Pandemi Petra’nın binek hayvanlarını işsiz bıraktı

Geçim kaynaklarını kaybeden yüzlerce Ürdünlü, açlıktan ölmek üzere olan onlarca eşek katır ve atı besleyemez hale geldi.

Petra kentinde eşek ve atlara binen turistler (AFP)
Petra kentinde eşek ve atlara binen turistler (AFP)
TT

Pandemi Petra’nın binek hayvanlarını işsiz bıraktı

Petra kentinde eşek ve atlara binen turistler (AFP)
Petra kentinde eşek ve atlara binen turistler (AFP)

Ünlü antik şehir Petra’daki turistleri taşıyan yüzlerce Ürdünlü hayvan sahibi, turizmin Kovid-19 salgını nedeniyle bir yıldan fazladır durma noktasın gelmesi nedeniyle ana geçim kaynaklarını kaybettiler ve onlarca at, eşek ve katırı besleyemez hale geldiler.
15 yaşındaki Abdurrahman Ali, Ürdün'ün güneyinde kayalara oyulmuş meşhur antik Petra yakınlarındaki bir veteriner kliniğinde eşeği için bedava yem almayı bekliyor. Zira Amman'ın 230 kilometre güneyindeki bu antik kentte turizm durduğu için artık onları zar zor besleyebiliyor.
Mavi gömlek, zeytin rengi pantolon ve mavi şapka giyen bu neşeli çocuk, AFP’ye şunları söylüyor:
Salgından önce kimse işsiz değildi. Petra'daki bedeviler para alıp hayvanlarını beslerdi ama salgının başlaması ile bu kliniğe gelip bedava yem ve tedavi hizmeti almak zorunda kalıyoruz."
ABD’li kar amacı gütmeyen kuruluş PETA’nın antik şehir Petra yakınlarındaki Umm Sayhoun köyünde kurduğu klinikte, bakıma muhtaç atlar, eşekler ve katırlar için bir ahır bulunuyor.


PETA kliniğinde eşeğini besleyen Abdurrahman Ali (AFP)

Rakamlara göre turizm
Hz. İsa’dan önce Nebatilerin başkenti olan Petra, 2007 yılında Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri olarak seçilmişti. Şehir Ürdün'ü ziyaret eden yabancı turistlerin tercih ettiği durakların başında geliyor.
Kasım 2019'da Petra, bir yılda milyonun ziyaretçiyi ağırlamıştı. 2020 yılında ise Kovid-19 salgını kontrol altına almak için getirilen kısıtlamalar ve salgının ekonomiye yansımaları nedeniyle ziyaretçi sayısı 252 bin 728'e düştü.
Mart 2020'de kapatılan şehir geçen Mayıs’ın başında tekrar turist kabul etmeye başladı.
Petra Şehri Belediye Başkanı Süleyman Al-Farajat'a göre, 2019'da 3 binden fazla turist sayısına kıyasla, günde 150 ila 200 turist şehri ziyaret ediyor.
Petra'da yaklaşık 200 turist rehberi var ve yaklaşık 4 bin kişi 700 ila 800 eşek, katır, deve ve atla turist taşımacılığı yapıyor.
Turizm geliri düşüyor
Abdurrahman, "İşler iyi gittiğinde, günde 100 ila 200 dinar (140 ila 280 dolar) arasında alırdım. Zayıf günlerde ise 20 dinar (28 dolar) arpa satın almak için zar zor yetiyordu" diyor.
Şu anda, Abdurrahman okula gitmiyor, uzaktan eğitime devam ediyor ve annesine yardım etmek için çalışıyor. Babası ölen Abdurrahman, annesi ve iki küçük erkek kardeşi amcalarıyla birlikte yaşıyor.
Abdurrahman “Eskiden kazandığım parayla yem de alırdım. Ama turizm durunca her şey durdu. Şu anda kimse yem veya ilaç satın alamıyor. Biraz parası olan, onu kendi ihtiyaçları için harcıyor” diyor.
Farajat, “Etkilenenler sadece hayvan sahipleri değil. Aynı zamanda otel, restoran ve şark antikacıları dahil yüzlerce çalışan işini kaybetti" dedi.
Salgın, Ürdün’ün gayri safi yurtiçi hasılana yüzde 12 ila 14'üne katkıda bulunan turizm sektörünü çok şiddetli vurdu. Resmi rakamlara göre turizm geliri 2019'da 5,8 milyar dolarken, 2020'de bir milyara geriledi.

Kurtarılmayı bekleyen 250 hayvan
Kahverengi Arap elbisesi, askeri ceketi ve siyah şapkası ve eşeğiyle kliniğin büyük demir kapısında duran 23 yaşındaki Muhammed el-Badol "Salgından önce ailem ve benim yedi eşeğimiz vardı ve Petra'da çalışıyorduk. Şimdi zar zor besleyebildiğim sadece bir eşeğimiz var" diyor.
23 yaşındaki genç ailesinin yedi kişilik olduğunu, kendisinin ve üç erkek kardeşinin çalıştığını ve kardeşlerinin kendisinden küçük olduklarını belirtiyor.
PETA kliniği, özellikle yetersiz beslenme nedeniyle kötü sağlık koşullarından mustarip olan çalışan hayvanlara bakım sağlıyor.
Ocak 2020'de açılan kliniği yöneten Mısırlı veteriner Hasan Şatta şunları söylüyor: “Buradaki insanlar turizmde çalışmak için hayvanlarına bağımlı ve durdukça gelir kaynaklarını kaybettiler ve artık onlara bakamayacak ve onları besleyemeyecek duruma geldiler.”
Şatta, “yaklaşık sekiz ay önce yetersiz beslenmeden mustarip ve çok zayıf eşekler ve atlar görmeye başladık. Bu da bizi eşekleri, atları, develeri ve katırları hayatta tutmak için bir beslenme programı başlatmaya yöneltti" diye açıklıyor.
Şu anda tek çalışanı olan ve ücretsiz hizmet veren klinik, günde 10 ila 15 vaka alıyor.
Şatta programın turizmin durmasıyla başlayan dönemde yaklaşık 250 hayvanı kurtardığını, çünkü insanların hayvanlarını beslemek veya tedavi etmek için maddi imkanları olmadığını belirtiyor.

Binek hayvanların yerine elektrikli arabalar
Şatta, Salva adlı gri bir kısrağın bacağındaki yarayı incelerken, programın açlık sonucu acı çeken vakaları takip edebildiğini ve kliniğe getirilip kendisine gerekli olan su ve yemek verildiğini ardından da iyileştiğini anlatıyor.
Bunlara ilave olarak klinik, kötü beslenme, eyer, düşme ve kötü muamele kaynaklı yaralanmaları da tedavi ediyor.
Farajat, binek hayvanlarının elektrikli arabalarla değiştirilmesine yönelik bir projenin bulunduğunu ve Petra’da 1 Temmuz’a kadar faaliyete başlayacak olan 20 adet elektrikli arabalarla binek hayvan sahiplerine fayda sağlayacak bir projeden bahsediyor. Zira bu hayvanların sahiplerinin bir kısmı elektrikli arabaların kullanılmasında görevlendirilecekler. Diğer taraftan 50 dinar (70 dolar) tutarında turistlerden alınan bilet bedelinden sekiz dinarın (11 dolar) hayvan sahiplerine ödenecek.
2019 yılı itibariyle Petra’ya giriş ücretinin toplamı 50 milyon  dinar (70 milyon doları) aştı.



Fas ve Cezayir, Nijerya'nın Avrupa'ya uzanan doğalgaz boru hattı için birbiriyle yarışıyor

Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
TT

Fas ve Cezayir, Nijerya'nın Avrupa'ya uzanan doğalgaz boru hattı için birbiriyle yarışıyor

Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)
Nijerya'dan Fas'a kadarki kısmı 6 bin kilometre olacak boru hattının 30 milyar dolara mal olacağı tahmin ediliyor (Fas Haber Ajansı)

İntisar Antar

Doğalgaz, Nijerya'nın bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 75'ini ve ülkenin ihracat gelirlerinin yüzde 95'ini oluşturan en önemli kaynak. Bu durum rekabete yol açarken, Nijerya’dan Avrupa'ya doğalgaz ihraç etme yöntemleri kritik jeostratejik konular haline geldi.

Cezayir ve Fas birkaç yıldır bu konudaki mega projeler için birbiriyle rekabet ediyor. Nijerya hükümetinin üst düzey yetkilileri, yıllık 30 milyar metreküp kapasiteye sahip olması beklenen ünlü doğalgaz boru hattına ilişkin çelişkili açıklamalar yapıyor.

Nijerya hem Cezayir hem de Fas ile mutabakatlar imzalayarak güçlü iş birlikleri kurma isteğinin sinyallerini verdi.

Nijerya'dan başlayıp Avrupa'ya uzanan iki proje söz konusu. Bunlardan ilki, Batı Afrika kıyısı boyunca uzanan Fas-Nijerya Doğal Gaz Boru Hattı (NMGP). İkincisi ise Nijerya, Nijer ve Cezayir'i birbirine bağlayan ve ‘Trans-Sahra’ olarak da bilinen NIGAL Doğal Gaz boru hattı. Fas ile olan gaz boru hattının su altından, Cezayir ile olan gaz boru hattının ise toprak altından geçmesi planlanıyor.

Bu iki rakip proje, özellikle doğalgaz piyasasında ve Rabat ile Cezayir arasındaki rekabet çerçevesinde enerji piyasasının yeniden düzenlenmesi bağlamında stratejik ekonomik öneme sahip. Bu projeler, Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle ortaya çıkan enerji krizinden faydalanmayı başardı. Fas, Cezayir ve Nijerya, Avrupa kıtasının ana tedarikçisi Rusya'dan kopması nedeniyle Avrupa'ya doğalgaz tedariki için en iyi alternatifler olarak öne çıkmakta gecikmediler.

Tedarik kaynaklarının çeşitlendirilmesi

İddialı bir şekilde doğan her iki proje de ilgili ülkelerin ekonomik umutlarını ve isteklerini taşıyor. Büyük doğal gaz rezervlerine sahip her iki ülke de Avrupa'ya ve diğer küresel pazarlara gaz tedariki için altyapıyı geliştirerek konumlarını güçlendirmeye çalışıyor.

Her ikisi de bölgesel ekonomik hakimiyetlerinin yanı sıra jeopolitik nüfuzlarını güçlendirmeye ve stratejik ittifaklarını pekiştirmeye çabalıyor. Bunun yanında gaz boru hatlarının geliştirilmesi, artan enerji talebinin karşılanması ve arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerekiyor. Bunlar arasında Avrupa ve Afrika enerji pazarlarına erişim için rekabetin yanı sıra her iki ülkenin ekonomik ve jeostratejik konumlarını güçlendirme arzuları da yer alıyor.

Jeo-ekonomik düzeyde, gaz boru hatları, projenin kesiştiği ülkelerin ekonomisini canlandırabilecek ve yeni iş fırsatları yaratabilecek büyük yatırımlar anlamına geliyor.

Ancak bu projeler aynı zamanda egemenlik, güvenlik ve çevresel sürdürülebilirlik konularını da gündeme getirirken, dikkatli ve şeffaf bir yönetim gerektiriyor.

Bu projeler Fas ve Cezayir'in yanı sıra, Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu’na (ECOWAS), Nijerya’ya ve Avrupalı iş ortaklarına da fayda sağlıyor. Gaz boru hattı projelerinde yer alan ulusal şirketlerin yanı sıra Sahel bölgesi, gaz boru hatlarının geçtiği ülkelerdeki diğer oyuncuları, uluslararası yatırımcıları ve çevre örgütlerini de unutmamak gerekiyor.

Cezayir'den geçen gaz boru hattının bin 37 kilometresi Nijerya topraklarında, 841 kilometresi Nijer topraklarında ve 2 bin 310 kilometresi Cezayir topraklarında olmak üzere 4 bin 128 kilometre uzunluğunda olması bekleniyor.

Merkezi Paris'te bulunan Fransa Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) tarafından yapılan bir araştırmaya göre 3 Temmuz 2009 tarihinde imzalanan mutabakat zaptı sırasında maliyetin 10 ila 11 milyar dolar arasında olacağı tahmin edilirken, 2024 yılında bu rakamın 19 ila 20 milyar dolar arasında olacağı tahmin ediliyor.

Nijerya'nın Warri şehrinden başlayıp, Nijer üzerinden Cezayir'in Hassi R'Mel şehrinde sona erecek olan mevcut en büyük gaz boru hattı Trans-Akdeniz Boru Hattı’na (TransMed) bağlanabilecek gaz boru hattının Cezayir üzerinden geçmesinin maliyeti yaklaşık 10 milyar dolar.

Gaz kapasitesinde yıllık 7 milyar metreküplük bir artışa olanak tanıyan bu proje, yıllık 26,5 milyar metreküplük kapasiteye eklendiğinde bu rakamın yıllık 33,5 milyar metreküpe ulaşılmasını sağlayacak. TransMed'in 550 kilometrelik bir bölümü, Cezayir toprakları üzerinden ve 370 kilometrelik bölümü ise Tunus toprakları üzerinden geçerek İtalya'ya uzanıyor.

Proje, 2023 yılında Avrupa'ya toplam tedarikin yüzde 19'unu sağlayan ve bunu yüzde 20 ila 25'e çıkarmayı hedefleyen Cezayir için stratejik bir önem taşıyor.

Enerji Bakanlığı'nın çeşitli raporlarına göre bu gaz hattı ihracat kapasitesini artıracak. Cezayir'in konvansiyonel gaz rezervlerinin 2 bin 400 milyar metreküp olduğu tahmin ediliyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre genelleştirilmiş sübvansiyon politikası nedeniyle yüksek iç tüketim mevcut ihracata yakın seyrediyor. Yenilenebilir enerjilerin geliştirilmesi 2023 yılında iç tüketimin yüzde ikisinden daha azını oluştururken, 2030-2035 yıllarında bu oranın yüzde 40'a çıkarılması hedefleniyor.

Maliyetinin 25-30 milyar dolar arasında olacağı ve tamamlanmasının sekiz ila 10 yıl süreceği tahmin edilen Fas-Nijerya gaz boru hattı, yaklaşık 6 bin kilometre uzunluğunda ve büyük bir kısmı denizden geçiyor.

Afrika'nın batı kıyısı boyunca Nijerya'dan Benin, Togo, Gana, Fildişi Sahili, Liberya, Sierra Leone, Gine, Gine-Bissau, Gambiya, Senegal, Moritanya, Togo ve Batı Sahra üzerinden Fas'a uzanması planlanan boru hattı, Fas'ı Avrupa'ya bağlayacak. Aynı zamanda Nijer, Burkina Faso ve Mali gibi denize kıyısı olmayan ülkeleri besleyecek ve uzun vadede Fas-Avrupa gaz boru hattına ve Avrupa gaz şebekesine bağlanmalarını sağlayacak.

Mutabakat zaptı ECOWAS üyelerinin ve gaz hattının geçtiği tüm ülkelerin fizibilite ve teknik çalışmalara, kaynak seferberliğine ve uygulamaya katkıda bulunma taahhüdünde bulunduklarını vurguluyor. Söz konusu ülkeler mevcut aşamada hattın inşasıyla ilgili anlaşmaları imzalamanın yanı sıra Avrupa'ya ulaşabilecek gaz miktarını teyit etme ve 2018 yılının aralık ayında Senegal ile Moritanya'nın ortaklaşa yürüttüğü ‘Greater Tortue Ahmeyim LNG’ isimli sıvılaştırılmış doğal gaz projesinin geliştiricileriyle görüşmelere başlama niyetlerini ifade ettiler.

Bu projeyle Nijerya'nın gaz kaynaklarının çeşitli Afrika ülkelerine bağlanması hedefleniyor. Kuzey Batı Afrika bölgesinde Nijerya'yı Benin ve Togo üzerinden Gana'ya bağlayan Batı Afrika Gaz Boru Hattı (WAGP) ve ‘Pere Duran Farrell’ olarak da adlandırılan Mağrip-Avrupa Gaz Boru Hattı (MEG) olmak üzere halihazırda iki gaz boru hattı bulunuyor.

Maliyet hesapları ve bölgesel bloklar arasındaki tartışmalar

Cezayirli yetkililer pazarlama stratejilerini, başlangıçta 2027 yılında teslim edilmesi planlanan boru hattının tamamlanma tarihine odaklarken, Fas'ın teslim tarihi ise 2046 olarak planlanıyor.

Cezayir ayrıca boru hattındaki enerji kaynaklarının hibridizasyonunu planlayarak projesi için çevresel bir argüman da ortaya koyuyor. Güneş enerjisi ve doğalgazın bir arada olduğu hibrid enerji santralleri kurmayı planlayan Cezayir, bölgesindeki metrekare başına 2 bin kilowatt saate denk gelen yılda 3 bin 500 saat güneş ışığından elde edilecek olağanüstü enerji kaynağına dikkati çekiyor. Cezayir kendi projesinin 13 milyar dolar olarak tahmin ettiği maliyetinin şu an 19 milyar dolara yükselmiş olsa da Fas'ın projesinin ise 25 milyar dolar olduğunu belirtiyor. Ayrıca kendi projelerinin sadece üç ülkeden geçtiği için teknik ve diplomatik açıdan daha uygulanabilir olduğunu savunuyor.

Fas ise projenin jeo-ekonomik potansiyeline, Atlantik kıyısında yer alan ve ekonomik faydalarından yararlanacak 13 ülkeyi kapsadığı için ekonomik açıdan daha etkili olduğunu vurgulayarak, Cezayir’in argümanlarına karşılık veriyor. Rabat, ECOWAS yetkililerinin 2022 yılının aralık ayında projenin önce bölgenin ardından ECOWAS'ın enerji ve ekonomik uyumunu sağlayacağını vurgulayarak verdikleri desteğe güveniyor. Buna karşın Cezayir, projesinin boru hattı projesinde yer alan 13 ülkeden dokuzu tarafından imzalandığını da ekliyor.

Cezayir ile petrol devi Total Energies ve Fas ile dev enerji şirketi Shell Energy arasında imzalanan bazı prensip anlaşmaları, boru hattıyla ilgili rekabetin Avrupa ve Sahra altı ülkelerini de kapsayacak şekilde genişleyebileceği riski oluşturuyor.