WHO zengin ülkelerin aşı bağışı yapmaması durumunda başarısız olunacağına yönelik uyarıda bulunuyor

Aşı dozlarının kombinasyonu iyi bir bağışıklık tepkisi oluşturur ancak semptomlar daha kötü olabilir

Dün Hindistan’ın Tamil Nadu eyaletinin başkenti Chennai’de koronavirüse karşı aşı olmak için bekleyen insanlar (AFP)
Dün Hindistan’ın Tamil Nadu eyaletinin başkenti Chennai’de koronavirüse karşı aşı olmak için bekleyen insanlar (AFP)
TT

WHO zengin ülkelerin aşı bağışı yapmaması durumunda başarısız olunacağına yönelik uyarıda bulunuyor

Dün Hindistan’ın Tamil Nadu eyaletinin başkenti Chennai’de koronavirüse karşı aşı olmak için bekleyen insanlar (AFP)
Dün Hindistan’ın Tamil Nadu eyaletinin başkenti Chennai’de koronavirüse karşı aşı olmak için bekleyen insanlar (AFP)

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) üst düzey bir danışmanı dün (Cuma) yaptığı açıklamada, zengin ülkelerin yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı geliştirilen aşılardan daha fazla bağışlamalarına ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Yetkili Hindistan’ın aşı tedariklerinin kesintiye uğraması ve üretimin gecikmesinin sebep olduğu 200 milyon doz aşı açığının kapatılması için herhangi bir gecikme olmaksızın aşı sağlayan ABD’nin adımlarının takip edilmesini söyledi.
WHO zengin ülkeleri aşı dozlarını Kovid-19’a karşı daha savunmasız gruplara (Çocuklar gibi) vermektense yoksul ülkelere bağışlanması gerektiği çağrısında bulunuyor. Reuters haber ajansının aktardığına göre, zengin ülkeler şimdiye kadar yoksul ülkelere COVAX programı aracılığı ile 150 milyon doz bağışta bulundu.
Bununla birlikte WHO Danışmanı Bruce Aylward dün yaptığı açıklamada, kısa vadede Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında bu dozların küçük bir bölümünün mevcut olacağını ve küresel pandemideki enfeksiyonların hızına yönelik yavaşlatıcı bir etki yaratabileceklerini belirtti.
Aylward, G7 sağlık bakanlarının Oxford’da bir araya geldiği bir zamanda, zengin ülkelerin şu ana kadar yaptıkları bağış miktarına atıfta bulunarak, “Bu miktarın iki katına ihtiyacımız olacak ve en yakın zamanda sağlanması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Ardından “Dünyayı bu krizden çıkarmak için gereken yola yönlendirmek için erken bir zamanda alınmış yeterli miktarda aşımız yok. Dozları en yakın zamanda almazsak başarısızlığa mahkumuz” dedi.
Aylward, ABD’nin Perşembe günü duyurduğu 25 milyon doz paylaşma planını övdü ve diğer zengin ülkeleri de derhal aynı şeyi yapma çağrısında bulundu. Yetkili, Hindistan aşı ihracatındaki aksamaların ve diğer aşılara ulaşılmasındaki gecikmelerin, COVAX programının yaklaşık 200 milyon dozluk bir eksiklik yaşaması anlamına geldiğini belirtti.
Hindistan Serum Enstitüsü, Hindistan’daki yıkıcı ikinci dalga sebebiyle, COVAX’a teslimi taahhüt edilen AstraZeneca aşılarını iç pazara yönlendirdi. Yılın son çeyreğinde bu kısıtlamaların kalkması ve COVAX için diğer ürünlerinde sağlanması bekleniyor. Aylward, “Bütün bunlar aynı anda gelecek” açıklamasında bulundu.
Aylward, bu hafta 2,4 milyar dolarlık ek fon sağlanan bir zirveden sonra bile, WHO’nun ACT Accelerator koalisyonunun Kovid-19 teşhislerini, tedavilerini ve aşılarını desteklemek için yaklaşık 17 milyar dolarlık bir fon açığı olduğunu söyledi.

WHO, varyantlara karşı yeniden uyarıda bulundu
Bunların yanı sıra, WHO dün yaptığı açıklamada, yeni ortaya çıkan varyantlara ve aşı kampanyalarında geç kalan, virüsün geniş ölçekte yayıldığı ülkelerde ortaya çıkması muhtemel olanlardan varyantlara karşı yeniden uyarıda bulundu. WHO Acil Durumlar Programı Direktörü Mike Ryan aşılama oranının yüzde 80’e ulaşması halinde bile sürü bağışıklığından bahsetmenin gerçekçi olmadığını çünkü yeni varyantların tüm hesapları değiştirdiğini belirtti.
Avrupa ülkelerinin aşı kampanyalarında kaydettiği ilerlemeye ve bu yılın başında karşı karşıya kaldığı malzeme ve lojistik düzenleme sıkıntılarını aşmalarına rağmen aşıların uzun vadeli güvenliği konusunda ek doz ihtiyacı olup olmadığı ve ne kadar etkinlikleri oldukları ile ilgili devam etmekte olan çalışmaların sonuçlarını bekleyen sorular var.
Kan pıhtılaşması görülen vakaların ortaya çıkmasından ve sonrasında insanların aynı aşının ikinci dozunu almayı reddetmesinden önce vatandaşlarına AstraZeneca aşısının ilk dozunu uygulayan birçok Avrupa ülkeleri ve sağlık otoriteleri için şu anda en acil soru, birden fazla aşının kombinasyonu oldu. Bilimsel çalışmaların sonuçları beklenirken iki doz arasındaki süre uzatıldı. Danimarka ve Avusturya gibi bazı ülkeler AstraZeneca aşısını tamamen bırakma kararı aldı. Diğer yandan Avrupa Birliği aşı alımlarını gelecek yılın sonuna kadar Pfizer aşısıyla sınırlamaya karar verdi.
Oxford Üniversitesi Aşı Grubu Direktörü Profesör Andrew Pollard liderliğinde AstraZeneca aşısının geliştirilmesini denetleyen uzmanlar, aşının ilk dozunu alan kişiler arasında az sayıda görülen kan pıhtılaşması vakalarına rağmen bu aşının önümüzdeki yıllarda Kovid-19 ile mücadelede önemli bir rol oynayacağına inanıyorlar.
WHO uzmanları dünyanın birçok bölgesinde virüse karşı verilen mücadelenin henüz başlangıç aşamasında olduğunu hatırlatarak, şimdiye kadar yapılan çalışmaların iki farklı aşı dozu kombinasyonunun etkili olduğunu gösterdiğini belirttiler. Uzmanlar ortaya çıkan varyantların küresel olarak sürü bağışıklığına ulaşmayı çok zorlaştırdığına yönelik uyarıda bulunuyorlar.
Paris Pasteur Enstitüsü’nden epidemiyolog Olivier Fantomar şunları söyledi:
“Şu anda kullanılmakta olan tüm aşılar, genetik materyali insan hücrelerine taşıyan bir viral proteine ​​karşı iyi bir bağışıklık tepkisi oluşturuyor. Her halükarda bu tepkinin etkinliği konusunda bir şüphe yok ancak henüz bilmediğimiz şey, hangi kombinasyonun en iyi ve en güvenli olduğu ve hangi aşıların önce yapılması gerektiği. Bu, sonuçlarının önümüzdeki birkaç ay içinde ortaya çıkması beklenen devam eden çalışmalar ile öğrenilecek.”
Bununla birlikte yakın zamanda Danimarka’daki araştırmacılar tarafından yapılan bazı araştırmalar, yetişkinlerde iki farklı aşı dozu kombinasyonunun ikinci dozun uygulanması sonrasındaki iki gün içinde daha şiddetli semptomlar geliştirdiğini gösterdi. Bu duruma yol açan nedenlerin neler olduğu bilinmiyor.
WHO uzmanları aşı dozlarının kombinasyonuna ilişkin kesin sonuçlar çıkana kadar ikinci dozun ilk dozla aynı aşıdan verilmesinin daha iyi olduğu tavsiyesinde bulunuyorlar. Bazı ülkelerin AstraZeneca aşısını kullanmama kararı ve Almanya’nın AstraZeneca aşısının ikinci dozunu almaları planlanan kişilerin gelecek haftadan itibaren aşıyı başka birine devredebileceğini duyurması ile ilgili olarak WHO İlaçlar ve Sağlık Ürünleri Sorumlusu Dr. Mariangela Simao şunları söyledi:
“Bu kararlarda bir tehlike görmüyorum ancak bizi şu soruya götürüyorlar: Aşı kampanyaları ile hedeflediğimiz nedir? Sağlık sistemleri üzerinde çok büyük bir baskı oluşturan benzeri görülmemiş bir pandemi ile mücadele ediyoruz. Kontrol altına alınmasının tek yolu 50 yaş üstü kişilere ve hastalığa karşı savunmasız olan kişilere odaklanmaktır. Bu nedenle, bireysel bir bakış açısıyla, ulusal sağlık otoriteleri tarafından sağlanan mevcut aşının kabul edilmesi tavsiye edilir.”  

 


Ukrayna’da Pokrovsk krizi: Askerler geri çekilecek mi direnecek mi?

Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)
Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)
TT

Ukrayna’da Pokrovsk krizi: Askerler geri çekilecek mi direnecek mi?

Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)
Bir yıldan uzun süredir devam eden çatışmalar Pokrovsk adeta hayalet şehire dönüştü (Reuters)

Rus askerleri, Ukrayna'nın doğusundaki stratejik Pokrovsk şehrinde ilerlemeye devam ediyor. 

New York Times'ın haberinde, bir yıldan fazla süren çatışmaların ardından şehrin büyük ölçüde enkaza dönüştüğü, savaş öncesi 60 bin olan nüfusun 1300'ün altına indiği belirtiliyor. 

Şehri savunan Ukraynalı askerler yoğun çatışmaların yaşandığını bildiriyor. Ukrayna lideri Volodimir Zelenski, pazartesi günkü açıklamasında şehirdeki durumun zor olduğunu kabul etmiş ancak direnişin sürdüğünü söylemişti. 

Kremlin şehrin kuşatıldığını öne sürerken Kiev yönetimiyse iddiaları reddetmişti. 

NYT'nin aktardığına göre Rus birlikleri şehir merkezine yakın bazı noktaları ele geçirdi. Rus ordusu Mayıs 2023'te yoğun çatışmaların ardından Bahmut'un kontrolünü sağlamıştı. Haberde, Pokrovsk'un düşmesi halinde Rus ordusunun Bahmut'un ardından bölgedeki en büyük şehri ele geçireceğine dikkat çekiliyor. 

Rus ordusu, Donetsk bölgesinde Pokrovsk'u ele geçirdikten sonra kalan iki büyük şehir Sloviansk ve Kramatorsk'a daha fazla yaklaşmış olacak. 

Ayrıca Rusya lideri Vladimir Putin'in "savaş alanında ilerleme kaydedildiğine" dair anlatısının kuvvetleneceğine dikkat çekiliyor. Moskova'nın Washington'ın ateşkes çağrılarını görmezden geldiği ve Kiev üzerindeki baskıyı artırmak istediği belirtiliyor. 

Wall Street Journal da Ukrayna birliklerinin sayıca dezavantajlı konumda kaldığını, Rus ordusuna ait drone'ların hava hakimiyetini sürdürdüğünü aktarıyor. 

Analizde, Pokrovsk cephesinde her iki tarafın da rakibi yıpratma stratejisi izlediğine işaret ediliyor. 

Ukrayna birliklerinin Pokrovsk'tan çekilmesi halinde, yakındaki Mironhrad kentinin de Rusların eline geçeceği ifade ediliyor. Zelenski'nin geri çekilme emri verip vermeyeceğiyse henüz belli değil.

Ukrayna ordusuna bağlı 68. Tugay'dan bir subay, şehirden çekilme zamanının geldiğini savunuyor:

Verdiğimiz kayıplar buna değmez. Bunlar manasız kayıplar. Çok sayıda takviye kuvvet gelse bile şehri geri alamayız.

Independent Türkçe, New York Times, Wall Street Journal


ABD, askeri yığınağı artırıyor: Savaş uçakları gönderildi

ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)
ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)
TT

ABD, askeri yığınağı artırıyor: Savaş uçakları gönderildi

ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)
ABD ordusu, Ghostrider uçaklarından Porto Riko'ya da konuşlandırmıştı (Reuters)

Venezuela'ya askeri operasyon düzenlenme ihtimali dünya kamuoyunda konuşulurken ABD'nin El Salvador'a savaş uçakları gönderdiği ortaya çıktı. 

New York Times'ın (NYT) incelediği uydu görüntüleri ve uçak takip verilerine göre ABD ordusuna ait en az üç savaş uçağı, El Salvador'un başkenti San Salvador'daki uluslararası havalimanına konuşlandırıldı.  

Havalimanında AC-130J Ghostrider saldırı uçağı, P-8 Poseidon keşif ve istihbarat uçağı ve C-40 Clipper saldırı jeti yer alıyor. Haberde, çeşitli özelliklere sahip uçakların ekim ortasından beri havalimanında bulunduğu aktarılıyor. 

Kargo ve yolcu taşımak için kullanılan Boeing 737'nin askeri versiyonu olan C-40 Clipper hakkında çok az bilgi bulunduğu, aracın saldırı uçaklarıyla birlikte konuşlandırılmasının "epey sıradışı olduğu" yazılıyor.

P-8A'nın istihbarat toplama ve keşif özelliklerine ek olarak torpido ve gemisavar füzeleri ateşleyebildiği belirtiliyor. 

AC-130J Ghostrider'ın da füze ve makineli tüfeklerle donatıldığı, karada veya denizdeki hedefleri imha etmek için tasarlandığı ifade ediliyor. Bu uçağın ABD Hava Kuvvetleri Özel Harekat Komutanlığı tarafından hassas görevlerde kullanıldığı aktarılıyor. 

Haberde, uçakların ABD ordusunun Karayipler ve Pasifik'teki askeri yığınağının bir parçası olduğu ifade ediliyor. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla NYT'ye konuşan iki askeri yetkili, uçakların bölgedeki "uyuşturucuyla mücadele" operasyonları kapsamında konuşlandırıldığını doğruluyor. 

ABD ordusu, El Salvador'daki uluslararası havalimanı arazisinde Cooperative Security Location Comalapa adlı bir askeri karargaha sahip. Uçakların da uyuşturucuyla mücadele operasyonları için 2000'de kurulan bu karargaha gönderildiği aktarılıyor. 

ABD Başkanı Donald Trump, uyuşturucu kaçakçılığını durdurma gerekçesiyle Latin Amerika'ya askeri yığınak talimatı vermişti. Eylülün başından bu yana bölgede en az 17 operasyon düzenleyen Amerikan ordusu, uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını iddia ettiği 69'dan fazla kişiyi öldürdü. 

NYT'nin aktardığına göre bu operasyon kapsamında ilk kez ABD ordusuna ait uçaklar başka bir ülkeye konuşlandırıldı.

Karayipler ve Pasifik'teki askeri yığınak Venezuela yönetimini hedef alıyor. Trump, Venezuela lideri Nicolas Maduro'nun uyuşturucu kaçakçılığından sorumlu olduğunu savunmuş, CIA'e ülkede operasyon talimatı verdiğini duyurmuştu. Washington, Maduro'nun başındaki para ödülünü de 50 milyon dolara çıkarmıştı.

Venezuela lideriyse ABD'nin Karayipler bölgesindeki askeri hareketliliğine ilişkin "Dünyanın en büyük petrol rezervine sahip olduğumuz için bizi hedef alıyorlar" demişti.

Independent Türkçe, New York Times, Economist


Çin füze üretimini iki katına çıkardı: Silahlanma maratonuna hazırlanıyorlar

Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)
Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)
TT

Çin füze üretimini iki katına çıkardı: Silahlanma maratonuna hazırlanıyorlar

Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)
Şi Cinping, ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait bir üssü geçen sene ziyaret etmişti (Xinhua)

Çin'in füze üretim tesislerinde yoğun hareketlilik yaşandığı bildiriliyor. 

Amerikan medya kuruluşu CNN'in incelediği uydu görüntülerine göre Çin, 2020'den bu yana füze üretimiyle bağlantılı tesislerini büyük ölçüde genişletti. 

Çin'in füze üretimiyle ilişkili 136 tesisin yüzde 60'ından fazlasının geliştirildiği aktarılıyor. 

Aralarında fabrika, araştırma üsleri ve test merkezlerinin yer aldığı bu tesislerin toplamda 2 milyon metrekarelik inşaat alanıyla genişletildiği belirtiliyor. Bazı tesislerde yeni kuleler ve sığınaklar inşa edildiği de yazılıyor. 

ABD merkezli düşünce kuruluşu Pasifik Forumu'ndan William Alberque şunları söylüyor: 

Burada Çin'in kendisini küresel bir süper güç olarak konumlandırdığını görüyoruz. Yeni bir silahlanma yarışının ilk aşamalarındayız. Çin şimdiden depara geçti ve maratona hazırlanıyor.

Haberde, 2012'de göreve başlayan Çin lideri Şi Cinping'in, Çin Halk Kurtuluş Ordusu'nu (ÇHKO) "dünya standartlarında" bir savaş gücü haline getirme hedefiyle büyük yatırımlar yaptığına dikkat çekiliyor. 

ÇHKO Roket Kuvvetleri'ne ait tesislerin de genişletildiğine işaret ediliyor. Çin'in nükleer başlıkları, stratejik ve taktik füzeleri Roket Kuvvetleri'ne bağlı geliştiriliyor. Bu birim, sesten 5 kat daha hızlı gidebilen ve seyir halindeyken şekil değiştirdiği öne sürülen bir füze de tasarlamıştı.

CNN'in konuştuğu uzmanlar, yeni tesis ve füzelerin Çin'in olası Tayvan işgalinde önemli rol oynayabileceğini söylüyor.

Böyle bir senaryoda füzelerin, ABD Donanması'nı bölgeden uzak tutma stratejisinin merkezinde yer alacağı ifade ediliyor. Bu sayede ABD'nin Tayvan'a yardımının engellenmesi amaçlanıyor. 

ABD merkezli araştırma ve analiz kuruluşu CNA'dan Decker Eveleth, Pekin yönetiminin "Tayvan'ın işgali için gerekli koşulları oluşturmak istediğini" öne sürüyor. 

Pekin yönetimi bu yıl savunma bütçesini yüzde 7,2 artırmıştı. Böylelikle askeri harcamalarda üst üste 4 yıl boyunca yüzde 7'nin üzerine artışa gidilmişti. Ancak bazı uzmanlar, gerçek oranların resmi rakamlardan çok daha yüksek olabileceğini savunuyor.

Diğer yandan Çin'in füze üretiminin, Rusya'nın 2022'de başlattığı Ukrayna işgalini takip eden iki yılda neredeyse iki katına çıktığına dikkat çekiliyor. Alberque, "Çin, Ukrayna'da olup biten çok yakından takip ediyor" diyor. 

Pentagon ve Çin Savunma Bakanlığı, CNN'in yorum taleplerine yanıt vermedi. 

Independent Türkçe, CNN, SCMP