Kahire, BM’ye Nahra Barajı’nın doldurulmasına yönelik tek taraflı tüm adımları reddettiğini bildiriyor

Mısır, Kahire’deki uluslararası bir gençlik kongresinde su krizini ele alıyor (Su Kaynakları Bakanlığı)
Mısır, Kahire’deki uluslararası bir gençlik kongresinde su krizini ele alıyor (Su Kaynakları Bakanlığı)
TT

Kahire, BM’ye Nahra Barajı’nın doldurulmasına yönelik tek taraflı tüm adımları reddettiğini bildiriyor

Mısır, Kahire’deki uluslararası bir gençlik kongresinde su krizini ele alıyor (Su Kaynakları Bakanlığı)
Mısır, Kahire’deki uluslararası bir gençlik kongresinde su krizini ele alıyor (Su Kaynakları Bakanlığı)

Mısır dün Birleşmiş Milletler’e (BM), Addis Ababa’nın birkaç hafta içinde başlamayı planladığını Nahda (Rönesans) Barajı’nın rezervuar doldurma işlemine yönelik olarak tek taraflı olarak atılan tüm adımları reddettiğini bildirdi. Mısır’ın bu adımı gerilim artacağına yönelik uyarı veriyor.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile yaptığı telefon görüşmesinde, ülkesinin Nahda Barajı rezervuarlarının doldurulmasıyla ilgili atılacak tek taraflı adımların hepsini reddetme konusunda kararlı tutumunun vurguladı. Şukri barajın doldurulması ve işletilmesine ilişkin kurallar konusunda bağlayıcı olan, üç ülkenin çıkarına hizmet eden bir yasal anlaşmaya varılmasının gerekli olduğunu belirtti.
Etiyopya, anlaşma imzalamayı göz ardı ederek, önümüzdeki birkaç hafta içinde yağmur mevsimin başlaması ile barajın rezervuarlarını doldurmakta ısrar ederken Mısır ve Sudan Nil nehri suyunda kendi payları için endişe ederek Etiyopya’yı inatçılık ve yaklaşık 10 yıldır süren müzakerelerin başarısızlığa neden olmak ile itham ediyorlar.
Mısır Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında göre, dün gerçekleştirilen telefon görüşmesinde, baraj konusunda son gelişmelere ve herhangi bir ilerleme kaydedilememesine odaklandı. Şukri görüşmede BM başta olmak üzere uluslararası tarafların Güvenlik Konseyi aracılığıyla, istenen anlaşmaya varmak için Etiyopya’nın dürüst, samimi ve ciddi bir siyasi iradeyle müzakerelere katılmaya zorlanmasına katkıda bulunmaları gerektiğini vurguladı. Dışişleri Bakanı, güvenliğin ve istikrarın sağlanması için Mısır ve BM arasında çeşitli bölgesel ve uluslararası meselelerle ilgili olarak koordinasyon ve istişarelere devam etme isteğini dile getirdi.
Mısır ve Sudan çarşamba günü ortak bir bildiri ile, iki ülkenin bölgesel, kıtasal ve uluslararası düzeydeki çalışmalarını koordine etmeye anlaştıklarını duyurdular. Anlaşmada, Nahda Barajı’nın doldurulması ve işletilmesi konusunda kapsamlı, adil ve yasal olarak bağlayıcı bir anlaşmaya varmak için Etiyopya’yı iyi niyetle ve gerçek bir siyasi iradeyle müzakereye katılmasının sağlanması amaçlanıyor.
Mısır “varoluşsal” olarak nitelendirdiği davasını küresel olarak tanıtma çabalarının bir parçası olarak, dün Kahire’de 53 ülkeden 120 gençlik liderinin katıldığı uluslararası bir gençlik kongresinde, su kaynaklarında açısından bulunduğu konumunu ve kaynakların zayıflamasının üstesinden gelme çabalarını ele aldı.
Kongre Cemal Abdünnasır Uluslararası Liderlik Bursu etkinlikleri kapsamında, Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi gözetiminde Afrika, Asya ve Latin Amerika kıtalarından genç liderlerin katılımıyla düzenlendi.
Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı dün kongreye katılan heyetleri ağırladı. Bakanlık Müsteşarı Ragab Abdel Azim, ülkesinin su kaynaklarında açısından bulunduğu konumuna ve su tüketimini idareli hale getirme, su arıtmasının en üst düzeye çıkarma alanlarındaki çabalarına yönelik bir sunum yaptı. Sunumda su kanallarının güçlendirilmesi gibi ulusal projelerin yürütüldüğü, bu ulusal projelerin su dağıtımı sürecini iyileştirmeyi, modern sulama sistemine geçilmesini, akıllı sulama yöntemlerinin kullanımını yaygınlaştırılmasını ve tarımsal atık suların yeniden kullanımının sağlanmasını amaçladığı belirtildi.
Sunumda ayrıca Mısır ile birçok Afrika ülkesi arasında su alanında ikili iş birliği projelerinin olduğu, Mısır’ın birçok yağmur suyu toplama barajı, yeraltı içme suyu tesisi kurduğunu ve su yollarını temizleme ve sel tehlikelerine karşı koruma projeleri yaptığı belirtildi. Mısır su kaynağı olarak Nil nehrindeki 55,5 milyar metreküplük payın yüzde 90’ı aşan bir oranda bağlı.
Diğer yandan, Etiyopyalı araştırmacılar hükümete, Mısır ve Sudan’dan Addis Ababa’nın son 40 yılda Nil havzasındaki toprak ve suyu korumak üzere yaptığı masraflar için ödeme yapmalarını istemesi çağrısında bulundular.
Etiyopya resmi haber ajansı ENA’ya göre, Addis Ababa Üniversitesi Su ve Toprak Enstirüsü Direktörü Cet Zeleki, Addis Ababa’nın Nil Havzasındaki toprağı ve suyu korumak için 40 yıldır yaptığı masrafları, Nil kenarında bulunan ülkelerin ödeme yapmalarını isteme hakkı olduğunu belirtti.
ENA, Etiyopya, son 40 yıldır Nil Havzası bölgesinde çevreyi ve doğal kaynakları korumaya yönelik faaliyetler yürütürken, Mısır ve Sudan’ın, havzanın korunmasında bir rolü olmadan Nil’in ana kullanıcıları olduğunu belirtti.
Etiyopya İşletme Akademisi’nde ekonomi profesörü olan Wendafrah Mulugeta, iklim değişikliğinin bir meydan okumayı teşkil ettiği dünyada entegre bir yeşil büyümenin kritik olduğunu ve Nahda Barajı’nın 140 yıl boyunca elektrik sağlayacağını belirtti.



Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
TT

Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)

Şarku’l Avsat’a konuşan Suriye’nin Suveyda şehrinden Dürzi kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın yaklaşık 10 kişiye yönelik tutuklama operasyonunun, Suriyeli Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri'nin politikalarına ve projelerine karşı ‘darbe’ girişiminde bulunmak amacıyla ve ‘paralel bir akım’ oluşturmaya çalıştığı suçlaması çerçevesinde gerçekleştirildiğini açıkladılar. Kaynaklar, Suveyda’da ‘çatışma’ çıkmasından endişe duyduklarını ifade ettiler.

Kimliklerinin açıklanmamasını tercih eden yerel kaynaklar, ‘Ulusal Muhafızlar’ın, şehirde gerginliğin yüksek ve güvenlik önlemlerinin yoğun olduğu bir ortamda cumartesi günü geniş çaplı bir tutuklama kampanyası başlattığını’ söylediler.

Tutuklananlar arasında din adamı Şeyh Raid el-Mutni, Asım Ebu Fahr, Gandi Ebu Fahr ve Zeydan ailesinin bazı fertleri de vardı. Kaynaklar, Zeydan ailesinin Dürzi lider Leys el-Belus’un amcaları olduğunu belirtirken, Mutni ve Ebu Fahr ailelerinin kalabalık Dürzi aileler olduklarını ve ‘bu tutuklamaların Dürzi-Dürzi iç savaşının patlak vermesine yol açabileceğinden korkulduğunu aktardılar.


Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
TT

Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)

İşgalci İsrail ordusu, Tubas’tan güçlerini çekmesine rağmen dün Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde saldırılarına devam etti ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsurun öldürüldüğünü duyurdu.

Batı Şeria'nın Salfit, Beytullahim, El Halil, Nablus ve Ramallah şehirlerinde çok sayıda Filistinliyi gözaltına alan işgalci İsrail ordusu, Cenin Mülteci Kampı’nda 24 evi yıkmaya başladı. Cenin'in Barta’a beldesinde beş Filistinliden oluşan bir hücrenin üyelerini gözaltına aldığını duyuran İsrail ordusu, bu kişilerin yakında bir eylem hazırlığında olduğunu iddia etti.

İşgalci İsrail ordusu, Genel Güvenlik Servisi (Şabak) ve İsrail polisi tarafından yapılan ortak açıklamada, Yamam Özel Birimi’nin Menaşi Tugayı’ndan gelen ve Şabak'ın yönettiği güçlerin desteğiyle dün akşam Barta'a beldesinde bir operasyon düzenlediği ve ‘yakın gelecekte’ eylem hazırlığındaki bir hücrenin üyelerini tutukladığı belirtildi. Ancak eylemin niteliği veya hangi aşamada olduğu hakkında daha fazla ayrıntı verilmedi.

İşgalci İsrail ordusu geçtiğimiz hafta sonu Batı Şeria'nın kuzeyinde bir operasyon başlattı. Bu operasyon kapsamında Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas vilayetindeki Tamun ve el-Fara’a’da yüzlerce ‘hedefe’ baskın düzenlendi. İşgalci İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada ‘İsrail vatandaşlarına yönelik her türlü tehdidi’ önlemek ve engellemek için ‘önleyici tedbirler almaya devam edileceği’ belirtildi.

rft56y
Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ın Batı Şeria'nın Cenin kentinde öldürülmeden önce İsrailli askerlerin önünde ellerini kaldırdıklarını gösteren bir video görüntüsü (AFP)

İşgalci İsrail ordusu, operasyon sırasında Arap ve uluslararası kamuoyunun kınamasına neden olan bir hareketle, soğukkanlılıkla infaz edilen Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah da dahil olmak üzere çok sayıda Filistinliyi öldürdü. Bu arada İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Sınır Polisi'nin gizli biriminin komutanını, biriminin üyeleri Cenin şehrinde Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ı infaz ettikten sonra albay rütbesine terfi ettirmeye karar verdi.

Abdullah Hamad

İşgalci İsrail ordusu Batı Şeria'daki saldırılarına devam ederken dün geçtiğimiz ekim ayında varılan ateşkes anlaşması kapsamında geri çekildiği Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsuru öldürdüğünü duyurdu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamaya göre bahsi geçen dört kişi bir yeraltı tünelinden çıktı.

The Times of Israel gazetesinin haberine göre öldürülenler arasında Hamas'ın Doğu Refah Taburu Komutanı ve yardımcısı da bulunuyordu.

Hamas’tan kaynaklar daha sonra, Hamas lideri ve müzakere heyetinin üyesi Gazi Hamad'ın oğlu Abdullah Hamad'ın Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta öldürüldüğünü doğruladı.

Muhammed Hamad, kardeşi Abdullah'ın Refah tünellerinde ‘etrafı sarıldığını ve İsrail askerleriyle girdiği çatışmada öldürüldüğünü söyledi.

Tünellerde mahsur kalanlar

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre bu gelişmeler, Refah’taki tünellerde mahsur kalanların akıbeti konusunda müzakerelerin sürdüğünü belirten çeşitli kaynakların açıklamalarına eşlik etti.

Refah sorunu, cesetler meselesi ile birlikte ikinci aşamaya geçişi geciktiriyor.

frgt
Pazar günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’ta bir çadırın önünde bir mülteci yemek hazırlıyor (EPA)

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Macid el-Ensari, İsrail'in iki rehinenin cesetlerinin halen Filistin topraklarında tutulduğunu bahane ederek Gazze'deki ateşkes planının ikinci aşamasına geçişi geciktirmemesi gerektiğini söyledi.

Ensari, Katar ve bölgedeki ortaklarının şu an, birinci aşamadan ikinci aşamaya geçerek Gazze Şeridi'ndeki savaş durumunu kapsamlı bir şekilde sona erdirecek sürdürülebilir bir barışa ulaşma çabasında olduğunu söyledi.

Öte yandan pazar günü Gazze Şeridi’ndeki belediyeler, İsrail'in Gazze’deki hayati tesislerin çalışması için yeterli miktarda dizel yakıtın girişini engellemesi üzerine, hızla kötüleşen yakıt krizi nedeniyle temel hizmetlerin yakında çökebileceği uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi Belediyeler Birliği, Han Yunus Belediye Başkanı Alaa el-Bata'nın basın toplantısında okuduğu açıklamada, ateşkesin başlamasından bu yana 50 gün içinde gelen yakıtın, yolları açmak, enkazları kaldırmak ve yerinden edilmiş kişilerin hareketliliğini kolaylaştırmak amacıyla sadece beş günlük çalışma için yeterli olduğunu belirtti.

Bata, “Krizin devam etmesi, halkın hayatını tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.


Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
TT

Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)

Papa 14. Leo dün yaptığı açıklamada, İsrail ile Filistinliler arasında on yıllardır süren çatışmanın tek çözümünün bir Filistin devletinin kurulmasını içermesi gerektiğini belirterek, Vatikan'ın bu konudaki tutumunu teyit etti.

Vatikan'ın ilk Amerikalı Papa'sı Leo, Türkiye'den Lübnan'a gitmek üzere bindiği uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "İsrail'in bu çözümü hâlâ kabul etmediğini hepimiz biliyoruz, ancak bunu tek çözüm olarak görüyoruz" dedi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Papa İtalyanca olarak yaptığı konuşmada, "Biz de İsrail'in dostuyuz ve iki taraf arasında arabulucu bir ses olarak, herkes için adaleti sağlayacak bir çözüme yaklaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, en yakın müttefiki olan ABD'nin Filistin bağımsızlığını desteklediğini belirtmesine rağmen, Filistin devletine karşı olduğunu yineledi.

Papa, sekiz dakikalık kısa basın toplantısı sırasında yaptığı açıklamada,perşembe günü başlayıp pazar gününe kadar devam eden Türkiye ziyaretine odaklandı. Papa, mayıs ayında Katolik Kilisesi lideri olarak seçilmesinden bu yana ilk yurt dışı seyahatini gerçekleştirdi.

Papa, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail-Filistin ve Ukrayna-Rusya çatışmasını görüştüğünü belirterek, Türkiye'nin her iki savaşın da sona ermesinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.

Papa Leo Türkiye ziyareti sırasında, dünyadaki olağanüstü sayıdaki kanlı çatışma nedeniyle insanlığın geleceğinin tehlikede olduğu konusunda uyarıda bulundu ve din adına işlenen şiddet eylemlerini kınadı.

Gazze'deki İsrail ordusuna eleştiri

Genellikle temkinli ve diplomatik bir dil kullanmayı tercih eden Papa Leo, bu yılın başlarında İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri harekatına yönelik eleştirilerini artırdı.

Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen, aynı zamanda dünyadaki 260 milyon Ortodoks Hristiyan'ın ruhani lideri Patrik Bartholomeos'a da ev sahipliği yapıyor.

Papa, Türkiye'yi dinsel birlikteliğin bir örneği olarak övdü. Papa Leo, yarına kadar Lübnan'ı ziyaretini sürdürecek ve ardından Roma'ya dönecek.

Papa Leo, "Farklı inançlara sahip insanlar barış içinde yaşayabilir... Sanırım bu, hepimizin dünya çapında dört gözle beklediği bir örnek" ifadelerini kullandı.