Mekke, Afganistan'da Barış Bildirgesi'nin imzalanmasına tanık oldu

Dünya İslam Birliği (Rabıta) tarafından Mekke-i Mükerreme’de düzenlenen “Afganistan'da Barış Bildirgesi” isimli konferansın sonunda tarihi bildirge imzalandı (SPA)
Dünya İslam Birliği (Rabıta) tarafından Mekke-i Mükerreme’de düzenlenen “Afganistan'da Barış Bildirgesi” isimli konferansın sonunda tarihi bildirge imzalandı (SPA)
TT

Mekke, Afganistan'da Barış Bildirgesi'nin imzalanmasına tanık oldu

Dünya İslam Birliği (Rabıta) tarafından Mekke-i Mükerreme’de düzenlenen “Afganistan'da Barış Bildirgesi” isimli konferansın sonunda tarihi bildirge imzalandı (SPA)
Dünya İslam Birliği (Rabıta) tarafından Mekke-i Mükerreme’de düzenlenen “Afganistan'da Barış Bildirgesi” isimli konferansın sonunda tarihi bildirge imzalandı (SPA)

Mekke-i Mükerreme bugün, Afganistan ve Pakistan'ın önde gelen alimleri arasında Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Dr. Muhammed bin Abdulkerim el-İsa’nın katılımıyla tarihi nitelikteki ‘Afganistan’da Barış Bildirgesi’nin imzalanmasına tanıklık etti.
Bildirge, Suudi Arabistan'ın himayesi ve desteğiyle Mekke'de düzenlenen ve Rabıta çatısı altında Afganistan ve Pakistan'ın önde gelen alimlerini ilk kez Afgan halkı arasında uzlaşı sağlamak için bir araya getiren İslam Konferansı'nın sonunda imzalandı.
Tarihi bildirge, Afganistan’da uzun süredir devam eden krizin yanı sıra çatışan gruplar arasındaki müzakereleri destekleyerek, her türlü şiddet ve aşırılığı tüm biçim ve tezahürleriyle reddederek bir çözüm bulunmasının önünü açarken konferansta, şiddetin din, dil, milliyet, medeniyet veya ırkla bağlantılı olmadığı vurgulandı. Konferans ayrıca akan kanın durması ve Afgan halkına barış, uzlaşı, istikrar ve ilerleme yolunda öncülük etmesi için ortak hareket etme ruhuyla tüm siyasi, sosyal, ekonomik ve diğer ilgili konuları ele alarak çatışmaya nihai ve kapsamlı bir çözüm bulunmasına ve ortak bir uzlaşı ortamına ulaşılmasına tanık oldu.
Alimler, Suudi Arabistan'ın Afganistan'da barışı ve istikrarı desteklemeye yönelik sağlam ve tarihi duruşunu ve her iki tarafın alimlerini tek bir platformda toplamasıyla sonuçlanan köprüler inşa etme ve safları birleştirme konusundaki samimi çabalarını övdüler. Suudi Arabistan’ın İslam aleminde dayanışma ve uyumu sağlama rolünün önemini vurgulayan alimler, Suudi Arabistan’ın genel olarak İslam dünyasında, özelde ise Pakistan ve Afganistan'daki alimler arasında bu bildirgenin yarattığı ivmenin sürmesi için desteğini devam ettirmesini istediklerini belirttiler. 
Rabıta Genel Sekreteri Dr. el-İsa konferans sırasında yaptığı konuşmada, “Güçlü ve etkili ilmi iradesiyle bu asil topluluk, İslam dünyasının ve hatta tüm insanlığın yararına hayırlı bir doğumun gerçekleştiğinin delillerinden biridir. Kardeşlerin iyilik, dostluk ve sevgi sofrasında buluşmasının asil bir davranış olduğuna hiç şüphe yoktur. Allah'a şükür bu toplantıda da kardeşlerimiz bu kararlılığı gösterdiler. Pakistan ve Afganistan’ın, İslam dünyasının vicdanında hayır ve muhabbet dolu bir çevrede din bağıyla geniş bir yere sahip olduklarını ve kendilerine büyük güven duyulduğunu herkes biliyor” ifadelerini kullandı.
Rabıta Genel Sekreteri sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sarsılmaz imanı, samimi kararlılığı ve sorumlu ahdi ile kardeşlerin barışı, alimlerin nefeslerinin bereketi ve evrensel kıblenin enginliğinde buradaki alimlerin sorumluluğunu üstlenecekleri ciddi bir ahit olmuştur. Bu barış, gerçekten de barışın en güçlü hallerinden biridir. Başarılı ve hedefe odaklı olmasını temenni ediyorum.”
Dr. el-İsa konuşmasına şunları ekledi:
“Suudi Arabistan hükümetinden gelen bu hayırlı adım ve verilen büyük destek, geniş kapsamlı İslami çalışmalarının ve Cenab-ı Hakk'ın onu Müslümanların kalbi olan Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi’ye hizmet etmekle şereflendirdiği İslami sorumluluğundan dolayı görevini yerine getirme arzusunun bir uzantısıdır.”
Pakistan ve Afganistan'daki İslam alimlerinin, bu temiz yerlerde bir araya geldiklerinin altını çizen Dr. el-İsa, “Bilgi ve inanç açısından onların sözleri daha fazla korunmuştur ve sözlerinin insanlar üzerindeki etkisinin ufkunda daha fazla mesaj vardır. İlim ve iman ehli, sözünü tutanların ve sorumluluklarını üstlenenlerin en samimisidir” şeklinde konuştu.
Afganistan topraklarında (herhangi bir bahaneyle) bir protestocunun başvurabileceği hiçbir şey kalmadığının altını çizen Rabıta Genel Sekreteri, “Burada alimlerin belirleyici olan rolünün yanı sıra bu rolün önemi ve etkisi büyüktü. Milletin alimlerine olan inancı da bunu gerektiriyordu. İçimizden kim ihtilafları uzlaştırabilecekken bunun için çaba harcanmamasına razı olur?” diye sordu.
Pakistan ve Afganistan'dan bazı alimlerin, tüm taraflar üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olan bu tarihi bildirgeye katıldığına ve Afganistan topraklarına barış getirmek için ortak bir bildiri sözü verdiklerine dikkati çeken Dr. İsa, dini tartışmalara konu olan barış meselelerinin, ancak din alimleri tarafından benimsenmiş, destekleyici bir mekanizma ile çözülebileceğini vurguladı.
 



Pakistan’daki Afgan göçmenler diken üstünde: “Dönecek hiçbir yerimiz yok”

Pakistan'daki Afgan ailelerin sınır dışı işlemleri 2023'te başlatılmıştı (AP)
Pakistan'daki Afgan ailelerin sınır dışı işlemleri 2023'te başlatılmıştı (AP)
TT

Pakistan’daki Afgan göçmenler diken üstünde: “Dönecek hiçbir yerimiz yok”

Pakistan'daki Afgan ailelerin sınır dışı işlemleri 2023'te başlatılmıştı (AP)
Pakistan'daki Afgan ailelerin sınır dışı işlemleri 2023'te başlatılmıştı (AP)

Pakistan'daki Afgan göçmenler ülkeden sınır dışı edilmekten korkuyor. 

Pakistan’ın 2023’ten beri kayıtdışı Afganlara yönelik yürüttüğü sınır dışı uygulamasında en az 800 bin göçmen ülkeden atıldı. 

İslamabad yönetimi, mart başında yaptığı açıklamada 800 bin kaçak Afgan göçmenin daha sınır dışı edileceğini duyurdu. Afgan Yurttaş Kartı programı kapsamında göçmenlere sağlanan geçici oturum izinleri, bu ay itibarıyla iptal edilecek. 

Fransız haber ajansı AFP’nin görüştüğü Afgan göçmenler, özellikle Taliban yönetiminden korktuklarını ve Afganistan’da yeni bir hayat kurmanın çok zor olacağını söylüyor. 

45 yaşındaki Raufi, “Sınır dışı edilirsem mahvolurum. Ya ecelimle ölürüm ya da kendi canımı alırım” diyor. 13 yaşındayken ailesiyle birlikte Afganistan’daki iç savaştan kaçan kadın, Taliban yönetimi altında tüm haklarından mahrum kalacağını ifade ediyor: 

Dönecek hiçbir yerim yok. Taliban da bizi kabul etmez.

Amerikan ordusunun 2021’de Afganistan’dan çekilmesiyle Taliban kontrolü ele geçirmişti. Bunun ardından ülkeden kaçtığını söyleyen Dua Safay, Afganistan’da özgürlüğünü kaybedeceğini belirtiyor:

Pakistan'da özgürüm. Parka gidebiliyorum, kızım da okula gidebiliyor. Afganistan'da ne benim ne de kızım için bir gelecek var.

Pakistanlı insan hakları avukatı Moniza Kakar, İslamabad yönetiminin tutumunu eleştirerek şu değerlendirmeleri yapıyor: 

Göçmenler, özellikle kadın ve çocuklar için çok ağır koşulların olduğu bir ülkeye geri gönderilecek. Bu insanlar zulümden kaçmışlardı, onları ateşin içine geri göndermek uluslararası hukukun ihlalidir.

Avukat, son 4 günde yaklaşık bin Afgan göçmenin gözaltı merkezlerine gönderildiğini söylüyor. Binlerce kişinin de gönüllü olarak Pakistan’ı terk ettiğini belirtiyor. 

İslamabad yönetimine göre Afganistan'da Pakistan Talibanı (Tehrik-i-Taliban Pakistan/TTP) ve başka örgütlere sığınaklar var. Pakistan, bunlara karşı herhangi bir önlem almadığını savunurken, Taliban ise iddiaları reddediyor.

İslamabad merkezli düşünce kuruluşu Araştırma ve Güvenlik Çalışmaları Merkezi'nin verilerine göre geçen yıl Pakistan'da gerçekleştirilen saldırılarda en az 1600 kişi hayatını kaybetti. Bunların neredeyse yarısının güvenlik güçlerinden olduğu belirtiliyor. Pakistan, saldırılardan TTP’yi sorumlu tutuyor. 

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin (BMMYK) verilerine göre Pakistan'da 1,7 milyonu kayıtdışı olmak üzere yaklaşık 3,7 milyon Afgan göçmen yaşıyor. Pakistan hükümetiyse bu sayının 4,4 milyonu bulduğunu savunuyor. 

Independent Türkçe, AFP, New York Times