Burkina Faso Hükümeti geçtiğimiz hafta sonu 132 kişinin ölümüne neden olan katliamın faillerini tehdit etti. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) söz konusu saldırıyı şiddetle kınadı.
Burkina Faso’nun kuzeyinde yer alan Yagha bölgesinin Solhan köyüne Cuma gecesi aşırılık yanlısı olduğu tahmin edilen silahlı kişiler tarafından bir saldırı yapıldı. Söz konusu saldırıda hükümet 132, yerel kaynaklar 160, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ise 138 kişinin öldürüldüğünü belirtti.
Burkina Faso Başbakanı Cristophe Dabire beş hükümet yetkilisiyle birlikte gittiği Sebba’da Solhan köyü sakinleriyle yaptığı görüşmenin ardından, “Bu kanlı saldırı cezasız kalmayacak” ifadelerini kullandı.
BMGK Salı günü saldırıyı kınadı. Konsey yaptığı açıklamada, “Terörizmin tüm şekilleri ve tezahürleri uluslararası barış ve güvenliğe karşı ciddi tehlikeler oluşturuyor” ifadelerini kullandı. Ayrıca Mali’deki BM Barış Gücü Misyonu (MINUSMA), Barkhane Operasyonu ve G5 Sahel ülkelerinin çabalarının daha güvenli bir ortamın oluşturulmasına katkı sağladığını vurguladı.
Mali ve Nijer sınırında bulunan ve fakir bir kıyı ülkesi olan Burkina Faso, altı yıldır aşırılık yanlısı grupların saldırıları sonucu ölüm olaylarına şahit oluyor. Güvenlik güçleri 2015’ten bu yana bin 400’den fazla insanın ölümüne neden olan ve 1 milyondan fazla kişiyi yerinden çıkaran şiddeti durdurmak için bölgede mücadele ediyor.
Başbakan Pazartesi akşamı bölgeyi ziyaret etmeden önce yaptığı açıklamada, “Umutlu olmalıyız. Bu durumla mücadele etmek için kendimize yeniden çeki düzen vereceğiz. Güvenlik düzenlemelerini yaptık. Bugün bölgenin bu bölümünde tarama operasyonları yapan güçler çalışıyor” dedi.
Hükümet 7 bin 600 kişinin katliam bölgesinden kaçarak Sebba’ya sığındığını açıkladı. UNHCR Sözcüsü Babar Baloch, Cenevre’de 3 bin 300 kişinin yerinden edildiğini söyledi. Bunların arasında 2 bini çocuk olmak üzere çok az eşyası olan veya hiç eşyası bulunmayan 500 kadının aileler tarafından nezaketle karşılandıklarını belirtti.
Başbakana eşlik eden Burkina Faso İletişim Bakanı Osini Tambora, “Bu insanlar evlerine dönebilmek için Solhan’ın güvenliğinin sağlanmasını istiyor” dedi.
Öte yandan katliamın failleri henüz tespit edilemedi.
El Kaide bağlantılı İslam ve Müslümanların Zaferi (Nusra) Örgütü söz konusu saldırıyı üstlenmedi. Örgüt, korkunç saldırıyı basından öğrendiklerini ve olayla ilgili herhangi bir bağlantılarının bulunmadığını vurguladı.
Söz konusu katliamın yapıldığı Solhan köyünün yer aldığı Yagha bölgesinde El Kaide ve DEAŞ örgütleri bölgedeki toprakları ve kaynakları ele geçirmek noktasında yarışıyor.
ABD diplomasisi Sudan'daki savaşı sona erdirmeyi başarabilecek mi?https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5164541-abd-diplomasisi-sudandaki-sava%C5%9F%C4%B1-sona-erdirmeyi-ba%C5%9Farabilecek-mi
ABD diplomasisi Sudan'daki savaşı sona erdirmeyi başarabilecek mi?
Sudanlılar, Çad'ın Vadi Fara bölgesindeki Tin Geçici Kampı'na giderken, 3 Mayıs 2025 (AP)
Emced Ferid et-Tayyib
Sudan'daki çatışma, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun 27 Haziran 2025 tarihinde Washington'da ABD ve Katar'ın himayesinde Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile Ruanda arasında imzalanan barış anlaşmasının imza töreninde yaptığı açıklamaların ardından son günlerde hızlı bir dönüşüm geçirdi. Rubio, ABD'nin 15 Nisan 2023'te başlayan Sudan savaşıyla ilgilenmeye başlayacağını belirtti.
Bu açıklamalar, yıkıcı savaşın sona ermesi konusunda yeni bir umut doğurdu, ancak bu kez başarılı olabilmesi için önceki arabuluculuk çabalarında karşılaşılan zorlukların ciddiyetle ele alınması gerekiyor.
Rubio'nun açıklamalarının ardından, ABD Başkanı Donald Trump’ın Afrika İşleri Özel Danışmanı Masad Pauls, 2 Temmuz 2025'te, İngiltere’nin dörtlü gruptan çıkarılmasının ardından, dörtlü komitenin dışişleri bakanlarını (ABD, Suudi Arabistan, Mısır ve BAE) Washington'da bir bakanlar toplantısı düzenlemeyi planladıklarını duyurdu. Bu açıklamadan önce, 3 Haziran 2025 tarihinde ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Christopher Landau ve Pauls, bu ülkelerin büyükelçileriyle bir ön toplantı düzenlemiş, ardından 9 Temmuz Çarşamba günü ABD Başkanı Donald Trump'ın, yönetiminin Sudan ve Libya'da barışı sağlama niyetinde olduğu yönündeki açıklamaları, bu sinyallerin ciddiyetini artırmıştı.
Söz konusu adımlar, ABD yönetiminin ABD Kongresi'ne karşı Sudan dosyasında daha fazla çaba gösterme taahhüdünü gösterme girişimi olarak görülebilir. ABD Kongresi'nin Sudan meselesine daha fazla önem verilmesi yönündeki sürekli baskısına yanıt olarak atılan bu adımlar, önceki girişimlerin önündeki engellerin aşılması ve çatışmanın tarafları üzerinde etkisi olan bölgesel aktörlerin sürece dahil edilmesi koşuluyla, krizi çözmek için gerçek bir fırsat da sunabilir.
Suudi Arabistan, bölgesel nüfuzu ve Sudan ile doğrudan komşuluğu nedeniyle savaşın sona ermesinde önemli bir rol oynuyor. Sudan, Kızıldeniz kıyısı boyunca Suudi Arabistan ile en uzun deniz sınırına sahip.
Savaşı durdurmanın yolu
Sudan dosyasını çevreleyen birçok karmaşıklık göz önüne alındığında, ABD'nin uluslararası etkisiyle Sudan krizinin çözümünde ciddi bir arabulucu olarak devreye girmesi. Ancak bunun başarısı, Suudi Arabistan ve Katar'ın müzakere sürecinin planlanması ve uygulanmasında aktif olarak yer alması gibi birçok faktöre bağlı. Bu yüzden ABD'nin arabuluculuk rolünü üstlenmesinin, Suudi Arabistan ve Katar'ın da bu sürece aktif olarak dahil olması şartıyla, Sudan'daki çatışmanın çözümü için önemli bir adım olacağına inanıyoruz.
Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı analize göre Suudi Arabistan, bölgesel nüfuzu ve Sudan ile Kızıldeniz kıyısı boyunca en uzun deniz sınırını paylaşan komşusu olması nedeniyle savaşın sona ermesinde önemli bir rol oynuyor. Bunun yanında daha önce Cidde Platformu'na ev sahipliği yaparak taraflar üzerinde doğrudan nüfuzunu da gösterdi. Ancak Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin (CSIS) Eylül 2023 tarihli raporuna göre Cidde Platformu, önceki turlarında yaşanan başarısızlıkları önlemek için çeşitli yönlerden geliştirilmeli. Bunların başında, arabulucular arasındaki zayıf koordinasyonun giderilmesi ve ABD, Afrika Birliği (AfB) ve Birleşmiş Milletlerin (BM) tek başına hareket etmelerinin önlenmesi. Ayrıca, Suudi Arabistan'ın Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), Arap Birliği (AL) ve ikili ilişkileri aracılığıyla nüfuzunu kullanarak dış müdahaleler sorununu ele alması ve Sudan'da barışın sağlanması için uluslararası, bölgesel ve Arap iradesini birleştirmesi gerekiyor.
Beyaz Saray'da düzenlenen bakanlar toplantısında, ABD Başkanı Donald Trump (sağda) Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun (ortada) omzuna elini koyarken, Adalet Bakanı Pam Bondi (solda) oturuyor, 8 Temmuz 2025
Kongo konusunda ABD ile etkili bir diplomatik ortaklık kurmayı başaran Katar'ın sürece dahil edilmesi de stratejik ve hayati bir adım. Katar'ın Sudan hükümetinin geçici merkezi olan Port Sudan ile olan güçlü ilişkileri, tüm tarafları olumlu yönde etkilemek için etkili bir arabulucu olarak rolünü daha da güçlendirir.
Sudan'da barış çabalarını engelleyen en önemli engellerden biri, Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) bazı sivil taraflarca, başta eski Başbakan Abdullah Hamduk liderliğindeki Tekaddum İttifakı olmak üzere, siyasi destek görmesidir. Bu ittifak, HDK'nın iktidara geri dönme ve yönetimi devralma hedeflerini güçlendirmede önemli bir rol oynadı.
Sudan’ın eski Başbakanı Hamduk, 2022 yılının ocak ayında istifa ettikten sonra Birleşik Arap Emirlikleri'ne (BAE) taşındı. Ardından kurduğu Tekaddum İttifakı HDK'nın siyasi söylemlerini yineleyerek ve yayarak HDK'nın hedeflerini desteklemek üzere sivil bir kalkan sağladı. Bu durum, 2024 yılının başlarında Addis Ababa'da HDK lideri Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) ile imzaladığı anlaşmada açıkça ortaya çıktı. Söz konusu anlaşma, Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi’nin (IGAD) Cibuti'de savaşan tarafların liderleri arasında doğrudan bir görüşme düzenleme çabalarını engelledi. Hamideti, teknik nedenlerle toplantıya katılmayacağını belirterek, Hamduk ile ortaklık anlaşmasını imzalamak için Addis Ababa'ya gitmeyi tercih etti. Bu adım, aylarca gizlenen bir ittifakın olduğunu ortaya koydu. Daha sonra HDK'ya sürekli medya ve siyasi destek şeklinde somutlaşan bu ittifak, 2023 yılının aralık ayında HDK’nın kontrolü ele geçirdiği el-Cezira eyaletinde paralel bir sivil yönetim kurulmasıyla zirveye ulaştı. Tekaddum İttifakından kişilerin bu yönetime aday gösterilmesi, bu siyasi iş birliğinin derinliğine işaret etti.
Öte yandan Sudan'daki savaşa ilişkin gerçekleri çarpıtan organize bir kampanya, Sudan krizinin doğru bir şekilde analiz edilmesini engelleyen bir ‘bilgi karmaşası’ yaratılmasına katkıda bulundu. Hamduk gibi politikacıların da katkıda bulunduğu bu kampanya, Sudan ordusunu Hamas, İran destekli milisler, El Kaide ve DEAŞ gibi radikal İslamcı gruplarla ittifak halindeymiş gibi göstererek ve ‘siyasal İslam’ korkularını uyandırarak Batı'nın, özellikle de ABD'nin desteğini toplamayı amaçladı.
Bu anlatılar, HDK tarafından işlenen ve ABD tarafından 7 Ocak 2025 tarihinde resmi olarak ‘soykırım’ suçu olarak sınıflandırılan ağır ihlallere yönelik ‘terörizm’ tanımını tamamen göz ardı ediyordu.
Savaşın doğru bir şekilde analiz edilememesi, önerilen çözümlerin hatalı olmasına neden oluyor ve bu karmaşık durumu çözmek için iç veya dış siyasi çıkarları gözeten anlatıları yaymak yerine gerçekleri olduğu gibi görmek gerekiyor.
Sudan’da 2019 yılındaki halk devrimiyle düşen siyasal İslamcı rejime karşı halkın hoşnutsuzluğunun HDK'nın söylemiyle özdeşleşmesini meşrulaştırmak için kullanıldığı açıkça görülüyordu. Söz konusu ‘bilgi kaosu’ krizin karmaşıklığını derinleştirdi. Bu da HDK'nın 13 Nisan 2023 tarihinde Meravi Havaalanı ve Askeri Hava Üssü’nü kuşatmasıyla başlayan ve 15 Nisan'da patlak veren savaşan niteliği konusunda görüş birliğine varılmasını zorlaştırdı. Bu çatışmayı siyasal İslamcılara karşı bir mücadele veya Sudan'ın marjinal kesimlerine yönelik hak eşitsizliğinin giderilmesi taleplerinin bir uzantısı olarak tasvir etmek, savaşın uzamasına ve insani krizin derinleşmesine yol açtı. Savaşın doğru bir şekilde analiz edilememesi, önerilen çözümlerin hatalı olmasına neden oluyor ve bu karmaşık durumu çözmek için iç veya dış siyasi çıkarları gözeten anlatıları yaymak yerine çatışmayı anlamak ve etkili bir şekilde ele almak için gerçekleri olduğu gibi görmek gerekiyor.
Başkan Donald Trump, Beyaz Saray'ın Devlet Yemek Salonu'nda bir öğle yemeği sırasında Afrikalı liderlerle konuşurken, 9 Temmuz 2025 (AP)
Sudan'daki barış çabalarında somut ilerleme sağlamak için, uluslararası toplum, ABD ve Dörtlü Komite (ABD, Suudi Arabistan, Mısır ve BAE) ile Katar'ın öncülüğünde, önceki girişimlerdeki eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. Bunun için savaşın köklerine ilişkin gerçekleri belgelendirerek medyadaki çarpıtmalarla mücadele edilmeli.
ABD Kongresi'nin baskısıyla Washington'da düzenlenmesi planlanan dörtlü konferans, binlerce kişinin hayatına mal olan ve milyonlarca kişiyi yerinden eden savaşı sona erdirmek için tarihi bir fırsat sunabilir, ancak bunun için çatışmanın köklerine odaklanılmalı. Sudan'da istikrarı yeniden sağlayacak ve halkının onurunu koruyacak sürdürülebilir bir barış için yanlış anlatımlar düzeltilmeli.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة