“Siyasi şiddet” Libyalıların adil seçim umutlarını söndürüyor

Seçimlerin anayasal temeline ilişkin anlaşmazlık çerçevesindeki siyasi şiddet, Libyalıların adil seçim umutlarını söndürüyor

Geçtiğimiz ayın sonlarında video konferans aracılığıyla gerçekleştirilen Libya Siyasi Diyalog Forumu çalışmalarından bir kare (UNSMIL)
Geçtiğimiz ayın sonlarında video konferans aracılığıyla gerçekleştirilen Libya Siyasi Diyalog Forumu çalışmalarından bir kare (UNSMIL)
TT

“Siyasi şiddet” Libyalıların adil seçim umutlarını söndürüyor

Geçtiğimiz ayın sonlarında video konferans aracılığıyla gerçekleştirilen Libya Siyasi Diyalog Forumu çalışmalarından bir kare (UNSMIL)
Geçtiğimiz ayın sonlarında video konferans aracılığıyla gerçekleştirilen Libya Siyasi Diyalog Forumu çalışmalarından bir kare (UNSMIL)

Libya’da bu yılın sonlarında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine hazırlık için gerekli siyasi ve yasal prosedürlere ilişkin çalışmalar aksadıkça Libyalılar arasında siyasi süreçteki bu yavaşlamanın şiddet olaylarının yeniden başlaması ve yeni bir savaşın patlak vermesine yol açacağından duyulan korkular artıyor.
Libya Siyasi Diyalog Forumu (LSDF) katılımcıları arasında seçimlerin anayasal temeline ilişkin devam eden anlaşmazlık ve alınacak kararların ertelenmesiyle birlikte bazı siyasetçiler, herkesin seçimden önce şiddetin patlak vermesi ihtimaline karşı erkenden hazırlanmak zorunda kalabileceği konusunda uyardılar. Libya Temsilciler Meclisi (TM) üyesi Hasan el-Zerka, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, seçimlerin anayasal temeline ilişkin anlaşmaya varılamamasının seçimlerin planlandığı tarihte yapılmasını engelleyebileceğini ve bunun da Libyalı taraflar arasında gelecek yılın başlarında yeni bir silahlı çatışmanın patlak vermesine yola açabileceğini söyledi.
Gecikmelerin ve engellemelerin, çatışan taraflar arasında bir birlerine bir takım suçlamalarda bulunmaları için fırsat verdiğini söyleyen Zerka, mevcut durumda halk arasındaki tedirginliğin yanı sıra seçimlerin ertelenmesi veya iptal edilmesinin, ‘gerginlik için uygun bir ortam oluşturacağını’ bunun da zorlu hayat şartları ve ekonomik krizlerin devamı anlamına geleceğini belirtti.
 Zerka, açıkça dile getirmeseler de seçimlere karşı çıkan tarafların olduğunu ve askeri bir çözüm için harekete geçmek amacıyla bu çalkantılı ortamı ve her türlü bahaneyi kullanmaya hazır olacaklarını öne sürdü.
Zerka açıklamalarına şöyle devam etti:
“LSDF’de siyasal İslamcı hareketin temsilcileri, doğrudan halkın desteğini alamadıkları için cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili birçok noktayı gündeme getirerek seçimlerin anayasal temelinin onaylanmasında gecikmeye neden oluyorlar. Bu akım, seçimlerin düzenlenmesini istemiyor. Daha doğrusu, gerek parlamento gerek cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iktidarı kazanma ve kontrol etme olasılığını garanti etmeyen seçimlerin düzenlenmesini istemiyor. Bu nedenle, seçimlerin anayasal temeline ilişkin anlaşmaya varılmasını engellemeye devam ediyor.”
Bir diğer TM üyesi Ziyad Dağim, “Seçimlerin yapılmasının önünü açan Birleşmiş Milletler’in (BM) ortaya koyduğu yol haritasının ana maddelerinden herhangi birinin uygulanmaması, tarafların sadece kendi işlerine gelen maddeleri kollaması, sadece seçim tarihine bağlılıklarını teyit eden açıklamaları tekrar etmeleri, herkesin bu seçimleri herhangi bir aşamada eleştirmek için önceden koyulmuş bir niyeti olduğuna işaret ediyor” yorumunda bulundu.
Şarku’l Avsat’a konuşan Dağim, “Askeri ve güvenlik kurumları halen birleştirilemedi. Oysa bu kurumların birleşmesi, silahları kontrol etmenin, seçim sonuçlarına itiraz etmek için kullanılmasını sağlamanın ve genel olarak seçim sürecinin bütünlüğünün ana garantisidir” ifadelerini kullandı.
Dağim sözlerini şöyle sürdürdü:
“Milislerin egemenliğinde gerçekleşen bir seçim sürecinin sonuçlarını kim kabul eder? Milisler seçim sürecine müdahale etse de etmese de, kaybeden taraf, yenilgisini reddetmek için seçimlerde hile yapıldığı iddiasıyla milislerin kamusal alandaki varlığını istismar edilecektir. Uzlaşıdan, ötekini kabul etme kültüründen ve kazanmayı ve yenilgiyi kabullenme ihtimalinden yoksun bir toplumda bunu yapmak son derece çok kolaydır.”
Seçimlerin anayasal temeli üzerinde anlaşmaya varılmasındaki gecikmenin, bir şiddet dalgasına yol açabileceğini düşünen Dağim, “Bazı garantiler sağlanana kadar süreci tıkayan taraflar var. Çünkü uygun atmosfer oluşmadan seçimlere gitmenin, esasında zaferi garantilemeyen bir iç savaşa girmek anlamına geldiğini biliyorlar. Herkes bazı çatışmaların kıvılcımının, bir takım koşulların birikmesi sonucunda yandığını unutuyor” şeklinde konuştu.
LSDF katılımcılarından biri olan Dağim, kendi tutumunu ve diğer katılımcıları savunurken seçimlerin anayasal temeli üzerinde anlaşmaya varılmasındaki gecikmeden onları sorumlu tutmayı reddetti. LSDF katılımcılarının elinde sihirli bir değnek olmadığını belirten Dağim, yol haritasından sahada herhangi bir ilerleme kaydedilememesinin anlaşmazlıkları ve korkuları derinleştirdiğini söyledi. Dağim, “Yol haritasını sahada sadece çatışan tarafların ve sahadaki güçlerin uygulama imkanı vardır. Ne yazık ki tüm taraflar, seçimlerin bütünlüğünü garanti altına alan diğer maddelere ulaşmak için herhangi bir taviz vermeden seçimleri mevcut koşullara ve kazanımlarına göre yapmak istiyor” ifadelerini kullandı.
Bu arada Almanya Dışişleri Bakanlığı, Libya’daki son gelişmeleri tartışmak üzere 23 Haziran'da düzenlenecek ‘Berlin 2’ konferansına katılmaları için Libyalı ve uluslararası taraflara davetiye göndermeye başladı. Konferansta, başta 24 Aralık'ta yapılması planlanan seçimlerin düzenlenmesi, yabancı güçlerin ve paralı askerlerin ülkeden çekilmesi, askeri ve güvenlik kurumlarının birleştirilmesi olmak üzere önemli dosyalara odaklanılacak.
Öte yandan Libya Devlet Yüksek Konseyi Üyesi Abdulkadir Huveyli, Zerka ve Dağim’in görüşlerinin aksine seçimlerin anayasal temeli üzerinde anlaşmaya varılmasındaki gecikme nedeniyle şiddet olaylarının yeniden başlaması ihtimalini dışladı. Huveyli, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Seçimlerin anayasal temelinin kabulünde gecikme yok değil, bir gecikme var, ama başarılacak. Fakat bu, taraflardan herhangi birinin, seçim sürecinin gidişatından ve sonuçlarından memnun olmaması durumunda, seçim süreci sırasında ve sonrasında şiddetin yeniden ortaya çıkacağı anlamına gelmez” diye konuştu.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde şiddet olaylarının patlak vermesi ihtimalinin yüksek olduğunu düşünen Huveyli,  buna, askeri ve güvenlik kurumları arasındaki bölünme, paralı askerlerin varlığı, yasadışı silahların yayılması ve vatandaşların seçim sürecinin bütünlüğüne güvenini kaybetmesine neden olan diğer faktörler çerçevesinde gerçekleşmesinin yanı sıra Libyalıların ilk kez kendilerine bir cumhurbaşkanı seçecek olmalarını gerekçe gösterdi.
Diğer yandan TM Başkanı Akile Salih, ülkenin bir sonraki cumhurbaşkanının nasıl seçileceğine ilişkin şuan Meclis’in gündeminde olan bir yasadan bahsederken TM’nin seçimlerin anayasal temelinin onaylanmasını inceleme sürecinde olduğunu belirtti.



Libya İstikrar Hükümeti, ABD’nin petrol sahalarını kapatmaktan kaçınma çağrısını reddetti

Libya İstikrar Hükümeti Başkanı Usame Hammad (Hükümetim Medya Ofisi)
Libya İstikrar Hükümeti Başkanı Usame Hammad (Hükümetim Medya Ofisi)
TT

Libya İstikrar Hükümeti, ABD’nin petrol sahalarını kapatmaktan kaçınma çağrısını reddetti

Libya İstikrar Hükümeti Başkanı Usame Hammad (Hükümetim Medya Ofisi)
Libya İstikrar Hükümeti Başkanı Usame Hammad (Hükümetim Medya Ofisi)

Libya İstikrar Hükümeti, ABD’nin Libya Büyükelçisi ve Libya Özel Temsilcisi Richard Norland’ın petrol sahalarını kapatma tehdidinden vazgeçme çağrısını reddederek, bunu ‘Libya devletinin işlerine apaçık bir müdahale’ olarak nitelendirdi.

Ülkenin doğusundaki Temsilciler Meclisi tarafından Başbakan olarak görevlendirilen Usame Hammad, Cuma akşamı Twitter hesabından yaptığı açıklamada, devlet fonlarını koruma ve suistimalcileri dizginleme amacıyla petrol gelirlerinin akışını durdurmak için adım atabileceklerini belirtti.

Hammad, Richard Norland’a, Libya yargısının egemenliğine saygı duyması ve herhangi bir tarafı tutarak müdahale etmemesi çağrısının ardından, bu kez dış çıkarları Libya halkının çıkar ve haklarının önüne koymamaya ve işin aslını bilmeden basına açıklama yapmamaya çağırdı.

İstikrar Hükümeti Başbakanı, Norland’ın açıklamalarının, Libya devletinin işlerine açık bir müdahale olduğunu ve halkın parasını çarçur etmekten çıkar sağlayan bir tarafın desteğine dayandığını öne sürdü.

Hammad ayrıca, Temsilciler Meclisi ve Yüksek Devlet Konseyi’ni cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine ulaşmak için pratik adımları hızlandırma ve ülkenin işlerini ve kaynaklarını yönetmek için birleşik bir yürütme otoritesi oluşturmaya çağırdı.

swsw
ABD’nin Libya Büyükelçisi ve Libya Özel Temsilcisi Richard Norland (ABD’nin Libya Büyükelçiliği)

Norland, Cuma akşamı büyükelçiliğin Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, ülkedeki siyasi partileri petrol tesislerini kapatmamaya çağırdı ve bunun ekonomiye ve tüm Libyalılara zarar vereceğini vurguladı.

Norland ayrıca, Libyalı liderleri, ülke ekonomisi ve Ulusal Petrol Şirketi’nin politik olmayan doğasına halel getirmeksizin, petrol gelirlerinin dağılımına ilişkin sorunları çözmenin yapıcı bir yolu olarak kapsamlı bir gelir yönetimi mekanizmasını benimsemeye ve şeffaflığı tesis etmeye çağırdı.

Dibeybe: Ülke istikrar ve gelişme durumu yaşıyor

Libya Ulusal Birlik Hükumeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe, ülkenin istikrar ve gelişme durumu yaşadığını söyledi.

Dibeybe, Cuma akşamı Mısrata’da bir parkın açılışında yaptığı konuşmada şunları söyledi;

“İki yıl önce Libya’da kamuoyuna savaş haberleri hakimdi, ancak şimdi her gün yeni parklar, okullar ve yolların açılışına ilişkin haberler yer alıyor. Hükümetler, Libyalılara hizmet etmeye ve ülkenin kaynaklarını onlar için hazır hale getirmeye geldi. Hükümetim, hayatı yeniden canlandırma projelerini sürdürme ve çeşitli bölgelerde tüm hizmet tesislerini açma konusunda kararlı.”

Hafter, Dibeybe güçlerinin iddiasını görmezden geldi

Ülkenin doğusu ve güneyinde konuşlanmış Libya Ulusal Ordusu’nun (LUO) Komutanı Halife Hafter, Dibeybe güçlerindeki kaynakların, ‘ülkenin doğusundaki Marc bölgesinde LUO güçleri tarafından kontrol edilen bölgelerin hedef alındığına’ ilişkin iddialarını görmezden geldi.

Hafter bu saldırılarla ilgili resmi bir açıklama yapmazken, kendisine yakın kaynaklar, bu bölgede herhangi bir hava saldırısının gerçekleştiğine dair açıklamalarda gerçeklik payı bulunmadığını iddia etti.

de
Nijer ile sınır kapısında Libya Ulusal Ordusu güçleri (128. Tugay)

Dibeybe hükümetine bağlı Genelkurmay Başkanı Muhammed el-Haddad, doğu bölgesindeki herhangi bir yeri hedef aldıklarına ilişkin iddiaları yalanladı.

Haddad, bu iddiaların Libyalı kardeşler arasında savaş patlak verme ve Libya’yı bölgesel bir çatışmaya dahil etme amacı taşıdığı konusunda uyardı.

Genelkurmay Başkanı’nın bu açıklamasından önce, Dibeybe güçlerindeki kaynaklar, silahlı insansız hava araçlarının (SİHA), Rus Wagner grubunun kullandığı lojistik askeri üslerden biri olan, Marc bölgesindeki Haruba üssüne hava saldırıları düzenlediğini bildirdi.

128. Tugay: Nijer ile sınır şeridi boyunca çöl güvenlik devriyelerine devam edeceğiz

Hafter güçlerine bağlı 128. Tugay, Libya’nın güneybatı sınırlarını güvence altına almakla görevli birliklerin, Nijer ile tüm sınır şeridi boyunca çöl güvenlik devriyelerine devam edeceğini duyurdu.

İngiltere’den Libya uyarısı

İngiltere Dışişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, vatandaşlara Libya’ya seyahat etmemeleri yönündeki uyarı yinelendi.

Bakanlık sitesinde yer alan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

Libya’da yerel güvenlik durumları kırılgan. Başkent ve çevredeki bölgede silahlı gruplar arasında şiddet, çok az uyarıyla veya hiç uyarı yapılmadan kısa sürede patlak verebilir. Kötüleşen yaşam koşulları, yolsuzluk ve devam eden siyasi istikrarsızlığa karşı gösteriler de dahil olmak üzere protestolar ve sivil huzursuzluk da kısa sürede meydana gelebilir. Silahlı gruplar arasındaki çatışmalar, Libya’da hava yolculuğu için önemli riskler oluşturuyor. Periyodik olarak havalimanlarının geçici olarak askıya alınmasına veya kapatılmasına neden olabilir.

Teröristlerin Libya’da saldırı düzenleme olasılığının çok yüksek olduğu ifade edilen açıklamada ayrıca, “Ülke genelinde, DEAŞ bağlantılı radikaller ve El Kaide’nin yanı sıra silahlı milisler de dahil olmak üzere yabancılara yönelik terör saldırıları ve adam kaçırma konusunda yüksek bir tehdit varlığını sürdürüyor” denildi.