SoftBank Vision Fund’ın yönetici ortağı Saleh Romeih, Şarku'l Avsat'a konuştu: ‘Suudi Arabistan yapay zekâ devrimine olan inancımıza destek verdi’

Koronavirüs salgını teknolojinin benimsenmesini sağladı.

Japonya merkezli SoftBank, Vision Fund 1 ve 2’nin desteği ile geçen yıl tarihinin en yüksek yıllık gelirini elde etti. SoftBank Vision Fund’ın (Vizyon Fonu) yönetici ortağı Saleh Romeih. (Reuters)
Japonya merkezli SoftBank, Vision Fund 1 ve 2’nin desteği ile geçen yıl tarihinin en yüksek yıllık gelirini elde etti. SoftBank Vision Fund’ın (Vizyon Fonu) yönetici ortağı Saleh Romeih. (Reuters)
TT

SoftBank Vision Fund’ın yönetici ortağı Saleh Romeih, Şarku'l Avsat'a konuştu: ‘Suudi Arabistan yapay zekâ devrimine olan inancımıza destek verdi’

Japonya merkezli SoftBank, Vision Fund 1 ve 2’nin desteği ile geçen yıl tarihinin en yüksek yıllık gelirini elde etti. SoftBank Vision Fund’ın (Vizyon Fonu) yönetici ortağı Saleh Romeih. (Reuters)
Japonya merkezli SoftBank, Vision Fund 1 ve 2’nin desteği ile geçen yıl tarihinin en yüksek yıllık gelirini elde etti. SoftBank Vision Fund’ın (Vizyon Fonu) yönetici ortağı Saleh Romeih. (Reuters)

Uluslararası alanda faaliyet gösteren dev şirketler, koronavirüs salgını nedeniyle benzeri görülmemiş mali kayıplara şahitlik ederken tarihinin en yüksek yıllık gelirini elde eden Japonya merkezli SoftBank grubu ise Vision Fund 1 ve 2’nin desteği ile, sona eren mali yıl içerisinde 4.03 trilyon yen (36.99 milyar dolar) rekor kazanç açıkladı.
SoftBank Vision Fund'ın yönetici ortağı Saleh Romeih, salgının getirdiği kısıtlamalar ve takip eden politikaların şirketleri ve tüketicileri teknolojiyi benimsemeye motive ettiğini söyledi. Romeih, Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği özel röportajda şunları söyledi:
“Bu netice, dünyayı çarpıcı biçimde yeniden şekillendirecek bir teknoloji ve yapay zeka devriminin ortasında olduğumuza dair temel tezimizi doğruluyor.”
Romeih, bunun e-ticaret, eğitim, yazılım, eğlence, yemek dağıtım hizmetleri ve sağlık gibi fonun yatırım yaptığı sektörlere önemli ölçüde fayda sağladığını belirtti.
Romeih açıklamasında elde edilen kâr oranına da değindi:
“Bu yılki performansımız, büyük ölçüde değer yaratan kamu yatırımlarımızdaki kazanımlardan kaynaklandı. Auto1, Qualtrics ve bilhassa Coupang'ın yer aldığı son çeyrekteki güçlü halka arzın gösterdiği gibi, yatırımcılar halka açıldıklarında pazar liderlerimizle etkileşime girmeye devam ediyorlar.”
Romeih ayrıca özel şirketlerin de Cruise, Fanatics ve Gopuff'un yeni yatırımlar yaptığı üçüncü taraf yatırımcılardan sermaye çekmeye devam ettiğini kaydetti.
SoftBank Vision Fund’ın önümüzdeki dönemde Ortadoğu’da birçok doğrudan yatırım üzerinde çalıştığını belirten Romeih, “Son dört yılda en az 30 Vision Fund firmasını bölgeye kazandırdık. Birçoğu şu an tam olarak faaliyet gösteriyor. Ortadoğu'daki topluluklara hizmet ediyor” dedi. Her ne kadar salgın dolayısıyla yatırımlarda yavaş ilerleme kaydedilse de özellikle de Suudi Arabistan'da ilerlemeye tanık olunduğuna işaret etti.
Klook platformu geçtiğimiz günlerde dijital dönüşümü ve turizm sektöründe büyümeyi desteklemek için Seera Group ve Suudi Turizm Otoritesi ile bir ortaklıkta bulunduğunu duyurmuştu. Automation Anywhere şirketi de yerel hizmet sağlayıcılarla ‘talep üzerine yazılım’ (SaaS) ortaklıkları oluşturmak için sivil bilgi teknolojileri girişimleriyle mutabakatlar imzalamış, Aramco Ventures da kısa süre önce Energy Vault'a yaptığı yatırımı açıklamıştı.
Romeih aynı zamanda SoftBank Vision Fund 1 (SVF 1) ve 2 (SVF 2) üzerinden, önümüzdeki 12 ay içerisinde Suudi Arabistan'a birkaç şirket daha tanıtılacağını söyledi.
Romeih, SoftBank Vision Fund ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiye dair de açıklamalarda bulundu:
“Hem Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu (PIF) hem de Birleşik Arap Emirlikleri’nin Mubadala şirketi sayesinde yapay zeka devrimine olan inancımız yeşerdi. Ayrıca ortaklığımız, Suudi Arabistan'da hidrokarbonlardan uzak ekonomik çeşitlendirmeyi ve bilgi transferini desteklemek, yerel iş fırsatları yaratmak ve dünyadaki en son teknolojilere doğrudan erişim sağlama yönünde, Vizyon 2030 ilkeleri kapsamına giriyor.”
Saleh Romeih ayrıca SoftBank Vision Fund ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkinin birden fazla alana uzanan, sermayeden getiri elde etmenin ötesine geçen uzun vadeli bir stratejik ortaklık olduğunu ifade etti.
SoftBank Vision Fund, bankacılık teknolojisi sektöründe faaliyet gösteren yeni kurulan şirketlere milyonlarca dolar aktarmıştı. Bu şirketlerin sonuncusu 250 milyon dolarlık yatırım fonu alan Zeta oldu. Romeih konuya dair şunları syledi:
“Teknolojideki yenilikler vasıtasıyla finansmanı demokratikleştirmeye inanıyoruz. Kullanıcı deneyiminin, azalan maliyet ve sürtüşmelerin, erişim kolaylığının sigorta, kredi ve aracılık sektörlerinin geleceğini şekillendireceği inancı taşıyoruz. Fintech, kredilendirmeden (Creditas Klarna ve OakNorth), harcamalara (VN Life), sigortaya (Policybazaar ve ZhongAn) ve yatırıma (eToro) kadar tüm finansal hizmet sektörlerini dönüştürmeye devam ediyor. Bu gruplara yatırım yapıyoruz.”
Bankacılık teknolojisinin yanı sıra finansal teknolojiyi iş platformlarına yerleştirme yönünde büyük fırsatlar olduğunu belirten Romeih, “Örneğin Coupang, Rappi ve Grab, SuperApp platformlarında tüm yerleşik finansal hizmet tekliflerine sahip” ifadelerini kullandı.
SoftBank Vision Fund kapsamında elde edilen tarihi sonuçlara rağmen Greensell Capital gibi en önemli yatırımlarından bazılarında çöküş kaydedildi. Romeih, fonun yüksek riskli bir yatırım stratejisi izleyip izlemediği sorusuna şu yanıtı verdi:
“Hayır, yatırım stratejimiz riskli değil. Geç büyüme aşamasındaki bir yatırımcı olarak portföyümüz teyitli iş modelleri ve hakim pazar konumlarına sahip, çoğu kârlı olmaya giden net bir yolu olan şirketlerden oluşuyor. Vision Funds 1 ve 2 yatırım portföyünde en az 140 şirket bulunuyor. Yatırım açısından bu şirketlerin hepsi başarılı olmayacak. Ancak önemli olan ders çıkarmak ve yatırım yaklaşımını ayarlamaya devam etmek.”
SoftBank Vision Fund’ın medyada bazılarının yaptığı gibi bir “milyarder fabrikası” olarak değerlendirilmesine karşı çıkan Romeih konuya dair şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kurucular genellikle yalnızca başarılı bir halka arzın ardından, kamu piyasaları tarafından atanan değerde bir kazanç elde edebilir. Rolümüz, büyüme aşamalarını tamamen halka açık bir şirkete dönüştürmek için yeterli destek ve sermayeyi sağlamaktır. Kurucunun, şirketin ve yatırımcılar olarak bizlerin uzun vadeli çıkarlarının uyumlu olmasını sağlamak için kurucu oy hakları ve yönetim kurulu teşkilleri üzerinde güçlü bir gözetim uyguluyoruz.”



Mega liman atılımı: Çin'in Peru çıkarması ticareti nasıl şekillendirecek?

Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)
Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)
TT

Mega liman atılımı: Çin'in Peru çıkarması ticareti nasıl şekillendirecek?

Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)
Çin, Peru'da finanse ettiği mega limanla Güney Amerika'daki nüfuzunu artırmayı hedefliyor (AFP)

Donald Trump'ın başkanlık seçimlerini kazanmasıyla ABD-Çin ilişkilerinin nasıl şekilleneceği belirsizliğini korurken Pekin, Washington'ın "arka bahçesi" Güney Amerika'daki yatırımlarına devam ediyor. Çin'in finansmanıyla Peru'da inşa edilen mega liman da Washington'ın radarında. 

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte, Chancay Limanı'nın açılışını 14 Kasım'da gerçekleştirdi. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC'nin analizinde, Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında inşa edilen mega limanın "Kuzey Amerika'yı devre dışı bırakacak yeni ticaret rotaları oluşturabileceği" ifade ediliyor. 

Şi'nin açılışa katılmasının, Pekin'in bu limana ne kadar değer verdiğinin göstergesi olduğu yorumu da yapılıyor. Boluarte ve Şi, Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Zirvesi kapsamında bir araya gelmişti. Chancay Limanı'nın açılışı da zirveye damga vurdu. 

Şi, Çin ve Latin Amerika ülkeleri arasındaki ekonomik bağları güçlendirmeyi hedeflediklerini belirtirken, Boluarte de limanın açılışını "Peruluların gurur duyduğu tarihi bir an" diye niteledi.

BBC'nin analizinde, ABD'nin Güney Amerika'daki "komşularına ve onların ihtiyaçlarına kayıtsız kalmasının bedelini ödediği" değerlendirmesi paylaşılıyor. Washington merkezli düşünce kuruluşu Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü'nden Monica de Bolle, Pekin'in hamlesine ilişkin şu yorumu yapıyor: 

ABD, Latin Amerika'da uzun süredir etkin değil, Çin de çok hızlı adımlar attı, son 10 yılda bölgedeki durumu gerçekten yeniden şekillendirdi. Amerika'nın arka bahçesinde doğrudan Çin'le ilişki kuruluyor. Bu sorun yaratacak bir durum.

Çin devletine ait Cosco Shipping'in yürüttüğü 3,5 milyar dolarlık proje, Peru'nun Pasifik kıyısındaki balıkçı kasabası Chancay'ı devasa bir lojistik merkezine dönüştürdü. Peru'nun başkenti Lima'nın yaklaşık 70 kilometre kuzeyindeki mega liman, iki ülke arasındaki tek yönlü nakliye süresini 35 günden 23 güne indirdiği gibi, lojistik maliyetlerinde de yüzde 20'den fazla tasarruf sağlayacak. 

Ayrıca Peru'da her yıl 8 binden fazla kişinin doğrudan istihdama katılmasına ek olarak yıllık 4,5 milyar dolar gelir yaratması öngörülüyor. 

"Şanghay'dan Chancay'a" sloganıyla inşa edilen mega liman, 15 güvertesiyle Latin Amerika'nın en büyük derin deniz limanı olacak. Tüm aşamaları tamamlandığında bu mega liman sadece Peru'nun değil Şili, Ekvador, Kolombiya ve Brezilya'nın ürünlerinin de Asya'ya ulaşmasını sağlayacak.

ABD'li yetkililer, bu limanın askeri amaçlarla kullanılabileceğini de öne sürüyor. Britanya gazetesi Financial Times'ın (FT) görüştüğü ABD Güney Komutanlığı'ndan emekli General Laura Richardson, Çin donanmasının buraya gemi konuşlandırarak limanı "çift fonksiyonlu" şekilde kullanabileceğini savunuyor. 

Amerikan gazetesi Wall Street Journal, Çin'in Arjantin'den lityum, Venezuela'dan ham petrol ve Brezilya'dan demir cevheriyle soya satın aldığını hatırlatarak, Pekin'in Güney Amerika'daki projelerinin toplam değerinin 286 milyar doları bulduğuna işaret ediyor. 

ABD'nin Güney Amerika ülkelerini "ikinci plana atması" sebebiyle Pekin yönetiminden birçok diplomat ve bürokratın bölgede yoğun faaliyet gösterdiğine dikkat çekiliyor. WSJ'ye konuşan Washington'ın eski Panama Büyükelçisi John Feeley, ABD'nin bölgeye yönelik politikasını değiştirmesi gerektiğini belirterek şunları söylüyor: 

ABD, Latin Amerika'ya bir fırsat gözüyle değil bir sorun olarak bakıyor.

Independent Türkçe, BBC, Wall Street Journal, Financial Times, RT