Alakargaların, insanların kandığı sihirbazlık numaralarını "yemediği" ortaya kondu

Alakargaların, insanların kandığı sihirbazlık numaralarını "yemediği" ortaya kondu
TT

Alakargaların, insanların kandığı sihirbazlık numaralarını "yemediği" ortaya kondu

Alakargaların, insanların kandığı sihirbazlık numaralarını "yemediği" ortaya kondu

El çabukluğuna dayanan sihirbazlık numaralarıyla insanları kandıran araştırmacılar, alakargaları "şaşırtamadı".
Bilim insanları, alakargaların (Latince ismi Garrulus glandarius olan bayağı alakarga da denen tür) bunun gibi hilelere yabancı olmadığını söyledi.
Zira kuşlar, yiyecek depolarken bir başka alakarga tarafından izleniyorsa, yemeği yerdeki farklı noktalara düşürmüş gibi davranıyor. Böylece yiyeceğin gerçek yeri gizleniyor.
Araştırma makalesinin yazarlarından Elias Garcia-Pelegrin bunu şöyle açıkladı:
"Çünkü hareketlerin hepsi birbine benziyor ve bu sayede gözlemci kuşun, yiyeceğin aslında nerede olduğu hakkında hiçbir fikri olmuyor."
Garcia-Pelegrin, sihirbazlık numaralarının genellikle izleyicilerin varsayımları üzerine kurulduğunu söyledi. Bunların, canlıların dünyayı nasıl algıladığını öğrenmenin bir yolu olabileceğini ifade etti.
Araştırmacılar, 6 alakarga ve 80 insanı içeren bir dizi test yaptı. Deneklere, bir solucanın hangi elde olduğuna dair 3 farklı teknikle sihirbazlık numarası sunuldu.
Alakargalar solucanı afiyetle yiyor. Yemi tutan yumruğu gagalamak üzere eğitilen kuşlar, bu sayede solucanın hangi elde olduğunu tahmin etti.
Bilim insanları, avuç içi transferi (palm transfer) ve Fransız düşüşü (French drop) adlı teknikleri kullandıkları sihirbazlık numaralarında kuşları kandıramadı. Garcia-Pelegrin, "Kuşların hiçbir şekilde kandırılmadığını gördük" dedi.
Alakargaların solucanı izlediği ve en son hangi elde gördüyse onu seçtiği düşünülüyor.
Öte yandan hayvanlar, hızlı geçiş (fast pass) adlı üçüncü teknikle yenildi. İnsanlarsa her üç teknikle de bozguna uğratıldı.
Uzmanlar, alakargalarla insanların kandırılma sebebinin aynı olmadığını düşünüyor. 
Pelegrin, insanların nesnenin hareket etme hızı karşısında şaşkına döndüğünü ancak alakargaların görüşünün yüksek hızı algılamada çok daha iyi olduğunu söyledi. Hızlı geçişte solucanı takip etmek için kafasını hareket ettirmesi gerektiğini, bu yüzden tek gözden iki göze geçtiğini ve muhtemelen bu anda solucanın izini kaybettiğini ifade etti.
Hakemli bilim dergisi PNAS'te yayımlanan araştırmanın bulguları, algıdaki kör noktaların türler arasında nasıl değişebileceğini gösteriyor ve bu tür bilişsel süreçlerin farklı hayvanlarda nasıl evrimleştiğine ışık tutuyor.
Araştırmacılar, bu konuda çalışmalarına devam etmek istiyor.
Independent Türkçe, Science Alert, New York Times



IBM'in yeni fiber optik teknolojisi, "ışık hızını yapay zeka çağına" taşıyor

Bilişim teknolojisi devinin yeni modeli, gelişmiş yapay zeka araçlarının eğitimini birkaç haftaya düşürme potansiyeli taşıyor (IBM)
Bilişim teknolojisi devinin yeni modeli, gelişmiş yapay zeka araçlarının eğitimini birkaç haftaya düşürme potansiyeli taşıyor (IBM)
TT

IBM'in yeni fiber optik teknolojisi, "ışık hızını yapay zeka çağına" taşıyor

Bilişim teknolojisi devinin yeni modeli, gelişmiş yapay zeka araçlarının eğitimini birkaç haftaya düşürme potansiyeli taşıyor (IBM)
Bilişim teknolojisi devinin yeni modeli, gelişmiş yapay zeka araçlarının eğitimini birkaç haftaya düşürme potansiyeli taşıyor (IBM)

IBM, çiplerin ışık hızıyla iletişim kurmasını sağlayan yeni teknolojisiyle yapay zeka eğitiminde muazzam seviyede hız ve enerji tasarrufu yapılacağını öngörüyor.

Yapay zeka modelleri geliştikçe ihtiyaç duydukları işlemci gücü seviyesi de artıyor. Bunun sonucunda veri merkezleri gittikçe daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyor.

Bunun yanı sıra çoğu gelişmiş bilgisayar çipi, hâlâ bakır tellerle taşınan elektrik sinyallerini kullanarak iletişim kuruyor.

Tıpkı internet gibi uzun mesafeler arasındaki iletişimdeyse genellikle fiber optik kablolardan yararlanılıyor.

Veri merkezleri dış dünyayla iletişimde ışık sinyalleriyle iletişim kuran fiber optik kullansa da veri bilgisayara ulaştığında bakır kablolara geri dönülüyor. 

Bakır kabloların istenen hızda iletişim kuramadığı için çoğu veri işlemcisi boşta bekleyerek bir sonraki veri paketinin gelmesini bekliyor.

Bu da özellikle üretken yapay zeka araçlarının eğitimi gibi kapsamlı işlerde yavaşlamaya ve enerji kaybına yol açıyor. 

ABD merkezli bilişim devi IBM, fiber optik teknolojisini çipler arası iletişimde kullanarak sorunun üstesinden gelmeyi amaçlıyor. Şirket 9 Aralık Pazartesi günü yaptığı açıklamada yeni teknolojisini tanıttı.

IBM ekibinden araştırmacılar bir çipin kenarına, mevcut yöntemlerden 6 kat daha fazla optik fiber eklemesini sağlayacak bir modül geliştirdi. 

Milimetre başına 51 optik fiber kabloyu birbirine bağlayan modül, Polimer Optik Dalga Kılavuzu (PWG) denen bir yapı kullanıyor. PWG aynı zamanda iletilen ışık sinyallerinin birbirine karışmasını da engelliyor. 

Araştırma ekibinden Mukesh Khare "Hepimizin bildiği gibi en iyi iletişim teknolojisi fiber optik ve bu nedenle fiber optik her yerde uzun mesafeli iletişimde kullanılıyor" diyerek ekliyor:

Bu yeni teknoloji, fiber optiğin gücünü çipe taşıyor.

Şirket yeni fiber optik kullanan çiplerin, sadece elektrik sinyalleriyle iletişim kuran muadillerine kıyasla 80 kat daha yüksek bant genişliğine sahip olacağını öne sürüyor.

"Işık hızını üretken yapay zeka çağına" taşıdığını ifade eden IBM, böylece geniş dil modellerinin üç ay yerine üç haftada eğitilebileceğini öngörüyor. 

Bilişim devi ayrıca bir yapay zeka modelinin eğitiminden tasarruf edilecek enerjinin ABD'de 5 bin haneye bir yıl boyunca elektrik sağlayabileceğini iddia ediyor. 

IBM Kıdemli Başkan Yardımcısı ve Araştırma Direktörü Dario Gil "Bu çığır açıcı adım sayesinde yarının çipleri, fiber optik kabloların veri merkezlerinin içine ve dışına veri taşımasına benzer şekilde iletişim kuracak ve geleceğin yapay zeka iş yüklerini kaldırabilecek daha hızlı, daha sürdürülebilir iletişim çağını başlatacak" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, New Atlas, New Scientist, IBM