Libya Dışişleri Bakanı: Ülke topraklarında hiçbir üsse izin vermeyeceğiz

Libya Dışişleri Bakanı Necla Menguş ve İngiltere’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly (Ulusal Birlik Hükümeti)
Libya Dışişleri Bakanı Necla Menguş ve İngiltere’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly (Ulusal Birlik Hükümeti)
TT

Libya Dışişleri Bakanı: Ülke topraklarında hiçbir üsse izin vermeyeceğiz

Libya Dışişleri Bakanı Necla Menguş ve İngiltere’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly (Ulusal Birlik Hükümeti)
Libya Dışişleri Bakanı Necla Menguş ve İngiltere’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly (Ulusal Birlik Hükümeti)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti, Dışişleri Bakanı Necla Menguş aracılığıyla Libya’nın bölgeyi istikrarsızlaştırmak için bir arka üs olmayacağını veya herhangi bir gücün topraklarında üs kurmasına izin vermeyeceğini vurguladı.
Manguş, İngiltere’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan Sorumlu Devlet Bakanı James Cleverly ile dün yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, İngiltere’ye Trablus’taki büyükelçilik ve Bingazi’deki konsolosluk açması, ilişkileri geliştirmesi ve başta güvenlik ile finans olmak üzere her alanda ortaklık başlatması çağrısında bulundu.
İngiltere’nin Libya hükümetine verdiği desteğe övgüde bulunan Menguş, İngiltere Başbakanı’nın Libya meselesine olan kişisel ilgisini de memnuniyetle karşıladı.
Cleverly ise Libya’da siyasi süreçte kaydedilen ilerlemeye övgüde bulunarak, “Libyalılar, önümüzdeki Aralık ayında seçim yaparak, ülke tarihinde yeni bir sayfa yazmak için gerçek bir fırsata sahipler” dedi.
Libyalıları birleştiren ilkelerden birinin de ‘ülkelerine yabancı askeri müdahalenin reddedilmesi’ olduğuna işaret eden İngiliz Bakan, İngiltere’nin Libya’da daha fazla iş yapma konusundaki desteğinin, İngiltere Başbakanı’nın Libya’ya yeni bir Ticaret Elçisi atamasıyla kanıtlandığını vurguladı.
Cleverly, Libya Ekonomi ve Ticaret Bakanı Muhammed el-Huveyc ile iki ülke arasındaki ticari bağları artırma konusunda görüştüğünü dile getirerek, “Yenilenebilir enerji kaynakları ekleyerek, enerji verimliliği önlemleri kullanarak ve COP26 iklim zirvesi öncesinde Libya’nın karbon emisyonlarını azaltma planlarını desteklemeye yardımcı olarak, İngiltere’nin Libya’nın elektrik şebekesine yönelik destek projesini duyurmaktan memnuniyet duyuyorum” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan, Sirte-Cufra Ortak Operasyon Odası Komutanı Tuğgeneral İbrahim Ahmed Beytulmal, Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed El Menfi’nin Sirte ile Misrata şehirleri arasındaki kapalı sahil yolunun açılmasına ilişkin talebini reddetti.
Sirte-Cufra Ortak Operasyon Odası Komutanı Tuğgeneral Beytulmal, ülkenin doğusu ile batısı arasındaki sahil yolunun tüm şartlar yerine getirildiği takdirde açılması yönündeki emirleri uygulamaya hazır olduklarını bildirerek, “Paralı askerlerin çıkışı için güvence almadan ve kalan şartları yerine getirmeden yolu açmak mümkün değil” dedi.
Operasyon Odası Sözcüsü Abdulhadi Dırah ise, bu ifadeleri yumuşatma amacıyla, “Operasyon odası, askeri yetkililer ve 5+5 heyeti ile Menfi’nin mesajına cevap vermek üzere bir araya gelerek sahil yolunun açılmasını engelleyen sorunları çözmeye çalışacak” şeklinde bir açıklamada yaptı.
Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih ise, üyelere Ulusal Birlik Hükümeti tarafından önerilen bütçe yasası taslağı ile egemen istihdam dosyasının tartışılmasına devam etmek için önümüzdeki Pazartesi günü Tobruk (doğu) şehrinde tekrar bir toplantı yapma çağrısında bulundu.
Öte yandan DEAŞ, geçtiğimiz Pazar günü Sabha şehrinde bir güvenlik kontrol noktasına bomba yüklü araçla düzenlenen son terör eylemini belgeleyen bir video yayınladı.
DEAŞ’ın propaganda aracı olan Amaq sitesinde, polisleri hedef alarak 2’sinin ölümüne, 5’inin ise yaralanmasına neden olan saldırı anı paylaşıldı.



Halkın geçim kaynağı olan Libya petrolü ‘politikacıların arzularının rehinesi’

Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
TT

Halkın geçim kaynağı olan Libya petrolü ‘politikacıların arzularının rehinesi’

Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)
Güney Libya'da bir petrol sahası (Reuters)

Libya'da zaman zaman tekrarlanan petrol sahalarının kapatılma süreci, ‘halkın tek geçim kaynağı’ olduğu için vatandaşlar arasında birçok soruyu gündeme getiriyor. İktidar mücadelesi veren iki hükümet arasındaki bölünmüşlük ışığında, adeta ‘politikacıların rehinesi haline gelen üretimi aksatmanın faturasını kimin ödeyeceği’ sorusunun cevabı ise merak ediliyor.

Libya'nın 2014 yılından beri bir bütün olarak yaşadığı siyasi bölünme, petrol zenginliğine ve gelirlerine, ülke siyasetçilerinin siyasi arenada ve bu zenginliğin yönetim mücadelesinin perde arkasında pazarlık ettiği bir ‘koz’ olarak yansıyor.

Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Petrol ve Doğalgaz Bakanı Muhammed Avn, Güney Libya’daki eş-Şerara ve el-Fil sahalarının üretimi durdurulduktan sonra geçtiğimiz Cuma günü üretimin yeniden başlatılmasıyla ilgili ilk yorumunda “Kayıp 340 bin varil olarak gerçekleşti” ifadesini kullandı.

Cumartesi akşamı yerel basında yer alan açıklamalarında Avn, bir grup vatandaşın el-İntisar 103 sahasını ve Zuytine petrol limanını birbirine bağlayan hattaki 108 noktasının vanasını kapatmakla tehdit ettiğini söyledi. Avn, “Bu olsaydı, bir felaket yaşanırdı. O zaman onu ham petrol taşımak için kullanmak imkânsız olabilirdi” dedi.

Avn, “Petrol sahalarının ve tesislerinin tekrar tekrar kapanması durumunda bundan yalnızca halk etkilenecek” diyerek bunun ‘baskı için bir koz olarak kullanılmaması’ çağrısında bulundu.

Petrol alanındaki politikacılar ve uzmanlar, Libya'daki petrol üretiminin ‘büyük mali getirileriyle ilgili amaçlar için genellikle politikacılar tarafından pazarlığa tabi olduğuna, Libya'nın üç bölgesi arasında eşit olarak dağıtılmadığına ve Trablus’un en büyük payı denetimsiz olarak aldığına’ inanıyor.

Temsilciler Meclisi'ndeki (TM) Enerji Komitesi'nin bir üyesi, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada ‘petrol sahaları ve limanlarının kapatılmasının tehlikeli bir mesele olduğu ve bunun ülkenin geçimini tehlikeye atarak aslında herkesi riske attığını’ ifade etti.

Eski Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Maliye Bakanı Farac Bumtari'nin de mensubu olduğu ez-Zaviye aşiretinin bazı mensupları, üç petrol sahasını kapatmalarının ardından Cumartesi akşamı serbest bırakılmadan önce, Libya Merkez Bankası Başkanı es-Sıddık el-Kebir'i Trablus'ta ‘Farac Bumtari'nin kaçırılmasının bilgisine sahip olmakla’ suçladı.

Libya'daki limanlar ve petrol sahaları, Libyalı siyasetçiler arasında ‘kaynakların dağılımında adaletsizlik’ gibi nedenlerle yaşanan anlaşmazlıklar dolayısıyla geçtiğimiz yıllarda birden fazla kez kapatıldı.

Geçtiğimiz yıllarda, Libya'daki bazı petrol tesisleri, kendileri ve aileleri için mali yardım talep eden protestocular tarafından ‘rehin’ alındı. Petrol Bakanlığı ve Libya Ulusal Petrol Kurumu’na göre, söz konusu protesto eylemleri, ‘günlük üretim oranlarında birkaç kez düşüşe neden olan’ bazı petrol tesislerindeki çalışmaları kasıtlı olarak kesintiye uğrattı.

Avn, daha önce petrol sahaların kapatılması sürecinin ardından ‘bunun sonucunda kamu gelirinin etkileneceği’ uyarısında bulunmuş ve bunu ‘Libya tarafının el-Fil ve eş-Şerara sahalarındaki payının yüzde 88'i geçmesine’ bağlamıştı.

Ez-Zaviye kabilesinden ve Ubari şehrinden bir grup vatandaş, eş-Şerara, el-Fil ve 108 petrol sahalarını kapattı.

dfrg
Kızgın gençler ‘108’ petrol sahasını kapattı. (Libya’nın güneydoğusundaki Petrol Tesisleri Muhafızları)

Başkent Trablus'un 750 km güneybatısında yer alan el-Fil petrol sahası günlük 70 bin varil üretim hacmine sahip. Saha, siyasi krizler nedeniyle geçtiğimiz yıllarda birden fazla kez kapatıldı. Eş-Şerara sahası ise günde yaklaşık 240 bin varil üretimle Libya'daki en büyük petrol sahalarından biri.

Denetim Bürosu Başkanı Halid Şakşak, TM üyeleriyle birlikte kamu harcamalarını takip etmek, mali kaynakların adil dağılımını sağlamak ve bunun sonuçlarını kavramsallaştırmak için bir ‘yüksek komite’ oluşturma kararının uygulanma olasılığını vurguladı.

Trablus şehrinde gerçekleştirilen toplantıda, Denetim Bürosu'nun önceki özelleştirme prosedürlerini takip etme deneyimi, harcamaları takip etme ve ‘dağıtımda adalet’ kriterlerinin mevcudiyetini doğrulama konusundaki istekliliği gözden geçirildi. Mekânsal kalkınma programlarına önem verilmesinin, tüm bölgelere hizmet eden stratejik programlara yönelmenin ve dağıtımda adaletin sağlanmasının önemine işaret edildi.

TM üyeleri, kamu harcamalarının denetimini artırmak için gözlemlerini ve tavsiyelerini dile getirdiler. Sürekli takip toplantıları düzenlemenin, ekonomik kaynakların dağılımı için adil kriterlerin mevcudiyetinin doğrulanmasının ve harcama için gerekli prosedürlerin bütünlüğünün sağlanmasının önemini vurguladılar.