ABD’de, Blinken’e ‘Sezar Yasasını kararlı bir şekilde uygulama’ çağrısı

ABD’de, Blinken’e ‘Sezar Yasasını kararlı bir şekilde uygulama’ çağrısı
TT

ABD’de, Blinken’e ‘Sezar Yasasını kararlı bir şekilde uygulama’ çağrısı

ABD’de, Blinken’e ‘Sezar Yasasını kararlı bir şekilde uygulama’ çağrısı

ABD’li yasa koyucuların sesleri, Suriye meselesine daha fazla ışık tutulması ve bu meselenin ABD politikasının öncelikleri arasına koyulması talebi çerçevesinde yükseliyor.
Caesar (Sezar) Yasası’nın kararlı bir şekilde uygulanmadığına ilişkin Cumhuriyetçilerin ABD Başkanı Joe Biden’a yönelttiği eleştiriler çerçevesinde Demokratlar da Biden’a yönelik kamuoyu eleştirilerinden geri durmaya çalışıyor.
Ancak Beşşar Esed rejimiyle normalleşmeye yönelik uluslararası çabaların artmasıyla sahne yavaş yavaş değişmeye başladı. Demokratlar, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e bu uluslararası çabalara sıkı sıkıya karşı koyma çağrısı yapan bir mektup yazarak Cumhuriyetçilerin safına katılırken, Suriye’deki tek çözümün 2254 sayılı Güvenlik Konseyi (BMGK) kararının uygulanması olduğunu hatırlattı. Mektup, Sezar Yasası’nın sıkı ve katı bir şekilde uygulanmasının gerekliliği konusunda ABD yönetimine açık bir atıf içeriyor. Bu atfa, mektupta kısa ve öz bir şekilde yer verilmesine rağmen, Senato ve Temsilciler Meclisi’ndeki önde gelen Demokrat liderlerin imza attığı metinde yalnızca bu noktadan söz edilmesi, Biden yönetimine karşı sabırlarının tükendiğini gösteriyor.
Yasa koyucular, yalnızca bir fırsata değinirken, ABD’nin Suriye’de kutsadığı tek çözümün, Esed’in iktidara gelmemesi olduğuna dikkati çekiyor. Bu durum, Blinken’e gönderilen ve belirtilen mektubun içeriğinde de açıkça görülüyor. Öyle ki mektupta “Sizi, Sezar Sivil Koruma Yasası’nın katı ve kararlı bir şekilde uygulanmasının yanı sıra Esed rejimiyle uluslararası normalleşmeye karşı koyma çabalarınızı iki katına çıkarmaya çağırıyoruz. Katil Esed iktidardayken, normal ve doğal bir şekilde iş kurmak mümkün değil” ifadelerine yer verildi.
Kongre üyeleri ayrıca, Rusya’nın Suriye’deki rolüne ışık tutmaya çalışarak, ülkede ve bölgede stratejik varlığını güvence altına almak amacıyla uluslararası toplumu, kasıtlı olarak Esed rejimini kabul etmeye teşvik etmeye çalışmakla suçladı. Ayrıca Kremlin’in kapıları ‘Esed rejiminin konumunu güçlendirecek ve onu iktidarda bırakacak şekilde yeniden inşa sürecini finanse etmeye’ açma çabaları konusunda uyarı yapıldı.
Senato ve Temsilciler Meclisi’nde Dış İlişkiler Komitelerinin Demokrat ve Cumhuriyetçi liderleri arasında yer alan yasa koyucular, Rusya’nın ‘rejimin kontrolü dışındaki bölgelere insani yardım ulaştırılmasını engelleme’ hamlesini de kınadı. Bu hamlenin, Doğu Akdeniz’e girişi korumaya yönelik daha büyük bir çabanın parçası olduğu dile getirildi.
Bu bağlamda BMGK Temmuz 2014’te dört geçiş kapısından bu yardımların sağlanmasına onay verirken Rusya ve Çin’in, bu kapılardan üçünü kapatmaya yönelik baskısı hatırlatıldı. Rusya ve Çin, BM’ye Suriye sınırında insani yardım faaliyetleri gerçekleştirme izni verilmesinin Suriye’nin egemenliğine bir ihlal oluşturduğunu ve bu faaliyetlerin rejimin kontrolündeki Şam üzerinden gerçekleştirilmesi gerektiğini savunmuştu.
Yasa koyucular, Blinken’a sınırdan Suriye’ye insani yardım girişinin engellenmesini önlemek için kapsamlı çabalarını sürdürme çağrısında bulundu. Ayrıca Bab’us Selam ve el-Yarubiya kapılarının yeniden açılmasını da içerecek şekilde kapsamını genişletmek için çalışmanın yanı sıra 2533 sayılı kararı yenilemek üzere BMGK’da yaklaşan oylama sürecinde bu çabaları ortaya koyma çağrısı yapıldı. Yasa koyucular, ABD yönetimini ‘ortaklarıyla iş birliği yapmaya ve Rusya ve Çin’e toplu baskı uygulamaya’ çağırdılar.
Demokrat Senatör Bob Menendez ve Cumhuriyetçi Jim Risch’in yanı sıra Demokrat Gregory Meeks ve Cumhuriyetçi Michael McCaul tarafından imzalanan mektupta, “Suriye’nin kuzeydoğusundaki tıbbi tesislerin yalnızca yüzde 31’i, Kovid-19 pademisi ortasında Ocak ve Mayıs 2020 arasında Şam’dan temas hatları aracılığıyla yardım aldı. O günden bu yana hiçbir yardım teslimatı gerçekleştirilmedi. Bu da son sınır kapısı Bab el-Hava üzerindeki baskıyı artırıyor” ifadelerine yer verildi. Mektupta ayrıca, ülke genelindeki Suriyeli sivillere insani yardımların ulaşmasını sağlamak için Bab’us Selam ve el-Yarubiya sınır kapılarının yeniden açılması gereği vurgulandı.
Mektup, İran’ı uzlaştırmak için Esed rejimine uygulanan yaptırımların görmezden gelinmesi sonrasında Biden yönetiminin Cumhuriyetçi Parti’den yaygın eleştirilerle karşı karşıya kaldığı bir zamanda geldi.
Cumhuriyetçiler, Biden’in göreve gelmesinden bu yana mevcut yönetimin Sezar Yasası ile ilgili herhangi bir yaptırım uygulamadığına dikkat çekerken, “İlk önce İran nükleer anlaşmasıyla Suriye halkını sattı. Tarihin tekerrür etmesinden korkuyoruz” uyarısı yaptı.



Tüm esirlerin ölümüne yol açacak... Lapid, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etmesi konusunda uyarıda bulundu

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid (Reuters)
İsrail muhalefet lideri Yair Lapid (Reuters)
TT

Tüm esirlerin ölümüne yol açacak... Lapid, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etmesi konusunda uyarıda bulundu

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid (Reuters)
İsrail muhalefet lideri Yair Lapid (Reuters)

İsrail muhalefet lideri Yair Lapid, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme planının, bölgede kalan İsrailli esirlerin hayatını tehlikeye atacağını ve çok sayıda Filistinlinin yönetimi nedeniyle İsraillilere uzun vadeli yükler getireceğini söyledi.

Lapid, sert ifadeler kullandığı açıklamada, “Hükümetin ve bakanların izlediği yol, tüm esirlerin açlık, dayak ve işkenceyle ölmesine ya da İsrail ordusunun operasyonları sırasında öldürülmesine yol açacak” dedi.

Lapid'in açıklamaları, Netanyahu'nun askeri kurumun muhalefetine rağmen İsrail ordusuna Gazze Şeridi'ni tamamen kontrol altına alma emri verme eğiliminde olduğu yönündeki haberlerin ardından geldi.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN ve Kanal 12'nin aktardığı kaynaklara göre, böyle bir adım, yaklaşık 20 esiri, operasyonlar sırasında infaz veya ölüm tehlikesiyle karşı karşıya bırakacak. Zira askerler onların tutulduğu bölgelere yaklaşıyor.

Lapid, “Buna karşılık, 2 milyon Filistinliyi yönetmiş olacağız. Elektriği ve suyu biz ödüyoruz, okullarını ve hastanelerini İsrailli vergi mükelleflerinin parasıyla inşa ediyoruz... İlhak, ödeme anlamına gelir” ifadelerini kullandı.

Lapid, böyle bir adımın İsrail'i uluslararası alanda izole edeceği ve savaş sonrası yeniden inşa için bölgesel destek alma umudunu yok edeceği uyarısında bulundu.

Netanyahu, dün öğleden sonra, Gazze Şeridi'nde savaşı sürdürmek için seçeneklerin sunulduğu bir güvenlik toplantısına başkanlık etti. Toplantıdan önce, İsrail'in Gazze Şeridi'nde tutulan esirleri kurtarmak için Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratması gerektiğini vurguladı.

Başbakanlık ofisi, Netanyahu’nun öğleden sonra ‘yaklaşık 3 saat süren bir güvenlik toplantısı düzenlediğini ve bu toplantıda Genelkurmay Başkanı'nın Gazze Şeridi'ndeki operasyonları sürdürmek için seçenekleri sunduğunu’ bildirdi. Toplantının ardından ofis, ordunun hükümetin alacağı ‘her türlü kararı uygulamaya hazır olduğunu’ açıkladı.

Netanyahu, bir askeri eğitim tesisini ziyaretinde şunları söyledi: “Gazze Şeridi'ndeki düşmanı yenilgiye uğratmak, tüm esirlerimizi kurtarmak ve Gazze Şeridi'nin artık İsrail için bir tehdit oluşturmamasını sağlamak için gerekli.”