Çavuşoğlu: ABD'nin birçok alanda bizimle işbirliği yapma arzusunda olduğunu görüyoruz

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu (Reuters-Arşiv)
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu (Reuters-Arşiv)
TT

Çavuşoğlu: ABD'nin birçok alanda bizimle işbirliği yapma arzusunda olduğunu görüyoruz

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu (Reuters-Arşiv)
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu (Reuters-Arşiv)

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "ABD'nin Sadece Libya ve Suriye meselesinde değil Akdeniz'den Karadeniz'e ve Kafkasya'ya kadar birçok alanda bizimle işbirliği yapma arzusunda olduğunu görüyoruz" dedi.
Çavuşoğlu, TRT Haber özel yayınında açıklamalarda bulundu.
“Suriye konusunda ABD bizimle daha iyi çalışmak istiyor” diyen Çavuşoğlu, “Libya ile daha yakından ilgileniyorlar. Bir önceki yönetimin bizim bölgemize yönelik ilgisi azdı. Yeni yönetimin var. Bizimle iş birliği arzusunda olduklarını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un kendilerini arayarak bir hava savunma sistemini göndereceğini söylediğini aktaran Çavuşoğlu, “Daha sonra ilişkilerimizde gerginlik olunca bu kararından vazgeçtiler. ABD bize patriot konusunda bize garanti vermiyorsa diğer ülkelerden de alabiliriz. İlla Patriot olması şart değil. ABD, Patriot konusunda garanti vermiyorsa diğer müttefiklerimizden de biz pekala hava savunma sistemi alabiliriz” diye konuştu.

“İsrail saldırgan politikadan vazgeçmeli”
“Hükümet kurma işi İsrail'in tamamen iç işi. Bu konuda yorum yapmak bizim işimiz değil. İlk defa koalisyonda bir Arap Partisi de yer alacak gibi gözüküyor. Burada kimin hükümet kurduğu değil İsrai'deki yönetimden bizim ve uluslararası toplumun beklentileri var” diyen Dışişleri Bakanı, “Bunları nasıl karşılayacaklar?” diye sorarak şöyle devam etti:
"Bunların karşılanması için saldırgan politikadan vazgeçmeleri gerekiyor. İşgalci politikadan vazgeçmeleri gerekiyor. Gerek Gazze'de gerek ise Kudüs'te bir taraftan topraklarını elllerinden alırken bir taraftan da zalimce saldırıyorlar."
Independent Türkçe



Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP