Irak yargısı muhaliflere yönelik suikastları aydınlatabilecek mi?

Aktivistleri hedef alan son cinayet dalgasının hesabını sormak için Bağdat’taki Tahrir Meydanı’nda düzenlenen bir gösteri (AFP)
Aktivistleri hedef alan son cinayet dalgasının hesabını sormak için Bağdat’taki Tahrir Meydanı’nda düzenlenen bir gösteri (AFP)
TT

Irak yargısı muhaliflere yönelik suikastları aydınlatabilecek mi?

Aktivistleri hedef alan son cinayet dalgasının hesabını sormak için Bağdat’taki Tahrir Meydanı’nda düzenlenen bir gösteri (AFP)
Aktivistleri hedef alan son cinayet dalgasının hesabını sormak için Bağdat’taki Tahrir Meydanı’nda düzenlenen bir gösteri (AFP)

Irak yargısı, protestocuların öldürülmesi konusunu görüşmek üzere muhalif hareketin temsilcileriyle bir araya geldi.
Irak Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan, eylemcilerin öldürülmesine dahil olanların ortaya çıkarılması ve adalete teslim edilmesi konusunu görüşmek üzere Irak hareketi gruplarının temsilcileriyle bir araya geldi.
Yargı Konseyi tarafından yapılan açıklamaya göre hareket heyetini kabul eden Zeydan, eylemcilerin öldürülmesi meselesinin hızla çözülmesi gerektiğine ve anayasa hükümleri uyarınca barışçıl gösteri hakkına dikkati çekti.
Açıklamada Zeydan’ın, temsilcilerin talep ve gözlemlerini dinlediği belirtilirken, görüşme sırasında soruşturma organlarının ‘protestocuların öldürülmesine ve maruz kaldıkları saldırılara ilişkin davaları hızla çözmesi gerektiği’ ve ‘tüm federal temyiz mahkemelerinin davaya yönlendirildiği’ üzerinde duruldu. Ayrıca eylemcilerle sorunları netleştirmek üzere iletişimin sürdürülmesi gerektiği ele alındı.
Açıklamaya göre Zeydan, “Rusafe Soruşturma Mahkemesi, olaydan doğrudan sorumlu kişinin kimliğini tespit etmek üzere, 25 Mayıs 2021’deki gösterilerde protestocuların öldürülmesi olayıyla ilgili temel bir soruşturma yürütmeye ve bu davaya ilişkin soruşturma usullerini takip etmeye başladı” ifadelerini kullandı. Zeydan, heyetler görüşmesinden birkaç saat önce, geçen ayın başlarında Kerbela’da suikasta uğrayan önde gelen aktivist İhab el-Vezni’nin annesi Semira el-Vezni, yargıya bir uyarıda bulunarak, oğlunun katillerini ortaya çıkarması için kendisine 12 gün süre verdi. Vezni, “Oğlum şehit İhab el-Vezni’nin öldürülmesinin üzerinden 28 gün geçti. Şu ana kadar katiller ve olayın ardındaki isimler açığa çıkmadı” dedi.
Vezni, “Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Sayın Faik Zeydan ve Terör Mahkemesi hakimine, failleri ortaya çıkarmaları ve Iraklıların kanını dökenlere örnek olması amacıyla aleni şekilde onları yargılamaları için 12 gün süre veriyorum. Aksi taktirde evladının yasını tutan bir anne olarak, önümüzdeki günlerde yapacaklarım için Allah, ülke ve insanlar beni bağışlasın. Allah, zayıfların yardımcısıdır” ifadelerini kullandı.
Vezni, oğlunun ölümü sonrasında bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada alenen Haşdi Şabi lideri Kasım Musallah’ı suçlamıştı. Geçen pazartesi günü, birkaç gün önce gözaltına alınan Musallah’ın serbest bırakıldığına dair haberler yayınlandı, ancak hükümete yakın bazı kaynaklar bunu yalanladı.
Hükümet ve yargı organları, eylemcilerin katillerini ortaya çıkarmak için büyük bir iç ve dış baskıyla karşı karşıya. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), daha önce söz konusu davayla ilgili ön soruşturmaların sonuçlarını duyurması için Bağdat’a çağrıda bulunmuştu, ancak henüz herhangi bir şey açıklanmadı.
Katillerden hesap sorulması meselesi, protesto hareketinin içindeki ve dışındaki birçok kişiye, sanki karşılıksız vaatlerin kısır döngüsünde dönüyormuşlar hissi veriyor. Öyle ki Irak makamları, Ekim 2019’da başlayan protestoların ardından kurdukları çok sayıda komiteye rağmen cinayetlere veya suikastlara karışanlarla ilgili herhangi bir sonuç ortaya koyamadı. Resmi istatistiklere göre 30’dan fazla aktivistin faili meçhul kişiler tarafından suikasta kurban gitmesinin yanı sıra protestolarda 550’den fazla aktivist öldü.
Geçen hafta boyunca aktivistler, katillerden hesap sorulması için medya organları aracılığıyla ve nöbetler tutarak yoğun kampanyalar başlattı. Bu durum, siyasi ve parlamenter güçleri, işlenen suikast suçları dolayısıyla güvenlik liderlerinin, meclis kubbesi altında sorgulanmasını talep ederek bu kampanyalara göreceli olarak yanıt vermeye itti. Parlamento çevreleri, soruşturmanın bu ayın 13’ünde gerçekleşmesini bekliyor. Parlamentodaki Hukuk Komisyonu, eylemcilerin ‘katilleri’ meselesine odaklanılması ve katillerin adalete teslim edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Komisyondan bir temsilci olan Saib Hıdır, yaptığı açıklamada, “Eylemcilerin katillerini ortaya çıkarmak bir hukuk devletini tesis edecektir, çünkü bunlar, vatandaşlarını koruyan gerçek devletlerdir” dedi. 3 kitlesel hareket de güvenlik liderlerinin soruşturulmasını desteklemek için geniş bir popüler kampanya başlattı. Hesap Verebilirlik Ulusal Forumu, Takdir Ediyoruz (Nukaddir) Birliği ve Konuşma Hakkı Birliği, “Irak halkı, ülkede yaşananları sona erdiren ciddi bir soruşturma yapılmadan tekrarlanan güvenlik ihlallerini hala yaşıyor” dedi.
Söz konusu üç hareket, “Temsilciler Meclisi tarafından temsil edilen denetim makamının, güvenlik makamları arasında ihmalkâr görünen ve toplumsal barış üzerindeki tehlikeli yansımalarla ilgilenmeyen kişileri sorgulamada anayasal görevlerini yerine getirmemesi halkın öfkesini artırmaktadır. Bu noktada bir grup halk gücü, güvenlik liderlerini sorgulamak, eksiklikleri bulmak, soruşturmalarda ne düzey ulaşıldığını bulmak ve ihmalkarlara karşı gerekli hukuki tedbirleri almak amacıyla, Irak parlamentosu üyelerine anayasal ve yasal görevlerini yerine getirmeleri için kitlesel bir baskı kampanyası başlattı” açıklamasında bulundu.



Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
TT

Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)

Gazze'de Hamas hareketine karşı çıkan Halk Güçleri’nin lideri Yaser Ebu Şebab, İsrail'in Arapça yayın yapan resmi radyo kanalı Makan'a verdiği röportajda, İsrail ordusuyla Gazze'nin güneyinde iş birliği yaptığını teyit etti.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde rahatlıkla hareket ettiğini belirten Ebu Şebab, iki taraf arasında koordinasyon olduğunu vurguladı.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusuna, tek başına gerçekleştirdiği askeri faaliyetleri bildirdiğini açıklayan Ebu Şebab, herhangi bir ayrıntıya girmeden ‘dışarıdan destek aldıklarını’ belirtti. Ebu Şebab, bazı konuların açıkça konuşulamayacağını ifade etti.

İsrailli yetkililer, geçtiğimiz haziran ayında Hamas'a muhalif bir Filistinli grubu desteklediğini ve silahlandırdığını kabul etmiş, ancak bu grubun Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri olduğunu açıklamamıştı.

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin, konuyla ilgili bir soruya “Hamas yönetimi karşısında farklı yöntemler kullandığımızı söyleyebilirim” yanıtını verdi, ancak ayrıntılara girmedi.

Bir araştırma merkezi olan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi, Ebu Şebab’ı ‘Refah bölgesinde faaliyet gösteren ve yardım tırlarını yağmalamakla suçlanan bir suç çetesinin lideri’ olarak tanımladı.

Röportajda, Halk Güçleri’nin herhangi bir ideoloji veya siyasi örgüte bağlı olmadığını belirten Ebu Şebab, lideri olduğu grubun 2007 yılında Gazze'de iktidara gelen Hamas'a atıfla ‘adaletsizlik ve yolsuzlukla mücadele ettiğini’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Independnet Arabia’dan aktardığı habere göre Halk Güçleri’nin ne kadar büyük fedakarlıklar yaparsa yapsın mücadelesine devam edeceğini vurgulayan Ebu Şebab, Hamas’ın şu anda iç çatışmalar yaşadığını ve sonunun yaklaştığını bildiğini söyledi.

Hamas'ın askeri yargı organı geçtiğimiz çarşamba günü, Ebu Şebab’a silahlı çete kurmak ve İsrail ile iş birliği yapmakla suçlandığı gerekçesiyle 10 gün içinde teslim olması için süre tanıdığını açıkladı.

Filistinli birçok grubu bir araya getiren ‘Filistinli Gruplar Ortak Odası’ pazar günü, Halk Güçleri'ni ‘işgalci İsrail’in maşası olmakla’ suçladı. Filistinli Gruplar Ortak Odası tarafından yapılan açıklamada, “Ebu Şebab ve onunla birlikte olanlar ulusal kimliklerinden mahrumdurlar, Filistin ulusal saflarının dışındadırlar ve direniş gruplarının oybirliği ile kanları dökülmüştür” denildi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yaşayan 1990 doğumlu Yaser Ebu Şebab, İsrail ordusunun kontrolü altındaki Refah'ın güneydoğu bölgesinde faaliyet gösteren Halk Güçleri adında bir silahlı grup kurdu.

Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri’nin silahlı üyeleri geçtiğimiz haftalarda, Refah'taki bir yardım merkezinin yakınlarında hafif makineli tüfeklerle görüldüler.