Haşdi Şabi grupları Kazimi dönemine son verme planını tartışıyor

Kaynaklardan Şarku’l Avsat’a açıklama: Önde gelen Şii liderler siyasi hesaplar yüzünden tereddüt ediyorlar.

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi. (AP)
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi. (AP)
TT

Haşdi Şabi grupları Kazimi dönemine son verme planını tartışıyor

Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi. (AP)
Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi. (AP)

Haşdi Şabi'nin önde gelen liderleri iki gün boyunca Irak hükümetinden güvenoyunu geri çekmeye yönelik sinyaller gönderdi. Üst düzey kaynaklar geçtiğimiz hafta Yeşil Bölge’ye yapılan saldırının yankılarının, Haşdi Şabi liderlerinin Mustafa el-Kazimi’nin “yetkisini düşürme projesini” müzakere etmesiyle zirve noktasına ulaştığını aktardılar.
Irak'ta Fetih Koalisyonu lideri Hadi el-Amiri gerçekleştirdiği bir televizyon röportajında şunları söyledi:
“Kazimi’nin görevlendirildiği koşullar kendisine destek verilmesine zorladı. O güvenilirdi. Irak’tan yabancı güçleri çıkarma, devletin saygınlığını geri kazanma ve seçim atmosferini sağlama görevinde yoldan çıkarsa kendisini (Kazımi) desteklemeyeceğim.”
Haşdi Şabi’ye bağlı silahlı güçlerin 26 Mayıs’ta Yeşil Bölge’ye baskın düzenlemesne ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Amiri “Lider Kasım Muslih'in tutuklanması ve buna gösterilen tepki yanlıştı” ifadesini kullandı.
Haşdi Şabi liderlerinden de eş zamanlı olarak mesajlar yayınlandı. Asaib Ehlil Hak lideri Kays el-Hazali bir televizyon röportajında Başbakan Kazımi’yi sert bir dille eleştirdi:
"Kazimi, Haşdi Şabi'ye karşı düşmanlık besliyor. Kazımi hükümeti ilk günden bu yana Haşdi Şabi karşıtı bir politika benimsedi. Davranışları  Kasım Muslih'in tutuklanmasıyla zirve yaptı.”
Söz konusu iki röportaj hakkında değerlendirmelerde bulunan üst düzey kaynaklara göre aşırılık yanlısı gruplar, Muslih'in tutuklanmasına Yeşil Bölge'ye saldırmaktan daha fazlasını yaparak tepki göstermek istiyor.  Şarku’l Avsat söz konusu bilgileri, geçen hafta başlarında Kazımi'den güvenoyunu geri çekmek için güçlü bloklar kurmaya karar verdiklerini duyuran farklı gruplara mensup üç Şii lider vasıtasıyla teyit etti. Söz konusu liderlerden biri şu açıklamada bulundu:
“Grup liderleri arasında yarım kalan görüşmeler, Kazımi'nin yetkilerine son verme projesi hakkındaki tartışmayla yeniden başladı. Zira Kazımi'nin dönemi devam ederse Haşdi Şabi, Muslih'in tutuklanmasından daha büyük hamlelerle karşı karşıya kalacak.
Ancak kaynaklar, projenin üst düzey Şii liderler tarafından Kazımi’yi savunmaktan çok karışık siyasi hesaplar yüzünden büyük bir tereddütle karşılandığını ifade ettiler.



Suriye, Güvenlik Konseyi'nden İsrail'e topraklarından çekilmesi konusunda baskı yapması çağrısında bulundu

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani Güvenlik Konseyi önünde konuşuyor (AP)
Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani Güvenlik Konseyi önünde konuşuyor (AP)
TT

Suriye, Güvenlik Konseyi'nden İsrail'e topraklarından çekilmesi konusunda baskı yapması çağrısında bulundu

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani Güvenlik Konseyi önünde konuşuyor (AP)
Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani Güvenlik Konseyi önünde konuşuyor (AP)

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani dün BM'de yaptığı ilk konuşmasında, Güvenlik Konseyi'ni İsrail'e Suriye topraklarından çekilmesi için “baskı yapmaya” çağırdı.

“Sayın Konseyinizden İsrail'e Suriye'den çekilmesi için baskı yapmasını istiyoruz” diyen eş Şeybani, İsrail'in ülkesine yönelik ‘sürekli’ saldırganlığının ‘elde etmeye çalıştığımız barış ve güvenliği baltaladığını’ söyledi.

Beşşar Esad rejiminin düşmesinin ardından İsrail, 1974'ten bu yana Golan Tepeleri'nde İsrail ve Suriye güçlerini ayıran BM kontrolündeki askerden arındırılmış bölgeye asker konuşlandırdı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre eş Şeybani, “Suriye'nin İsrail de dâhil olmak üzere bölge ve dünyadaki hiçbir ülkeye tehdit oluşturmayacağına dair taahhüdümüzü defalarca beyan ettik” dedi. Şeybani,“İsrail'in Suriye topraklarına yönelik saldırıları (...) sadece uluslararası hukukun ve Suriye'nin egemenliğinin açık bir ihlali değil, aynı zamanda bölgesel istikrara yönelik doğrudan bir tehdittir” ifadelerini kullandı.

Şeybani konuşmasına, “Devam eden saldırganlık yeniden inşa çabalarımızı istikrarsızlaştırmakta ve elde etmeye çalıştığımız barış ve güvenliği baltalamaktadır” şeklinde devam etti.

Eş Şeybani ayrıca eski rejime uygulanan tüm yaptırımların kaldırılması çağrısında bulunarak, bunun “Suriye'yi karanlık geçmişiyle bilinen bir ülkeden barış, refah ve uluslararası ekonomide aktif ve güçlü bir ortağa dönüştürmede belirleyici bir adım olabileceğini” ifade etti.

BM, Suriyelilerin yüzde 90'ının yoksulluk sınırının altında yaşadığını belirtiyor.

Eş Şeybani son olarak dün sabah ülkesinin yeni bayrağının 192 üye ülkenin bayraklarıyla birlikte New York'taki Birleşmiş Milletler merkezinde göndere çekilmesiyle Suriye için “tarihi bir günü” selamladı.

“Bu bayrak sadece bir sembol değil, acılardan doğan yeni bir varoluşun, dirençten doğan bir geleceğin ve yıllar süren acıların ardından bir değişim vaadinin ilanıdır” dedi.

  Eş-Şeybani, New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi önünde "Yeni Suriye" bayrağının göndere çekilmesi töreninde (AFP)Eş-Şeybani, dün New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi önünde "Yeni Suriye" bayrağının göndere çekilmesi töreninde (AFP)

BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen tarafından yapılan açıklamalar da Suriye Dışişleri Bakanı'nın görüşlerini yansıttı. “Yaptırımların daha da hafifletilmesi” çağrısında bulunan Pedersen, ‘İsrail'in Suriye'nin toprak egemenliğini ihlal etmesini’ kınadı ve İsrail'i ‘haksız saldırgan bir yaklaşım’ benimsemekle suçladı.

Pedersen ayrıca önceki rejimin düşmesinden dört ay sonra siyasi geçiş sürecinin kırılganlığına ilişkin endişelerini dile getirdi. “Geçiş süreci bir dönüm noktasında” diyen Pedersen, sürecin başarılı olması için “daha fazla siyasi kapsayıcılık ve daha fazla ekonomik hareketlilik” çağrısında bulundu.

İki hafta önce Şam'ı ziyaret eden BM yetkilisi, Suriye'nin Alevi toplumunun endişelerinin yarattığı “acil zorluğa” dikkat çekti.

Suriye medyasında yer alan haberlere göre, Suriye sahili geçtiğimiz ay, 6-8 Mart tarihleri arasında büyük çoğunluğu Alevi olmak üzere yüzlerce kişinin ölümüne neden olan kanlı olaylara sahne oldu.