Tunus'taki güç mücadelesi ulusal diyalogu engelliyor

Cumhurbaşkanı Kays Said, yolsuzluk şüphesiyle suçlananları diyalogun dışında tuttuğunu vurguladı.

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (AP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (AP)
TT

Tunus'taki güç mücadelesi ulusal diyalogu engelliyor

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (AP)
Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said. (AP)

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, yolsuzluk şüphesi ile suçlananlar dışında, ülkenin siyasi sahnesinin tamamı ile diyaloga hazır olduğunu vurguladı. Gözlemciler ülkenin siyasi kurumları arasındaki ‘güç mücadelesinin ulusal diyalog önünde engel oluşturduğu görüşündeler.
Tunus uzun süredir siyasi ve anayasal bir kriz yaşıyor. Cumhurbaşkanı Said, Başbakan Hişam el-Meşişi’nin atadığı bakanların anayasal yemini etmelerini kabul etmedi. Ayrıca Anayasa Mahkemesi yasasını da onaylamayı reddediyor. 
Tunus Genel İşçi Sendikaları (UGTT) Genel Sekreteri Nureddin Tabbubi, geçen hafta sonu Cumhurbaşkanı Said ile siyasi krizi ve Tunus'un içinde bulunduğu mevcut durumdan çıkması ile ilgili bir dizi olası senaryoyu görüştüklerini bildirdi. Tabbubi, Cumhurbaşkanı’nın ülkedeki mevcut siyasi krize çözüm bulmak için diyaloga açık olduğunu bir kez daha vurguladığını aktardı. Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın yolsuzluktan şüphelenilen kişilerle diyalog yürütülmeyeceğini ve Tunus halkının parasının israf edilmesinin kabul edilemeyeceğini söylediğini aktaran Tabbubi, Said’in bu başlıkları şart koştuğunu ifade etti.
Gözlemciler, Tunus Cumhurbaşkanı'nın siyasi sahnenin geri kalanıyla diyalog kurma isteğini daha önce de birçok kez tekrarlandığına dikkat çektiler. Ancak Said'in bahsettiği diyalogun, siyasi partilerin ve sosyal oluşumların arzuladığı diyalogla aynı olmadığını öne sürdüler. Gözlemciler değerlendirmelerinde Halk Cephesi gibi solcu akımlar ve Abir Musa başkanlığındaki Özgür Anayasa Partisi gibi liberal partilerin diyalog ile hedeflediklerinin Nahda Hareketi’ni kuşatma altına almak ve siyasal İslam temsilcilerini iktidardan uzaklaştırmak olduğunu vurguladılar. Gözlemcilere göre İşçi Sendikası ise diyalog yoluyla mevcut hükümete baskı yapmaya ve maddi ve manevi kazanç elde etmeye çalışıyor. Özellikle Nahda gibi siyaset sahnesine yön veren partilerin ise diyalog yoluyla ayakta kalmayı amaçladıkları ifade ediliyor. Siyasi dosya ve mevcut hükümetin akıbeti dışında, sosyal ve ekonomik dosyalara yönelik diyalog yürütmeye çalıştıkları öne sürülüyor.
Bazı gözlemciler ise Tunus Cumhurbaşkanı’nın diyalog yoluyla anayasal yetkilerini genişletmeye ve mevcut parlamenter sistem yerine başkanlık sistemine geçerek anayasayı atlamaya çalıştığını düşünüyor.
İşçi Sendikası geçen yıl aralık ayı başında Tunus Cumhurbaşkanı'na bir girişim sunarak Said'i diyalogu denetlemeye ve krizden çıkmak için bir arabulucular ve bilge adamlar topluluğu oluşturmaya çağırmıştı. Cumhurbaşkanı teklife yanıt vermekte ağır davrandı ve ardından gençlerin diyaloga katılması da dahil bir dizi koşul sundu. Ancak Nahda Hareketi tarafından desteklenen Başbakan Hişam el-Meşişi, bu girişimin sonuçsuz kalması ve başarısızlığını hızlandıran diyalog ile siyasi dosyanın ele alınmasının önünü kesmek için kabine değişikliği yapılacağını duyurdu.
Cumhurbaşkanı, başkent Tunus’un Sidi Hüseyin kentindeki son isyanları, "bilinen tarafların çıkarlarına ve durumlarına göre yürüttüğü sağlam bir komplo" olarak değerlendirmişti. Sidi Hüseyin bölgesinde yaşananların ‘mantıksız ve kabul edilemez’ olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı’nın, "Hiç kimsenin Tunuslulara hakaret etmesine veya onurlarına zarar vermesine izin verilmeyecek" sözleriyle İçişleri Bakanı Vekili’nin planını yürüten Meşişi’yi eleştirdiği anlaşılıyor. Cumhurbaşkanı Said, "Kim kendini bir kurumun başkanı ve aynı zamanda devletin başı zannediyorsa o zaman hayal görüyordur ve görevinde hata yapmıştır" diyerek ne olursa olsun suiistimallere sessiz kalmayacağını vurguladı.



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.