Libya Petrol Kurumu, grevleri durdurmak için çalışanlarının maaşlarını artırmayı görüşüyor

Mustafa Sanallah ve Mısır’ın Trablus’taki Maslahatgüzarı Muhammed Servet ile bir araya geldi (Ulusal Petrol Kurumu)
Mustafa Sanallah ve Mısır’ın Trablus’taki Maslahatgüzarı Muhammed Servet ile bir araya geldi (Ulusal Petrol Kurumu)
TT

Libya Petrol Kurumu, grevleri durdurmak için çalışanlarının maaşlarını artırmayı görüşüyor

Mustafa Sanallah ve Mısır’ın Trablus’taki Maslahatgüzarı Muhammed Servet ile bir araya geldi (Ulusal Petrol Kurumu)
Mustafa Sanallah ve Mısır’ın Trablus’taki Maslahatgüzarı Muhammed Servet ile bir araya geldi (Ulusal Petrol Kurumu)

Libya petrol şirketi çalışanlarının grevlerini azaltmak amacıyla Libya Ulusal Petrol Kurumu (NOC) Başkanı Mustafa Sanallah, 8 Haziran’da Petrol ve Gaz İşçileri Sendikası Başkanı Saad Dinar el-Fahri ile sektördeki işçilerin koşullarının iyileştirilmesi ile ilgili bir dizi meseleyi ele aldı. Görüşülen konulan arasında maaşların artırılması ve sağlık sigortası hizmeti sunulması meselesi yer alıyor.
Libya Petrol Sektörü Genel İşçi Sendikası, daha önce üyelerinin ‘maaş zammı’ taleplerinin karşılanmaması halinde üretimi azaltma tehdidinde bulunmuştu. Sendika, birçok defa petrol üretiminin kademeli olarak azaltılması da dahil olmak üzere, yasa ve Anayasa Beyannamesi uyarınca izin verilen her türlü araç ve yöntemlerle haklarını elde etmek için güçlendirici önlemler alacaklarını ve bir hareket başlatacaklarını açıkladı.
Ancak NOC, sektörün henüz toparlanmadığını belirterek, “Başkent Trablus’taki savaş nedeniyle sekiz aydır kapalı olmasının etkileri hâlâ sürüyor. Savaş, altyapıya büyük bir zarar verdi” açıklaması yaptı.
NOC, 8 Haziran’da yaptığı açıklamada, Sanallah ve Petrol ve Gaz İşçileri Sendikası Başkanının yanı sıra kurumun Yönetim Kurulu üyesi Muhammed el-Amari’nin de yer aldığı toplantının, 2013 tarihli 642 sayılı kararın etkinleştirilmesine odaklandığını ifade etti. Bu çerçevede ‘sektör çalışanlarının ücretlerinin artırılması, sağlık sigortası hizmetlerinin sunulması, çalışanların koşullarının iyileştirilmesine yönelik iç ve dış eğitim planları’ meselelerinin görüşüldüğü belirtildi.
Sanallah ise kararın Petrol ve Gaz Bakanlığı’na iletildiğini ve bu konuda yanıt beklendiğini dile getirdi. Yetkili, sağlık sigortası hizmetlerini geliştirmek amacıyla kurumun ayrıca sektöre ayrılan bütçenin onaylanmasını beklediğini vurguladı.  
Genel Petrol Sendikası, devlette sorumlu egemen makamlara ‘bu sektördeki işçilerin maaşlarının artırılması taleplerine cevap vermeleri ve 2013 tarihli 642 sayılı kararın engellenmesine yol açan sebepleri tüm şeffaflığıyla açıklığa kavuşturmaları’ için birçok defa çağrı yaptı.

NOC Başkanı, Mısırlı yetkili ile görüştü
Öte yandan NOC Başkanı Mustafa Sanallah, Mısır’ın Trablus Maslahatgüzarı Büyükelçi Muhammed Servet ve beraberindeki heyet ile bir araya gelerek, petrol ve gaz alanındaki ortak anlaşmaların etkinleştirilmesi meselesini ele aldı.
Kurum tarafından yapılan açıklamada, toplantıda iki kardeş ülke arasında petrol ve gaz alanındaki ikili iş birliğinin ve ortak çalışma ufuklarının genişletilmesinin gözden geçirildiği belirtildi. Açıklamada ayrıca, iki taraf arasında geçen yıllarda imzalanan anlaşmaların ve 2009 yılından bu yana askıya alınan ortak komitelerin etkinleştirilmesi meselesine de değinildi.
Kurum, Mısırlı ‘ENPPI’ ve ‘Petrojet’ şirketleri ve 2007 yılında kurulan Libya Ekonomik ve Sosyal Kalkınma Fonu ile ortaklaşa, ENPPI’ için yüzde 24,5, Petrojet için yüzde 24,5 ve Kalkınma Fonu için yüzde 51 katılımla, Sirte Körfezi Gaz Projeleri Şirketi’ni kurma kararının görüşüldüğüne dikkati çekti. NOC ayrıca, Mısırlı şirketlerin Libya petrol sektörü projelerine katılımının önemli olduğunu belirtti.
Öte yandan Waha Petrol Şirketi’nden bir kaynak ve es-Samah Petrol Sahası’ndan bir petrol mühendisi, 8 Haziran’da petrol sahasındaki bir boru hattında yaşanan sızıntının pompalama faaliyetlerinin askıya alınmasına yol açabileceğini aktardı.
Limanda görevli bir yetkili, sahadaki üretimin şu anda günlük 285 bin varil aralığında olduğuna dikkati çekerken, sahadaki petrol mühendisi ise Pazartesi günü Samah’ı Sidre Limanı’na bağlayan aynı boru hattında yaşanan sızıntının giderildiğini aktardı. Ancak sızıntı 8 Haziran’da tekrar başladı.
‘Halkın gücü’ olarak nitelendirilen Libya petrolü, 2011 yılında Muammer Kaddafi rejiminin devrilmesinden bu yana ‘tavizlerden’ kurtulamazken, grupsal talepler veya çatışma tarafları arasındaki siyasi rekabet doğrultusunda limanlar ve kuyular her zaman hedef alındı.



Libya’da UBH Başbakanı TM ve DYK anlaşmazlığından yararlandı mı?

Geçici Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe (UBH)
Geçici Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe (UBH)
TT

Libya’da UBH Başbakanı TM ve DYK anlaşmazlığından yararlandı mı?

Geçici Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe (UBH)
Geçici Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Dibeybe (UBH)

Libyalı siyasetçiler, geçici Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe'yi, bazı krizler ve zorluklar karşısında kararlarından ve hamlelerinden çok muhaliflerinin hatalarının ve fikir ayrılıklarının kurtardığını belirtiyor ve bu yüzden onu ‘şanslı biri’ olarak nitelendirmekten çekinmiyorlar.

Siyasetçiler, yeni bir hükümetin kurulmasını da içeren ‘siyasi yol haritası’ tartışmalarının yapıldığı bir dönemde Temsilciler Meclisi’nde (TM) ve Devlet Yüksek Konseyi’nde (DYK) iç anlaşmazlıkların yaşandığını ve Libya’nın doğusundaki liderlerin dikkatlerinin TM’deki gergin durumla meşgul olmaları nedeniyle Dibeybe’nin önünde bir engel teşkil edecek olan petrol gelirlerine yasal olarak el konulması meselesinden uzaklaştığını da sözlerine eklediler.

TM ve DYK üyeleri bunun olduğunu itiraf etmekten çekinmezken TM üyesi İsam el-Cuheni, TM’nin son oturumunda çıkan anlaşmazlığın, siyasi yol haritasının tartışılmasını engellediğini ve TM Başkanlığının oturumları iki haftalığına ertelemesine neden olduğunu söyledi.

asdfe
DYK toplantılarından bir kare (DYK)

Şarku’l Avsat’a konuşan Cuheni, Dibeybe’nin TM’nin kendi iç anlaşmazlıklarıyla meşgul olmasından yararlandığını ve bu ertelemeden kesinlikle kazançlı çıktığını söyledi. Cuheni, söz konusu anlaşmazlıkların, bazı milletvekillerinin Kurban Bayramı öncesi yapılan TM oturumuna itiraz etmelerinden ve TM’nin verdiği kararların iptalini talep etmelerinden kaynaklandığını kaydetti.

TM, 26 Haziran'da, TM Başkanvekili Misbah Duma'nın başkanlığında, başta Anayasa Mahkemesi başkanı ve üyelerinin seçimi olmak üzere bir dizi kararın oylandığı kapalı bir oturum düzenledi. Bu gelişme, TM ile DYK arasında yeni bir anlaşmazlığa neden oldu.

TM üyesi Hasan ez-Zerka ise ‘Dibeybe’nin yararlanmasını önlemek’ amacıyla TM içindeki ‘önemsiz’ olarak nitelendirdiği anlaşmazlıkların yanı sıra DYK içindeki anlaşmazlıkların üstesinden gelinebileceğini söyledi.

Şarku’l Avsat’a konuşan Zerka, Dibeybe’nin, kontrol ettiği batı bölgesinden bazı milletvekillerini, hükümetinin yerini alacak yeni bir hükümet kurulmasını hedefleyen yol haritasını reddetmeleri için provoke edebileceğini ve DYK’nın bazı üyeleriyle de aynı amaçla iletişim kurabileceğini öne sürdü.

dvfgrth
TM oturumlarından bir Kare (TM)

Öte yandan DYK üyesi Muhammed Mağzeb, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ne Akile Salih’in ne de DYK Başkanı Halid el-Mişri’nin lideri oldukları meclislerdeki mevcut anlaşmazlıkları kontrol alabileceklerini, çünkü anlaşmazlıkların derinleştiği ve bunun da olayların onların ötesine geçeceğini gösterdiği yorumunda bulundu.

Mağzeb, DYK içindeki anlaşmazlığın, Mişri'nin görevinin sona ermesiyle sonuçlanabilecek güçlü bir rekabetle karşı karşıya kalacağını düşündüğü 1 Ağustos’taki DYK başkanlığı seçimlerine kadar sürebileceği tahmininde bulundu.

DYK içindeki anlaşmazlığın iki grup arasında devam ettiğini söyleyen Mağzeb, bunlardan birincisinin Mişri’nin grubu olduğunu ve bu grubun, Libya’daki krizin çözümünün ülkenin doğusundaki siyasi ve askeri liderlerle anlaşmaya varmak dışında çıkış yolu olmadığına inandığını, ikinci grubun ise doğudaki siyasi ve askeri liderlerle anlaşmaya karşı olmasalar da TM’nin birçok kez verdiği sözden geri dönmesi nedeniyle belli başlı garantilerin sağlanmasını şart koştuğunu söyledi.

Mağzeb, TM Başkanı Salih’in geçtiğimiz aralık ayı sonlarında Yüksek Anayasa Mahkemesi Kanunu’nun onaylanmayacağı sözü vermesine rağmen kanunun resmi gazetede yayınlandığını ve TM’nin Kurban Bayramı'ndan hemen önce o mahkemenin üyelerini seçmek için oy kullandığını da sözlerine ekledi.

TM ve DYK’nın siyasi yol haritasını onaylayıp onaylayamayacaklarını sorgulayan Mağzeb, “DYK olarak, Anayasa Beyannamesi'ndeki 13. değişikliği reddedenlere daha yakınız. Yaklaşık 55 DYK üyesi olarak Mişri'nin 11 Temmuz'da gerçekleşen ve 56 üyenin katıldığı oturumda yol haritasını onaylama şekline itirazda bulunduk. Oturumda herhangi bir kararın kabul edilmesi için katılanların üçte ikisinin, yani 38 üyenin onayını gerekiyordu, ancak sadece 34 üye onay verdi” ifadelerini kullandı.

Mağzeb, son olarak şunları söyledi:

“Yol haritası ülkenin geleceği ile ilgili ve krizin çözümü için 138 üyeli DYK’nın üyelerinin büyük kısmını onayı gerekiyor.”

DYK üyesi Naime el-Hami de Mağzeb ile aynı fikirde olanlardandı. Hami, Mişri'nin yol haritasını DYK üyelerinin önüne birden getirmekte ısrar etmesi ve onlara konuyu tartışmak için yeterli zaman vermemesi nedeniyle, anlaşmazlıkların çözüm yolunda olmadığını ve bu durumun prensip olarak, yol haritanın kendi şartlarına aykırı olduğunu vurguladı. Hami, bu yüzden seçim yasaları çıkana kadar yol haritasının onaylanmayacağı tahmininde bulundu.

Şarku’l Avsat’a konuşan Hami, UBH Başbakanı Dibeybe’nin TM ve DYK üyeleri arasında UBH’nin yerine başka bir hükümetin kurulması çağrısında bulunanlarla buna karşı çıkanlar arasında büyüyen uçurumdan faydalanacağını belirtti. Mişri ile Dibeybe arasında Dibeybe'nin bazı DYK üyeleriyle arasındaki ilişkililerin neden olduğu anlaşmazlığa dikkati çeken Hami, bu anlaşmazlığın söz konusu DYK üyelerinden oluşan bir heyetin Türkiye'ye seyahat etmesinin engellenmesinde ve pasaportlarına el konulmasında da kendini gösterdiğini kaydetti.