Macron, Libya için ‘yol haritası’ çiziyor

Paris, geçiş aşamasına tüm yönleriyle eşlik etmeye hazır olduğunu duyurdu

Macron, geçen salı günü Paris’teki cumhurbaşkanlığı sarayının girişinde Dibeybe’yi karşıladı (AP)
Macron, geçen salı günü Paris’teki cumhurbaşkanlığı sarayının girişinde Dibeybe’yi karşıladı (AP)
TT

Macron, Libya için ‘yol haritası’ çiziyor

Macron, geçen salı günü Paris’teki cumhurbaşkanlığı sarayının girişinde Dibeybe’yi karşıladı (AP)
Macron, geçen salı günü Paris’teki cumhurbaşkanlığı sarayının girişinde Dibeybe’yi karşıladı (AP)

Fransa Cumhurbaşkanı, ülkesinin Libya’ya karşı özel bir sorumluluğunu olduğunu ifade ederek, Paris’in 2011 yılında Muammer Kaddafi rejimine karşı uluslararası seferberlik ve Kaddafi’nin devrilmesine yol açan Batılı bir askeri kampanya başlatılmasında oynadığı role üstü kapalı bir atıfta bulundu. Macron’un geçen salı günü Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile yaptığı açıklama, gelecek haftalar ve aylar için her düzeyde bir ‘yol haritasına’ dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Macron, 5 kez Libya’nın Fransa’nın desteğine güvenebileceğini yineledi. Macron, bu itimadın ‘güvenlik, siyasi, ekonomik ve sağlık’ olmak üzere 4 alanda olabileceğine atıf yaparken, Libyalılar açısından en büyük zorluğun ‘egemenlik, refah ve istikrardan yararlanan’ bir ülkede yaşamak olduğunu dile getirdi.
Fransa’ya göre Libya’nın istikrarı, kıyı ülkelerinde ve Akdeniz’in komşularında istikrar ve barış anlamına gelen bir meydan okumayı temsil ediyor. Macron ise bu istikrarın, Ruslar, Türkler, onların ve diğerlerinin paralı askerleri de dahil olmak üzere tüm dış müdahalelerin ve tüm yabancı güçlerin ve paralı askerlerin Libya topraklarından geri çekilmesinden geçtiğini belirtiyor.
Macron, yabancı güçlerin geri çekilmesini ‘tüm Libya topraklarındaki Libyalıların hepsi için güvenlik sağlayabilecek birleşik bir ordunun kurulmasına’ ve ‘milislerin silahsızlandırılmasına’ bağlarken, aynı şekilde Libya devleti çerçevesinde entegrasyonun devamlılığı çağrısı yapıyor. Macron, istikrar ve egemenliğin aynı zamanda Libya’nın tüm kara ve deniz sınırlarının kontrolü anlamına geldiğini de biliyor. Bu bağlamda bunu bir ‘Fransa ve Avrupa’ önceliği olarak görürken, ülkesinin de Libya’ya yardım eli uzatmaya ve Libyalı yetkililer, Avrupalı ​​ve Afrikalı ortaklarla birlikte çalışmaya hazır olduğunu ifade etti. Bu mesele, Fransa açısından özel olan bir konu. Çünkü birincisi, ‘Sahel ülkelerinin yanı sıra Kuzey Afrika ülkelerinin istikrarı’, ikincisi de ‘Libya sınırlarından Avrupa kıyılarına doğru akan yasadışı göçler’ olmak üzere birbiriyle bağlantılı iki konuyu ele alıyor.
İkinci maddeye ilişkin olarak Dibeybe’nin yanıtı açıktı. Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı, “Yasadışı göç sorununun, Akdeniz sularında ve Libya kıyılarında çözülmesi olası değil. Bu göçlerin tüm ağırlığını taşıyan Libya gibi geçiş (veya varış) ülkeleri yerine başlangıç ülkelerde çözülebilir” dedi.
Güvenlik- egemenlik meselesinde olduğu gibi Macron, Libya’nın karlı karşıya olduğu diğer zorluğun, doğal olarak siyasi olduğunu söylerken, yaklaşan genel seçimlere değindi. Macron, seçimlerin başarısının sağlanması gerektiğini söylerken, ulusal uzlaşı için çaba sarf edilmesi imasında bulundu. Fransa Cumhurbaşkanı göre bunun yolu, Birleşmiş Milletler (BM) Temsilcisi Jan Kubis ile iş birliği dahilinde tüm siyasi güçleri içermesi gereken ulusal diyalogdan geçiyor.
Ancak Fransız çevreler, seçim yasası, koltukların bölgelere dağılımı ve daha önce eski BM Temsilcisi Gassan Selame’nin üstlendiği görevi karmaşıklaştıran diğer tartışmalı konular da dahil olmak üzere, seçim kazanımlarına ulaşmadan önce mevcut hükümeti bekleyen zorlukların büyüklüğüne dikkat çekti.
İlk iki mesele için doğru olan, yani Fransa'nın Libya deneyinin başarısına eşlik etme ve katkıda bulunma isteği, üçüncü mesele olan ekonomi konusu için de geçerli. Ancak bu yolda Macron’un kendi yaklaşımı bulunuyor. Öyle ki Fransa Cumhurbaşkanı, ekonomik zorluğun, Libya'nın servetinin tüm Libyalıların yararına adil ve şeffaf bir dağılımını zorunlu kıldığını vurguladı. Macron, üstü kapalı şekilde batı, doğu ve güneydeki nüfuz alanları arasındaki petrol gelirlerinin dağılımına ilişkin farklılıklara dikkati çekti. Bu bağlamda Macron, diğer rakip ülkelerde olduğu gibi, ülkesinin Libya meselesine olan ilgisini yansıtan doğrudan bir hitap yöntemini benimserken, Dibeybe’ye hitaben yaptığı konuşmada, “Biz daha ileri gitmeye hazırız. Fransa’nın önümüzdeki haftalarda ve aylarda sahada size eşlik edeceğine ve Libya’yı yeniden birleştirme, güvenliğini, istikrarını ve tam egemenliğini sağlama görevinde size yardımcı olacağına güvenebilirsiniz” ifadelerini kullandı. Macron ayrıca, Libya Başbakanı’nın kanser hastası 450 çocuğu tedavi etme talebi üzerine Fransız doktorların derhal Libya’ya gideceğini vurguladı.
Dibeybe, geçen iki gün boyunca üst düzey Fransız yetkililerle görüşme 2 Haziran’da da Fransa’daki İş Forumu toplatışında katılma fırsatı buldu. Libya Başbakanı, Fransa ile her düzeyde iş birliğini güçlendirme arzusunu dile getirirken, Macron’a hitaben ise “Ortak çıkarlarımız ve zorluklarla mücadele için yatırım yapılabilecek çok şey var. Fransa’nın önceliklerimizi desteklemede önemli bir rol oynayacağını umuyoruz” dedi. Dibeybe ayrıca, ‘Libya’da istikrarı yeniden sağlama ve siyasi kararını güçlendirme gündemi çerçevesinde’ yaklaşmakta olan Berlin Konferansı’nda ve Paris’in Temmuz ayında başkanlık edeceği Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) Fransa’nın desteğini alacakları yönündeki umudunu dile getirdi.
Abdulhamid ed-Dibeybe, ‘uluslararası çabaları Libya lehine birleştirmede, meşruiyeti güçlendirmede, topraklarında devlet egemenliğinin dayatılmasına yardımcı olmada, paralı askerlerin varlığına son vermede ve askeri kurumları birleştirmede her zaman bir rol oynadığını’ belirterek, Paris’e övgüde bulundu. Güvenlik, enerji, altyapı ve yatırım sektörlerinde iki taraf arasında daha önce imzalanan anlaşmaların uygulanması, askıya alınan projelerin yeniden başlatılması ve 2002 yılından beri bir araya gelmeyen Fransa -Libya Ortak Komitesi’nin çalışmalarının etkinleştirilmesi için çaba sarf etme çağrısı yapan Dibeybe, Cumhurbaşkanı Macron’u ‘mümkün olan en kısa sürede’ Libya’da görmeyi umut ettiğini de dile getirdi.
Dibeybe’nin Cezayir’den başlayıp İtalya’ya ve ardından Fransa’ya uzanan turunun son durağı Paris oldu. Ancak bağımsız ‘Le Monde’ gazetesi, Dibeybe’nin 10 Mart’taki göreve gelmesinin ardından doğrudan yaptığı ziyaretlerin aksine Paris ziyaretinin ‘geciktiğini’ yazdı. O dönemde Mısır’a, ardından Körfez ülkelerine, Türkiye’ye ve Rusya’da ziyarette bulunmuştu. Fransız gazetesine göre bu kronoloji, Libya meselesinde meydana gelen değişiklikleri yansıtmaktadır. Öyle ki Avrupa yakası, iki yeni oyuncu olan Türkiye ve Rusya lehine sahadan çekildi. Bu nedenle Dibeybe’nin turu, daha önce bu ülkede sahip oldukları role yeniden kavuşmak isteyen Paris ve Roma’yı ‘söz sahibi’ yapıyor.



Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor
TT

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Türkiye, İsrail'in muhalefetine rağmen Gazze'ye destek vermek istiyor

Konuya yakın Türk yetkililere göre, İsrail'in muhalefetine rağmen Türkiye, Gazze Şeridi'ndeki çoğunluğu Müslüman, ABD destekli bir güce binlerce asker göndermeye hazırlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Bloomberg'ten aktardığı habere göre isimlerinin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, ABD, Ankara'nın geçen ay Mısır ve Katar ile birlikte Gazze'de ateşkes sağlanması için arabuluculuk yapmasının ardından, ABD tarafından önerilen çok aşamalı bir planın parçası olan uluslararası istikrar gücüne Türkiye'nin katılımını genel olarak desteklediğini belirtti.

Konuşlanmada muharebe ve istihkam birliklerinin yer alması beklenirken, Türkiye, İsrail'in Gazze Şeridi'ne girmesinin ardından Washington'un İsrail'in askeri güç kullanımını sınırlamasını istiyor.

dcfr
Gazze Şeridi'ndeki Cibaliye'de yıkımın ortasında bir sebze tezgahı (AP)

Türkiye'nin, Trump'ın ateşkesin kalıcı bir barışa dönüşmesini sağlama planının önemli bir bileşeni olan uluslararası istikrar gücüne İsrail'in onayı olmadan nasıl katılabileceği henüz belirsizliğini koruyor.

Türk hükümeti, ABD'nin baskı yapması halinde İsrail'in sonunda geri adım atabileceğine inanıyor, ancak şu ana kadar İsrail hükümetinin geri adım atacağına dair bir işaret yok.


Netanyahu'nun ofisi, Gazze'de 5 üst düzey Hamas yetkilisinin ortadan kaldırıldığını duyurdu

Gazze Şehri'nde İsrail hava saldırısının hedefi olan bir ev yanıyor (AFP)
Gazze Şehri'nde İsrail hava saldırısının hedefi olan bir ev yanıyor (AFP)
TT

Netanyahu'nun ofisi, Gazze'de 5 üst düzey Hamas yetkilisinin ortadan kaldırıldığını duyurdu

Gazze Şehri'nde İsrail hava saldırısının hedefi olan bir ev yanıyor (AFP)
Gazze Şehri'nde İsrail hava saldırısının hedefi olan bir ev yanıyor (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi dün yaptığı açıklamada, İsrail'in Filistin hareketinin Yahudi devletiyle vardığı kırılgan ateşkes anlaşmasını ihlal etmesi üzerine, Gazze Şeridi'nde beş üst düzey Hamas yetkilisini öldürdüğünü duyurdu.

Netanyahu'nun ofisi, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, "Hamas bugün, teröristleri İsrail kontrolündeki bölgelere göndererek ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti. Buna karşılık İsrail, beş üst düzey Hamas teröristini etkisiz hale getirdi" ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu, Gazze'nin güneyindeki Refah bölgesinde iki militanı "etkisiz hale getirdiğini" duyurdu.

Ordu sözcüsü Avichay Adraee, "Refah'ın doğusundaki yeraltı altyapı bölgesinde üç saatten kısa bir sürede iki teröristin etkisiz hale getirildiğini" belirtti.

X platformunda yaptığı açıklamada, "Doğu Refah bölgesinde faaliyet gösteren güçler bölgede bir tarama gerçekleştirdi ve iki militan daha tespit etti; güçler ateş açarak onları etkisiz hale getirdi" ifadelerini kullandı.

Bununla birlikte bölgede etkisiz hale getirilen militan sayısının beşe ulaştığını açıkladı.

Adraee, İsrail ordusunun "ateşkes anlaşmasına uygun olarak" bölgede konuşlu kalmaya devam edeceğini ve "herhangi bir acil tehdidi ortadan kaldırmak için çalışmaya devam edeceğini" vurguladı.


Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
TT

Rapor: Washington, Gazze'de Hamas'ın bulunmadığı bir ‘yeşil bölge’ kurulmasını istiyor

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)
Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

ABD, Gazze Şeridi ile İsrail arasındaki sınır hattının İsrail tarafında Filistinliler için konut inşa etme planlarını ilerletiyor. Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal’dan aktardığına göre, sahaya gönderilen ekipler alan temizliği çalışmalarına başladı. Söz konusu planla, Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden sivillerin uzaklaştırılması hedefleniyor.

Bu girişim, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’ye ilişkin 20 maddelik barış planında öngörüldüğü gibi silahlı grubun etkisiz hale getirilmesi ve yetkilerden uzaklaştırılmasının yakın gelecekte gerçekleşmeyeceğine dair dolaylı bir kabul olarak değerlendiriliyor.

Alternatif güvenli alanlar

ABD, Gazze Şeridi’nin İsrail kontrolündeki bölgelerinde ‘alternatif güvenli alanlar’ oluşturmayı planlıyor. Bu bölgeler, Amerikalı yetkililer tarafından ‘yeşil bölge’ olarak adlandırılıyor.

İsrail’in güneyindeki Sivil-Askeri Koordinasyon Merkezi’nde, ABD ordusunun çok uluslu bir çaba ile savaş sonrası Gazze’de istikrar sağlamayı ve geleceğe yönelik planlar geliştirmeyi yürüttüğü bildirildi. Yetkililer, mühendis ekiplerinin yeni yerleşim yerlerinin planlarını hazırladığını, enkaz ve patlamamış mühimmatların temizlenmesi çalışmalarını yürüttüğünü belirtti. İnşaat süreci henüz başlamadı.

ABD’li yetkililere göre bu yerleşim alanları, savaş nedeniyle yerinden edilmiş Gazze sakinlerine geçici olarak konut, okul ve hastane imkânı sunmayı amaçlıyor. Yetkililer, bu toplulukların gelecekteki yeniden imar projeleri için bir model oluşturmasını ve Gazze halkını Hamas’ın kontrolündeki bölgelerden uzaklaştırmasını hedefliyor.

Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)Hamas mensupları, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) çalışanlarını, ateşkes anlaşması kapsamında İsrail güçlerinin geri çekildiği ‘sarı hat’ içindeki bir bölgeye götürüyor. (Reuters)

Gazze'nin ikiye bölünmesi

İlk konutlar, İsrail saldırıları nedeniyle ağır hasar gören ve mayıs ayından bu yana İsrail'in tam kontrolü altında bulunan, Mısır sınırındaki Refah'ta inşa edilecek. İsrailli ve Amerikalı yetkililer, Refah planının henüz erken aşamalarda olduğunu söylediler.

Gazze Şeridi'nin kontrolü, Trump'ın arabuluculuğunda yapılan ateşkes anlaşması kapsamında ekim ayında kabaca ikiye bölündü. Filistinlilerin çoğu, Hamas'ın kontrolündeki batı yarısında yaşıyor. İsrail ise diğer yarısını kontrol ediyor.

Potansiyel bağışçılar, Hamas'ın kontrolünde bulunan bölgelerdeki yeniden inşa çalışmalarına fon sağlamayacağından, Hamas ortadan kaldırılana kadar yeniden inşa çalışmalarına başlamak için Amerikan önerisi muhtemelen tek yol. Bağışçılar, İsrail tarafındaki çalışmalara da fon sağlamayabilirler.

Ayrıca, yeni konut alanlarına sadece sivillerin girmesini ve Hamas'ın bu alanlara sızmamasını sağlamak için Gazze nüfusunun nasıl taranacağı sorusu da var.

İsrail ve Hamas, hareketin yaklaşık 100 mensubunun Refah'ın altındaki tünellerde saklandığını söylüyor. Bu güçler, ekim ayında ateşkesin başlamasından bu yana İsrail güçleriyle birkaç kez çatışmaya girdiler. Bölgede çatışma riski tamamen ortadan kalkmadan yeniden imar çalışmaları için güvenli bir ortam sağlanamayacak.

ABD ve Hamas, İsrail'e Hamas mensuplarının bölgeden ayrılmasına izin vermesi için baskı yaparken, İsrail onların teslim olmasını talep ediyor.

İsrail ordusu dün, 15 Hamas mensubunun Refah'ın doğusunda yeraltından çıktığını duyurdu. Altısını öldürdüğünü, beşini gözaltına aldığını ve diğer dördünü aradığını bildirdi. İsrail, ‘sarı hat’ olarak adlandırılan ve Gazze’yi bölen hattı asker, tank ve toprak setleriyle güçlendirdi; bu durum, bölgede bir süre kalmayı planladığını gösteriyor. Ordu ayrıca, hattın kendi tarafındaki gelişmeleri desteklemek için elektrik ve su altyapısı inşa ediyor.

Uluslararası güvenlik gücü

ABD ve müttefikleri, Gazze Şeridi’nde güvenliği sağlamak için uluslararası bir güç kurma çalışmalarını sürdürüyor. Bu hafta söz konusu plan, BM Güvenlik Konseyi’nden onay aldı. Ancak gücün görev tanımlarına ilişkin anlaşmazlıklar (silahsızlandırma ve uygulama yetkisi mi yoksa sadece barışı koruma rolü mü üstleneceği) oluşturulmasını zorlaştırıyor.

İsrailli yetkililere göre, gündeme gelen önerilerden biri, Hamas’a karşı olan ve İsrail tarafından desteklenen silahlı grupların yeni yerleşim alanlarının güvenliğini sağlaması. Bu grupların, Gazze’deki ‘yeşil bölge’ içinde yerleşim alanları kurmaya başladığı belirtiliyor. Farklı tahminlere göre, bu bölgede şimdiden yüzlerce, hatta birkaç bin sivil yaşamaya başlamış durumda.

Bu yerleşim yerlerinin ilki, Gazze savaşı sırasında İsrail kontrolündeki Refah'ta ortaya çıktı.

İsrail, Gazze savaşı sırasında Hamas karşıtı gruplarla güçlerini birleştirerek onlara silah ve mühimmat sağladı.Şarku'l Avsat'ın Wall Street Journal'den aktardığına göre, İsrail bu gruplara istihbarat da sağladı ve bazen Hamas saldırılarından korumak için müdahale etti.

Bir Amerikalı yetkiliye göre, ABD bu gruplarla Gazze’de çalışmayı planlamıyor. Yetkililer, Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerin zamanla küçülmesini ve nihayetinde ortadan kalkmasını, güvenliğin ise uluslararası istikrar gücü ve Filistin polisi tarafından sağlanmasını umuyor. Trump’a bağlı Barış Konseyi ise sivil yönetim ve yeniden imar sürecini denetleyecek, nihayetinde yetki Filistin hükümetine devredilecek.

Ancak Hamas silah bırakmayı reddediyor ve ABD'nin Gazze vizyonuna karşı olduğunu, bunun Filistinlilerin siyasi haklarını zedelediğini savunuyor.