de halklarının refahı için iki ülkenin Körfez çalışma sistemindeki rolüne olumlu yönde yansıyacak ortak iş birliği sürecine güçlü bir şekilde destek olmayı hedefliyor.
Prens Muhammed bin Salman'ın iki yıl önceki Kuveyt ziyareti, ülkeler arasındaki yakın ilişkileri teyit eder nitelikteydi. Rahmetli Kuveyt Emiri Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah tarafından karşılanan Prens Muhammed bin Salman’ın bu ziyareti, iki ülke ve halkları arasındaki kardeş ilişki bağlarını pekiştirmiş, bölgedeki ortak sorunların çözümüne katkıda bulunmuştu.
Krallık ve Kuveyt'in ortak çabaları, iki ülkenin çeşitli ekonomik, güvenlik, kültürel alanlarda daha fazla iş birliği elde etmek ve yetenekleri yatırımlara dönüştürmek için Krallık 2030 Vizyonu ila Kuveyt 2035 Vizyonu çerçevesindeki iş birliğinin mevcut yönlerini güçlendirmeye devam ediyor. 2019 yılının aralık ayında bölünmüş bölgelerin ve bitişik sulak alanların paylaştırılmasına ilişkin anlaşmalar imzalanmış, her iki taraf da petrol üretimine yeniden başlamıştı.
İki ülkenin çeşitli bölgesel, Arap, İslami ve uluslararası siyasi meselelere yönelik çabaları, Riyad ile Kuveyt arasındaki tamamlayıcı rollere dayalı, ikili uyum ve anlayış ile birleşmiş durumda. KİK ve Birleşmiş Milletler’de yer alan iki ülke, İslam İşbirliği Teşkilatı'nın da kurucuları arasında bulunuyor.
Krallık ve Kuveyt’in tarih boyunca bölge ve dünyadaki krizler, iniş çıkışlar ve dönüşlerle ilgili tutumları, adalet ve barış davalarına hizmet etme yönündeki yakın dayanışmalarını gözler önüne seriyor.
Suudi Arabistan-Kuveyt ilişkileri stratejisi, kurucularının 1891'den bu yana temellerini atma konusundaki bilgeliklerine dayanıyor. 2 Aralık 1922'de sınırlarla ilgili Ukayr Antlaşması’nı imzalayan iki ülke, 20 Nisan 1942'de de siyasi, ekonomik ve güvenlik ilişkilerini düzenlemek için hazırlanan bir diğer anlaşmaya varmıştı.
Suudi Arabistan ve Kuveyt, bölgesel ve ilgili uluslararası meseleleri ele alma konusundaki ortak tutumlarını resmi mektuplar, telefon görüşmeleri ve karşılıklı ziyaretler ile pekiştirmeye devam ediyor. İki ülkenin görüşleri başta terörizm ve radikalizm ile mücadele ve bazı Arap bölgelerindeki çatışmalar olmak üzere bölgedeki birçok başlıkta uyumunu koruyor. Aynı zamanda terör örgütü DEAŞ, Lübnan’daki terörist Hizbullah milisleri, Yemen’deki muadilleri Husiler başta olmak üzere terör örgütleri faaliyetlerine karşı koyma yönünde de bir ortak görüş mevcut. Bu nedenle Kuveyt, Yemen'deki meşru hükümeti destekleyen Arap Koalisyonu ortak güçlerinde de yer alıyor.
Kuveyt resmi haber ajansı (KUNA), köklü ilişkileri pekiştirmek için düzenlenen bu ziyaretin iki ülke arasındaki iş birliğinin gücünü kanıtlar nitelikte olduğunu aktardı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.