Hamas yetkilisinin Husi lideri ile görüşmesine Yemenli siyasilerden tepki

Sana’daki Husi milisleri (EPA)
Sana’daki Husi milisleri (EPA)
TT

Hamas yetkilisinin Husi lideri ile görüşmesine Yemenli siyasilerden tepki

Sana’daki Husi milisleri (EPA)
Sana’daki Husi milisleri (EPA)

Yemen’in en büyük partilerinden olan ve İslami çizgide hareket eden Yemen Reform Cemaati Partisi (el-Islah) dün (Perşembe) yaptığı açıklamada, Hamas Hareketi’nin Sana'daki bir temsilcisinin darbeci Husi örgütünü onurlandırmasını kınayarak bu eylemin grubun çeşitli vilayetlerde kendilerine karşı yürüttüğü savaşa direnen Yemenlilere karşı bir provokasyon olduğunu belirtti.
Husi medyası tarafından birkaç gün önce yayınlanan haberde, Hamas’ın Sana’daki temsilcisi Muaz Ebu Şamala’nın, Husi liderlerinden Muhammed Ali el-Husi’yi ziyaret ettiği bildirildi. Ayrıca Husi’yi onurlandırarak ona hareketin darbe grubuna minnettarlığını ifade eden bir ‘kalkan’ takdim ettiği kaydedildi.
Bu olay, meşru hükümeti destekleyen politikacılar tarafından öfkeyle karşılandı. Ayrıca, her zaman Filistin davasının destekçisi olan Yemen halkına ihanet olarak değerlendirildi.
Parti, Hamas Hareketi’nin Sana'daki suçlu Husi grubunu onurlandıran temsilcisini kınadığını belirterek şu açıklamayı yaptı:
“Yemenlilerin kanı akıyor ve Marib, Taiz, Hudeyde ve Dali’de çocuklarının cesetleri Husilerin balistik füzeleri ve patlayıcı yüklü insansız hava araçları yüzünden kömürleşiyor. Bu, tıpkı kardeş Filistin halkının acımasız Siyonist kibriyle karşı karşıya kalması gibi Husi  hanedanının küstahlığıyla karşı karşıya olan Yemenlilere karşı bir provokasyon sayılıyor.” 
Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:
"Bu eylemi kınarken, bu davranışın Filistin topraklarını işgal eden, Filistin halkını yerinden eden ve soğukkanlılıkla öldüren Siyonist işgale direnen bir hareketten gelmesine şaşırdık. Aynı şeyi terörist Husiler Yemen halkına karşı gerçekleştiriyor. Hamas’ın da Husi suçlarına karşı Yemen halkının hakkına saygı göstermesi ve özellikle adaletsizliğe ve suça direnirken bu utanç verici eyleme düşmekten kendisini uzak tutması gerekiyor. Yemenlilerin Filistin halkının reddettiklerini kabul etmesi beklenemez.”
Buna karşılık Hamas'a bağlı kaynaklar tarafından yapılan yazılı açıklamada, Hamas'ın Yemen'deki çatışmalarda bir tarafı desteklediği veya çatışmalara müdahale ettiği anlamına gelebilecek herhangi bir söylem, tutum veya davranışın kesinlikle kişisel olduğu, hareketi veya yöneticileri bağlamadığı ifade edildi.
Husi grubunun liderlerinin Filistin mücadelesine destek ve “Kudüs'ü restore etme” iddialarıyla Filistin davasına yatırım yaptıkları ve bu sloganlar ile asker toplamak ve savaş çabalarını finanse etmek için büyük miktarda para topladıkları biliniyor.



Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.