Cezayir’de güvenlik güçleri Hirak Hareketi’nin başkente girmesini üç haftadır engelliyor

Laiklerin yasama seçimlerinden çekilmesinin ardından parlamentonun kapıları ardına kadar İslamcılara açıldı.

Cezayir'de uzun süre boyunca siyasi reform talebinde bulunan protestolar düzenlendi. (AFP)
Cezayir'de uzun süre boyunca siyasi reform talebinde bulunan protestolar düzenlendi. (AFP)
TT

Cezayir’de güvenlik güçleri Hirak Hareketi’nin başkente girmesini üç haftadır engelliyor

Cezayir'de uzun süre boyunca siyasi reform talebinde bulunan protestolar düzenlendi. (AFP)
Cezayir'de uzun süre boyunca siyasi reform talebinde bulunan protestolar düzenlendi. (AFP)

Dün başkent Cezayir’de güvenlik güçlerinin yoğun bir şekilde konuşlandırılmasıyla Hirak Hareketi’nin 120’inci haftası vesilesiyle düzenlenecek gösteriler engellendi. Buna karşılık Kabiliye bölgesi büyük protestolara sahne oldu. Söz konusu protestolarda Hirak aktivistleri geleneksel "laik bir rekabetin” olmaması dolayısıyla kapıları artık İslamcılara ardına kadar açık olan parlamento seçimlerine adaylığını koyanlara öfkelerini dile getirdiler.
Ulusal Güvenlik unsurları, cuma günü başkent sokaklarındaki gücünü artırdı. Dışarıdan gelen yabancıları engellemek için şehrin girişlerine kontrol noktaları kurdu. Üç haftadır devam eden bu durum, yetkililerin göstericilerle başa çıkamamasının ardından katı bir şekilde karşılık vermeye karar verdiklerini gösteriyor. Bununla birlikte gözlemcilere göre Hirak’ı bitirme çabalarının asıl hedefi yasama seçimlerinin yapılması için sakin bir ortam sağlamak.
Hasibe bin Buali, Asle Hüseyin ve Diduş Murad caddelerinde güvenlik görevlilerinin protestoya katılacaklarından şüphelendiklerini üzerlerini aramak üzere durdurduğu kaydedildi.
Hirak protestocularının pek çok kez gösteri yapmak için çıktıkları camilere, herhangi bir olağandışı hareket olup olmadığını tespit etmek için sivil giyimli onlarca güvenlik görevlisi yerleştirildi.
Bir kamu kuruluşunda görevli olan Ali Buzeyyani, Beluzdad Mahalle Camii’nde yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Başkentin güvenlik kordonuyla çevrili olduğunu ve polislerin beni tutuklayıp hapse atmakta tereddüt etmeyeceklerini bilmeme rağmen protestoya katılmak için Bumerdas’tan (başkentin 50 km doğusunda) geldim. Bu riski göze aldım. Çünkü kurtuluşumuzun Hirak’ın devam etmesinde yattığına inanıyorum.”
Hirak'ı destekleyen birçok kadın aktivist, bazıları sivil kıyafetli olmak üzere kadın polisler tarafından sokaklarda detaylı aramaya tabi tutuldu. Kadın polislerin aktivistlerin “Hirak meydanlarına” açılan bazı sokaklardan geçmelerine müsaade etmemekte ısrar etmesi üzerine tartışma yaşandı. Yüzlerce göstericinin “payını aldığı” “izinsiz bir şekilde gösteri çağrısı yapmak” ve “ulusal birliğe zarar vermek” suçlamaları ile gözaltına alınıp savcılığa sevk edilmesi nedneiyle Hirak meydanları üç haftadır boş.
Tutuklular ve kovuşturmalar hakkında yayınladığı istatistiklerle bilinen aktivist Zeki Hanaş, dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Hirak Hareketi’nin başladığı 22 Şubat 2019 tarihinden bu yana soruşturma hakimlerinin 11'i kadın olmak üzere 500 protestocuyu yargılanmak üzere cezaevine gönderdiğini, güvenlik güçlerinin 15 bin kişiyi gözaltına aldığını ve bin 800 kişi hakkında da kovuşturma kararı verildiğini aktardı.
Başkentte alınan sıkı güvenlik önlemleri sebebiyle yüzlerce gösterici perşembe gecesi gösterilere katılmak üzere Kabiliye bölgesindeki Tizi Ouzou (100 km doğuda) ve Becaye (250 km doğuda) şehirlerine doğru ilerledi. İki şehirde de güvenlik güçleri, rejime karşı şiddetli düşmanlıkları ile bilinen Kabiliye bölgesi sakinlerinin tepki göstermesine neden olmamak için protestocularla çatışmaya girmemeye özen gösterdi. Kabiliye bölgesi, Cezayir’in dört bir yanından gelen protestocular için merkez konumunda. Hareketin meşhur “askeri değil sivil bir devlet” çağrısını yaptığı bir sığınak haline gelmiş durumda.
Tizi Ouzou ve Becaye’nin en önemli caddelerinde yürüyen göstericiler “çeteler tarafından düzenlenen seçimleri” kınadılar. Göstericiler 12 Haziran’daki yasama seçimlerini kastederek attıkları sloganla “güç düğününe engel olmaya” kararlı olduklarını gösterdiler. Her iki şehirde de göstericiler, adayların kampanya ofislerinin önünden geçerken seçimlere karşı öfkelerini haykırdılar.
Kanuna göre 32 hafta süren seçim kampanyası önümüzdeki salı günü sona eriyor. Seçim kampanyası, başlangıcından bu yana Cezayirliler tarafından ilgi görmüyor.
“Geniş çaplı boykot” kararı, parti mensubu adaylar ile bağımsız adayları ve hükümeti endişelendiriyor. İslamcılar, ezeli rakipleri olan laik sol partilerin boykot duyurularının ardından parlamentoya güçlü bir şekilde girmek için seçimi bir fırsat olarak görüyorlar.
2019 yılının sonunda yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanan seçmen sayısının 24 milyon kişiden 9 milyon 675 bin 515’e ulaştığına dikkat çekiliyor. 1 Kasım 2020'de anayasa değişikliği için yapılan referandumda ise 5 milyon 661 bin 551 seçmen oy kullanmıştı.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.