Burkina Faso’da El Kaide ve DEAŞ’a bağlı grupların faaliyet gösterdiği ülkenin kuzeyindeki Solhan köyüne düzenlenen terör saldırısında en az 100 sivil hayatını kaybetti. Bunun ardından ülkede 3 günlük ulusal yas ilan edildi.
Hükümet, Solhan köyüne gece saatlerinde düzenlenen saldırı düzenleyenleri ‘terörist’ olarak nitelendirerek, saldırıda evler ve pazarın da yakıldığını belirtti.
Burkina Faso Cumhurbaşkanı Roch Kabore Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Bu barbar saldırıda öldürülen 100 sivilin anısına saygıyla eğiliyor ve kurbanların ailelerine başsağlığı diliyorum. Bu trajedi karşısında Cumartesi gece yarısından itibaren 3 günlük ulusal yas ilan ediyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı, güvenlik güçlerinin bu alçakça eylemin faillerini bulup etkisiz hale getirmek için yoğun bir şekilde çalıştığını bildirerek, halkı bu şeytani güçlere karşı birlik içinde kalmaya çağırdı.
Yerel kaynaklar, hükümet tarafından güvenlik güçlerine yardım ederek Solhan köyünü korumaları için silahlandırılan ‘Vatan Savunma Gönüllüleri’ adlı sivil nitelikteki güçlere ait yerlerin de hedef aldığını belirtti.
Köydeki yerel radyo istasyonunun bir çalışanı, saldırının dün sabaha karşı saat ikide başladığını söyleyerek, “Patlama ve mermi seslerini duyabiliyorduk. Ordunun bir birimi yerel gönüllüleri desteklemek için müdahale etti” dedi.
Diğer yerel kaynaklar ise, silahlı kişilerin köye girmeyi başardığını, çadırlardan bazılarını ateşe verdiğini ve geri çekilmeden önce bazı mülkleri yağmaladığını ifade etti.
Siba belediyesinden bir sağlık kaynağı, Solhan köyünden çok sayıda yaralının hastaneye geldiğini bildirerek, hükümeti ve insani yardım kuruluşlarını yaralılara tıbbi bakım sağlamak için acilen harekete geçmeye çağırdı.
Siba Belediyesi’ne 14 kilometre uzaklıkta yer alan ve bir askeri birliğin bulunduğu Solhan Köyü, şu ana kadar birkaç kez terör saldırısına maruz kaldı.
Saldırının gerçekleştiği Sahel bölgesi, Burkina Faso’nun kuzeydoğusunda, Nijer ve Mali sınırında, El Kaide ve DEAŞ bağlantılı grupların bulunduğu bölgedeki en tehlikeli sınır üçgeni olarak bilinen bölgede yer alıyor.
Savaşa veda ediyoruz ve bir sonrakine hazırlanıyoruzhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5095029-sava%C5%9Fa-veda-ediyoruz-ve-bir-sonrakine-haz%C4%B1rlan%C4%B1yoruz
Savaşa veda ediyoruz ve bir sonrakine hazırlanıyoruz
Rus askerleri cepheye gitmeden önce T-72 tankı kullanma eğitimi alıyor. (Reuters)
Küçük uluslar büyük dönüşümler sırasında nasıl davranır? Jeopolitik depremler karşısında rasyonalite ve siyasi gerçekçiliğin anlamı nedir? Bu ulusların kaderinde kaybet-kaybet durumu mu var ve yapabilecekleri tek şey kayıplarını mümkün olduğunca en aza indirmeye çalışmak mı? Tarih, tek bir ulustan oluşan tek bir imparatorluktan bahsetmez.
İmparatorluklar içindeki çok sayıda ulusa, itaat etmeleri ve iktidarın sınırlarına uymaları karşılığında güvenlik, barış ve refah vaat edilmiştir. Merkezi otoriteye karşı isyan, yok edilme noktasına varacak kadar ağır bir şekilde cezalandırılır.
İmparatorluktaki gücün merkezi evrenin ekseniydi. Işık ve güç bu eksenden çevreye sızarak belli bir siyasi modelin yanı sıra kültürel ve uygarlık mirasını da empoze ederdi. Merkez zayıfladığında, çevre gevşer ve kozmik eksen bir yerde düşer, ancak başka bir yerde ortaya çıkar. İmparatorluklar Anka kuşları gibidir. Yeni bir imparatorluk, selefinin küllerinden doğar.
Değişim zamanlarında, küçük uluslar iki olası seçim yapmak zorundadır: Birincisi, yeni güce karşı isyan etmek ve bedelini ödemek. İkincisi ise güçlerini birleştirmek ve ‘Yaşasın imparatorluk’ diyen bayrağı değiştirmek.
Fransız düşünür Jacques Attali, imparatorlukların yükselişinin belirli belirleyicileri ve gereklilikleri olduğunu, bunların en önemlilerinin coğrafi büyüklük, nüfus, zenginlik ve büyük projeyi finanse etme yeteneği olduğunu söyler. Ancak bunlardan en önemlisi, imparatorluğun dayandığı ve diğer ulusları ona gönüllü olarak katılmaya ikna eden fikirdir (The Idea). Deniz imparatorlukları olduğu gibi kıta imparatorlukları da vardır. Hırsları başarıya ulaşmış ve başarısız olmuş imparatorluklar vardır.
Jeopolitik-askerî değişimlerin göstergeleri!
İkinci Dünya Savaşı öncesindeki İspanya İç Savaşı, Alman silahlarının yanı sıra taktiklerin, askeri eğitimin ve askeri uzmanlık birikiminin test edildiği bir sahaydı.
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaş ise 21. yüzyıl silahlarının test edildiği bir alan oldu. Bu savaş, her ne kadar Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarının formlarına tanıklık etmiş olsa da, yapay zeka ve sanal dünyalar çağında gerçekleşiyor. Bu savaşta insansız hava araçları (İHA) daha önce hiç yaşanmamış bir şekilde savaşa girerek askeri liderleri şaşırttı, savaştaki koruma denklemlerini değiştirdi ve çoğu askeri stratejideki (Military Doctrine) büyük boşlukları ortaya çıkardı. İHA’ların etkisi kara savaşıyla sınırlı kalmadı; hava, deniz, kara ve hatta siber olmak üzere savaşın diğer boyutlarına da yayıldı.
Gazze savaşı, şehir savaşı ve gerilla savaşının en önemli deneyiydi. Bu savaşta Hamas'ın dikey coğrafi derinliğini oluşturan ve İsrail ordusunun konvansiyonel askeri operasyonlarını zorlaştıran tünellerde de savaşıldı. Bu savaşın deneyimlerinden pek çok ders çıkarılacak. Özellikle de bazı askeri araştırmalara göre, kentleşmenin (Urbanization) hızlanması nedeniyle gelecekteki savaşların çoğu şehirlerde olacak. Gazze savaşında İsrail ordusu yapay zekayı iki programda kullandı: Hamas binaları ve altyapısıyla ilgili hedefler önermek için Gospel ve insan hedefleri önermek için Lavender. Bu programlar öldürme sürecini hızlandırdı ve bu da Gazze Şeridi'ndeki ölü sayısını açıklıyor.
Lübnan savaşı birçok açıdan Gazze savaşından farklı bir deneyim oldu. İsrail ordusunun Hizbullah güçlerini yıpratma takibinin eşlik ettiği savunma savaşından (Positional) tüm boyutlarda saldırı savaşına geçildi. İsrail Hava Kuvvetleri, havadaki manevra kabiliyeti ve hareketliliğin bel kemiğini oluşturdu. Aynı zamanda, Mavi Hat üzerinde Hizbullah güçlerine karşı sınırlı kara manevrası, bu güçleri ‘çekiç ve örs’ arasına yerleştirmeyi amaçladı.
Mavi Hat'taki sınırlı kara saldırısı, hareketli de olsa örs rolünü oynadı. İsrail Hava Kuvvetleri ise çekiç rolünü belirgin bir şekilde yerine getirdi.
Öte yandan Hizbullah, elinde kalan araçlarla, liderliği tarafından en kötü senaryo durumunda kullanılmak üzere geliştirilen stratejiyi uygulamaya devam etti. Nitelikli füzeler, orta ve kısa menzilli füzeler ve kalan İHA’lar kullanıldı, ancak orijinal planlarda belirlenen hedefe ulaşılamadı. Ancak Hizbullah, özellikle İHA’lar aracılığıyla İsrail'in planlarını bozdu.
Geleceğin savaşları ne olacak?
* Savaşın doğası siyasi hedefler için yapılan savaşlar olarak sabitken, savaşın özellikleri siyasi, ekonomik ve sosyal boyutlarda değişmektedir.
* 21. yüzyılın savaşları, özellikle bilgi toplama ve uygulama konularında yapay zekanın askeri makineye (Autonomous) girmesiyle karakterize olacaktır. Öldürme kararı halen insanların elindedir.
* Teknoloji artık devletin tekelinde ve kontrolünde değildir. Aksine, bu teknolojiyi üreten modern şirketlerin sahibi olan siviller jeopolitik oyuna girmiştir. ‘Verinin’ 21. yüzyılın petrolü olduğu söylenirken, dünyadaki veri toplama merkezlerinin çoğu, ABD’deki sivil şirketlerin elindedir.
* Teknolojinin hızla yayılması, ikili kullanım (Dual use) ve erişim kolaylığı nedeniyle devlet dışı aktör için savaş, düşük maliyet nedeniyle mümkün hale gelmiştir. Bereketli Hilal'de şu anda kim kiminle savaşıyor? Hizbullah İsrail'e karşı. Hamas İsrail'e karşı. Husiler İsrail'e karşı. Ve son olarak Heyetu Tahriru’ş-Şam (HTŞ) eski Suriye rejimine karşı.
*Bu analiz Şarku’l Avsat için bir askeri analist tarafından yapıldı
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة