Game of Thrones oyuncusu isyan etti: "Çıplak sahneler yüzünden her şeye açık olduğumu sandılar"

Nathalie Emmanuel'in canlandırdığı Missandei ilk olarak üçüncü sezonda görülmüştü (HBO)
Nathalie Emmanuel'in canlandırdığı Missandei ilk olarak üçüncü sezonda görülmüştü (HBO)
TT

Game of Thrones oyuncusu isyan etti: "Çıplak sahneler yüzünden her şeye açık olduğumu sandılar"

Nathalie Emmanuel'in canlandırdığı Missandei ilk olarak üçüncü sezonda görülmüştü (HBO)
Nathalie Emmanuel'in canlandırdığı Missandei ilk olarak üçüncü sezonda görülmüştü (HBO)

Game of Thrones'da canlandırdığı Missandei karakteriyle tanınan Nathalie Emmanuel dizide yer aldığı çıplak sahnelerin kariyerinde önemli etkiler yarattığını söyledi. 
Screen Rant'in haberine göre Emmanuel, bu sahnelerin yapımcılara gerçekçi olmayan fikirler verdiğini, çıplak sahnelerde tamamen rahat olduğuna yönelik bir beklenti oluşturduğunu ifade etti. 
"Make It Reign Podcast" isimli podcast programına katılan oyuncu Game of Thrones'da rahat hissetmesinin diğer projeler için doğrudan geçerli olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Game of Thrones'u çekerken bazı çıplak sahneleri ya da çıplaklığı kabul etmiştim… Ve rol çıplaklık gerektirdiğinde diğer projelerin algısı Game of Thrones'da yaptığım için her şeye açık olduğum yönündeydi. Ancak anlayamadıkları şey belirli bir proje için şartları ve belirli şeyleri kabul etmemdi ve bu her proje için geçerli değil."
The New York Post'un aktardığına göreyse oyuncunun ne yapmak istediğine dair sınırlarının olması kendisinden aksini isteyen yönetmenlere karşı durmasını gerektirmiş. Emmanuel rahat hissetmemesine neden olan çıplaklığın yer aldığı senaryolardan uzaklaşmayı tercih etmiş. 
Oyuncu bu tip projelerin sayısının az olduğunu da ekledi. 
Daenerys Targaryen'in danışmanı rolündeki Missandei'nin 8. sezondaki trajik ölümü dizinin en şoke edici kısımlarından biriydi. 
Independent Türkçe, Screen Rant, The New York Post



Sihirli mantarların ömrü uzatabileceği keşfedildi

Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)
Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)
TT

Sihirli mantarların ömrü uzatabileceği keşfedildi

Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)
Çalışma, psilosibinin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini ve hatta bazı yaşlı farelerin daha koyu tüylerinin yeniden çıktığını gösteriyor (AFP)

Emory Üniversitesi'nde yapılan yeni bir çalışma, sihirli mantarların aktif bileşeni psilosibinin yaşam süresini uzatabileceğini öne sürüyor.

Üniversitenin Atlanta'daki tıp fakültesinden bilim insanları, psilosibinin hücrelerin ömrünü uzattığını ve yaşlı farelerin hayatta kalma oranlarını yükselttiğini keşfetti.

Geçen hafta hakemli dergi Nature'da yayımlanan çalışmada psilosibin "halüsinojenik mantarların ürettiği, doğal yolla oluşan psikedelik bileşik" diye tanımlanıyor.

Araştırmacılar psikiyatrik ve nörodejeneratif rahatsızlıkların tedavisinde psilosibine yönelik ilginin arttığına dikkat çekse de bu çalışma, bileşiğin aktif formu psilosinin yaşlı farelerde yaşam süresini uzattığına dair ilk deneysel kanıtı sunuyor.

Psilosibinin oksidatif stresi azalttığını, DNA hasarını önlediğini ve telomer uzunluğunu korumaya katkı sağladığını gösteren veriler sunan çalışma, bileşiğin güçlü bir yaşlanma karşıtı araç olabileceğini öne sürüyor. Bütün bunlar yaşlanma sürecini yavaşlatmaya yardımcı oluyor.

Hatta beyaz tüylü yaşlı fareler tedaviden sonra daha genç görünüme kavuştu ve siyah tüyleri yeniden çıktı.

Emory Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Louise Hecker, Fox News Digital'a yaptığı açıklamada, "Psilosibin yaşlanmaya eşlik eden 'yıpranmayı' yavaşlatıyor gibi görünüyor" diyor.

 Fareler ve hücreler hem daha sağlıklı hem de belirgin biçimde daha uzun yaşıyor.

Çalışma bunun insanlarda da işe yarayabileceğini öne sürse de çok daha fazla teste ihtiyaç var. Yayın kuruluşuna konuşan Hecker, araştırmacıların "İnsanlar için en uygun doz protokolleri neler? Optimum fayda için tedaviye başlamanın en uygun yaşı ne?" gibi soruları yanıtlaması gerektiğini söylüyor.

Hecker "Tedavinin artık istenen etkiyi yaratmayacağı belirli bir yaş var mı?" diye devam ediyor.

Uzun süreli tedaviyle ilişkili potansiyel zararlar veya yan etkiler var mı? Etki mekanizmaları neler? Tüm bu soruların titizlikle araştırılması gerekiyor.

Oregon'da ABD'nin ilk yasal psilosibin inziva merkezinin kurucusu Gabe Charambides, bulguları "ikna edici" diye nitelendirse de insan kullanımının, farelerdekinden daha sıkı bir tarama, hazırlık ve güvenlik gerektirdiğini vurguluyor.

Psilosibin terapisinden en fazla fayda sağlayabilecek kişilerin çocukluk travması, boşanma, işini kaybetme veya yas gibi büyük yaşam olaylarından sonra "sıkışmış" hisseden veya ruh sağlığını iyileştirmek isteyen kişiler olduğunu da ekliyor.

Charambides, inzivaya katılan misafirlerinin kronik ağrı ve migren gibi fiziksel şikayetlerde rahatlama bildirdiğini ancak biyolojik test yapılmadığını söylüyor.

Klinik aşama için doğal psikedelik ilaç geliştiren Kanada merkezli Filament Health şirketinden Ryan Moss, daha önce Fox News Digital'a yaptığı açıklamada psikedeliklerin güvenli ve kontrollü bir ortamda uygulanması gerektiğini vurgulamıştı.

Moss, "Psikedelik deneyimler bazen anksiyete, halüsinasyon ve paranoyaya yol açabilir" demişti. 

Geleneksel psikedelikleri kullanan bazı hastalar klinik deneyler sırasında olumsuz kardiyovasküler olaylar yaşadıklarını bildiriyor.

Klinik deneylere katılanların iyi hazırlanmasını ve eğitimli profesyoneller tarafından yakından izlenmesini tavsiye ediyor.

Independent Türkçe için çeviren: Büşra Ağaç