İsrail Batı Şeria’nın C Bölgesindeki Filistin inşaatlarını durduracak

Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
TT

İsrail Batı Şeria’nın C Bölgesindeki Filistin inşaatlarını durduracak

Fotoğraf (Reuters_Arşiv)
Fotoğraf (Reuters_Arşiv)

İsrail merkezli Yediot Ahronot gazetesinin internet haber portalı YnetNews, Mavi ve Beyaz İttifakı'nın (Kahol Lavan) Lideri Benny Gantz ve Yeni Umut Partisi (Tikva Hadaşa) Genel Başkanı Gideon Saar’ın yeni hükümet koalisyonu için resmî imza töreni öncesinde anlaştığını belirtti.
İsrail Meclisi Knesset'te güvenoyu aldıktan sonra bugün göreve başlayacak olan “Değişim Hükümeti”nin, Batı Şeria'nın yaklaşık üçte ikisini oluşturan ve idari ve güvenlik açısından İsrail'e bağlı olan "C" kategorisindeki bölgelerde yürütülen Filistinlilerin inşaat faaliyetlerini takip etmek ve bu konuda Sivil İdare'ye rapor vermek üzere bir komite oluşturacak
YnetNews’e göre, anlaşma, Tikva Hadaşa Partisi’nden Zeev Elkin'in, partinin bu bölgelerdeki Filistin inşaatlarını takip etmek için devraldığı İskan Bakanlığı altında özel bir komite kurulmasını talep etmesinden sonra, iki taraf arasında yaşanan ihtilafın ardından uzlaşı sağlandı. Ancak Gantz, bu görevin özel komiteler kurup daha büyük bütçeler ayrılarak ordunun sivil yönetiminin elinde kalması konusunda ısrar etti.
Filistin inşaatlarına aşırı düşmanlığıyla bilinen Elkin, yasa dışı binaların yıkımına başlamak ve Filistinlilerin inşaat yapmasını önlemek için söz konusu bölgede arazi ekimini hızlandırmak amacıyla C bölgelerinde nüfus sayımı yapılmasını öngören bir çalışma belgesi geliştirmeye çalışıyor.
Komite, bu geniş ve tartışmalı alanda Filistin inşaatını sınırlamayı hedefliyor, ancak yeni eylem mekanizmalarına göre komisyona 30 milyon şekel tahsis edecek.
Öte yandan komite, mevcut ve planlanan Filistin inşaatı hakkında istihbarat toplayacak, finansman kaynaklarını kurutmak için çalışarak "Filistinlilerin söz konusu bölgede yasadışı inşasına" karşı yasal süreç yürütecek.
Batı Şeria'nın yaklaşık üçte ikisini oluşturan C Bölgesi'ndeki Filistinliler ve İsrailliler arasında meydana gelen söz konusu çatışma oldukça eskilere dayanmakta.
Filistin hükümeti 2019'da Batı Şeria'da A, B ve C olarak bilinen bölgelere dair yaptığı bu sınıflandırmayı kaldırdığını duyurdu ancak sahada hiçbir şey değişmedi. Bilakis, normal ve tekrarlanan bir adımla İsrail, C Bölgesi'ndeki Filistinlilere ait mülkleri yıktı ve buraya yeni yerleşim birimleri kurdu.
Filistin'in söz konusu adımı, Batı Şeria'yı A, B ve C olmak üzere 3 bölgeye ayıran Oslo Anlaşmalarının imzalanmasından 26 yıl sonra gerçekleşti.
Filistin’in başlıca nüfus merkezlerini içeren A bölgesi, Filistin güvenlik ve idari kontrolü altındadır. Söz konusu bölge Batı Şeria’nın yüzde 18’ini kapsamakta.
Filistin’in idari, İsrail’in ise güvenlik kontrolü altında tutulan B bölgesi ise Batı Şeria’nın yüzde 21’ini kapsamakta.
Batı Şeria'nın yüzde 61'ini kapsayan C bölgesi ise İsrail'in işgali altında bulunuyor.
C Bölgesi'nde yerleşim yerleri, geniş arazi alanları ve vatandaşlar için özel yollar bulunmakta. İsrail söz konusu bölgelere Filistinlilerin nadiren inşaat yapmasına izin verse de bir süre sonra o inşaatları yıkıyor.
Örneğin İsrail, 2016-2018 yılları arasında C Bölgesi'ndeki bin 485 Filistinlinin inşaat ruhsatı başvurusundan sadece yüzde 0,81’ine denk gelen 21'ini onayladı.
2019'da Güvenlik Kabinesi Filistinliler için prensipte 700 yapı ruhsatı onaylasa da gerçekte çok azına ruhsat verildi.
Uluslararası toplumun çoğu uzlaşma inşasını uluslararası hukukun ihlali olarak görüyor.
Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ)  Toprak Savunması ve Yerleşim yerlerine Karşı Direniş Ulusal Ofisi tarafından dün yayınlanan Filistin resmi raporunda, Kudüs'e yerleşen yerleşim ve C bölgesi üzerindeki kontrolünün sıkılaştırılmasının yeni İsrail hükümetinin programının merkezinde yer aldığı belirtildi.



Çin, yabancı istihbarat servislerini nadir toprak elementlerini ‘çalmakla’ suçluyor

Çin'in Jiangsu eyaletinin Lianyungang kentindeki bir limanda çalışan işçiler, ihraç edilmek üzere nadir toprak elementleri içeren toprak taşıyor. (Arşiv – Reuters)
Çin'in Jiangsu eyaletinin Lianyungang kentindeki bir limanda çalışan işçiler, ihraç edilmek üzere nadir toprak elementleri içeren toprak taşıyor. (Arşiv – Reuters)
TT

Çin, yabancı istihbarat servislerini nadir toprak elementlerini ‘çalmakla’ suçluyor

Çin'in Jiangsu eyaletinin Lianyungang kentindeki bir limanda çalışan işçiler, ihraç edilmek üzere nadir toprak elementleri içeren toprak taşıyor. (Arşiv – Reuters)
Çin'in Jiangsu eyaletinin Lianyungang kentindeki bir limanda çalışan işçiler, ihraç edilmek üzere nadir toprak elementleri içeren toprak taşıyor. (Arşiv – Reuters)

Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, yabancı istihbarat servislerinin nadir toprak elementlerini ‘çalmaya’ çalıştığını bildirdi ve hayati önem taşıyan element sektörünü hedef alan sızma ve casusluk faaliyetlerini çökertme sözü verdi.

Reuters'in haberine göre Bakanlık, WeChat hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, yabancı istihbarat servisleri ve ajanlarının Çin'den nadir toprak elementleriyle ilgili materyalleri çalmak için ‘yerli kanun kaçakları’ ile iş birliği yaptıklarını ve Çin'in ulusal güvenliğine ciddi bir tehdit oluşturduklarını bildirdi.

Bakanlık, ismi açıklanmayan bir ülkenin, sevkiyat verilerini tahrif ederek ve ürünleri nihai varış noktalarına gitmeden önce üçüncü ülkelere gönderecek şekilde yeniden sevk ederek ihracat kısıtlamalarını aşma girişimlerini tespit ettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre, pillerde, çiplerde ve daha birçok alanda kullanılan bir element olan antimon, Çin'in ABD'ye ihracatı yasaklamasının ardından Tayland ve Meksika üzerinden ABD'ye gönderilmiş gibi görünüyor.

Çin, ABD'nin gümrük tarifelerine yanıt olarak nisan ayı başında ihracat kısıtlamaları listesine bir dizi nadir toprak elementini ekledi.

Bu karar elektrikli otomobiller, robotik ve savunma sanayii için önemli küresel tedarik zincirlerini sekteye uğratarak, Çin dışındaki bazı otomobil üreticilerini üretimi kısmen askıya almaya zorladı.

Ancak Çin'in nadir toprak elementleri ihracatı haziran ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 32 arttı. Bu da Washington ve Pekin arasında element akışını desteklemek için daha sonra varılan anlaşmaların meyvelerini vermeye başladığının bir göstergesi.