Cezayir Savunma Bakanlığı, ordunun Cumhuriyetçi olmaya devam edeceğini ve bu yoldan dönmeyeceğini bildirerek silahlı kuvvetlerin seçim sürecine müdahale etmeyeceğini aktardı.
Cezayir ordusuna bağlı el-Ceyş dergisinin Haziran ayındaki başyazısı yaklaşan seçim sürecine ayrıldı. Yazıda, askeri nizamın bazı çevrelerin niyet ettiği her türlü karışıklığı ortadan kaldırmaya ısrar ettiği, halk ulusal ordusunun cumhuriyetçi bir ordu olduğu ve böyle kalmaya devam edeceği bildirildi. Ayrıca anayasal görevi üstlenen ordunun yasalara uygun olarak bağlılık içerisinde Cezayir’in egemenliği ve birliğini savunmaya hazır olduğu kaydedildi.
Cezayir, el-Ceyş dergisinin ülkenin geleceği için ‘çok önemli bir tarih’ olarak nitelediği ve önümüzdeki Cumartesi günü gerçekleşecek olan seçimlere hazırlanıyor. Cezayir ordusunun, herhangi bir seçim sürecine müdahale etmeme konusunda kararlı olduğu belirtilerek, güvenli ve barışçıl bir şekilde uygun koşulları sağlayacağı, Cezayir halkının baskı ve zorlama olmaksızın kendilerini temsil edeceği kişileri özgür ve şeffaf bir şekilde seçeceğine izin verileceği aktarıldı.
Yazıda ayrıca Cezayir ordu üyelerinin, özgür ve şeffaf bir şekilde oy kullanarak ulusal görevlerini yerine getirebilmeleri adına yurttaşlarla birlikte katılacağı belirtildi.
Cezayir ordusu, üyelerini ‘yolunu kaybedenlerin oynadığı bir oyuna sürüklemenin’ yanı sıra kitlelere harekete geçirip güven kazanmayı başaramayan, başarısızlık ve hayal kırıklıkları için boş gerekçe arayanlar için bir araç olmayı reddettiklerini kaydetti. Yazıda, değişim ve yeni bir Cezayir’in inşası için büyük utları olan halkın taahhütlerine sadık bir askeri kurumu her daim yanlarında bulacağı vurgulandı.
Ordunun tavrı eleştiri konusu olmuştu
Bazı gözlemciler Cezayir Genelkurmay Başkanı Korgeneral Said Şangariha’nın sivil siyasete müdahil olmasını eleştiriyor.
Genelkurmay Başkanı Şangariha’nın seçmenleri oy kullanmaya teşvik etme çerçevesindeki faaliyetleri halk tarafından tepki çekti. Ayrıca Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun ve Başbakan Abdulaziz Cerrad, siyasi çevrelerin ve medyanın dikkatini çekecek şekilde etkinliğe katılmadı.
Şangariha, haftalardır birçok askeri üssü ziyaret ediyor. Her gittiği noktada askeri personele ve ardından kışlalarda binlerce subay ve askerin bulunduğu kalabalıklara konuşma yapıyor. Yetkililer devlete ait kanallarda söz konusu konuşmaların yayılmasını sağlayarak, özellikle ana haber bültenlerinin açılışlarında bu konuşmaların verilmesine odaklanıyor. Ülkede tüm özel medya, analistler, güvenlik uzmanları ve siyaset bilimi profesörleri söz konusu açıklamaları siyasi yönleriyle açıklama noktasında tv kanallarına davet ediliyor.
Genelkurmay Başkanı Şangariha Pazar günü ilk askeri üste yaptığı açıklamada, “Genel seçimlerde önemli siyasi istihkaklar yaşayacağız. Bu ülkemiz ve halkımız için oldukça hayati bir ulusal olay ve yeni bir Cezayir inşa etme yolunda gelecek vaat eden başka bir durak. Bu Cezayirli seçmenlerin yalnızca yüzde 23’ünün oy kullandığı ve cumhurbaşkanı tarafından kabul edilen anayasa değişikliğinin ardından geliyor” dedi.
Şangariha açıklamasında Hirak hareketine ve muhalefet partilere üstü kapalı atıfta bulunarak, “Cezayir halkı her zamankinden daha bilinçli. Cezayirlilerin yanılmayacaklarına veya tehlikelerle dolu labirentlere itilemeyeceklere olan güvencim tam. Tüm kötü niyetli planlar karşısında askere gidecekler böylece ülkedeki gözlemciler bu çerçevedeki fırsatı kaçıracak” dedi.
Ayrıca sistemin devamlılığını sağladığı ve değişim talebine cevap verme iradesini yansıtmadığı gerekçesiyle, seçimlerin boykot edilmesi gerektiği çağrısında bulundu.
Şangariha, “Oy kullanmak ordu personelinin görevidir” diyerek, “Tüm askeri liderlerin bu konuda üst kademelerin verdiği talimatları ve direktifleri sıkı bir şekilde uygulaması ve bu seçimlerin gidişatını etkilemeyi hedefleyen herhangi bir plan veya eylemin başarısız olmasını sağlamaları” gerektiğine işaret etti. Genelkurmay Başkanı’nın konuşmasının bu kısmının, sakinlerinin bir kısmını 2017 parlamento seçimlerinde olduğu gibi, seçim günü oy kullanma merkezlerini kapatmakla tehdit etmesi üzerine Kabileler bölgesine yönelik gibi görünüyor.
Ordu komutanlığı, sözde tehditlerle yüzleşmenin en iyi yolu olarak, seçim yoluyla meşru kurumlar kurulmasını sağlama hedefiyle, bu dönemdeki, “yabancı müdahale korkusu” ile “dış komploları” artırıyor.
Bazı gözlemciler ordu komutanının seçim kampanyasına katılımını, sivillerin yetkileri dahilinde olan siyasi bir meseleye müdahale olarak değerlendirdi. Öte yandan daha önce “Yeni Cezayir” adlı projesinin temellerinden biri olarak gördüğü seçimleri teşvik etme noktasında yapılan kampanyaya Cumhurbaşkanı Tebbun’un katılmadığı bildirildi. Söz konusu projeye, parlamento dahil olmak üzere, eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika dönemindeki yolsuzluk ve dolandırıcılıkla gölgelenen kurumların yenilenmesinin de dahil olduğu belirtildi.
Cezayir ordusu 1991 yılının sonunda İslami Selamet Cephesi’nin (FIS) çoğunluğu elde ettiği parlamento seçimlerinin sonuçlarını iptal etmek için askeri darbe yapmıştı. Ordu, 11 Ocak 1992’de eski Cumhurbaşkanı Şazeli bin Cedid’i istifaya zorladı. Aynı yılın mayıs ayında hükümet İslamcı partiyi terör suçlamasıyla kapattı. Bunun üzerine yıkıcı terörizm olayları patlak verdi. Eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'nın açıklamalarına göre 20 milyar dolarlık maddi kayıplara ek olarak ordu ve polis güçlerinin yanı sıra on binlerce sivil öldürüldü.
Yetkililer, ordunun ülkeyi Afgan rejimine benzer bir yönetimden kurtardığını belirtirken İslamcılar ise yaşananları “halk meşruiyetine karşı darbe” olarak niteliyor. Ordunun siyasete müdahelesi ve askeri vesayet iddiaları Cezayir toplumunda bölünmeler meydana getiriyor.