Filistin’e insani yardım çağrısında bulunan Blinken’den Ürdün ve İsrail'e tam destek vurgusu

Blinken ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu oturumunda konuşurken (Şarku’l Avsat)
Blinken ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu oturumunda konuşurken (Şarku’l Avsat)
TT

Filistin’e insani yardım çağrısında bulunan Blinken’den Ürdün ve İsrail'e tam destek vurgusu

Blinken ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu oturumunda konuşurken (Şarku’l Avsat)
Blinken ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu oturumunda konuşurken (Şarku’l Avsat)

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Filistinlilere yönelik insani yardımın canlandırılması çağrısında bulunurken, Ürdün ve İsrail gibi ülkelere mali destek sağlayarak ABD'nin Ortadoğu'daki müttefiklerini desteklemenin önemini vurguladı.
Dışişleri Bakanı Blinken, ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu oturumunda yaptığı açıklamada, İsrail'e Demir Kubbe programı için ihtiyaç duyduğu desteği sağlama sözü verirken, Hamas'ı ‘terör örgütü’ olarak nitelendirip, ‘İsrail'in kendini savunma hakkı’ olduğunu ifade etti. Gazze Şeridi’nin Filistin Yönetimi değil Hamas tarafından kontrol edildiğini söyleyen Blinken, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın seçimleri iptal etme kararının kısmen Hamas'ın zaferinden korkmasından kaynaklandığına atıfta bulundu.
Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi üyelerini Gazze Şeridi'ne yapılan yardıma itiraz etmemeye çağıran Blinken, “Hamas umutsuzluktan faydalanıyor. Ne yazık ki, bazı insanlar bu gerçekler ışığında radikalizme başvuruyor, bu yüzden Gazze'ye yardım sağlamak çok gerekli. Bu da İsrail'in güvenliğini sağlamaya yardımcı olacak” ifadelerini kullandı. ABD’li Bakan,  yasal statüsü ne olursa olsun İsrail’in Golan Tepeleri üzerindeki kontrolünü sürdüreceğini vurgulayarak, bu durumun Suriye’deki herkesin İsrail için tehdit oluşturmayana kadar devam edeceğini kaydetti.
Antony Blinken geçtiğimiz Pazar günü ABD merkezli Axios internet sitesine yaptığı açıklamada, Başkan Joe Biden’ın Filistinliler ve İsrailliler arasında iki devletli çözümden yana olduğunu belirterek, ‘İsrail'in güvenli ve demokratik bir devlet olmasını sağlamanın Filistinlilerin hakları olan bir devlete sahip olmaları’ koşuluyla muhtemel olduğunu vurguladı.
Blinken açıklamasında, “İki devletli bir çözümü, İsrail'in ilerlerken sadece güvenli bir ülke değil, aynı zamanda Yahudi ve demokratik bir devlet olarak kalmasını sağlamanın en iyi ve belki de tek yolu olarak görüyoruz. Filistinliler hak ettikleri bir devlete sahip olacaklar. Sadece ateşkesin devam etmesini sağlamak için değil, Gazze'deki insani durumla ilgilenmeye başlamak için çok çalışıyoruz. Zamanla, biraz umut, biraz daha güven inşa edebilirsek, belki iki devletli bir çözüme yeniden katılmak için koşullar sağlanır” şeklinde konuştu.
Bakan, Dışişleri Bakanlığı'nın 2022 bütçesinin tartışıldığı oturumda, Kongre üyelerini 58,5 milyar dolar bütçeyi onaylamaya davet ederek, bakanlığın mülteci programını desteklemek ve yeniden inşa için 10 milyar dolarlık yardım tahsis edeceğini vurguladı.



İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.


Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi güçleri, başbakanlık için dokuz aday arasından hem yurtiçi hem de yurtdışından kabul gören kişiyi seçeceklerini açıkladı

Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
TT

Irak’ta Koordinasyon Çerçevesi güçleri, başbakanlık için dokuz aday arasından hem yurtiçi hem de yurtdışından kabul gören kişiyi seçeceklerini açıkladı

Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)
Koordinasyon Çerçevesi güçleri liderleri kendilerini ‘en büyük blok’ ilan ettiler (Facebook)

Irak parlamentosunda şu anda ‘en büyük blok’ konumundaki (Şii) Koordinasyon Çerçevesi güçleri, dokuz aday arasından yeni bir başbakan seçmeye hazırlanıyor.

Şii ittifakının genel sekreteri Abbas Radi dün yaptığı açıklamada, adayın Irak’ta kabul görmesi, uluslararası gerekliliklerle başa çıkma becerisine sahip olması ve devlet kaynaklarını partizan amaçlarla kullanmayacağına dair taahhütte bulunması gerektiğini vurguladı. Radi, güvenlik ve ekonomi alanlarında başbakanın görevlerine ilişkin ayrıntılı bir programın, gelecek hükümetin bir parçası olabilecek bir ekip tarafından hazırlanmasının ardından, en olası adayın özelliklerini belirleyecek bir toplantının yapılacağını da sözlerine ekledi.

Koordinasyon Çerçevesi, siyasi normlara uygun olarak cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve meclis başkanlığı makamlarına getirilecek isimlere karar vermek için Kürt ve Sünni güçlerle müzakereler yürütürken, adayları değerlendiren önde gelen siyasi şahsiyetlerden oluşan bir komisyon aracılığıyla faaliyet gösteriyor.

Radi, rekabetin tanınmış önde gelen isimler arasında yaşandığını söyledi.

Radi, Şarku’l Avsat’ın Koordinasyon Çerçevesi güçlerinin yeni gündeminin bir parçası olarak milis grupların silahları sorununu ele almayı düşünüp düşünmediğine ilişkin sorusuna verdiği yanıtta, “Hükümet programı, yeni başbakan tarafından uygulanacak güvenlik reformlarını içerecek” ifadelerini kullandı.