İsrail'de Mizrahi Yahudilerine yönelik ayrımcılık sürüyor

Haham Yoshiyahu Yosef Pinto (Haham Yoshiyahu Pinto’nun resmi internet sitesi)
Haham Yoshiyahu Yosef Pinto (Haham Yoshiyahu Pinto’nun resmi internet sitesi)
TT

İsrail'de Mizrahi Yahudilerine yönelik ayrımcılık sürüyor

Haham Yoshiyahu Yosef Pinto (Haham Yoshiyahu Pinto’nun resmi internet sitesi)
Haham Yoshiyahu Yosef Pinto (Haham Yoshiyahu Pinto’nun resmi internet sitesi)

Aradan 70 yıl geçmesine rağmen, çoğunlukla Arap ülkelerinden gelen doğu kökenli Yahudi vatandaşlara (Mizrahi) karşı ırk ayrımcılığı devam ediyor.
Dün yayınlanan ve iki farklı kaynak tarafından yapılan çalışmada, Aşkenazi liderliğinin (Batı'dan gelen) solun iktidarı döneminde uyguladığı ayrımcılığın, sağın iktidarı döneminde de devam ettiği ve daha da kötüleştiği ortaya çıktı. Aşkenazi kadınları arasında birinci kuşakta lisans derecesi olan kadınların oranı yüzde 56 iken bu oran Mizrahi Yahudileri arasında yüzde 41. İkinci nesilde ise Aşkenazi yüzdesi yüzde 60'a, doğuluların yüzdesi 43'e yükseldi. Erkekler arasındaki farklar daha fazla. Birinci kuşakta üniversite birincisi olanların oranı Aşkenaziler arasında yüzde 43, doğulular arasında ise yüzde 27 iken, ikinci nesilde Akenaziler yüzde 47’e çıkarken doğulular aynı oranda kaldı.
Columbia Üniversitesi'nden Profesör Yinon Cohen ve Tel Aviv Üniversitesi’nde Profesör Sigal Alon akademik bir konferans sırasında, İsrail hükümetlerinin, doğuluların, isteseler bile Aşkenazilerle aynı hızda ilerlemelerine yardımcı olmayan bir hükümet sistemi geliştirdiklerini belirterek,  Aşkenazi'nin potansiyelinin doğudan çok daha büyük olduğunu söyledi.
Konferans, bir grup doğulu genç tarafından kurulan “Kara Panter” hareketinin ortaya çıkışının 50. yıldönümü vesilesiyle ve Shlomo Sabersky tarafından yazılarak İsrail'de yayınlanan ve konu hakkında konuşmaya cesaret eden ilk kitabın yayınlanmasından 40 yıl sonra düzenlendi. Bir başka çalışma da ise, İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet’in (Şabak) özellikle 1959'da Hayfa'daki Wadi al-Saleeb protestolarının ardından Arap ülkelerinden (Arap Yahudileri) gelen Yahudi vatandaşlar üzerinde bir casusluk sistemi kurduğunu ortaya çıkardı. Çalışmada, dönemin Şin Bet Başkanı Amos Minor’un casusluğun amacının, “hükümetin liderlik pozisyonlarına ulaşma hırsı ve liderlik eğilimi olan kişilerin (Mizrahi Yahudileri arasında) ortaya çıkması” olasılığı olduğunu belirti.
Minor’un bu açıklaması İsrail polisi tarafından Fas kökenli bir Yahudi'nin öldürülmesinden sonra Hayfa'daki Haç Vadisi’nde başlayan gösterilerden yaklaşık iki hafta sonra 21 Temmuz 1959 tarihli toplantı belgelerinde de yer alıyor. Yaşanan olay Arap Yahudilerin ülkede maruz kaldığı ırkçılık örneklerinden biriydi. Arap ve doğu ülkelerinden gelen Yahudilerin İsrail'e entegrasyonunu araştıran Dr. Shay Hazkan, isyanların devam edeceğini ancak kısa bir süre içerisinde kırılacağını belirterek, doğulu Araplar arasında yönetimde yer almak isteyen liderlerin ortaya çıkmasının mümkün olduğunu söyledi. Hali hazırda mevcut olan resmi liderlik dışında, yurt dışında pozisyonları olan, kendilerini dezavantajlı hisseden ve intikam peşinde koşan birçok kişinin olduğunu kaydeden Hazkan, belgelerin İsrail’de Aşkenaziler ve doğulular arasındaki güç dengesi endişesinden daha fazlasını oluşturduğunu vurguladı.
Eylül 1959 tarihli başka bir belgede ise “terörist ve ayaklanma faaliyetlerini önleme noktasında polise yardım etmek için Şin Bet’e başvuran kişinin İsrail Başbakanı David Ben Gurion olduğu görüldü. Operasyonların daha sonra Şin Bet’in başına geçecek ola Avraham Ahituv tarafından denetlendiği kaydedildi.



İran, İsrail'in ateşkese bağlılığını sorguluyor… Pezeşkiyan, halkı hükümetlerine güvenmeye çağırdı

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini vurmasının ardından başkent Tahran'da düzenlenen bir protesto gösterisine katıldı. (DPA)
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini vurmasının ardından başkent Tahran'da düzenlenen bir protesto gösterisine katıldı. (DPA)
TT

İran, İsrail'in ateşkese bağlılığını sorguluyor… Pezeşkiyan, halkı hükümetlerine güvenmeye çağırdı

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini vurmasının ardından başkent Tahran'da düzenlenen bir protesto gösterisine katıldı. (DPA)
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ABD'nin İran'ın nükleer tesislerini vurmasının ardından başkent Tahran'da düzenlenen bir protesto gösterisine katıldı. (DPA)

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan bugün yaptığı açıklamada, önceliğin ülkenin birliğini korumak olduğunu belirterek, halkın hükümetine güvenmesi gerektiğini vurguladı.

Devlet televizyonu tarafından yayınlanan açıklamasında Pezeşkiyan, “İran halkı son 12 gün (İsrail ile savaş süresi) boyunca gösterdiği birlik ve beraberlik sayesinde vatanının yanında olduğunu kanıtlamıştır” dedi.

Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı Tesnim Haber Ajansı, İran Genelkurmay Başkanı Abdurrahim Musevi'nin Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman'a Tahran'ın İsrail'in ateşkese bağlılığı konusunda ciddi şüpheleri olduğunu söylediğini aktardı.

Musevi, “Düşmanın ateşkes de dahil olmak üzere yükümlülüklerini yerine getirdiğine dair şüphelerimiz olduğu için, saldırganlığını tekrarlaması halinde ona güçlü bir yanıt vermeye hazırız” şeklinde konuştu.

Diğer yandan bir DMO yetkilisi, savaş sırasında DMO'nun savunma kapasitesinin yüzde 5'inden daha azını kullandığını söyledi. Yetkili, “Birliklerimizin çoğu İsrail ile aramızdaki savaşa girmedi” ifadesini kullandı.

İran devlet televizyonu parlamentonun ‘askeri ve güvenlik bölgeleri ya da belirli bir koruma seviyesine sahip bölgeler üzerinde izinsiz sivil insansız hava aracı (İHA) uçuşlarının yasaklanmasını’ kabul ettiğini bildirdi.

Binlerce İranlı dün, iki ülke arasındaki ateşkesin beşinci gününde, İran'ın İsrail ile savaşında öldürülen 60 komutan ve nükleer bilimci için düzenlenen cenaze törenine katıldı.