Tutuklamaların sürdüğü Cezayir’de yasama seçimleri başladı

Muhalefet seçimleri boykot kararı aldı

Tunus'taki Cezayir Konsolosluğu’nda oy kullanan Cezayirli bir göçmen. (EPA)
Tunus'taki Cezayir Konsolosluğu’nda oy kullanan Cezayirli bir göçmen. (EPA)
TT

Tutuklamaların sürdüğü Cezayir’de yasama seçimleri başladı

Tunus'taki Cezayir Konsolosluğu’nda oy kullanan Cezayirli bir göçmen. (EPA)
Tunus'taki Cezayir Konsolosluğu’nda oy kullanan Cezayirli bir göçmen. (EPA)

Cezayir’de seçim merkezlerinin kapıları, gerginliğin artarak devam ettiği bir ortamda kapılarını açtı. 24 milyon seçmen 407 milletvekilini belirlemek için sandık başına gidecek. Seçimlere şiddetle karşı çıkan muhalefet kanadının önde gelen isimlerine yönelik tutuklamalar ise sürüyor.
Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun yaptığı açıklamada, daha önceki seçimler için hazırlanan, seçmen iradesi dışında bağımsız partilerin ve adayların katılım göstermesine imkan sağlayan kota politikasını sona erdirme sözü verdi.
Ülkede 28 partiden 646 adayın yanı sıra 837 bağımsız isim de seçilmek için yarışıyor. Cezayir seçim tarihinde ilk kez bağımsızların sayısı partilerin gösterdiği adayları geçmiş durumda. Bu, üst düzey makamların sivil toplum aktivistlerini ve partilere bağlı olmayan gençleri meclise katılıma teşvik etme isteğini yansıtıyor. Tebbun daha önce yaptığı açıklamalarda söz konusu kesimi hükümetinin temel dayanağı haline getirmek istediğini söylemişti.
İslamcılar güçlü bir şekilde temsil edildikleri seçim yarışına muhalif Barış Toplumu Hareketi ve Adalet ve Kalkınma Cephesi ile Ulusal İnşa Hareketi Partisi ve Nahda Hareketi’nden oluşan dört parti ile katılıyor. Liberal Yeni Nesil Partisi ve muhafazakar Müstakbel Cephesi gibi Tebbun’un politikalarını destekleyen ancak diğer siyasi eğilimlerden olan partiler de seçimlerde şanslı gösteriliyor.
Seçimleri “dürüstlükten uzak” olan Sosyalist Güçler Cephesi, İşçi Partisi ve Kültür ve Demokrasi Mitingi ise süreçte yer almamalarına gerekçe olarak tutuklamaların yoğunluğunu, medyanın sessizliğini ve muhalefetin susturulmasını gösterdi.
Seçim süreci, 2019 cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde kurulan, geçen yıl da anayasa değişikliği için referanduma giden ‘bağımsız bir ulusal seçim otoritesi’ tarafından denetleniyor. Ancak seçimler İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülüyor. Bu nedenle muhalefet, eski Adalet Bakanı Muhammed Şerefi'nin başkanlığını yaptığı seçim otoritesini sadece “görüntü olarak” niteliyor.
Başkentin doğusundaki Kabiliye’de öncekilerde olduğu gibi yine seçimlerin boykot edileceği düşünülüyor. Zira bölge sakinleri, rejimin seçimler yoluyla kendi gündemlerini dayattığı görüşündeler.
2002 yılındaki seçimlerde, Amazig kabilelerinin yaşadığı en büyük şehir olan Tizi Vuzu’daki seçim büroları yakılmıştı. Amazig dili Arapça gibi ulusal ve resmi bir dil olarak anayasada yer alıyor olsa da bağımsızlıktan bu yana rejime karşı çıkan bu bölgeden tüm partiler kendilerine aday bulmakta büyük zorluklarla karşılaşıyor.
Seçimler, güvenlik güçlerinin dört hafta önce, özellikle de başkentte halk hareketi gösterilerini yasakladığı ve onlarca eylemciyi tutukladığı anormal koşullarda düzenleniyor. Başkent bir aydır seçimlerin tehlikelerle dolu olduğu izlenimini veren yoğun güvenlik tedbirlerine tanık oluyor. Hükümet, seçmenlerin oy kullanmasını engelleyenlere ve seçim merkezlerini sabote edenlere 20 yıl hapis cezası öngören Ceza Kanunu’nda değişikliğe gitmişti.
Göstericileri ‘güvenlik güçlerini kendilerine karşı güç kullanmaya tahrik etmekle’ suçlayan Tebbun, hükümetin terör örgütü olarak tanımladığı liderler isimlerin Avrupa'daki İslami Reşat ve Kabiliye Bağımsızlık Hareketi’nden sızdıklarını söyledi. Geçtiğimiz haftalarda siyasi aktivistlerin ve gazeteciler tutuklanmıştı. Halk hareketinden tutuklananların sayısı 200'ü geçmişti.
Güvenlik güçleri ülkenin önde gelen aktivistlerinden Kerim Tabu’yu dün akşam evinin yakınlarında tutukladı. İnternet üzerinden yayın yapan Maghreb Emergent (Gelişen Mağrib) gazetesi müdürü olan İhsan el-Kadi de tutuklananlar arasındaydı. . Geçtiğimiz yıl 11 ay hapiste kalan Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) muhabiri Halid Dararni de halk hareketi protestolarını haber yapmasıyla ilgili suçlamalar kapsamında tutuklandı ancak yargının kendisini iki yıl hapse mahkum etmesi sonrasında serbest bırakıldı. Ardından karar temyiz edildi.
Tutukluların Serbest Bırakılması Ulusal Komitesi’nin bildirdiğine göre tutuklananlar arasında üç de aktivist vardı. Seçim öncesinde yaşanan tutuklama dalgasının nedeni bilinmiyor. Ancak söz konusu eylemcilerin ve gazetecilerin seçimlere karşı olmaları nedeniyle tutuklandıkları tahmin ediliyor.
Avukatlardan, gazetecilerden, profesörlerden ve üniversite öğrencilerinden oluşan çok sayıda aktivist, ülkede tüm meydanların boğucu bir şekilde kuşatıldığı, rejim değişikliği çağrısında bulunulan barışçıl gösterilerin yasaklandığı ilan edilmemiş bir olağanüstü hal içerisinde olunduğu gerekçesiyle seçimleri boykot çağrısında bulundular. Diğer yandan medyada çıkan haberler, rejimin gerçek bir değişimden ve demokratik bir sistem kurmaktan kaçınmak için dayattığı seçim tarihlerine dikkat çekiliyor.



Mısır'dan Gazze Şeridi'ne 200 yardım tırı girdi

(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
TT

Mısır'dan Gazze Şeridi'ne 200 yardım tırı girdi

(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)
(foto altı) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta Filistinlilere yardım taşıyan tırlar, 14 Ekim 2025 (Reuters)

Mısır medyası bugün, ‘200 yardım tırının Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan Gazze Şeridi'ne girdiğini’ bildirdi.

Kahire el-İhbariyye televizyonu, ‘insani yardım konvoyundaki yüzlerce tırın, kuşatma altındaki bölgeye yardımların girişi için belirlenen Kerem Şalom ve el-Avce sınır kapılarından Gazze Şeridi'ne girmeyi beklediğini ve İsrail işgal makamları tarafından inceleme ve denetime tabi tutulduğunu, bu makamların tırların girişine izin verebileceğini veya engelleyebileceğini’ belirtti.

Kanal, bugün yakıt ve gaz yüklü tırlar da dahil olmak üzere daha fazla tırın Gazze Şeridi'ne girmesini bekliyor.

Refah Sınır Kapısı’nın ne zaman açılacağı konusunda belirsizlik

İsrail medyası bugün, Mısır'dan Gazze Şeridi'ne yardım ulaştırılması için Refah Sınır Kapısı’nın açılma tarihi konusunda farklı haberler yayınladı. İsrail Yayın Kurumu, İsrail'in Refah Sınır Kapısı’nın bugün yeniden açılmasına izin vereceğini duyurdu. Kurum, internet sitesinde şu açıklamayı yaptı: “Birleşmiş Milletler (BM), akredite uluslararası kuruluşlar, özel sektör ve bağışçı ülkeler tarafından insani yardım taşıyan 600 tır bugün Gazze Şeridi'ne gönderilecek.”

Öte yandan İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a bağlı Ynet internet sitesi, bir güvenlik yetkilisinin, Refah Sınır Kapısı’nın bugün ve büyük olasılıkla yarın da açılmayacağını, açılış tarihinin ‘bilinmediğini’ söylediğini aktardı. Adı belirtilmeyen yetkili, sınır kapısının bugün açılmasının lojistik olarak imkânsız olduğunu, ‘önceden sahaya gidip doğrulama yapılması ve bir ekip gönderilmesi gerektiği için bunun zaman alacağını’ belirtti.

Gazze Çocukları (Reuters)Gazze Çocukları (Arşiv-Reuters)

Güvenlik yetkilisi, anlaşma uyarınca insani yardım malzemesi yüklü 600 tırın Kerem Şalom Sınır Kapısı’ndan girdiğini söyledi. Bu arada Ynet internet sitesi, güvenlik kaynaklarına dayanarak, Hamas'ın dün teslim ettiği dört cesetten birinin İsrailli rehinelere ait olmadığını bildirdi.

BM ve yardım kuruluşları, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine saldırmasının ardından iki yıl süren savaş sonrası Gazze Şeridi'nin ciddi bir insani krizle karşı karşıya olduğu bir dönemde sınır kapısının yeniden açılması çağrısında bulundu. Ağustos sonunda BM Gazze'de kıtlık ilan etti.

BM, ‘siyasi liderlik’ tarafından alınan Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılması kararının, Hamas'ın dün geç saatlerde, cuma günü yürürlüğe giren Gazze Şeridi'ndeki ateşkes anlaşması kapsamında dört rehinenin cenazesini teslim etmesinin ardından geldiğini açıkladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın arabuluculuğunda imzalanan anlaşmaya göre, Hamas ateşkesin yürürlüğe girmesinden itibaren 72 saat içinde hayatta olan ve ölü tüm rehineleri teslim edecekti. Yaşayan 20 rehinenin tamamı zamanında serbest bırakılırken, dün akşam itibarıyla İsrail, öldürülen 28 rehinenin cesetlerinden sadece sekizini teslim aldı.

Gazzeli çocuklar yem yiyor ve tuzlu su içiyor (AFP)Gazzeli çocuklar yem yiyor ve tuzlu su içiyor (Arşiv-AFP)

İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir dün, Hamas'ın Gazze Şeridi'nden askerlerin cenazelerini iade etmemesi halinde Gazze'ye yardım malzemesi girişinin kesileceği tehdidinde bulundu. İsrail Yayın Kurumu, yardımların geçmesi için Refah Sınır Kapısı’nın yeniden açılması kararının, İsrail'in Hamas'ın bugün diğer dört rehinenin cesetlerini iade etme niyetini bildirmesinin ardından alındığını bildirdi. Ancak Hamas bu kararı henüz doğrulamadı.


Eski İsrail Başbakanı Olmert: İki devletli çözüme alternatif yok ve Trump savaşı durdurarak fark yarattı

ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)
TT

Eski İsrail Başbakanı Olmert: İki devletli çözüme alternatif yok ve Trump savaşı durdurarak fark yarattı

ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump, dünya liderlerinin zirvesinde, İsrail ile Hamas arasında Şarm el-Şeyh'te ABD'nin arabuluculuğunda sağlanan ateşkes ve esir takası kapsamında Gazze savaşını sona erdirmek için imzalanan anlaşmayı memnuniyetle karşıladı (Reuters)

Eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Gazze Anlaşması'na ilişkin yorumlarında, iki devletli çözüme dayalı barışçıl bir çözümden başka alternatif olmadığını belirtti.

Olmert, İngiliz The Independent gazetesinde yayınlanan yazısında, "Her iki tarafın karşılıklı haklarını tanıyan iki devlet çerçevesinde ilerlemek için herhangi bir ivmenin olmaması ve statükonun devam etmesi halinde tekrar savaşa döneceğimizi" ifade etti.

Eski İsrail başbakanı, “Şu anda önemli olan soru, savaşın geçici olarak durdurulması, İsrail'in Gazze'den kısmi çekilmesi ve Hamas'ın sınırlı faaliyetlerinin devam etmesinin, tüm Ortadoğu'yu değiştirecek ve iki devletli çözüme dayalı İsrail-Filistin barışına yol açacak cesur bir siyasi hamlenin başlangıç noktası olup olmayacağıdır” dedi.

Olmert makalesinde ayrıca barışın “1967 sınırları içinde, başkenti Doğu Kudüs olan ve Kudüs'ün Eski Şehri'nin İsrail veya Filistin egemenliğine tabi olmadığı, İsrail Devleti'nin yanında bir Filistin devletinin kurulmasıyla” sağlanabileceğini belirtti. “Kendi ordusu olmayan, İsrail Devleti'ne komşu, silahsızlandırılmış bir Filistin devleti” ifadesini kullandı.

Barış anlaşması değil, savaşı sona erdirme anlaşması

2006-2009 yılları arasında görev yapan eski İsrail başbakanı, İsrail Knesset'inde olağanüstü ve duygusal bir törenle kutlanan Gazze anlaşmasını bir barış anlaşması değil, savaşı sona erdirme anlaşması olarak değerlendirdi. Olmert, bunun “Gazze savaşını sona erdirmek, esirleri (yaşayan ve ölenleri) iade etmek, Filistinli esirleri serbest bırakmak ve İsrail'in Gazze Şeridi'nden kademeli olarak çekilmesini sağlamak için yapılan bir anlaşma” olduğunu belirtti. Anlaşma, Gazze Şeridi üzerinde askeri kontrol sağlamak ve Hamas'ın askeri gücünü yeniden kazanma girişimlerini önlemek için Filistinli, Mısırlı ve Ürdünlü askerlerden oluşan ortak bir güvenlik gücü kurulmasını da içeriyor. Anlaşma ayrıca, Türkiye, Katar, Mısır, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair ve ABD Başkanı'nın da dahil olduğu uluslararası denetim altında, Hamas yerine Gazze'deki hükümeti yönetmek üzere bir teknokratlar komitesinin kurulmasını da öngörüyor.

Trump'ın etkisi

Olmert, ateşkes anlaşmasını, kendi deyimiyle, “ABD Başkanı Donald Trump sayesinde birkaç hafta önce beklenmedik bir şekilde gerçekleşen etkileyici bir düzenleme” olarak değerlendirdi.

Olmert ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump müdahale edene kadar savaşı durdurmaya yönelik tüm uluslararası çabaların başarısız olduğunu da belirtti. Olmert şöyle yazdı: “Trump, Netanyahu'yu Katar Başbakanı'ndan özür dilemeye zorlamaya karar vermeseydi, hâlâ savaşın ortasında olurduk. Trump dışında hiçbir lider bu olaylar zincirini başlatamazdı.”

Olmert, “Emmanuel Macron, Keir Starmer, Kanada Başbakanı Mark Carney ve uluslararası toplumdaki birçok kişinin çabaları savaşın sona ermesine katkıda bulundu. Onlara teşekkür ve minnettarlığımızı sunmalıyız. Ancak, sadece bir lider radikal bir fark yarattı” dedi.

Hamas'ı yok etmeyen acı bir darbe

Olmert, Trump'ın İsrail Knesset'indeki konuşmalarının, özellikle “iki yıl süren kanlı ve acı verici çatışmaların hatıralarıyla dolu” dönemin ardından, henüz siyasi bir plan olmadığını belirtti.

Olmert, “İsrail hükümeti, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ifade ettiği sert tutumu terk etmeyi kabul etti” diye yazdı. Hamas'ı tamamen yok etmedi, ancak ona acı bir darbe indirdi. Gazze Şeridi neredeyse tamamen yıkıldı ve birçok Gazze sakini hala binaların enkazı altında gömülü durumda olabilir" diye yazdı.

Olmert, “Gazze'de öldürülenlerin büyük bir kısmı – 67 binden fazla – terörle hiçbir ilgisi olmayan kişilerdi, ancak 7 Ekim'deki saldırının ardından başlayan İsrail askeri harekatının kurbanlarıydılar” dedi.

Olmert, makalesini, birçok İsraillinin hala Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin tamamını ilhak etmeyi ve bu bölgelerin sakinlerini sürmeyi hayal ettiğini belirterek sonlandırdı. Şarku’l Avsat’ın The Independent’ten aktardığına göre Olmert, “Birçok Filistinli, çatışmayı yeniden başlatmak umuduyla Hamas'ın askeri kapasitesini yeniden inşa etmeyi umuyor ve hem Filistinliler hem de İsrailliler, yıkım ve tahribatın sürüklediği ütopik hayallerin tutsağı olmaya devam ediyor. Ancak sadece Trump iki halk için iki devlet çözümünü kabul ederek bu dönüşümü gerçekleştirebilir” ifadelerini kullandı.


Sudan'ın başkentine İHA saldırısı

Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)
Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)
TT

Sudan'ın başkentine İHA saldırısı

Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)
Sudan'daki insansız hava aracı (İHA) savaşı birçok kamu tesisini tahrip etti. (Reuters)

Fransız haber ajansı AFP'ye konuşan askeri kaynaklar ve tanıklar, bugün Sudan'ın başkenti Hartum'a insansız hava aracı (İHA) saldırısı düzenlendiğini ve söz konusu saldırıların patlamalara neden olduğunu bildirdi.

‘Hava savunma sistemlerinin İHA’ların çoğunu düşürdüğünü’ doğrulayan askeri kaynaklar, “Aralarında kamikaze İHA’ların da bulunduğu on tanesi, Omdurman'ın kuzeyindeki Sarkab ve Halid bin Velid kamplarına saldırdı” dedi.

Omdurman sakinleri olan tanıklar, sabahın erken saatlerinden itibaren şehir üzerinde uçan İHA’ları gördüklerini ve kuzeyden gelen şiddetli patlama sesleri duyduklarını belirtti.