Haşdi Şabi lideri Muslih’in itirafları Iraklı milislerin kara kutusunu ortaya çıkarıyor

İtiraflar arasında suikast listesi, zimmete para geçirme operasyonları ve hayati önemdeki tesislere el konulması var.

Haşdi Şabi lideri Kasım Muslih.
Haşdi Şabi lideri Kasım Muslih.
TT

Haşdi Şabi lideri Muslih’in itirafları Iraklı milislerin kara kutusunu ortaya çıkarıyor

Haşdi Şabi lideri Kasım Muslih.
Haşdi Şabi lideri Kasım Muslih.

Asaib Ehlil Hak lideri Kays el-Hazali, son iki gün içinde iki kez medyada Haşdi Şabi lideri Kasım Muslih'in tutuklanmasıyla ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Hükümet Soruşturma Komisyonu’na yakın kaynaklar, silahlı grupların ‘kara kutusunun’ artık komisyon gözetiminde olduğunu doğruladı.
Hazali, çarşamba akşamı televizyonda yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Kazımi hükümeti, bir polis devletinin kurulmasına yol açan net politikalar izliyor. Yolsuzlukla suçlanan bazı tutuklular, önde gelen Iraklı siyasetçilere  ilişkin itirafta bulunmak zorunda kaldılar.”
Tutuklu Muslih’in ‘saldırıya uğradığını’ iddia eden Hazali, Fetih Koalisyonu lideri Hadi el-Amiri tarafından geçen hafta sarfedilen sözlere işaret etti. Aynı zamanda Irak’ın diktatörlüğe doğru gittiğini, tutukluların işkenceye maruz kaldığını savundu.  
Soruşturma Komisyonu’na yakın üst düzey bir kaynak da tutuklu Muslih’in ciddi ihlaller hakkında ‘önemli ve nadir’ itiraflarda bulunduğunu aktardı. Kaynak, “Müfettişler şimdi, Irak'taki nüfuzlu milis ağının ve onu örten siyasi kollarının neredeyse bir kara kutusu sayılabilecek büyük miktarda verileri inceliyor” dedi.
Kaynağın veridiği bilgilere göre Muslih’in itirafları, bir suikast listesinin ortaya çıkarılmasını sağladı. Üst düzey liderlere bağlı deneyimli silahlı unsurlar tarafından gerçekleştirilecek suikastlarda onlarca aktivistin ve gazetecinin hedef alınmasının planlandığını belirten kaynak açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Bu ağ, Irak güvenlik servislerine sızarak söz konusu kurumlardaki varlığının sağlamlığını güvence altına alıyor. İtiraflar arasında zimmete para geçirmek için kapsamlı operasyonlar yapılması ve aynı zamanda DEAŞ’tan kurtarılan şehirlerdekiler de dahil olmak üzere hayati tesislerin ele geçirilmesi de yer alıyor.”
2014’ten bu yana Haşdi Şabi’nin Anbar Komutanı olarak görev yapan Muslih aynı zamanda Kerbela’da da Tafuf  adıyla bilinen 13’üncü Tugay Komutanlığı’nda görev yapıyordu.
Rahim el-Abudi liderliğindeki Hikmet Akımı’ndan bir lider de konuyla ilgili açıklamasında “Hükümet siyasi arenayı da vurarak kırmızı çizgiyi aştı” ifadelerini kullandı. Muslih’in itiraflarını ele almanın hükümeti karmaşık bir duruma sokacağını vurgulayan Şii lider, “Kazımi’nin düşmanlarına bağlı parti büroları, onun yerine silahlı grupların çevresine yakın başka bir figürü getirmek için muazzam bir baskı uyguluyor” ifadesini kullandı. 
İsminin açıklanmasını istemeyen lider sözlerini şöyle sürdürdü:
“Gruplar ile Kazımi arasındaki çatışmanın sonunu tahmin etmek, tamamen Muslih’in soruşturmalarının ne şekilde sonuçlanacağına ve sonuçların açıklanacağı mekanizmaya bağlı. Bu dosyada Kazımi’nin adımlarını izleyen gruplar en kötü senaryoya hazırlanıyor.”
Haşdi Şabi, Şii lider Ali Sistani'nin 2014 yılında verdiği DEAŞ’a karşı savaş fetvasının yedinci yıl dönümü vesilesiyle bir askeri geçit töreni düzenlemeye hazırlanıyor. Haşdi Şabi’ye bağlı 70 tugaydan 15 bin silahlının bu törene katılması bekleniyor.
Haşdi Şabi tarafından yapılan açıklamaya göre törende yerel olarak üretilen zırhlı araçlar ve İran'da geliştirilen Rus tankları da dahil olmak üzere ilk kez hizmete giren yeni silahlar da gösterilecek. Şarku’l Avsat’a konuşan söz konusu Şii lider, bu atmosferin Kazimi ile gruplar arasındaki soğuk savaşı tamamen bitirdiğini, her şeyin Muslih’in dosyasına bağlı olacağını kaydetti.



Dibeybe, Libya sağlık sektöründeki ‘yolsuzlukla’ mücadele sözü verdi

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)
TT

Dibeybe, Libya sağlık sektöründeki ‘yolsuzlukla’ mücadele sözü verdi

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe pazar akşamı Libya'nın batısında sağlık sektörü yetkilileriyle yaptığı toplantı sırasında (UBH)

Resmi raporlara göre Libya Ulusal Birlik Hükümeti’ni (UBH) çevreleyen yolsuzluk suçlamalarının ortasında, Başbakan Abdulhamid Dibeybe ‘vatandaşların çıkarlarına zarar veren hiçbir uygulamaya’ müsamaha göstermeyeceğine ve tüm sektörlerdeki suiistimallerin üzerine gideceğine söz verdi.

Libya Denetim Bürosu, UBH de dahil olmak üzere ülkedeki birçok tarafın kamu parasını ‘israf’ ettiğini ortaya çıkardı. Ancak Libya Avukatlar İttifakı’na atfedilen bir raporda UBH Sağlık Bakanlığı öne çıkarıldı ve ‘mali ve idari yolsuzluk vakaları’ bu bakanlığa atfedildi.

Libya Avukatlar İttifakı tarafından yalanlanan raporda, ‘zimmete büyük miktarda para geçirme’ ve ‘500 milyon dinardan fazla değeri olan kanser ilacı kaçakçılığı’ (1 dolar = 5,47 dinar) suçlamalarının yanı sıra böbrek hastaları için ilaç ve tıbbi malzeme alımında ve hastane bakımında yolsuzluk ve suiistimal suçlamaları da yer aldı.

Bu suçlamalar karşısında Dibeybe pazar akşamı sağlık sektörü yetkilileriyle genişletilmiş bir toplantı yaparak sağlık sektöründeki yolsuzlukla mücadelenin hükümetinin en önemli önceliği olduğunu vurguladı. Dibeybe, ‘bu hassas dosyaya herhangi bir şekilde karışılmaması ya da gevşeklik gösterilmemesi’ konusunda uyarıda bulunarak, ‘vatandaşlara sunulan sağlık hizmetlerinin kalitesinden ödün verilmemesi’ gerektiğini belirtti.

UBH’nin bazı bakanları yolsuzluk davalarında hapis cezasına çarptırıldı. Son olarak Eğitim Bakanı Musa Mugaryif, mart ayı ortasında Trablus'taki bir mahkeme tarafından ders kitaplarının basım ihalelerinde ‘kayırma yaptığı’ gerekçesiyle üç yıl altı ay hapis cezasına çarptırıldı.

Dibeybe o dönemde, “Eğitim Bakanı, bakan olarak dokunulmazlığı olmasına rağmen kitapların tedarikini geciktirdiği için birkaç yıl hapis cezasına çarptırıldı” demişti.

 Libya Başsavcısı Sıddık es-Sur (Başsavcılık ofisi)Libya Başsavcısı Sıddık es-Sur (Başsavcılık ofisi)

Libya Başsavcısı Sıddık es-Sur, UBH Kültür Bakanı Mebruke Tuği Osman ile eski Sağlık Bakanı Ali ez-Zanati ve yardımcısı Semir Koko'nun ‘yolsuzluk’ davalarına karıştıkları, mali ve idari ihlallerde bulundukları suçlamasıyla tutuklu yargılanmalarına karar vermiş, ancak bu kişilerin tamamı serbest bırakılmıştı.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün 2021 raporuna göre Libya, yolsuzluktan en çok etkilenen ülkeler listesinde 180 ülke arasında 172. sırada yer alıyor.

Bakanlığın yanıtı

Sağlık Bakanlığı kendisine yöneltilen suçlamalara cevaben, ilaç ve tıbbi malzeme tedarikinde yolsuzluk yapıldığına dair tüm haberleri ‘ulusal sağlık kurumunun itibarını zedeleyecek bir iftira’ olarak nitelendirdi ve ‘personelinin çabalarının dürüstlüğünü sorgulamayı ve kişisel çıkarlar ya da dar siyasi kazanımlar elde etmek için hastaların acılarını istismar etmeyi’ amaçladığını söyledi.

Bakanlık, ‘özellikle onkoloji hastaları için yapılan tüm ilaç ve tıbbi ekipman ithalatının sıkı kontrol prosedürlerine uygun olarak ve ilgili düzenleyici makamlarla koordinasyon içinde gerçekleştirildiğini ve tüm yetkili makamların denetimine açık resmi kayıtlarla belgelendiğini’ kaydetti.

UBH dün yaptığı açıklamada, yeni kurumların kurulması da dahil olmak üzere tıp sektörünü geliştirmek için çalıştığını söyledi. UBH ayrıca, ‘temel sağlık hizmetlerinin etkinliğini arttırmak amacıyla’ çeşitli bölgelerdeki klinikleri ve sağlık merkezlerini denetleyecek bir temel tıbbi bakım otoritesinin kurulacağını duyurdu.

Libyalıların yurtdışında tedavi edilmesi konusuna da değinen UBH, Dibeybe'nin ‘yurtdışına gönderilen hasta sayısındaki artışı sınırlandırmak için ek kontroller oluşturulması’ gerektiğini vurguladığını belirterek, ‘ulusal sağlık kurumlarının kapasitelerini arttırmak ve yurtdışında tedaviye bağımlılığı azaltmak için bu dosyayı ülke içinde tedaviyi yerelleştirme planlarıyla ilişkilendirmenin’ önemini vurguladı.